Seni Aradım -Tamamlandı-

By rasgar

414K 27.5K 3.1K

Ailesinin ölmesiyle büyük bir krallığın yükü omuzlarına kalan bir kız... Tek yapmak istediği kız kardeşini ve... More

1.Mektup
2.Sır
3. Teklif
4.Hasta
5.İzgi
6.Koruma
8.Anlaşma
9.Geçmiş
10
11
12
13
14. Kazanan
15.
16
17.
18.
19
20
21
22
23.Asla
24.Evli
25. Esir
26.İptal
27.
28.Huzur
29. Özlem
30.Uyku
31. Uykusuz
32. Yeniden Doğuş
33.Çözüm
34.
35
36.Yemin
37.Aşula
38.Kitap
39.Söz
40. Özür Dilerim
41. Acele
42. Kayıp
43. Dokunma Bana
44. Güven
45.Bahane
47. Tebrik
48. Söz
49. Korkak
50. Kazanmak
51. Kış Bahçesi
52. Güç
53. Tebrikler
54. İtiraf
55
56.Doğum
57. İntikam
Final

7.Ordu

8.2K 557 29
By rasgar


İzgi Pars ile konuşmasının çok kötü gitmesinin ardından dalgın bir şekilde koridorlarda yürüyordu. Bu sorunu nasıl çözeceği konusunda hiçbir fikri yoktu. Parsı koruması onu zindanda tutması demek olmamalıydı. Evet ondan gerçekleri saklamıştı. Ama bunun onu bu kadar yaralayacağını fark edememişti. Gerçekleri söylese de kan dökülecekti. Çıkmaza düşmüştü. Olaylar bu kadar karışmasa Ayana'dan yardım istemezdi. Bu saraya o kadar zaman sonra geri dönmek çok zor olmuştu. Pars'ı kardeş gibi sevmemiş olsaydı işleri daha da kolay olurdu.

Odasına gitmekle Ayana'yı ziyaret etmek arasında karar vermeye çalışırken karşıdan Belen'in geldiğini gördü. Bir an ne düşünmesi gerektiğini bilemedi. Belki de şu an görmek istediği son kişi oydu. Belen iyice yaklaştığında "Prensesim." diyerek selam verdi. Daha fazla konuşmak istemediği için giderken Belen'in sesiyle durdu.

"Gitmeni söylemedim İzgi."

İzgi derin derin nefesler aldı sakinleşmek için. Sarayda kaldığı süre boyunca bu kadınla işi vardı. "Bir sorun mu var prenses?" diye sordu dişlerinin arasından.

Belen omuz silkti. Karşısındaki adamın sinirden kudurup yine de bir şey söylememesi hoşuna gitmişti. En güzel gülümsemelerinden birini takınarak İzgi'ye ilerledi. Aralarında artık bir nefeslik mesafe vardı.

"Ne zaman gideceksin?" diye sordu Belen meydan okuyan bir ifadeyle.

İzgi canı burnunda bir şekilde karşısındaki kadının güzel gözlerine baktı. Gözlerinin güzelliği söylediklerinin onun için ne kadar kötü olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. İç geçirdi zorlukla.

"Ne istiyorsun Belen?" diye sordu sonunda. Güçlükle koruduğu resmiyeti bırakmıştı.

Belen alaycı bir şekilde gülümsedi. Sonunda özüne dönüyordu karşısındaki adam. "Sadece soruyorum İzgi. Bu sefer giderken senin için veda partisi düzenlemek istiyorum."

İzgi iç geçirdi. Unutmasını beklemiyordu tabi ki. Fakat bu kadar kinci bir şekilde karşılanmayı da beklemiyordu. Sinirle elini saçlarının arasından geçirdi. "Bu sefer gitmemek üzere döndüm." dedi kelimelerin üstüne basarak.

Belen'in alaycı bakışlarının yerini korku almıştı birden. Ne diyeceğini bilemeden bir süre karşısındaki adamın gözlerine baktı. Söyleyecek bir şey bulamayınca başını salladı. Küçük bir reverans yapıp giderken İzgi Belen'in kolunu tuttu.

Belen adamın tuttuğu kolunun yandığını hissetti. Sanki derisinin üstünde yangın vardı. Bakışlarını İzgi'ye çevirdi. "Bırak!" dedi sinirle.

İzgi bir an bırakıp bırakmamak konusunda durakladı. Bırakmak yerine Beleni kendine çekti. Belen aniden çekilen koluyla afallayıp düşmek üzereyken ellerini İzgi'nin göğsüne koyarak dengesini sağladı. Şimdi düşündüğünden ve olmak istediğinden daha da yakındı.

"Bırak." diye fısıldadı.

İzgi kadının küçük elleri göğsüne değerken duyduğu bu sözle iç geçirdi. "Hep böyle kavga mı edeceğiz Belen?" diye fısıldadı.

