KIZIL EJDERİN UYANIŞI

By BlackkRain

1M 96.9K 17.2K

KIZIL EJDERİN KANI hikayesinin 2. kitabıdır. "Baba?" "Ben babamız değilim" diyerek Rein'e doğru bir adım attı... More

TANITIM
1. BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
41. BÖLÜM
42. BÖLÜM
43. BÖLÜM
44. BÖLÜM
45. BÖLÜM
46. BÖLÜM
47. BÖLÜM
48. BÖLÜM
49. BÖLÜM
50. BÖLÜM
51. BÖLÜM
52. BÖLÜM
53. BÖLÜM
ÖZEL BÖLÜM
54. BÖLÜM
55. BÖLÜM
56. BÖLÜM
57. BÖLÜM
59. BÖLÜM
60. BÖLÜM
61. BÖLÜM
62. BÖLÜM
63. BÖLÜM
64. BÖLÜM
65. BÖLÜM
66. BÖLÜM
67. BÖLÜM
68. BÖLÜM
69. BÖLÜM
70. BÖLÜM
71. BÖLÜM
72. BÖLÜM
73. BÖLÜM
74. BÖLÜM
75. BÖLÜM
76. BÖLÜM
77. BÖLÜM
78. BÖLÜM
79. BÖLÜM
80. BÖLÜM
81. BÖLÜM
82. BÖLÜM
83. BÖLÜM
84. BÖLÜM
85. BÖLÜM
86. BÖLÜM
87. BÖLÜM
88. BÖLÜM
89. BÖLÜM
90. BÖLÜM
91. BÖLÜM
SON
TEŞEKKÜRLER!
ÇOK ÖZEL BÖLÜM
ÖZEL BÖLÜM
~~DİANA~~

58. BÖLÜM

8.6K 919 111
By BlackkRain



Rein gözlerini kolunun acısıyla açtığında sessizce nefesini dışarı verdi. Yanan kolu acıyordu ama acısı yandığı andaki gibi değildi. Rein kolunun çoktan iyileşmeye başladığını biliyordu.

Yan yattığı yerden etrafına bir göz attı ve yavaşça doğruldu. Dolan gözlerini sinirle kırpıştırarak şimdiki zamana odaklanmaya çalıştı.

Dört gri duvara ve büyük demir bir kapıya sahip olan bomboş odada tek başınaydı. Oda bir yatak belki bir de dolap alabilecek kadar anca büyüktü. Rein etrafta bakacak bir şey bulamayınca bakışlarını koluna çevirdi.

İyileşmişti.

Lukan'ın kara aleviyle temas eder etmez kömür gibi kararan ve işlevini kaybeden kolu şimdi gri-pembe renklerde ve sağlıklı görünüyordu. Rein kolunu kaldırdı.

Acısa da hareket ediyordu. Bu şimdilik yeterliydi. Lukan'la ikinci kez karşılaştığında onu kısıtlayan hiçbir şey olmamalıydı.

"Teşekkürler.." diye mırıldandı Dha'ya.

Uyandığından beri sessiz olsa da Rein onun varlığını hissedebiliyordu.

"Çok acıyor mu?" dediğinde Dha, Rein irkildi. Kendisini o kadar tutmasına rağmen Dha'nın yanmış kolu için sarf etmek istediği bu sözler Rein'in direncini kırmıştı.

Rein yere düşen gözyaşlarının sesiyle elini göğsüne götürdü ve acısını kesmek için hızlıca vurdu.

Geçmişini elde etmişti sonunda.

"Çok.. acıyor.. Dha.."

Acıyordu.

Her zaman hatırlamak istemişti. Annesini, babasını,kim olduğunu, geçmişte ne yaptığını.. İstediklerinin birazını ikizler ve Cynan ile tanıştıktan sonra elde etmişti. Ama şimdi tamamına sahipti.

"Üzgünüm Rein."

Dha'nın derin ve üzgün sesi Rein'in kafasının içinde dağıldı ve Rein onun sesinden güç kazandı.

Dha yanındaydı. Acısını paylaşıyordu.

Rein başını öne eğdi.

