KIZIL EJDERİN UYANIŞI

By BlackkRain

1M 96.9K 17.2K

KIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı... More

TANITIM
1. BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
41. BÖLÜM
42. BÖLÜM
43. BÖLÜM
44. BÖLÜM
45. BÖLÜM
46. BÖLÜM
47. BÖLÜM
48. BÖLÜM
49. BÖLÜM
50. BÖLÜM
51. BÖLÜM
52. BÖLÜM
53. BÖLÜM
ÖZEL BÖLÜM
54. BÖLÜM
55. BÖLÜM
56. BÖLÜM
57. BÖLÜM
58. BÖLÜM
59. BÖLÜM
60. BÖLÜM
61. BÖLÜM
62. BÖLÜM
63. BÖLÜM
64. BÖLÜM
65. BÖLÜM
66. BÖLÜM
67. BÖLÜM
68. BÖLÜM
69. BÖLÜM
70. BÖLÜM
71. BÖLÜM
72. BÖLÜM
73. BÖLÜM
74. BÖLÜM
75. BÖLÜM
76. BÖLÜM
77. BÖLÜM
78. BÖLÜM
79. BÖLÜM
80. BÖLÜM
81. BÖLÜM
82. BÖLÜM
83. BÖLÜM
84. BÖLÜM
85. BÖLÜM
86. BÖLÜM
87. BÖLÜM
89. BÖLÜM
90. BÖLÜM
91. BÖLÜM
SON
TEŞEKKÜRLER!
ÇOK ÖZEL BÖLÜM
ÖZEL BÖLÜM
~~DİANA~~

88. BÖLÜM

6.7K 774 178
By BlackkRain


"O annemiz değil" dedi Dha, Rein'e ayağa kalkması için elini uzatırken. Rein onun elini tutup titreyen dizleriyle ayağa kalktı. "O Yussereaq.. Rein, şu anda onun elindeyiz. O çoktan zihnimize sızmış. "

"Bana neden böyle davranıyorsunuz? Ben sizin annenizim.."

Rein gözlerini sımsıkı kapattı ve onun yok olmasını diledi. Annesi artık sadece hatıralarındaydı. Bedeni karşısında duramazdı. O Yussereaq'tı. Rein'in annesine hissettiği duyguları kullanmaya çalışıyordu.

"Ne istiyorsun bizden?!" diye bağırdı Rein ona.

Annesinin görüntüsünü görmemek için gözlerini kapalı tutmak istiyordu ama gözlerini açtı. Gözleri kapalıyken kendisini daha savunmasız hissediyordu.

"Sonsuza kadar birlikte yaşayabiliriz oğlum" diye konuştu sahte annesi.

Nasıl onun sevgi dolu sesiyle konuşabilirdi? Nasıl onun yerini alabilecekmiş gibi davranırdı? Rein Dha'ya döndü.

"Dha.." dedi sinirden titreyen sesiyle. "Ne yapmalıyız?"

Dha da en az Rein kadar sinirli görünüyordu. Altın rengi gözleri Rein'e döndüğünde çatık kaşları gevşedi.

"Önce onu zihnimizden atmalıyız" diye konuştu sakin bir sesle.

"Ama onu hissedemiyorum" dedi Rein, Dha'ya yaklaşarak. "Bunu nasıl yapacağız?"

Rein büyü yapmaya tekrar başladığından ve hafızasını kazandığı zamandan beri kendisini hiç bu kadar boş ve savunmasız hissetmemişti. Şu anda ne kendi büyüsünü ne Dha'nın büyüsünü ne de Yussereaq'ı hissedebiliyordu. Perilerin enerjisini hissetmeyi de bırakmıştı. Bunun nedeninin Yussereaq olduğunu biliyordu. Bir şekilde Rein'i ve Dha'yı etkisiz hale getirmişti.

Ama hala burada zihinlerini bulunduruyor olmaları onun istediği şeyi yapamadığı anlamına geliyordu. Büyüyü engellemişti ancak onları kontrol edememişti. Daha fazla ilerlemesini engellemeleri gerekiyordu. Bunun için de ilk yapmaları gereken onu zihinlerinden atmaktı.

