Aşkın Ritmi #Wattys2017

By freddieasigi

248K 6.8K 2.6K

* Nokta koyarsın ve her şey baştan başlar. * Küçük bir kızla koca bir adamın hikâyesi! * Aşkın Ritm... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8'1"
Bölüm 8'2"
Bölüm 9'1"
Bölüm 9'2"
Bölüm 9'3"
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 12'2"
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37- FİNAL
Özel Bölüm 1
YATAĞIMDAKİ KIZIL
Özel Bölüm 2

Bölüm 27

1.9K 98 51
By freddieasigi

İkisi için de zor bir bölüm yazıyorum gençler. Niye böyle bir işe giriştim, hiç bilmem.

Bu bölümü tüm okurlarıma ithaf ediyorum, lütfen bu bölüm hayalet okuyucu olmasın. Herkesten yorum bekliyorum.

Yaşar'dan...

"Sen beni hasta mı edeceksin Deniz?" O kadar sert bir sesle söylemiştim ki yanımda olsa sinirlenmekle beni sakinleştirmek arasında gidip geleceğini, en sonunda elimi tutacağını biliyordum.

"Of Yaşar of. Uygun kelimeyi buldum, sana ne! Bugün kardeşim gelecek ve onunla şimdilik tanışmanı istemiyorum. Sebebinden sana ne!"

Telefon yüzüme kapanınca Deniz'e mi sinirlensem, gazete haberine mi sövsem, bu gazeteleri önüme koyan Görkem'e mi kızsam, durmadan çalan kapı zilini mi en iyi küfürlerime başrol yapsam, karar verememiştim.

"Cemre, bak şu kapıya! Zaten cinlerim tepemde!"

Gazete başlıklarını tekrar gözden geçirdim.

Başarılı ve yakışıklı biri... RL'nin yeni sahibi sosyetenin de ilgi odağı.

RL'nin yeni sahibi Cevdet Öner'in mirasyedi oğlu!

Yakışıklı başkan, oldukça iddialı.

Acaba ne iddiamı görmüşlerdi de yazmışlardı? Hele şu mirasyedi lafı beni çileden çıkarmıştı. Kapı car car çalmaya devam edince kravatımı düzelttim, hayatıma söve söve iş çantamı aldım ve kapıyı açmaya gittim. Ordan da şirkete geçerdim artık.

Kapıyı açınca karşımda gördüğüm kişiyle şoka girmeseydim şirkete gitmeyi düşünürdüm elbette.

"Özledin mi beni?" Sevgi, onu son gördüğüm halinden daha farklı bir şekilde karşımda duruyordu. Yüzüne renk gelmiş, gözleri eskisi gibi olmasa da daha canlı bakıyordu. Saçlarını boyamamıştı, kahverengi saçlarını at kuyruğu yapmıştı. Bana neşeyle gülümsüyordu.

"S-Sevgi?"

"Evet, Sevgi. Hadi ama Yaşar, kendine gel. Seni bulana kadar canım çıktı zaten."

"Ama senle Onur İngiltere'ye gittiniz?"

"İçeri davet etmeyecek misin?"

"Tabi tabi gir içeri. Cemre," diye tekrar kız kardeşime seslendim ama sabahtan beri beni deli ediyordu. Duymuyormuş gibi yapıyordu sanırım.

"Senin o evden çıkacağını asla düşünmezdim."

"Ben de o evden çıkacağımı ve böyle bir işi kabul edeceğimi düşünmezdim. Sen neden geldin?"

"Geldiğime sevinmedin mi? Biz babamın katilini bulamadık, bize İngiltere'ye kaçtığını söyleyen kişi yalan söylemiş. Onur öfkeden kudurdu ama elimizden bir şey gelmezdi. Onur Fransa'ya geçti, ben de sensiz yapamayacağımı söyledim ve döndüm. Sen de bensiz yapamadın, değil mi?"

