let me tell you | TaeTen

By haru-noona

40.1K 3.9K 1.2K

"Onların iftiralarının esiri oldum Taeyong" More

•1•
•2•
•3•
•4•
•5•
•6•
•7•
•8•
•9•
•10•
•11•
•12•
•13•
•14•
•15•
•16•
•17•
•18•
•19•
•20•
•22•
•23•
•24•
•25•
•26•
•27•
•28•
•29•
•30•
•31•
•32•
•33•

•21•

1.4K 121 83
By haru-noona

*Tacizci ve ex-koca aynı karede sjdmdkŞeytan jaehyun ayrıntıda gizli*

Haru'nun telefonu çalalı 10 dakika olmuştu.Arkadaşının evinden apar topar çıkması ise saniyelerini almıştı.Kız eve geldiğinde kapıya telaşla sertçe vurmaya başladı.Kapı açıldığında Johnny göründü.Haru içeri hızlıca girdi.Yuta ve Kun telaşla gezinerek telefonda konuşuyorlardı.

"Haber var mı?"

"Hayır.Yuta polisi aradı.Kun kiminle konuşuyor bilmiyorum."

Kız sordu.

"Tam olarak ne oldu?"

"Geldiğimizde kapıyı çaldık.Kimse açma bir süre kapıya vurduk.Kapıyı kimse açmadı bizde bir şey olmasından korkup çilingir çağırdık."

Durumu anlatmaya devam etti.

"İçeri girdiğimizde eşyalar dağılmıştı.Çerçeveler ve vazo filan parçalanmıştı.Ve evde yoktu.Telefonu da burada."

Kız tepkisizce Johnny'i dinliyordu.Kız etrafına odaklandığında eşyaların gerçekten dağıtıldığını ve parçalandığını gördü.Yuta telefonda konuşurken bağırdığında kız dikkatini adama çevirdi.

"Ne demek bir şey yapamayız?!"

Yuta biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattı.

"Polis, kişi reşit olduğundan ilk günden arama emri çıkaramayacağını söylüyor.Kendi istediğiyle gittiğinden bir şey yapmıyorlar."

Kız bunalmış bir şekilde çantasını ve elindekileri koltuğa fırlattı.Çaresiz ellerini saçlarına geçirerek saçlarını çekiştirdi.

"Evde tek bırakmamalıydım.Nasıl olur da bunun ona iyi geleceğini düşünebilirim?"

"Tanrım lütfen kendine bir şey yapmasın."

Kız kendini suçlayarak konuşurken sonlara doğru ağlamaya başlamıştı.

"Saçmalama!Senin suçum filan değil."

Yuta kızı rahatlatmaya çalışsa da buldukları konum buna izin vermiyordu.

"Şimdi ne yapacağız?Ya kendine bir şey yaparsa?Ve onu bulamazsak?"

Kız ağlamayla karışık sordu.

"Polisten yardım alamıyoruz.Yani mecburen bekleyeceğiz."

Kun ciddiyetle ve olgunlukla konuştuğunda Johnny tepki gösterdi.

"Ne demek bekleyeceğiz?"

"Ne yapabiliriz?Kocaman Seul'de Ten'i kendi başına bulabileceğini mi sanıyorsun?"

Haklıydı.

"Annemleri aramalıyım."

Kız burnunu çekerek konuştu.

Elleri titreye titreye az önce fırlattığı telefonuna uzandı.Annesini aramaya başladığında telefon bir kaç kez çaldı ama açan olmadı.

Bir süre sonra arama kendiliğinden kapandı.Babasını aradığında ise ulaşılamıyordu.Kız bir kez daha yalnız ve korkak hissetmişti.

"Bekleyemem.Onu öylece oturup bekleyemem.Bir şey yapmalıyız."

Kız delirmiş gibiydi.

"Haru beklemeliyiz.Başka hiçbir şey yapamayız."

Haru bir şey söylemeden yere eğildi ve çerçevenin parçalarını eline toplamaya başladı.

"Elini kesersin bırak.Temizlikçi çağırabiliriz."

Haru duymamazlıktan gelerek devam etti.Bir çeşit transa geçmiş gibiydi.O sessizce devam edereken etrafındakiler de onu izlemeyi bırakıp küçüklerine

***
23:04

Aydınlık yerini karanlığa bırakmış,gece olmuştu.Ten hala ortalıklarda yoktu.Ne haber vardı ne işaret.

Herkes sessizce oturmuş televizyon izliyordu.Daha doğrusu herkes öyleymiş gibi davranıyordu.Televizyon sadece sessizliği gideriyordu.

Haru düşüncelere dalmasına rağmen yan tarafında esneyen Kun'u fark ettiğinde kendi düşüncelerinden kopup büyüğüne döndü.

"Uykunuz geldi artık.Siz gidin."

Kun duyduklarıyla uykulu modundan çıkıp toparlandı.Oturuşunu dikleştirdi.

"Hayır.Uykum filan yok.Dalmışım."