"Düşünüyorum.." dedi Dha sadece.

Annesi şeklinde görünen Yussereaq onlara doğru bir adım attığında Dha Rein'i arkasına doğru çekti. Rein küçük bir çocukmuş da o da abisiymiş gibi Rein'e kalkan olmuştu.

"Yaklaşma!" diye bağırdı Dha.

Rein bir an onun büyüsünü hisseder gibi oldu ama Dha büyü yapmadı. Rein onun büyüsünü kullanmaya çalıştığını ama kullanamadığını fark etti. Rein'in aksine o büyüye ulaşabiliyordu. Rein hiçbir şey yapamıyordu. Sanki Elric babası tarafından büyütüldüğü ve tamamen normal bir insan gibi olduğu zamanlardaydı.

"Çocuklarım.." diye konuştu annesi. "Bana niye böyle davranı-"

"Kapa çeneni!" diye kükredi Dha.

Rein annesinin yüzünü görmemek için onun arkasına saklanmayı bırakarak bir adım attı ve Dha'nın yanında durdu. Dha da Yussereaq'ın annelerinin şekline bürünmesinden memnun değildi. Bu haldeyken bile Rein'i düşünüp korumaya çalışması kötü hissettiriyordu. Rein o düşünürken Yussereaq'ın onun dikkatini dağıtmasına izin vermeyecekti. Hatta Dha'ya yardımcı olmak için o Yussereaq'ın dikkatini dağıtacaktı. Çünkü büyüsünü kullanamayan Rein şu anda Yussereaq'tan kurtulmak için hiçbir işe yaramazdı.

"Neden böyle yapıyorsun?" diye konuştu Rein, annesine doğru bir adım atarak. Dha onun gitmesini engellemek için kolundan tutup geri çektiğinde Rein ona dönüp göz kırptı. Dha ne demek istediğini anlayarak kaşlarını çattı ama yine de Rein'in kolunu bıraktı.

"Nasıl yapıyorum?" diye sordu annesi ellerini göğsünün üzerinde birleştirerek. "Tek isteğim sonsuza kadar birlikte olmak."

"Sen benim annem değilsin" dedi Rein yavaşça. "Bizden böyle bir şey istemeye hakkın yok."

"Sizi ben yarattım" dedi annesinin şeklindeki Yussereaq sinirli bir sesle. Rein onu sinirlendirmeye başlamış olmalıydı ki narin yüz hatları sertleşmişti. "Benimsin.. ikiniz de benimsiniz!"

"Bunu kabul etmiyorum" dedi Rein başını iki yana sallayarak. "Bizi kullanmana izin vermeyeceğiz! Lukan'a yaptığın gibi olmayacak!"

"Lukan mı..?" diye konuştu annesi gözlerini kısarak. Rein tekrar Dha'nın büyüsünü hisseder gibi olduğundan hemen konuşmaya devam etti.

"Evet Lukan!" dedi sertçe. "Onu kullandın.. senin sebep olduğun şey yüzünden delirdi ve bir sürü insanın hayatını aldı. Öldürdüğünden daha çok sayıda insanın da hayatını mahvetti. Ne için? Ondan ne istedin? İnsanlardan ne istedin?"

"O.." dedi Yussereaq yüzünü buruşturarak. "O olmadı. Kusursuz değildi. Babası olan ejderha Elaem de kusursuz değildi zaten. Bu yüzden her açıdan mükemmel olan Dhakear'ı denedim ve size sahip oldum. Gerçi bir insan bedeninin bir büyücü bedeninden daha iyi iş çıkaracağını düşünmemiştim-"

"Sus.." dedi Rein titreyen sesiyle.

Yussereaq onu duymadı ya da duymazdan geldi ve konuşmaya devam etti.

"Lukan yine de isteklerimi yerine getirmeye çalıştı. Onu etki altına almak kolaydı ama bir gün delirdi ve ejderhaları yok etmeyi kafasına koydu. Ona karışmadım ancak senin yerini bulduğunda sinirlendim. Onun yüzünden aramızdaki iletişim bozuldu. Nasıl yaptığını bilmiyorum ama o zamandan sonra sana ulaşmamı engelledin. Her şey düzgün ilerleseydi sen çoktan benim yanıma gelmiş olacaktın-"

"Sus dedim!" diye bağırdı Rein.