"Sevgi, bilmen gereken bir şey var-"

"Aa Sevgi, döndün mü?" Cemre'nin sesini duyunca Sevgi onu gördüğüne sevinmiş gibi yaptı. Cemre, doğal kalmayı tercih etti ve ona soğuk bir şekilde sarıldı. İkisi birbirini asla sevmemişti.

Üçümüz de oturduk, Sevgi gözlerimin içine büyük bir sevgiyle bakıyordu.

"Hatırlıyor musun? Nikah tarihi almıştın Yaşar, 1 hafta sonraya denk geliyor o tarih."

Kalktı, yanıma oturdu ve ben bir şey diyemeden bana sarıldı.

"Sen de Deniz'i hatırlarsın umarım, sizin tanıştığınızı abim söylemişti. İşte abim de Deniz'i seviyor ve onunla çok tatlı bir ilişkiye başladılar." Cemre ve bir şeyi tatlı bulmak?

Cemre'nin suratına çok sert bir şekilde bakmaya başladım, Sevgi dehşetle gözlerini açtı.

"Bu doğru mu Yaşar," diye sordu, sesi titriyordu. Onu sevmediğimi o da biliyordu, ne diye bunu kendine yapıyordu ki?

"Doğru Sevgi." Gözleri dolmuştu.

"Senin gibi bir adamdan başka ne beklenirdi ki? Bu kadın düşkünlüğün.. Beni hep aldattın zaten! Yeni kurbanın o kız mı?"

Ayağa kalkmış, sinirle söyleniyordu.

"Abim, Deniz'le seni asla bir tutmuyor. Onu da aldattığını düşünmüyorsun herhalde." Cemre, Sevgi'ye karşı o kadar acımasızdı ki sinirlenip,

"Cemre! Senin konuşma hakkın yok. Odana git," diye tersledim onu. Umursamazca ayağa kalktı ve üst kata çıktı.

"Sevgi, sakin ol. Seni zamanında aldattığım için yine özür dilerim. Seni zamanında Deniz ile de aldattım ama onu çok sevdim. Sen gidene kadar ona duygularımdan bahsetmedim. Şu an onunla beraber olmakla sana ihanet etmiş olmuyorum, biz ayrıldık."

Yüzüme şimdi de nefretle bakıyordu.

"Bunun intikamını alacağım Yaşar!" Çantasını aldı ve kapıyı hızla çarpıp evden çıktı. Neyin intikamını alacaksa artık. Sinirle çantamı aldım ve ben de evden çıktım. Onca işimin arasında Deniz'le, Sevgi'yle, Cemre'yle uğraşıyordum.

Deniz'den( Yaşar'cık buraya kadardı, hadi eyw)

"İlhan, evi buldun mu ablacığım?" İlhan'ın nefes alma sesi geldi.

"Tamam işte, attığın konumdan bulacağım."

Zil çalınca,

"Vay sen, demek bana sürpriz yapacaktın ha? Dur bekle, kapıyı açıyorum," diyip telefonu kapattım. Kardeşime bak, daha bulamadım, gelmedim ayakları. Şimdi de kapıyı çalıyordu.

Koşa koşa kapıyı açmaya gittim ama karşımda gördüğüm kişi İlhan değildi.

"Senin ne işin var burda?" Sesimin çıkmasına bile şaşırmıştım.

"O kadar hukukumuz var, böyle mi karşılıyorsun beni?"

Karşımdaki kişi bir daha asla görmek istemediğim biriydi, Eren...

"Hukukuna sokturma, ne diye geldin," dedim bağırarak. Parmaklarımı sıkmaya başladım.

"Parmaklarını sıkıyor musun hâlâ?" Gülerek devam etti. "Ne de olsa kuzenimsin Deniz, seni niye ziyaret etmeyeyim ki?"

İğrenç mavi gözlerini üzerimde gezdirdi.