Belen bir an gözlerini kapattı. Sürekli kavga edemezlerdi değil mi? Yine de... güçlükle toparlanarak geri çekildi. Dolan gözlerinden bir damla yaş süzülmesine izin verdi. Başıyla onayladı. "Haklısın, kavga edemeyiz. Bir daha seni rahatsız etmeyeceğim." diyerek hızla uzaklaştı.

İzgi bugün çok kötü bir gün olduğunu düşünmüştü. Ama bugün olan hiçbir şey Belen'in son sözü kadar canını yakmamıştı. Yumruklarını sıktı. Ve derin derin nefes aldı. Burada kalacağına göre bu duruma alışmak zorundaydı.

***

Ayana odada bir o tarafa bir bu tarafa gidip gelirken Artam heyecanla odaya dalınca Ayana yargılayan bakışlarla ona baktı. "Ne bu acele Artam?" diye sordu alaycı bir ifadeyle.

Artam birkaç saniye soluklandı. "Efendim askerler arasında kavga çıktı. Yaralananlar var."

Ayana ellerini birbirine kavuşturdu telaşla. "Ölen var mı peki?" diye sordu heyecanla. Bu ordunun başına bela açacağı belliydi. Ne yaptıysa bir çözüm bulamamıştı işte. İnsanları bu kadar sevgi doluyken ordunun kendi arasında kavga etmesine anlam veremiyordu. Onları savaşa sürüklemediği için miydi tüm bunlar? Teşekkürleri bu şekilde mi oluyordu. Erkekler ve anlaşılmaz egoları...

"Hayır efendim yok ama birbirlerine çok fazla zarar verenler olmuş."

Ayana iç geçirdi güçlükle. "Peki neden çıkmış bu kavga?" diye sordu merakla.

"Bilmiyorum efendim. Komutan Aral bu konuda araştırma yapacak."

"Aral mı?" diye sordu Ayana şaşkın şaşkın.

Artam başını salladı. "Evet efendim. Kendisi bu konuda gönüllü oldu."

Ayana iç geçirdi. "Artam ona güvenemeyeceğimizi daha önce söylemiştim sana. Neden bu konuda ısrar ediyorsun anlamıyorum." diye söylendi.

Artam ne diyeceğini bilemeyen bir şekilde ayaklarına bakıyordu. Ayana onun bu durumuna dayanamayarak iç geçirdi. "Bu görevi İzgi'ye veriyorum. Orduyu toparlayıp bir düzen verebilecek kişi varsa o da İzgi."

Artam suçlu bir çocuk gibi başını salladığında Ayana onun bu durumuna üzülse de bir şey söylemedi. Hatalarında ona destek çıktığında ne olduğunu görüyordu. Ordu ve devlet işleri ile ilgili hiçbir konuda Aral'a güvenemezlerdi. Hele ki iki kardeşin de aşkına sahipken hiç güvenemezlerdi. Nereden geldiğini bile hatırlamadığı bu adam birden kalbine girmişti ve aynı sıralarda kardeşini de kendine bağlamıştı. Kalbi onun için kıpırdanırken beyni bunun doğru olmadığını biliyordu ne yazık ki.

Artam'ı bir süre daha izledi. "Çıkabilirsin, Aral'a görevi ondan alıp İzgi'ye verdiğimi de söylemeyi unutma." dedi. Artam çıkınca Ayana muhafızlara seslendi. "İzgi'yi çağırın"

***

Aral sonunda istediği göreve geldiği için gururlu bir şekilde askerlerin arasında yürüyordu. Bu kavganın çıkma nedeni ona göre askerlerin birbirini çekememesiydi. Nasılsa yakın zamanda neden olduğunu öğrenecekti.

Artam hızlı adımlarla ona doğru gelirken bir gelişme olduğunu düşündü. Bu adamı da hiç sevmiyordu. Ayana'nın güvenini hala tam anlamıyla kazanamamıştı. Güvenini kazandığında bu adamı bu saraydan gönderecekti.

"Efendim..." diyen Artam'a "Çabuk söyle işim var." diye terslendi.

"Korkarım artık yok." diye yanıtladı Artam.

"Bu ne demek şimdi?" diye sordu adam sinirle. Bu yaşlı bunak başına iyice dert olmaya başlamıştı.

"Kraliçemiz bu görevi İzgi'ye verdi."

"İzgi mi? O her şeyi alaya alan adam mı? Yıllardır ortalıkta olduğu yok. Şimdi birden gelip bu görevi alması çok saçma."

"Kraliçemizin emirlerini sorgulama hakkınız yok." dedi Artam sinirle. Bu adamın kendini bu kadar üstün görmesine sinir olmaya başlamıştı artık.

"Bunu Ayana ile konuşsam iyi olacak." dediğinde Artam gözlerini dikerek ona baktı.

"Kraliçemizin ismini söyleyemezsiniz. Saray kurallarına ve adabına uymanızı rica ediyorum." dedikten sonra daha fazla konuşmak istemeyerek oradan ayrıldı.

***

İzgi odaya girdiğinde Ayana "İyi ki geldin." dedi rahatlayarak. "Sen gelmeseydin ne yapardım bilmiyorum."