Lukan'ı ejderhaları ve annesini öldürdüğü için affetmeyecekti ama şimdi o gün yaptığı saldırıyla hayatını ne kadar değiştirdiğinin farklı bir şeklini görüyordu. Gerçekten de Lukan onu ailesinden ayırmasaydı Rein çoktan Yussereaq'ın yanına yerleşmiş onun isteklerini yerine getiriyor halde olabilirdi. Dha'yı engellediğinde Yussereaq'ı da engellemesi çok ama çok iyi olmuştu.

"Sen nasıl böyle olabilirsin?" diye sordu Rein kısık bir sesle. Annesinin sesiyle bile olsa duydukları onu iğrendirmişti. Yussereaq yaptıklarının farkında değil miydi ki bu kadar kolay konuşabiliyordu? Yoksa sadece diğer yaşamları umursamıyor muydu? "Sen kimsin ki başkalarına karışıyorsun? Nasıl başkaları üzerinde benim diyerek hak iddia edersin! Bu yaptıkların senin amacına aykırı-"

"Ben yaptım!" diye bağırdı Yussereaq. Sesi annesinin sesi değildi. Biraz daha tizleşmişti. "Seni ben yaptım! Asıl sen bana nasıl karşı koyarsın!? Benimsin! Benim dedikleri-"

"Değilim işte!" diye bağırdı Rein ona doğru yürüyerek. Aralarında iki adım kaldığında durdu çünkü ne kadar delirmiş gibi görünse de görüntüsü annesine aitti. Yussereaq'a olan sinirinden gözü de dönse annesinin görüntüsünün kalbindeki varlığını silip atamıyordu. "Çekirdek olarak yapman gereken şey düzeni korumaktı ama sen düzeni umursamadın. Yaşamları umursamadın! Bunları ne için yaptın? Beni ne için yaptın? Daha bilmediğimiz neler yaptın kim bilir!? Seni yok edeceğiz Yussereaq! Varlığın artık herkese zarar veriyor!"

"Bunu yapman imkansız" diyerek güldü Yussereaq. Annesinin kahkahası Rein'in bedenini titretti. Annesi güldüğünde hem babası hem de Rein durup onu dinlerdi. O kadar güzel olurdu ki güldüğünde.. ondan başka bir yere bakamazdınız. "Hiçbir şey bilmiyorsun. Beni asla yok edemezsin."

Rein annesinin yüzünde kibirli bir ifade daha önce hiç görmemişti. Yussereaq annesini o kadar itici ve çirkin bir hale getirmişti ki Rein ona bir adım daha yaklaştı.

Belki de onu zihninden atmak için farklı bir yol denemeliydi.

"Haklısın.." dedi fısıldayarak.

"Rein!" diye bağırdı Dha arkasından. Yussereaq olan annesinin yüzünde sevecen bir ifade belirdi.

"Beni anlıyor musun?" diye konuştu heyecanla. Rein ona yaklaşmışken onun varlığını - annesini değil Yussereaq'ın - daha rahat hissetmeye başladı. Onun gücünün yoğunluğunda kendi gücüne ulaşma şansı olabilir miydi? Rein aralarındaki bir adımı da kapatarak annesinin tam karşısında durdu.

Boyu onu geçmişti. Rein onun her zaman hasta olduğunu ve kendi başına doğru düzgün yürüyemediğini hatırlıyordu. Yaşamaya devam etseydi Rein onu kucağında her yere taşırdı. Ama babası buna izin vermezdi ve Rein'le sürekli annesini kimin taşıyacağı konusunda tartışırlardı.

Birlikte olduklarını hayal ettiği gelecek.. çok güzeldi.

"Anlıyorum.." dedi sesinin titremesini gizlemeye bile çalışmadan. Tüm düşünceleri annesinin etrafında dönüp duruyordu. "Birlikte sonsuza kadar yaşayacağız."

"Benim güzel oğlum.." diyerek ona sarıldı annesi. Rein kollarını ona doladı ve başını eğerek burnunu saçlarına dayadı. Kokusu annesine ait değildi.