"Eskisinden daha güzelsin," diyince sinirlerim tepeme çıktı.

"Defol git burdan Eren! Defol git," diye bağırdım. "Girme hayatıma, istemiyorum seni! Senin beni rahatsız etmeye hakkın yok!" Kapıyı kapatıyordum ki beni engelledi ve zorla içeri girdi. Allah'ım lütfen Yaşar gelmesin, lütfen.

Sinirden gözlerim dolmuştu.

"Hadi ama Deniz, yapma böyle. Amacım kötü değil."

"İster kötü bir amacın olsun, ister olmasın, evime zorla giremezsin! Evimi nasıl buldun?"

"Doğa," dedi tek kelimeyle. Onu mahvedecektim. Elini yüzüme değdirmek isteyince tiksintiyle geri çekildim.

"Yoksa beni hâlâ seviyor musun," diye sordu alayla.

"Senden nefret bile etmiyorum, tiksiniyorum." Kapıyı gösterdim.

"Defol git, yoksa polis çağırırım. Defol," diye bağırdım.

"Şimdi gidiyorum ama bil ki benim olacaksın Deniz. Her zaman olduğu gibi." Alayla güldü ve çıkıp gitti. Gözyaşlarım akmaya başlarken kapıyı kapattım ve kendimi koltuğa atıp ağlamaya başladım. Bana bunu yapmaya ne hakkı vardı?

***

"İnanmıyorum ya, ne demek geldi Deniz? O çocuk kendini ne zannediyor?" Cansu gelince sakinleşmiştim ve Eren'e baya sövmüştük.

"Bilmiyorum. Yaşar'a ne söyleyeceğim ben," dedim telaşla.

"Onu boşver de sen Eren'i sevmiyorsun değil mi?"

"Cansu ne biçim soru bu? Tabi ki sevmiyorum, kendime onsuz bir hayat kuralı yıllar oldu. Anlamadığım o niye her şey güzelken geliyor ve hayatımın içine ediyor? Doğa'dan iyi ve mutlu olduğumu öğrenmiş olmalı."

"İlhan ne zaman gelecek?"

"Gelenin o olduğunu sandım ben zaten. Gelebilir her an."

"Onun buraya geldiğini unut Deniz. Şimdilik unutalım, yine karşına çıkarsa ne yapacağımızı o zaman düşünürüz."

Başımı salladım ve elimi yüzümü yıkayıp odama geçtim. Lanet olsun, neden benim başıma geliyordu ki? O rezil herif yine niye karşıma çıkıyordu? Bildiğim bir şey varsa o da bu sefer altta kalmayacağımdı.

****

"Kapıyı aç abla, ağaç oldum be."

Oh, çok şükür İlhan'mış. Kapı çalınca yine o şerefsizdir diye kapıyı açmamıştım, ta ki İlhan'dan gelen mesajı görene kadar. Cansu, banyo yaptığı için kapıyı açmaya gidememişti, ben de kapı deliğinden bakma gibi akıllıca bir şey yapmamıştım.

Çünkü salağım ben.

Kendimi toplayarak koşa koşa gidip kapıyı açtım ve karşımda kardeşimi görünce sımsıkı sarıldım.

"Ay ay ay, hayvan gibi olmuşsun canım kardeşim!" Boğulur gibi sesler çıkarınca onu bıraktım ve birlikte içeri geçtik. Yanında küçük bir bavul getirmişti, onu da benim odama koyduk.

"Cansu nerde?"

"Pisliğe bak! Önce bir hal hatrımı sor, sonra ben senin benden bu kadar uzun olmana, sakal bırakmana, vesaire şeylere şaşırayım! Sen hödük gibi Cansu nerde diyorsun?"

"Abla, benim ondan hoşlandığımı biliyorsun. Tabi onu soracağım." Kısık sesle söylemişti Cansu duymasın diye, sanki ben Cansu'ya söylememiştim. Ayıptır söylemesi baya bir dalga geçmiştim.