"Özür dilerim Dha.." dedi sessizce. "Benim suçum-"

"Sakın Rein!" diyerek kafasının içine kükrediğinde Dha, Rein susmak zorunda kalmıştı. "Sakın bana aptalca şeyler söyleme! Böyle yapacağını biliyordum! Bu yüzden hatırlamanı istemiyordum işte!"

"Beni savunmana gerek yok Dha" dedi Rein mırıldanarak. "Seni dinleseydim.. bedeni sana verseydim.. belki de annem yaşıyor olurdu."

"Olmazdı" dedi Dha kendinden emin bir sesle.

Ses tonu acı içinde olmasaydı Rein ona sinirlenebilirdi. Ama Dha da onun kadar acı içindeydi.

"Ben senden güçlüydüm.. ama Lukan'a karşı bir şey yapamazdım. Emin ol bütün olanları tekrar tekrar düşündüm. Ne yapabilirdik? Ben olsaydım annemiz yaşar mıydı? Nora'yı koruyabilir miydim..? Her şeyi düşündüm Rein. Lukan'la karşılaşınca da emin oldum. O zaman o, benden daha güçlüydü. Yani senin bana karşı koyman bizim yaşamamızı sağladı Rein."

"Böylesi daha mı iyi oldu sanki Dha?" diye sordu Rein. "Annemle birlikte öl-"

"Annem bu sözlerini duysaydı sana kızardı Rein" dedi Dha sertçe. "Şu anda iyi hissetmiyorsun biliyorum ama böyle şeyler söyleme."

Dha'nın kırgın sesinden sonra sessizlik oluştu.

Evet, Rein iyi değildi. Tüm bu yaşadıklarıyla nasıl baş edeceğini bilmiyordu. Duyguları karmakarışıktı ve bu Rein'i boşluğa sürüklüyordu. Dha olmasaydı çoktan boşlukta kaybolmuş da olabilirdi. Rein iç çekerek gözyaşlarını sildiğinde Dha sessizliği bozmuştu.

"Kendini toparlamalısın.." dedi Dha nazik bir sesle. Rein'le bir bebekle konuşurmuş gibi konuşmuştu. Geçmişte de bunu yaptığı zamanlar çoktu. "Bütün bunların yeri ve zamanı değildi. Bunun senin için olabildiğince uygun bir zamanda olmasını istiyordum bu yüzden hatırlamaya yaklaştığın her seferde seni geri çektim.. ama bu kez olmadı. Sanırım Lukan seni benim durduramayacağım kadar çok tetikledi."

Rein Lukan'ın adının geçmesiyle birbirine karışan duygularının tek bir duyguya dönüşmesine engel olamadı. Öfkesi diğer bütün duygularını bastırarak Rein'in içinde yükseliyordu. Çok öfkeliydi.

Artık olanları hatırlıyordu ve şu anda Lukan'a yapmak istediği tek bir şey vardı.

Öldürmek.

Lukan'ı bu dünyadan silmek istiyordu.

"Rein şimdi bunları konuşmanın zamanı değil biliyorum ama sana o günle ilgili söylemek istediğim bir şey var.." dedi Dha Rein'in Lukan'a dair düşüncelerini dağıtarak.

"Ne söylemek istiyorsun?" diye sordu Rein.

Aslında Rein'in de ona söylemek istediği şeyler vardı ama daha hatıralarını yorumlayamamıştı. Ne düşüneceğini tam bilemiyordu.

Ne söylemesi gerektiğinden emin değildi.

"Özür dilerim.." dedi Dha pişman bir sesle. "O gün seni zorlamasaydım biz birbirimizden ayrılmayacaktık. Böyle bir şey yapabileceğin aklımın ucundan bile geçmezdi.. ama sen daha çok küçüktün. Tüm olanların üstüne ben de seni iyice korkuttum. O anlık öfkem bizim birbirimizden ayrılmamıza sebep oldu.. Rein ben gerçekten çok üzgünüm. Hepsi benim hatam."

Rein Dha'nın sözlerindeki acıyı ve pişmanlığı hissederek kaşlarını çattı. Evet, Dha onu korkutmuştu. Ama tüm bunların sebebi bu değildi.