"Anne.." diye fısıldadı kollarını sıkılaştırarak. Sadece bir kez söylemek istemişti. O yaşasaydı ona böyle sıkıca sarılacaktı. Sadece bir kez onu Yussereaq olarak düşünmek istememişti. Bunu yapmak en doğal hakkıydı.

"Rein!" diye bağırdı Dha arkasından. Rein ona bakmak için başını kaldırmaya çalıştığında annesi başını tutarak hareket etmesine izin vermedi.

"Sen karışma.." diye konuştu sert bir sesle.

Rein'in hissettiği enerjisi daha da yoğunlaştı ve Dha'dan acılı bir ses yükseldi. Rein onun Dha'ya ne yaptığını bilmiyordu ve bakmak için başını kaldırmadı. Ona sarılı olan kollarını gevşetti. Yussereaq'ın enerjisi uykusunu getiriyordu.

"Sonsuza kadar benimle kalacaksın.." diye konuştu annesi coşkuyla. "Hep birlikte olacağız-"

Bir yırtılma sesiyle beyaz zemin kırmızıya boyandı. Rein'in annesi gibi görünen Yussereaq'ın göğsüne sapladığı büyü Rein'in bedeninden sadece geçip gitmişti. Kendi büyüsü Rein'e zarar veremezdi. Rein bedenine dolanmış kolların çözülmesiyle bir adım uzaklaştı.

Rein üzerine çullanan yoğun enerjiden sonunda güç çekebilmişti. Bunu denemek için ona yaklaşmıştı ve istediğini almıştı.

"Annemin şekline girmen hataydı" diye konuştu Rein. Göğsündeki deliği tutan ve parçalanan enerjisini toparlamaya çalışan Yussereaq şaşkınlıkla ona baktı. Rein bu görüntüden etkilenmedi. Onun annesi olmadığını çok iyi biliyordu.

Hissedebilmeye başladığı büyüsüyle beraber Yussereaq'ın gücüne odaklandı. Beyaz oda değişmeye ve kızıllaşmaya başladığında Dha da yanına gelmişti.

"Bunu yapacağını düşünmezdim" dedi gücünü Rein'inkine katarak. Rein ona gülümsemeye çalıştı ama beceremedi. Kendine onun gerçek annesi olmadığını söyleyip dursa da görüntü onu sarsmıştı. Gerçek olmasa da annesini kanlar içinde görmeyi hak etmiyordu.

"Bunu yapamazsınız!" diye bağırdı Yussereaq tiz bir sesle.

Gücünü toparlamasına izin vermeyen Dha ve Rein yüzünden daha fazla konuşamadı. Görüntüsü silikleşirken tek duydukları öfkeli tiz bir çığlıktı. Annelerine ait olamayacak bir çığlık.

Rein gözlerini açtı. Perilerin turkuaz bariyerinin içindeydi. Dağılmış büyüsünü hemen kendisine çekerek Dha'nın gücüyle birlikte zihinlerini korumaya aldı. Bir kez onu uzaklaştırabilmiş olması bir daha yapabileceği anlamına gelmiyordu. Üstelik Yussereaq'ı bir daha annesinin şekline bürünmüş halde görmek istemiyordu.

"Sonunda kendine geldin.." diye konuşan Albasyd ile Rein yanında duran Neha'ya baktı. Gözleri kapalıydı ve dövmeleri yeşil yeşil parlıyordu. "Seni kaybettiğimizi düşünüyordum."

"Üzgünüm" dedi Rein. "Onun kalp dediğin yerini bulamadım."

Neha'nın kapalı göz kapakları titredi ve başı sağa döndü. Rein de hemen hemen onun hareketiyle aynı zamanda ejderhaların enerjisini hissetti. Sonra o taraftaki duvar içe doğru patladı ve Ayana içeri daldı. Dişleri babasının zarif boynuna saplanmıştı.

"Baba!" diye bağırdı Rein sağa doğru bir adım atarak. Babasının başı cansızca Ayana'nın devasa bedeninin önünde sallanıyordu. "Baba!"

"Dur burada!" diye konuştu Albasyd. Neha'nın kolu onun gitmesini engellemek için Rein'in kolunu tuttu. "Baban hala yaşıyor."

