81. BÖLÜM

7.7K 845 162
                                    


Mytras'ın sonsuz görünen yeşil bahçelerinden geçtikten sonra toprağın altında olan küçük dar bir çukura girmişlerdi. Üçü beraber çukurda ilerlerken Rein'in kafası çok karışıktı.

Albasyd ve Yussereaq arasında bir ilişki olup olmadığını düşünüyordu. Yussereaq tarafından işaretlendiği için Albasyd'in onu çağırması mümkün değildi çünkü Sekoya ona bitkiyi verdiği andan itibaren Albasyd'in onunla konuşmayı istediğini söylemişti. Yani konuları Yussereaq olamazdı.

Rein dalgınlıkla kucağında taşıdığı bitkiye baktı. Konuşmak istemesinin sebebi kesinlikle bu bitkiydi. Ama nasıl konuşacaktı? Yussereaq'ın Ayana ile yaptığı gibi Sekoya aracılığıyla mı onunla konuşacaktı? Hiçbir şey bilmiyordu.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordu Rein yavaşça.

Toprak tünelin içi beklenmedik şekilde havadardı. Tünelin duvarlarından çıkan bembeyaz taşlar yeterli aydınlığı sağlıyordu. Onların ışığının nereden geldiği konusunda bir fikri yoktu ama büyü algılamıyordu. Taşın doğal özelliği bu olmalıydı.

Önünde yürüyen Sekoya onun sorusuna cevap vermeye başladığında gözlerini taşlardan çekti.

"Yaşanan olaydan sonra bazı değişiklikler yapma kararı aldık" dedi Sekoya. "Albasyd ile ilgili aldığımız güvenlik kararıyla seni onun yanına götürüyorum. Artık gözümde onun bir parçasını taşımıyorum Rein."

Rein hayal meyal elinde tuttuğu Albasyd'i hatırladı. O zaman bedeninde olan Dha olduğundan tam hatırlayamıyordu.

"Bunu neden bana söylediniz?" diye sordu Rein şaşkınlıkla. "Kimseye söylememelisiniz!"

"Bunu üçümüzden başka kimse bilmiyor Rein" dedi Sekoya gülümseyerek. Rein'in ona bu konuda bağırması hoşuna gitmiş gibiydi. "Sana güvendiğimiz için bilmeni istedik.. üstelik soran da sendin."

"Yine de söylemeseydiniz" dedi Rein daha yumuşak bir sesle. "Bana sadece gerekli olan şeyleri söyleyin. Albasyd neden benimle görüşmek istiyor?"

"Sana teşekkür etmek istediği için" dedi Neha cevap vererek. "Geçen sefer yaptıkların bizim için çok önemliydi. Sen o zaman bizi korudun, Albasyd'i korudun."

"Buna gerek yoktu" dedi Rein.

"Vardı" dedi Sekoya. "Yaptığın görmezden gelinemeyecek bir şeydi Rein. Sen neleri kurtardığının farkında değilsin. Mevcut düzeni korumamızı sağladın, bu senin düşündüğün kadar basit bir olay değil."

"Öyle diyorsanız.." dedi Rein yavaşça. "Peki bu olayın bitkimle ne alakası var?"

"Bunu sana Albasyd'in söylemesi daha doğru olur" dedi Sekoya durarak.

Rein de onunla birlikte durduğunda tünelin sonu görünmeyen ilerisine baktı. Neden durduklarını anlamamıştı. Sekoya elini kaldırıp yanındaki toprağa soktuğunda Rein irkildi. Topraktan kökler fırlayıp toprağı tutarak kenara itti ve bir insanın geçebileceği şekilde boşluk oluşturdu. Rein Sekoya'nın geri çekilen ve tertemiz görünen ellerine baktı.

"Bu taraftan.." dedi Sekoya açtığı boşluğu işaret ederek. "Seninle burada görüşmesi gerekiyor. Daha ilerisi senin gitmen için uygun değil."

Rein başını sallayarak boşluğa yöneldi. Onun ilk geçmesini istedikleri için ona yol göstermişlerdi. Bir bildikleri olmalıydı değil mi?

Yarı karanlık boşlukta hızlı adımlarla ilerledi. Bu toprak tünelde az önceki kadar çok beyaz taş yoktu bu yüzden biraz karanlıktı.

Rein konuşmadan ilerlemeye devam etti. Hemen arkasında Sekoya ve Neha vardı. Onların gerginliğini hissedebiliyordu. Rein tünelin ucundan önce su sesini duydu sonra o garip enerjiyi hissetti. Yanlarından geçtiği kökler bile değişmiş gibiydi.

KIZIL EJDERİN UYANIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin