3 DELİ *2* İNTİKAM (Tamamland...

By fatmaosh

168K 13K 1.5K

3 DELİ kitabının devamıdır. Lütfen ilk kitabı okuduktan sonra 2. Kitabı okuyalım.. More

Tanıtım
3D*2*İNTİKAM-1
3D*2*İNTİKAM-2
3D*2*İNTİKAM-3
3D*2*İNTİKAM-4
HAKKIMDA BİLİNMEYEN 15 GERÇEK
3D*2*İNTİKAM-5
3D*2*İNTİKAM-6
3D*2*İNTİKAM-7
3D*2*İNTİKAM-8
3D*2*İNTİKAM-9
3D*2*İNTİKAM-11
3D*2*İNTİKAM-12
3D*2*İNTİKAM-13
3D*2*İNTİKAM-14
3D*2*İNTİKAM-15
3D*2*İNTİKAM-16
3D*2*İNTİKAM-17
RÖPORTAJ
3D*2*İNTİKAM-18
3D*2*İNTİKAM-19
3D*2*İNTİKAM-20
3D*2*İNTİKAM-21
3D*2*İNTİKAM-22
3D*2*İNTİKAM-23
3D*2*İNTİKAM-24
3D*2*İNTİKAM-25
3D*2*-İNTİKAM-26
3D*2*İNTİKAM-27
3D*2*İNTİKAM-28
3D*2*İNTİKAM-29
3D*2*İNTİKAM-30
3D*2*İNTİKAM-31
3D*2*İNTİKAM-32
Ara bölüm
3D*2*İNTİKAM-33
3D*2*İNTİKAM-34
3D*2*İNTİKAM-35
3D*2*İNTİKAM-36
3D*2*İNTİKAM-37
3D*2*İNTİKAM-38
3D*2*İNTİKAM-39
3D*2*İNTİKAM-40
FİNAL
KASEM

3D*2*İNTİKAM-10

3.7K 325 42
By fatmaosh


Medya:Ecrin

O kadar çok mesaj geliyor ki..

Nolur affet yazar' 'Özür dileriz yazar' 'Okurlarına küseceksin yazar..'

ÇOK ÇOK ISRARLARA RAĞMEN GERÇEKTEN SİZE KÜSEMİYORUM. İNSAN OKURLARINA KÜSER ? AYRICA HER NE KADAR

MEKTUBU TAMAMEN ORTADAN KALDIRMAK İSTESEM DE YAZMAK İSTEYENLER VARMIŞ.

3 DELİ HAKKINDA HİSSETTİKLERİNİZİ BİR CÜMLE İLE YAZABİLİRSİNİZ. İLLA MEKTUP OLMASI ZORUNDA DEĞİL.

3 GÜNÜNÜZ VAR. İSTER YAZIN İSTER YAZMAYIN YANİ O SİZE KALMIŞ BİR ŞEY BEN SADECE ISRARLARA DAYANAMADIM.

3 DELİ AİLESİNE SEVGİLERİMLE..

HADİ ALLAHA EMANET :)

MİRAYDAN;

Muhsin abi bizim kızları da artık kendi evinden alacağı için artık tek servise binecektim. Onları önce alacaktı tahminimce.

Cuma olduğu için sevinmiştim ama hala içimde bir huzursuzluk vardı. En son konuştuktan sonra ecrin başka bir anlamda söylediğini söylemiş ve benim de öyle anladığımı gruba geri dönmemi istediğini söylemişti. Gruba dönmüştüm ama hala onlara kızgındım.

Nihayet servis geliyordu. Bi dakika? Gördüklerime inanasım bile yok! Gerçek mi? Yağmur ecrin ve ayşe ön koltukta oturuyorlardı. Ve hala birbirleriyle şakalaşıyor,benim beklediğimi göre göre bana baka baka birbirleriyle gülüyorlardı.

Servis önümde durduğunda servise bindim ve sinirle önde ki beni çok seven(!) iki gerizekalıya baktım. Sanki 'herhangi' biri binmişti servise. Galiba şu anda öyleydim.

Hiçbir şey diyemeden arkaya oturdum cam kenarına. Yani ecrinin yerine.