Dhazra Ayana'nın açtığı boşluktan içeri daldı ve Ayana'nın başına alev püskürttü. Ama bu normal bir alev değildi. Rein uğursuzluğu bu kadar uzaktan hissederken amcasının sahip olduğu altın rengi ejderha alevin belirmesiyle ürperdi. Alevin gücü çok yoğundu. Rein'inki veya Lukan'ınki gibi değildi. Daha saftı. Alevler Ayana'ya ulaşamadan Ayana babasını bıraktı ve o gövdeden beklenmeyen bir hızla başını geriye çevirip bembeyaz alevler püskürttü. Beyaz alevler erimiş altın gibi görünen yoğun alevleri yuttuğunda amcası tavana doğru yükseldi. Kanatları onu taşıyamıyormuş gibi ağır hareket ediyordu. Rein onun kanatlarından birinin yamuk durduğunu fark etti. Kırılmış mıydı?

Rein Neha'nın elinden kurtuldu. Amcasının büyük gözleriyle gözleri kesiştiğinde Rein iyice koruduğu zihnini ona açtı.

"Ne yapıyorsunuz?!" diye kükredi amcası kafasının içine. "Buradaki enerji çok baskın! Onu yok etmezseniz yakında hepimizi boğacak!"

"Onun yerini henüz bulamadık" diye konuştu Rein. "Babam iyi mi? Ona ulaşamıyorum-"

"Boş ver onu!" diye bağırdı amcası. "Abim böyle bir şeyden ölmez! Sen işine odaklan!"

Ayana amcasına ulaşmak için hareket ettiğinde Rein kıpırdamadan yatan babasına baktı. Bedeni amcasınınkinden daha çok harap olmuştu. Ayana'nın bedeni ise ikisininki kadar hasar almamıştı. Rein Ayana'nın Yussereaq'tan çektiği gücü hissedebiliyordu.

"Rein.." dedi Dha. "O ölmeyecek. Ayana'nın çektiği güce odaklan. Kaybettiğimiz her an bizim zararımıza."

Rein başını zorlukla babasının bedeninden çevirerek amcasını yakalamaya çalışan Ayana'ya döndü. Tavan o kadar yüksekteydi ki amcası alanda zorluk çekmeden uçabiliyordu. Ama Ayana oraya buraya çarpıp etrafa taş parçaları dağıtıyordu. Zemindeki sarsıntılara ise artık alışmıştı. Amcasının kırık kanadıyla ne kadar daha dayanabileceğini bilmeyen Rein Dha ile beraber Ayana'ya odaklandı. Nereden güç çekiyordu?

Güç çektiğini çok net hissedebilmesine ve gücü takip edebilmesine rağmen kaynağa ulaşamıyordu. Bu düz yolda giderken önünde bir anda yüzlerce kıvrımlı yol belirmesi ve takip ettiğin yolu karıştırması gibi bir şeydi. Hangi yol olduğunu bilemediğinden gitmesi gereken yere ulaşamıyordu.

"Rein.." diye konuştuğunda Albasyd, Rein arkasında kalan Neha'ya döndü.

"Onu bulamıyorum!" diye bağırdı. Gücün yoğunluğundan ve baskısından terlemişti. "Ne yapacağım? Yardım et bana Albasyd!"

"Böyle olmamasını umut etmiştim.." diye konuştu Albasyd. Neha'nın bedeni hafifçe titredi ve başı öne eğildi. Albasyd'in enerjisi giderek artıyordu.

"Ne oldu?" diye sordu Rein ona yaklaşarak. "Bir sorun mu var?"

Toprak ve çiçek kokusu etrafı sararken Neha'nın derisi ağaçların gövdesi gibi kabuk kabuk oldu. Başını kaldırdığında Rein onun göz kapaklarındaki dövmelerin alnına doğru çoğaldığını gördü. Neha'nın saçları daha da uzadı ve aralarında çiçekler büyüdü. Tüm bunlar Albasyd'in enerjisinin artmasıyla aynı zamanda olmuştu. Rein onun Yussereaq'ı bulmaya çalışmak için böyle yaptığını düşündü.