"Hadi ama.Zaten boş yere bekliyoruz."

Kız çaresizce söylediğinde diğeri kararlı görünüyordu.

"Beklemekten başka yapılacak bir şey yok.Buradayız."

"Seni yalnız bırakacağımızı düşünme boş yere."

"En azından uyuyun?"

"Uyumak değil de bir şeyler yesek?"

"Tabi.Pizza ister misiniz?"

Diğerli kafalarıyla kızı onayladıklarında kız telefonunu alıp pizza sipariş etti.Telefonu kapattığında televizyona geri döndü.

İzledikleri belgesel sona ermişti.Gece haberleri başladığında kız pizzacı gelene kadar gözlerini dinlendirmek için kapattı.

Aradan çok süre geçmeden hızlı teslimat sayesinde zil çaldığında kız gözlerini araladı.Ayaklandığında diğerlerinin uyuduğunu fark etmişti.

Eline biraz nakit alıp kapıyı açtığında parayı ödedi ve pizzaları teslim aldı.Kutuları salonun ortasındaki masaya bıraktı.

Sesini yükselterek diğerlerini kaldırmaya çalıştığında başarılı da olmuştu.Diğerleri istemsiz uyumuşlardı ve şuan ayılmak için çaba gösteriyorlardı.

Kız pizza kutularını açıp geri çekildiğinde Johnny konuştu.

"Sen niye yemiyorsun?"

Omuz silkti.

"Aç değilim."

"Haru kendini aç bırakmana gerek yok.Ye şunu."

Johnny kızın eline bir parça pizzayı tutuşturduğunda kız yalandan bir ısırık aldı.Yemek zamanı sessizce devam ederken kız gözünün ucuyla ekrana baktı.

Gözleri kırmızı şeritin üstünde yazanlara takılı kaldığında eli de havada kalmıştı.

Okuduklarını idrak etmeye çalışırken elindeki parçayı serbest bırakmıştı.Aniden düşen pizza parçası ile Haru dikkatleri üstüne toplamıştı.Kız ekrandakilerden emin olmadığı için tekrar tekrar okuyordu.

Büyük olanlar kızın ekrana odakla baktığını gördüklerinde kafalar ekrana döndü.

*Sokak arasında bulunan ceset incelenmesi için adli tıpa sevk edildi*

"Olamaz,değil mi?"

Büyüklerden ses çıkmıyordu.Kimse tepki veremiyordu.Kız ağlamaya başladığında ötekiler o cesetin Ten'e ait olma ihtimalini düşünüyorlardı.

Şok sebebiyle devam eden sessizlikte kızın hıçkırıkları duyuluyordu sadece.

Kun ayağa kalkıp "hastaneye gidelim." dediğinde herkesi kendisiyle birlikte kaldırdı.

Yuta kısa bir telefon görüşmesi ile cesetin hangi hastaneye götürüldüğünü öğrendiğinde yola çıktılar.Yuta'nın cesetin erkek olduğunu öğrenmesi ortalığı daha da karıştırmıştı.Hastaneye geldiklerinde doktorlar ve polislerle görüştüp cenazenin sahibi olabileceklerini belirttiler.

Görevlilerden birisi içeri kimin gireceğini sorduğunda Haru korkakça elini kaldırdı.Eğer içerideki abisinin cansız bedeni ise bununla yüzleşmeye kesinlikle hazır değildi.Bedenin abisine ait olma durumu onu strese sokuyordu.Şiddetli ağlama ve titremelere engel olamıyordu.

Korku ve endişenin ecele faydası yoktu.Hemşire ve polislerden birisi gelip Haru'yu alıp aşağı indiklerinde kız normal koşullarda morgda olduğu için korkudan bayılabilirdi.Ama şuanki ortam buna olanak tanımıyordu.Şuan Ten'in içeride yatmaması için her şeyini verirdi.

Soluk teniyle karşılaşmak istemiyordu.İçeri girip biraz ilerledikten sonra ayrı bir bölüme girdiklerinde uzakta duran metalden yapılmış sedye göründü.Çıkıntılı beyaz örtüye yaklaştıkça kalp atışı artıyordu.

Kız sedyenin başında durdu ve kendini hazırlamak için derin bir nefes alıp ellerini sıkıştırdı.

Morg görevlisi kızın hazır olduğunu düşündüğü anda beyaz örtünün baş kısmını bedenin omuzlarına kadar açtığında kız içine ani bir nefes çekip geri çekildi

İlk bakışında gördüklerine inanamadığından ve gerçek mi gördüğünü sorguladığından tekrar gözlerini soluk hareketsiz bedene çevirdi.

"Değil.!Abim değil.Abim hayatta!""

Sonlara doğru sesi heyecanla artmıştı.Kız daha önce hiç bu kadar derinden hissetmediği bir rahatlama ile ona bakan görevlilere tepki verdi.