Ağlamak istiyordum ve ağlayamıyordum. Bu gerçekten çok kötü bir şeydi. Birisine baksam ağlayacağımı bildiğim için sadece buhar olmuş camdan öylesine bakıyordum etrafa. Tamam. Anlarım oturmuşsunuz ama neden benle konuşmadılar? Yani hala anlamış değilim.

Birisi bana dokunduğu an irkildim ve arkama baktım.
Koray bana gülerek "Korkma korkma. Benim." demişti. Onunla konuşacak moralde dahi değildim.

"Sonra konuşsak olur mu? Gerçekten iyi değilim. Nedenini de sorma lütfen." diyip camlı tarafa döndüm.

Gerçekten canım yanıyordu. Araba kazasından sonra ilk defa bu kadar canım yandı.

İnsan tabi doğduğundan beri neredeyse aynı okul,yakın evler,aynı sıra,aynı sınıf,onlarca anı olunca elbette ki kıskanıyordum. Hatta kıskanmaktan öte birşey. Daha iki gün olan bir kız yüzünden dışlanmak. Allah şahit ki ayşeyi çok seviyordum. Aylanın anlattıklarını resmen uyguladığını gördüm. Ve uygulaması önemli değil. Benim arkadaşlarımın o acımalara dayanamaması ve kanması ağrıma gidiyordu.

Böyle düşünürken okulun önünde durunca ben de çantamı sinirle elime alıp servisten indim. Hala kahkaha atan ecrin "Günaydın kanka. Seni de alcaktıkta yer yoktu ya." diyip hala gülüyordu.

Koluma girmişti ve bende sertçe kolumu çekerek okuldan içeri girmiştim.

Hala bir de yer yok diyordu. Ulan sarı,senden hiç beklemezdim.

Sınıfa girip yine sertçe çantamı sırama attıktan sonra herkes bana bakmıştı ama umrumda değildi.

Yağmurgil sınıfa yaklaşınca ayşenin kolundan tutmaya başladım. O da böyle bir şey olmayacağını tahmin etmemiş olacak ki "Napıyorsun?" gibisinden şeyler söylüyordu.

Kızlar tuvaletinin yanına götürdüm ve sinirli bir şekilde konuşmaya başladım.

"Bana bak. Arkadaşlarımdan uzak dur. Ben onları havada bulmadım. Onları kandırarak bir bok elde edemezsin. Sürekli sana yardım ettim,ama haddini aşmaya başladın. Hayatımda yapmadığım şeyleri yaptırtma bana. Afedersin ama beni bir daha canımı yakmak için canımdan değer verdiklerimi kandırmaya çalışırsan senin feriştahını sikerim. Hayatımda kullanmadığım küfürler ettirme bana." demiştim gözlerimden alev çıkacak bir şekilde bakarak.

Bana kahkaha atıp "Sen benim iki yanımda oldun diye adam mı oldun miraycım? Ooov! Kıyamam ya. Arkadaşların senden bıkmış demek ki. Bence uzatma." demişti hala gülerek. Ben bu kızı gerçekten çok fena yapacam ama şimdi mi yapsam?

Dalsana gerizekalı. Hala şimdi mi? Diye duruyon. Değerlilerin elden gidiyor.

Diye bana gaz veriyordu muhittin.

Bende büyük bir zevkle kabul ederek direk kızlar tuvaletine soktum.

İçerdekilere "ÇIKIN LAN!" Diye bağırdığım anda anında çıkmışlardı.

Ayşenin boğazını sıkıp duvara yasladım. Diğer elimle de saçını çekiyordum. Şu an nefes alamıyordu ama umrumda değildi. Gözüm hiçbir şey görmüyordu. Hatta astımımın geleceğini hissettiğimden bırakmıştım boğazını.

Nefes alamıyordum ve koşa koşa revire gitmek zorundaydım.

O anda kızlar gelmiş ayşeye bakıyorlardı.

"İyi misin?" diye soruyorlardı. Ayşede zor nefes alıyordu ama bulanık görüyordum.
Artık hiç bir şey hissetmiyordum ve aklımda sadwce şu cümle vardı.