"Bana abla diyorsun, Cansu da benle yaşıt sayılır."

"Aşkın yaşı yoktur," dedi hülyalı hülyalı. Onun bu şirin haline sırıtarak karşılık verdim ve yanaklarını mıncırmaya başladım. Saçlarını da karıştırınca,

"Abla bırak! Abla çocuk muyum ben," diye isyan etmeye başladı.

"Oooo İlhan bey!" Cansu kafasında havluyla belirince benim sıpa mal mal gülmeye başladı.

"Merhaba Cansu. Nasılsın?"

"İyidir ya seni sormalı?"

İlhan, cool bir şekilde Cansu'yla tokalaştı.

"Iyiyim ya. YGS, LYS falan -sanki bu söylediğine pişman olmuş gibi durakladı- kızlar bir rahat vermedi sene boyunca." Söylediğine benle Cansu bıyık altından güldük.

"Öyle mi paşam? Cansu'yu da erkekler bir türlü rahat bırakmadı, hatta son talibi efsane bir şey. Değil mi Cansu?" İlhan yıkılmış gibi duruyordu. Ne yapayım? Koca adam olmuştu, Cansu Cansu diye ölmeyecekti ya.

"Ne yaptın sen? Çocuk yıkıldı." Cansu fısıldayarak bunu söyleyince kıvırcığıma baktım. Cidden boş boş bakıyordu.

"Kocaman adam oldu Cansu. O artık çocuk değil, bu çocukluk aşkından vazgeçsin bir zahmet."

"Bu doğru mu Cansu," diye sordu İlhan.

"Yani, pek doğru sayılmaz. Görkem hoş biri sadece o kadar." Cansu da hayallere dalmış görünüyordu. İlhan'ı zorla kaldırıp kendi odama sürükledim,

"Biraz uyu ablacığım. Cansu'nun da kendi hayatı var, mutlaka birinden hoşlanacak. Senin ki sadece her çocukta olan bir şey. Ablasının arkadaşına aşık olma sendromu," dedim ve odadan çıktım. İlhan'ın bu denli yıkılacağını tahmin edemezdim. Muhtemelen Cansu için bu parfümü sıkmış, bu kıyafetleri giymişti. Kimin kardeşi! Oldukça yakışıklı bir genç olmuştu fakat Cansu ile olmazdı.

"Ben saçlarımı kurutacağım, İlhan sesten rahatsız olmaz değil mi?"

"Yok, o şu an transta. Dünya yıkılsa haberi olmaz."

"Sen de amma üzdün çocuğu ha."

"Cansu, o artık çocuk değil," dedim üzerine basa basa. "Ben hissediyorum, CanKem çifti olacak ve İlhan o zaman daha çok üzülecekti."

"Deniz, CanKem ne?"

"Cansu-Görkem aşkının ismi."

Gözlerini kocaman açıp,

"E yuh ama," dedi ve odasına geçti. Kendi odama girdim ve İlhan'ın benim yatağımda uzandığını görünce çıktım. Ergenlik daha nereye kadar be İlhan.

Zilin sesini duyunca sabah yaşadıklarımı tekrar hatırladım. Olamaz, ya Eren geldiyse?

Yavaşça yaklaşıp kapı deliğinden gelene baktım. Gördüğüm kişi...

Kısa bir bölüm oldu, devamı da kısa bir süre içinde gelir.

Continue Reading

You'll Also Like

137K 22.4K 48
TÖRE & ADALET SERİSİ 2. KİTAP♟️👠🎓
2.7M 144K 16
Maça Kızı 8 serisinin devam bölümlerini içermektedir.
49.9K 1.3K 20
"Han." derken dudaklarım titredi. Bedenlerimizin yakın olması ise bedenimi titretti. "Güneş." dediği an kalbime bir ok saplandı sanki. Yer yerinden...
929K 51.6K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...