Ama yanılmıştı.

Neha'nın kolu bir ağacın dalı gibi kalınlaşıp bir anda uzadı ve Rein'in göğsünü delip geçti. Rein acıyla ve şokla haykırdı. Dizlerinin gücü kesildi ve bedeni geriye doğru büküldü.

Albasyd kalbini delip geçmişti.

Dha kafasının içinde acıyla bağırıyordu.

"Üzgünüm Rein.." diye konuştu Albasyd ona yaklaşarak. Eli hala Rein'in göğüs kafesinin içindeydi. "Bunun acısız bir yolu yok, böyle olmasını istemezdim."

"Ne..den.." diyerek zorlukla konuştu Rein. Boğazından yukarı yükselen sıvı ağzından taştı ve Rein her yeri kana buladı. Albasyd'in gücü onunkini baskılıyordu. Bedeni felçliymiş gibi donmuştu. Düşmemesi için onu ayakta tutan tek şey, Albasyd'in kullandığı kalbini parçalayan Neha'nın eliydi.

Perilerin, amcasının ve hatta Ayana'nın bile ona doğru harekete geçtiğini yarım yamalak fark etmişti. Ama Albasyd'in enerjisi çoğalarak etraflarını sardı ve onların Rein'e ulaşmasını engelledi. Albasyd'in enerjisiyle her yerde çiçekler açtı, otlar ve ağaçlar büyüdü. Rein en derin ormanlık alanlarda olan karanlığın etrafını sardığını hissetti.

Rein acıdan kurtulmak için deliler gibi çırpınmak istese de kıpırdayamıyordu. Tek yapması gereken acı çekmekmiş gibi donup kalmıştı.

Çok acıyordu. Çok çok çok acıyordu!

Şimdiye kadar çektiği tüm acılardan farklıydı ve giderek artıyordu. En ufak hücresine kadar parçalanıyordu ve bunu engelleyecek hiçbir şey yoktu. Rein'in aklından acı hariç her şey silinmeye başladı. Dha'nın sesi bile kayboldu.

Sadece acı vardı.

Albasyd olan Neha'nın konuştuğunu gözleri dudaklarına odaklanınca fark etti. Ne dediğini anlamak bir ömür sürmüş gibiydi.

"Yussereaq kalbini senin içine yerleştirmiş.." diyordu Albasyd. "Kalp sensin Rein. Kalbi yok etmeden Yussereaq'ı yok edemeyiz.."

Rein duyduklarını anlayacak halde bile değildi. Konuşma, anlama, düşünme.. bütün bunları kaybetmişti. Albasyd konuşmaya devam etti ama Rein için tüm sesler kesilmişti. Bükülen bedeninde geriye doğru düşen başıyla beraber gözleri kapandı.

Karanlık ve acı onun elinden her şeyi almıştı. Ne olduğu, ne yaptığı.. her şey silindi. Adını bile hatırlayamayacak haldeydi.

Acıdan kurtulmak için ölmek istedi. Onu öldürecek birini istedi.

Ölmedi.. sonsuza kadar böyle devam edecekti.

Acı çekti, acı çekti, acı çekti..

Ve sonra her şey bitti.


Yeni Bölüm >> 19.04.2018

Continue Reading

You'll Also Like

24.7K 3.3K 36
*Hikayenin adı da dahil olmak üzere tüm hakları bana aittir. Direkt çalmak veya herhangi bir kısmını kopya etmek durumunda uyarı olmaksızın yasal işl...
2.6K 190 4
Atilla Ülkücü bir Türk askeridir. Vatanı için canını verecek kadar gözü karadır ve ateşi ruhunu sarmıştır. Vatanın sevgisi öyle bir ateştir ki Atilla...
336 86 15
Aykuşağının buzuna sahip olan ve bundan bir haber bir genç ve hayatının en önemli anının bir sırda gizlenmiş olduğunu öğrenen kız. Hilal, Ben Hilal...
685K 72.5K 74
Hayatınızdan hiç de memnun olmadığınızı düşünün. Çok yanlış yaptığınızı, hem de haddinden fazla çok. Sonra bir gün uyandığınızda kendinizi 17 yaşınd...