Yağmur ben size aklınıza gelmeyecek kadar değer vermiştim...

⚪⚪⚪⚪⚪

"Aşırı stres ve üzüntüden astımı gelmiş. Galiba sabah yemek falan da yememiş. Dikkat edin." diyordu cılız bir kadın sesi. İlk başta gözlerimi açamadım. Zorlana zorlana ikinci deneyişimde açabilmiştim gözlerimi. Açmıştım ama bulanık görüyordum. Tekrar gözlerimi kapatıp açtığımda yağmur,ecrin,efe,bora koray giray ve ayşe vardı. 

Yine aklıma gelmişti ayşenin yaptıkları ve gözlerim dolmuştu.

"İyi misin? Korkuttun miray?!" demişti ayşe bana gülümseyerek. Gerçekten bu kızı öldürmek istiyorum!

"Sen yeter ki iyi ol. Beni boğduğun zaman aklın başında değildi heralde. Her neyse. Ben seni affediyorum." demişti tebessüm ederek.

"Aklım başımdaydı." dedim sadece gözlerim dolu donuk bir şekilde bakarak.

"Miray hala nediyorsun? Kızın boynu morardı resmen. Nasıl sıktıysan. Kız senin özür dilemene bile izin vermiyor sen hala neler diyo-..."

"Eğer beni korumayacaksan ve hiçbir şeyi bilmiyorsan karışma yağmur! Ayşeni de al git! Ben orda nefes darlığı geçirirken siz hala ayşenin yanındaydınız! Bu mu arkadaşlık? Hiç yanımda olma o zaman!" demiştim bağırarak yağmura. Kafamı betona çarpmış olmalıyım ki her konuştuğumda ağrıyordu.

"Kızı boğmuşsun miray! Ne yaptığının farkında bile değilsin! O kadar şey yaşadıktan sonra bir de sen boğuyorsun kızı!" diye bir de ecrin bana bağırmıştı.

Dayanamadım ve "Git. Gidin. Eğer benim dediklerime güvenmiyorsanız gidin." demiştim gözümden bir damla yaş düşerek. Sesim titriyordu resmen.

"Sikerim güveninide senide! Yürü ecrin." deyip kolundan tutmuştu ecrinin ve arkalarında ayşe gitmişlerdi.

Bu sefer bora bana dönüp "Şu olayı tam olarak anlatsana. Biz biraz yabancı kaldık." deyip diğer erkekleri göstermişti.

Gözümün yaşını silip burnumu çekere en baştan anlatmaya başladım her şeyi. Hepsi birer sandalye çekmiş beni dinliyorlardı.

Anlatmamı bitirdiğimde giray "Miray haklı beyler. Efe sevgilini korursan bilemem ama serviste olanlara ben şahidim. Yapışık üçüz gibi lan bunlar. Mirayın yüzüne bakmadılar." demişti giray sandalyeye yaslanarak. Keşke herkes de giray gibi düşünsede neler yaşadığımı görse.

"Yok lan. Ben o deli yağmuru korurmuyum hiç. Kankisi haklı. Tabi onlar hatalarını anladığında çok geç olacak ama napalım." demişti efe.

"Ben sana inanıyorum. Ne olursa olsun. Bak hadi gel derse gir. En azından hocalara görünür gidersin." demişti bora. Bende başımla onaylayıp revirde ki yataktan doğruldum ve efe bize el sallayıp gittikten sonra sınıftan içeri girdim.

Gerçekten lanet olsun ki yer yoktu ve yağmurun yanına oturmuştum el mahkum.

Onlara bakmamaya çalışıyordum. Hala konuşuyor ve bir yandan şakalaşıyorlardı.

Sanki 10 dakka önce her boku hen yaşamışım gibi. Ki öyleydi zaten ve hiç etkilenmemişe benziyorlardı.

Arkadan ayşe annesinin fotoğrafını gösterecekken birden endişeye kapıldı ve aramaya başladı çantasını ben uyuyordum ve dinlememeye çalışıyordum.

Her yeri arıyordu ve sesi de ağlamaklıydı.

Annesi yoktu hatırladığım kadarıyla.

Her ne kadar öfke dolu olsam da üzülmüştüm onun adına şu anda.