Görevlilerin bir kaç kez daha sormalarına rağmen onlara tanımadığını belirttiğinde en sonunda görevli cesedi tekrar örttü.

Kız sedyeden biraz daha uzaklaştığında dengesini kaybedip düşmemek için hemşireye tutundu.

Hemşire Haru'u morgdan çıkarttığında üst kata kadar kız eşlik etti.Haru'nun geldiğini gören Johnny Yuta ve Kun telaşla ayaklandı.Kız hızlı adımlarla onlara doğru koşup telaşla konuştu.

"Değil.Ten değil."

Kızın sözlerini duyan herkesin yüzündeki aşırı rahatlama çok barizdi.Kız güç almak istercesine Johnny'e abisiymişcesine sarıldı.

"Ten'i nasıl bulacağız?Çok korkuyorum.Tekrar oraya girip Ten'in orada olup olmadığını kontrol edemem.Onu kaybetmek istemiyorum."

Johnny küçüğüne bakarak konuştu.

"Ben de istemiyorum.Ama beklemekten başka bir şey yapamayız."

Johnny küçük kardeşi olarak gördüğü kızın sırtını her şey iyi olacak der gibi ovaladı.Diğerleri de bu duygusal sahnenin parçası olmak adına birbirine sarılan ikiliye sarıldılar.Her şey iyi olacak der gibiydiler.

"Hadi eve gidelim."

{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}}{}{}

01.25

Eve geri döndüklerinde Haru koltukta yatmış ağlarken diğerleri de televizyon izliyordu.Her şey normal gibi görünse de değildi.Ortada kayıp birisi vardı.Tek umutları onun kendiliğinden geri gelmesiydi.

{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}

03.16

Güneş neredeyse doğmuştu.Herkes koltuğunda uyuyakalmıştı.Ne kadar üzülüp dertlenseler de yaşam devam ediyordu.Günlük döngü devam ediyordu.Dışarısı hafif aydınlıktı.Bu aydınlık henüz içeriyi aydınlarmaya yetmiyordu.Her yer sessizdi.

Ve kapı çaldı.İlk çalışta evden kimse duymamıştı.Bir kaç kere daha basıldığında kız biraz ayılır gibi oldu.

Kapıda birinin olduğunu fark ettiğinde uykusunu geride bırakıp ayaklandı.Işıksız ortamda yolunu bulmaya çalışarak kapıya gitti.Belki de uykulu olduğundandı.

Karşılaştığı manzara ile zorlukla kapıya tutundu.
Nefesi sıkışmışken konuşmaya çalıştı.

"Ne-Neredeydin?Ben sandım ki,seni göremeyeceğim."

Kız hıçkırıklar ile konuşuyordu.Daha fazla beklemeden karşısında her zamanki solgunluğuyla bekleyen abisine sıkı bir sarılma verdi.

Sanki biraz gevşetse abisi tekrar gidecekmiş gibi sarılıyordu.Geri çekilip ağzını açtığında büyük olan sözüne başlamadan kızı kesti.

"Uykum var.Odamdayım."

"Bu kadar mı?Gittiğinde neler yaşadığımızı neler olduğunu sormayacak mısın?"

"Sadece gezintiye çıktım."

"Etrafı dağıtıp hiçbir şey almadan çıktığında gezintide olabileceğin hiç aklıma gelmemişti.Üzgünüm benim hatam."

"Uykuna geri dön."

Ten kızdan uzaklaşıp merdivenlerden çıkmaya başladığında kız sinir ve şaşkınlıkla büyüğünün arkasından bakakaldı.

*^*^*^*^*^*^*^*^**

Haru Noona'dan not*~*

Merhaba*~*Hatalı yazımlarım varsa şimdiden üzgünüm :( Bölümleri geç atmaktan ölücem bir gün ama yazılı haftamdayım.Şimdi dersiniz ıy yazılım var tribine giren yazar.

Açıkcası yazılı haftamdayım diye bölüm yazamıyorum ama ders de yapmıyorum.KDMDKDDKDK boş yatıyorum valla.Affedin beni ama sınav olduğunu düşünmek bile yeterlidir bazen.

Neyse çok uzatmadan.

Umarım beğeniyorsunuzdur.Haru habire ağlıyor ama işte yapacak bir şey yok hayat koşulları.Sonraki bölümü merakla bekleyin *~*

Diğer hikayelerimi okumayı unutmayın^^ -haru

Continue Reading

You'll Also Like

27.4K 2.6K 12
Kim Taehyung öğrencisine fazla mı ayrıcalık tanıyordu? Daha ona sınav cevaplarını verdiği kısma gelmedik. Yaş farkı !
42.4K 2.1K 33
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
38.1K 2.2K 17
❝Benim ezbere bildiğim tek şey senin gözlerin.❞ kenan yıldız fanfic|23.01.24 ❥en cok okunan kenan yildiz kurgusu! ༶•┈┈┈┈┈┈୨♡୧┈┈┈┈┈•༶ Bin 01.02.24 5...
151K 16K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...