Bunu Rein yapmıştı. İsteyerek ya da istemeyerek, bir şeyden korkarak ya da korkmayarak.. nasıl olduğu artık o kadar da önemli değildi.

"Senin suçun değildi Dha" diye mırıldandı Rein. "Benim suç-"

"Benim suçum değilse senin suçun hiç değil Rein" dedi Dha öfkeli bir sesle. "Orada doğru düzgün düşünebilecek kişi bendim. Ama ben ne yaptım? Seni sakinleştirmek yerine daha çok üzerine gittim. Öfkem yüzünden acı çekmeni umursamadım.. sana acı çektirdim. Söylesene sen ne yapmalıydın? Kendini korumak istedin. Bunun böyle sonuçlar doğuracağını ikimiz de bilemezdik tabi ki ama-"

"Yine de-"

"Yine de Rein!" dedi Dha kafasının içinin birbirine girmesine sebep olacak güçte konuşarak. "Konuşmamız gereken çok şey var ama yeri burası değil. Yapacak şeylerimiz var. Önce Kathra'yı bulmalıyız. Kötü yaralanmıştı-"

"Evet.." dedi Rein şaşkınlıkla. Kathra'yı nasıl unutabilmişti? Hızlıca ayağa kalktı. Bedeni de yaralı kolu gibi toparlanmıştı. "Umarım iyidir!"

"Büyüyü nasıl kullandığını hatırladın değil mi?" dedi Dha, Rein kapıya doğru yürürken. Rein başını salladı. Hatırlamadan önce de büyüsünün nasıl işlediğini az çok çözmüştü. "O halde serbest bırak."

Rein Dha'nın demek istediği şeyi anlayarak derin bir nefes aldı. Bu işini kolaylaştırırdı. Kathra'nın yerini büyüyle kolayca bulabilirdi.

Ayrıca Lukan'la karşılaştığında hazırlıklı olmalıydı. Büyüye kullandıkça alışıyordu ve alıştıkça da daha rahat yönetebiliyordu.

Büyü, Rein'in fiziksel ama görünmez bir parçasıymış gibi bedeninden çıktı ve oda boyunca yayıldı. Büyüyü kullanmayı öğrenmeye başladığı süre boyunca Rein büyüye kendisini yabancı hissetmişti. Ama şimdi onun gerçekten kendisine ait olduğunu hissediyordu. Bir parçası olduğunu ve dediği şeyleri gerçekleştireceğini biliyordu.

Büyüsü odanın dışına sızdığında kapının kenarındaki iki kişiden Rein'in haberi oldu. Büyüsü onların etrafında dolanıp enerjilerinden büyücü olduklarını ve güçlerinin seviyesini tespit ederken büyücülerin Rein'in gücünden haberi bile olmamıştı.

"Uzun zamandır büyü yapmadığım halde neden bu kadar güçlüyüm?" diye sordu Rein Dha'ya. Dışarıda başkaları olduğunu bildiği için bu kez sesli konuşmamıştı.

"Büyü yapmadığını mı düşünüyorsun gerçekten?" dedi Dha. Sesi Rein'in sorusundan dolayı eğlenmiş gibiydi. "Büyün tamamen kaybolmadı Rein. Sen gücünü bastırdın ve seni bulan kişinin büyüyle uzaktan yakından alakası olmadığından büyüden uzak kaldın. Ama sen büyü yaptın Rein. Sadece farkında değildin. Geceleri bazen büyün serbest kalıyordu mesela ama çevrene zarar verecek şekilde değil. Ya da üzüldüğünde etrafında kendiliğinden düştüğünü sandığın eşyalar ya da şu samanlıkta çıkan büyük yangın.. bir sürü zaman var büyüyü bilmeyerek kullandığın."

"Ama.." dedi Rein kaşlarını çatıp duraksayarak. "Büyüm böyle gelişebilir mi?"

"Normal bir büyücü olsaydın asla" dedi Dha. "Ama senin büyün sıradan değil, hiçbir zaman yok olacak ya da zayıflayacak bir şey de değil. Üstelik senin yanında ben de varım. Sen bilmesen de senin içindeydim. Bu da senin gelişmene yardımcı oldu."

"Yaralarımın hızlı iyileşmesi gibi.." diye mırıldandı Rein sızlayan koluna bakarak.