Birden biri beni omzumdan tutup çekmesiyle hem irkilip hem de korkmuştum. Bir baktım ayşe bana bakıyor sinirle.

"Sen mi aldın annemin fotoğrafını?" diye sinirle bana soruyordu.

"N-ne saçmalıyorsun Ayşe?!" demiştim. Ulan daha yeni geldim sınıfa. Ne yapacam ben?

"Zaten benden nefret ediyordun en başından beri. Nerde annemim fotoğrafı?" diye tişörtümün yakalarından tutmuş bana hesap soruyordu.

"Bana bak?! Kimsin lan sen?! Ne hakla bana hesap sorabilirsin?! Al çantamı ara!" diye bende ona bağırmıştım.

Hiddetle sıramdan çantamı alıp fermuarını açıp içindekileri yere dökmeye başladı.

Sonra da aramaya başladı. Ya benim böyle bir şey yapma ihtimalim var mı?

Ben de arayan ayşeye bakıyordum. Bir baktım yırtılmış birkaç şey vardı içinde. Onları almıştı teker teker. Sandığım kadarıyla annesinin fotoğrafıydı ve birden daha fazla bağırmaya başladı.

"Bunlar ne?! Ne bunlar?! Almak yetmemiş yırtmışsın hepsini!" deyip ağlamaya başlamıştı.

Allahım bu imtihan mı bana? Şimdi herkesin bana inanması daha da zorlaşacaktı.

"A-ayşe Ben al-madım. Sana yemin ederim ki." demiştim ayşeye bakarak.

"Miray sınıfa sadece çantasını koymak için girdi. Bunu biri koymuş çantasına kızlar. Yağmur afedersin ama dangalak değilseniz anlarsınız. Çantasını koyup ayşenin kolundan götürmüştü." demişti bora birden ayağa kalkarak oturduğu yerden.

"Hayal kurma bora. Kim koyacak başka?" demişti ayşe boraya bakarak.

Bende bu kanıta karşılık ayşenin kolunu tutup kaldırnıştım yerden.

"Sen koydun demi?! Sırf benden daha da nefret etsinler diye! Yeter sıçacam ecrin beynin yok mu? Ben niye koyayım sınıfta bile değildim!" demiştim hala ayşenin kolunu tutarak.

Yağmur birden önüme geçip ayşeyi tuttu.
"Kızın kolunu morarttın! Yeter! Biz anlayacağımızı anladık!" demişti bana bağırarak.

Şimdi gerçekten beynim durmuştu. Beni serviste hiçe saydı,ayşenin evine gelme diyip ayşenin o laflarına bir şey demedi. Genelde biri benim kolumu tutardı ve yağmur yanıma gelip diklenirdi. Şimdi kardeşten öte dediğim insan benim karşımda.

"Yağmur siktirol git." demiştim sessizce sadece. O da bu lafıma şaşırmıştı çünkü benim hala kendimi savunacağımı zannediyordu.

Birden ayla da beni tutarak "Resmen şu iki günlük kızı koruyorsun yağmur! Bu mu senin arkadaşlığın? Bu mu senin kardeşliğin?" diye sayıyordu.

"Bana inanmayana ben de inanmam da güvenmem de artık!"

Continue Reading

You'll Also Like

21.3K 1.8K 12
Alara canı sıkıldığını için bir numara sallar ve yazar ama bir sorun vardı. Salladığı numara seri katil olan barın kılıç atasoy'du...
22.3K 1.2K 17
(Biyo aile kitabı) 16 yaşında olan Asel Mina' nın cehhenemin den kurtulma hikayesi (Mizah ve argo kelimeler içerir) Alıntı *** Bana üsten üsten bak...
657K 28.2K 38
Ne demiş atalarımız "En büyük aşklar nefretle başlar." Nefretten doğan aşkı okumaya hazır mısınız? @bora_atalarr: beni dikizlemeyi kes @selinnozgur:...
1.3M 60.8K 55
Texting SİZ: Kardeşim kargomu getirsenize ne demek kurye vefat etti!? SİZ: Hayır aldığım şey de az buz bir para değil. SİZ: Ben o gitarın parasını...