"O tamamen büyüden kaynaklı değil, normal büyü bunu yapamaz" dedi Dha. "O.. insan olmamamızdan kaynaklı. Ama bu işi daha çok ben yönetiyorum yani iyileşmeyi enerjimle hızlandırıyorum. Çünkü sen bedenle doğru düzgün ilgilenmiyorsun. Zaten sürekli yaralanıyorsun da-"

"Şey.. neyse artık" dedi Rein hızlıca konuşarak. Dha'nın azarını işitmek üzere olduğunu biliyordu. "Hadi Kathra'nın yanına gidelim. Onu buldum."

Rein kapıya doğru yürürken Dha kendi kendine 'sonra konuşacağız' gibi bir şeyler mırıldandı. Rein onun da odaklandığını hissettiğinde uzanıp kilitli olmayan kapıyı açtı.

Kapıyı açınca kapının iki yanındaki siyahlar içindeki büyücüler irkilip geriye sıçradı. Rein onlardan yayılan değişik enerjiyi hissedebiliyordu. Onu görünce birleşmeye başlayan enerjileri Rein'in büyüsüne hafif titreşimler göndererek büyü yapmaya hazırlandıklarını gösteriyordu.

Rein onlar büyü yapmadan önce onları durdurmak istedi çünkü oyalanmak istemiyordu.

İkisi de güçlü büyücülerdi ama büyüleri Rein'i durdurmak için yeteri kadar güçlü değildi. Daha Rein'in etraflarını sarmış olan büyüsünü hissedemiyorken onu durdurmaları imkansızdı.

Rein elini hızlıca savurduğunda büyüsü Rein'in hareketlerini takip etmiş ve bir dalga yaratarak büyücülere çarpmıştı. Büyücüler kendilerine çarpan dalgayla geriye doğru savrulduklarında Rein elini bir anda kaşınmaya başlayan boynuna götürdü.

Eli boynuna daha doğrusu boynunun etrafındaki şeye değdiğinde tüm vücuduna bir şok dalgası yayıldı ve çat sesiyle Rein'in eli siyah tozlarla doldu.

Bu şey Lukan'ın Kathra'ya taktığı şeye benziyordu. Rein varlığını ya da onu sınırladığını hissetmemişti bile. Bu kadar zayıf bir şeyin onun üzerinde kontrol sağlamasına yardım edeceğini düşünmesi Lukan'ın gerçekten bir aptal olduğunu gösteriyordu.

"Ya da sadece kendi gücüne çok fazla güvenen biri" dedi Dha sinirli bir sesle. Rein'in düşündüğü şeyleri söylemeden anlamıştı.

"Demek ki o yüzden bu büyücüleri yanıma bırakmış" dedi Rein elini kapatıp tozları eline hapsederek. "Baygın ve kontrolü altında olduğumu düşünmüş olmalı. Aptal."

"Alışkın değilim senin böyle konuşmana" dedi Dha. "Ama hoşuma gitti."

Rein durduğu yerden biri sağında bir solunda olan büyücülere baktığında ikisinin de toparlandığını ve büyü yapmaya başladığını gördü. Büyü kelimelerini mırıldanıyorlardı. Onları nasıl öldürmeden etkisiz hale getirebileceğini düşünürken aklına gelen şeyle avucunu açtı ve siyah tozlara baktı.

Bunlar sıradan bir toprağa ait değildi. Rein bunu Kathra'nın halkalarını çıkarırken fark etmişti.

"Dha bu toz-"

"Büyüye tepki veriyor" diye mırıldandı Dha Rein'in cümlesini tamamlayarak. "Düşündüğün şeyi anladım. Yapacaksan yap oyalanmanın zamanı değil."

Rein büyüsünü tozların üstüne serbest bıraktığında tozlar hemen büyüyü emmişti. Rein şimdi o tozları kullanabilirdi.

Avucunu yüzüne doğru kaldırdı ve tozları havaya üfledi. Tozlar ikiye bölünerek sağ ve sol tarafındaki büyücülere doğru hızla uçarken Rein büyüsüyle onları besleyerek kütlelerini büyüttü. Büyücülere ulaştığında iki uzun ipe dönüşmüş olan siyah tozlar büyücüleri sardı ve birer yılanmışçasına etraflarına sıkıca dolandı.

"Uyku vakti."

Dha'nın kafasının içinde mırıldanmasıyla büyücülerin büyü kelimelerini fısıldayan dudakları hareket etmeyi kesmiş ve gözleri kapanmıştı. Siyah ipler tarafından enerjileri emildiğinden bir süre uyuyacaklardı.

"Basit bir şekilde halloldu" diye mırıldanan Rein sağ tarafına döndü ve koridorda yürümeye başladı. Bulunduğu yer daire şeklindeydi. Dört tane daha demir kapı vardı. Rein Kathra'yı hissettiği odaya doğru yürürken daire şeklindeki koridorun ortasındaki boşluğa baktı. Boşluk süs için değildi. Rein karanlıkta iyi gören gözlerine rağmen boşluğun sonunun ne kadar aşağıda olduğunu anlayamadı.

Bir kuleye benziyordu.

Rein önünde durduğu kapıyı açar açmaz yere bırakılmış Kathra ile göz göze geldi. Kathra'nın boş bakan gözleri Rein'inkilerle buluştuğunda canlanmış ve mutlulukla parlamıştı.

"Ben geldim Kathra" dedi Rein hafifçe gülümseyerek.

Hiç beklemeden kurumuş kanla kaplanmış Kathra'nın yanına yürüdü ve diz çöktü. Eli onun üzerindeki siyah halkaya ulaştı ve Rein halkayı kırıp Kathra'yı serbest bıraktı.

"Rein!" diye fısıldadı Kathra coşkuyla. "İyi misssin?!"

"Bunu benim sana sormam gerek.." dedi Rein onun omuzlarını tutarken. Hızlı hareketlerle yırtılmış kıyafetleri sıyırdı ve onun yaralarına göz attı. Kanaması durmuştu ve yaralar taze görünmüyordu. Kathra da biraz iyileşmişti ama Rein kadar hızlı değildi.

Yine de ölmediği için Rein mutluydu.

"Sana geride durmanı söylemiştim" dedi Rein Kathra'nın kanla sertleşmiş saçlarını okşayarak. "İyi misin?"

"Kırık kemiklerim var.." dedi Kathra. "..İyileşmesssi zaman alacak. Rein, beni burada bırakıp git lütfen. Lukan'dan uzakla-"

"Kathra!"

Rein sinirlenerek bağırdığında Kathra'nın gözünden düşen damlalar bir anda sinirini geçirmişti.

"Korumaya çalışıyor sadece.." dedi Dha.

"Ağlama.." dedi Rein onun gözlerinin etrafını silerek. "Şimdi beraber gidiyoruz. Seni burada bırakabileceğimi düşünmen beni kızdırdı o yüzden kendime hakim olamadım."

"Kırıklar vücudunun her yerinde sanırım.." dedi Rein Dha'ya. "Kırık kemiklerle onu nasıl taşıyacağım?"

"Biraz canını yakacağız mecburen" dedi Dha. "Acıya dayanıklılığı iyi görünüyor. Göğsündeki kırıkların yerini bul da onlara dikkat et. Tekrar kanamaya sebep olmayalım. Hızlı ol. "

Rein Kathra'nın da yardımıyla yamulmuş göğsündeki kırık kemiklerin yerini hızlıca buldu. Dha'nın fikriyle üst gövdeyi kollarıyla sabitledi ve bacaklarının serbestçe sallanmasına izin verdi. Büyük kırıklar göğsündeydi ve Kathra bir insan olmadığından Rein diğer küçük kırıkları görmezden gelecekti.

"Şimdi gidiyoruz" dedi Rein Kathra ile birlikte ayağa kalktığında. Kapıdan Kathra'yı dikkatlice geçirdi.

"Bir kuledeyiz ama burası bomboş, burada kimseyi hissetmiyorum" diye mırıldandı Rein merdivenlere en yakın olan sağ tarafa doğru yürümeye başlayarak. Büyüsü etrafa yayılarak çevreyi Rein için kontrol ediyordu.

"Tamamen Lukan'a ait olan tek bir kule var.." dedi Kathra yavaşça. "Buraya sssadece Lukan'ın izin verdiği kişiler izin verdiği zaman girebilir. Genellikle boştur. Hatırladığım kadarıyla bahçenin en uzağında dışşş duvarlara yakın bir yerdeydi. Lukan'ın beni getirdiği yerlerden biri burasssı.."

"Konuşması biraz düzelmiş" dedi Dha.

"Evet ben de fark ettim" dedi Rein. "Gün geçtikçe daha iyi olacak."

"Yapay olmasına rağmen oldukça iyi gelişiyor" dedi Dha. Rein onun kötü bir niyetle söylemediğini bildiğinden sadece onayladı.

Merdivenlerin önüne geldiğinde merdivenlerin yeterince geniş olduğunu gördü. Kathra'yı dikkatli taşıyabilmesi için bu iyi olacaktı.

"Çıkışı buldum" dedi Rein Kathra'ya. Büyüsü şimdi tüm kuleye yayılmıştı. Rein kulenin tamamını gözüyle görmüş gibi biliyordu. Buna aslında şaşırması gerekirdi ama şaşırmadı. Belki de hafızasını geri kazandığı için büyüyü artık kendisine yabancı görmemesi yüzünden şaşırmıyordu. "Biraz aşağıda. Dikkatli olacağım ama canın acırsa beni durdur."

"Beni merak etme.." dedi Kathra. "Bu acı hiçbir şey. Şu anda o kadar iyiyim ki sssenin kollarında uyuyabilirim.."

"Daha yeni konuşmayı öğrenen bu kız şimdi bize yalan söylüyor.." dedi Dha kafasının içinde bir dalgalanma yaratıp Rein'in canını yakarak. "İyileştiğinde iyi bir ders vermek lazım- hey iyi misin?!"

Rein merdivenleri inmeyi durdurduğundan habersizdi. Biraz önce Dha konuştuğunda canı yanmıştı. Kafasının içinde yüzlerce kirpi kavga etmiş gibiydi. Dha konuşurken o kirpilerin dikenleri Rein'in kafasının her tarafına saplanmıştı. Dayanılmayacak gibi değildi hatta daha şiddetli acıları da olmuştu ama.. acıdan ziyade yarattığı huzursuzluk Rein'i endişelendirmişti.

Bu daha önce olmamıştı. Sebebini bulmalıydı.

"İyiyim" dedi Rein merdivenleri tekrar inmeye başlayarak. "Başım döndü sadece."

Dha'ya şimdilik söylememesi daha iyi olacaktı. Tek seferlik bir şey olabilirdi Rein bunu bilemiyordu tabi ama Dha öğrenirse Rein'le konuşmayı bile bırakabilirdi.

"Rein çıkışı öğrendik artık büyüyü geri çağır" dedi Dha endişeyle. Bu kez hiçbir şey olmamıştı. Acı yoktu. Rein rahatlayarak derin bir nefes verdi. "Zorunda olmadıkça büyü kullanma. Şu anda hem zihinsel hem de bedensel açıdan zayıf bir durumdayız. Büyü seni zorlayabilir.."

Rein onun dediklerini yaparak büyüyü kendisine çağırdı. Büyüsünün daha fazla kullanılmak için ne kadar coşkulu olduğunu hissedebiliyordu. Ama büyüsü coşkusunu bastırarak Rein'in dediğini yapmış ve bedeninin içinde karanlığa gömülmüştü.

Rein büyüsünün tam anlamıyla bir bilince sahip olmadığını biliyordu yine de kullanırken büyüyü canlı bir şeymiş gibi hissediyordu.

Kısa sürdüğünü düşündüğü bir sürede bütün merdivenleri inen Rein geniş ve boş bir alanla karşılaşmıştı. Hiç pencere olmadığından burası da karanlıktı. Rein'in havada bedenin etrafında süzülen ateşleri büyüyerek önünü aydınlattığında Rein kulenin kapalı büyük kapısını görmüştü.

Büyüsünün son geldiği yer burasıydı. Rein duraksamadan kapıya doğru yürüdü. Kathra'yı tutan yaralı kolu acıdan uyuşmuştu ve her an Kathra'yı düşürebilirmiş gibi hissediyordu.

Kapıya iki adım kala Rein hissettiği şeyle durdu.

Bu Lukan'dı.

Rein onun kapının diğer tarafında olduğunu çok net hissederken birkaç adım geri gitti. Yukarıda bastırdığı yani bastırmaya çalıştığı duygular bu anı beklermişçesine Rein'in üstüne çullandığında Rein titredi.

Ona zarar vermek istiyordu. Acı çektirmek istiyordu.

"Rein.."

Dha'nın endişeli sesi kafasının içinde dağılırken Rein dişlerini sıktı ve Kathra'ya baktı.

"Kathra.." dedi gözlerini kapatmış olan çocuğa. Kathra kırmızı gözlerini yavaşça açıp Rein ile buluşturduğunda Rein ona gülümsemeye çalıştı. "Bir süre burada kalman gerekiyor Kathra."

"Rein hayır-"

Kathra olanları anlamış gibi görünüyordu. Rein kapıdan yeterince uzaklaştığını düşünerek yanında durduğu kapıyı ittirdi ve içeri girdi. Burası da boş bir odaydı. Hiçbir şey yoktu. Rein Kathra'nın bedenini dikkatle yere bıraktı.

"Ben seni almaya gelene kadar beni bekle olur mu?" dedi yanaklarını okşayarak. "Endişelenme, ben iyi olacağım."

"Rein beni bırakma!"

"Senin iyi olduğunu bilirsem daha güçlü olurum Kathra" dedi Rein. Lukan artık çok yakındaydı. "Güvende olmanı istiyorum."

"Dikkat et Rein.. Lukan'a acıma.. sssen çok naziksin ama Lukan hiçbir şeyi hak etmiyor.."

Rein Kathra'nın kapıdan çıkmadan önce fısıldadığı sözleri çok net duymuştu. Kapıyı kapattı ve bu odanın etrafında bir koruyucu olduğunu düşündü. Odayı her şeye karşı koruyacak bir koruyucu.

Büyünün tamamlandığını hissettiği anda az önce uzaklaştığı kapı hızla açıldı ve güneş ışıkları Rein'in gözünü kamaştırdı.

Lukan kapıdaydı.

"Sen nasıl..?"

Lukan'ın şaşkın fısıltısı ortama yayılırken Rein gözlerini Lukan'a dikti. Şimdi geçmişini bilerek onunla yüzleşiyordu.

Lukan annesinin katiliydi.

Nora'yı ve Karlo'yu öldürmüştü.

Kathra'nın ailesini, geleceğini elinden almıştı.

Phandor halkını mahvetmişti. Masum insanları kaçırıp öldürmüştü.

Ejderhaları öldürmüştü.

Lukan'ın yaptığı her şeyi bilmiyordu ancak bu kadarı bile Rein'i fazlasıyla tiksindiriyordu. Annesinin gülümsemesini hatırladığında kalbindeki öfke iyice büyüdü. Öfke insana acı verebilir miydi? Rein'in öfkesi canını yakıyordu.

Gözünün önünde Lukan yüzünden acı çeken herkesin görüntüleri canlanırken Rein ellerini sıktı. Büyüsü bir volkan gibi patlarken Lukan'a doğru yürümeye başladı ve kendisinden çıkamayacak kadar vahşi bir sesle haykırdı.

"Seni öldüreceğim Lukan!"


Yeni Bölüm >> 25.10.2017

Continue Reading

You'll Also Like

575 64 11
Unutulmuş bir tanrı. Göğün en tepesinden geliyor... İsmini verdiği ve özünden uzaklaşmış milleti için. Tek bir düşüncesi var. İntikam. Gök Tengri tüm...
809 333 13
Bu çalışma kaynağını Türk Mitolojisinden alan, Türk Mitolojisinden beslenen tarihi kurgu bir roman. Bu romanı yazarken, Türk Mitolojisi ve onun figür...
435K 23K 38
'Sen Asla iyi olamazsın Lucretia. Sen kötü olarak var oldun. Dehşet acı kaos ve kan bunlar seni güçlendirir iyilik, işte onun olduğu yerde sen yok ol...
23.6M 1.4M 78
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bi...