İzgi anlamak için kaşlarını kaldırdı. Ayana İzgi'nin yanına gelip ellerini tuttu. "Ordumun sana ihtiyacı var."

"Benim bu konuda çok da başarılı olmadığımı biliyorsun Ayana. Ordu disiplin gerektirir ve ben buna katlanamam."

"Yardım etmen lazım İzgi.

İzgi bunu yapamayacağını biliyordu. Ordu hiçbir zaman ona göre olmamıştı. "Bunu yapamam Ayana. Gerçekten yapmak isterdim ama öyle bir yeteneğim yok."

"Denemek zorundasın. Ülkeme bir şey olmasından korkuyorum. Yapmak zorundasın."

İzgi başını iki yana salladı. "Bunu yapamam ama yapabilecek birini tanıyorum."

Ayana gözlerini kısarak karşısındaki adama baktı. Sonra "Pars." diye mırıldandı.

İzgi başını sallayınca Ayana sonunda kabullendi. Söz konusu ülkesiyse o adamdan yardım isterdi. "Tamam, onu bu göreve getiriyorum o zaman. Sen de onu denetlemekle görevlisin."

"Yalnız bir sorunumuz var." dedi İzgi tereddütle.

"Ne var yine?" diye homurdandı Ayana. Bu kadar zaman arkasını kolladığı adama işi düşmüştü. Onda da yapmamak için elinden geleni yapmıştı. Sinirleri iyice bozulmuş bir şekilde karşısındaki adama baktı.

"Pars'ı ikna edebileceğimi sanmıyorum."

***

Zindanlardan nefret ediyordu. Bu çürümüş et kokusundan da... son zamanlarda buraya çok fazla gediğini düşünmeden edemedi. O adam ülkesine gelmeden önce her şey sanki daha bir yolundaydı. Şimdi o inatçı adamı ikna etmek zorundaydı.

Kapı açılıp içeri girdiğinde adam başını kaldırıp kimin geldiğine bile bakmadı. Ayana ona bakması için hafifçe öksürmek zorunda kaldı. Pars başını kaldırıp ona baktı. Gözlerini kırpıştırdıktan sonra "Ne istiyorsun?" diye sordu.

"Yardımına ihtiyacım var." dedi Ayana direkt. Açıklamayla uğraşacak zamanı yoktu.

Pars alaycı bakışlarını ona çevirdi. "Hiç de yardıma ihtiyacın varmış gibi görünmüyorsun."

Ayana adamın tavrı karşısında ayağını yere vurmak istiyordu. Tepinme isteğini sonraya sakladı. "Ordumda yeniliğe ihtiyacım var."

"Bundan bana ne?" diye sordu umursamaz bir şekilde.

"İzgi bana askeri yeteneğinden bahsetti."

Pars yavaşça ayağa kalktı. O ayağa kalktığında Ayana adama bakmak için kafasını yukarı kaldırmak zorunda kaldı. "Bunu neden senin ordunda kullanayım ki?" derken resmen Ayana'yla alay ediyordu.

"Mecbur değilsin." dedi Ayana sakin olmaya çalışarak.

"O zaman neden buraya geldin?"

"Buradan çıkmana izin vermem için ülkene dönmeyeceğine emin olmam gerek. Bu konuda verilmiş bir sözüm var. Üstelik can güvenliğin de yok. Güvenliğin için de İzgi'ye söz verdim."

"Bunu İzgi söylediğinde de anlamıştım." derken sesi iyice sıkılmış geliyordu.

Ayana ofladı. Neden bu adamla konuşmak bu kadar zordu? "Evet, abinin ülkesine dönemezsin. Kendi ordun olup savaşacak durumda olmazsan tabi ki."

Konuşma şimdi daha ilgi çekici olmuştu. Ayana'ya tek kaşını kaldırarak baktı. "Ne öneriyorsun?" diye sordu.

"Askerlerimi tamamen eğitmek için ne kadar zaman gerekli?"

Pars duruşunu dikleştirdi. "6 ay yeterli."

"Güzel, 6 ay sonunda eğittiğin ordunun yüzde onunu sana vereceğim. Merak etme kalabalık bir ordu olduğu için sana yetecektir."

Pars alaycı bir ifadeyle gülümsediğinde Ayana bu adamın gülümsediğinde fazlasıyla çekici olduğunu düşünmeden edemedi. "Anlaştık." dediğinde Ayana gülümsedi.

"Öyleyse bu zindandan çıkıp hemen yarın askerlerimi yönetmeye başlayabilirsin." diyerek giderken Parsın sesiyle durakladı.

"Evlilik teklifini tekrarlamayacak mısın?" diye sordu alayla.

Ayana Pars'a doğru ilerledi yavaş adımlarla. Aralarındaki mesafe birbirlerinin nefeslerini hissedebilecekleri kadar azaldığında Ayana alaycı bir gülümsemeyle baktı karşısındaki adama. "Yarın ordumu görüp, sarayımı gezdiğinde tüm bunları reddettiğin için pişman olacaksın. Ama üzgünüm Prens Pars. Ömrüm boyunca burada kalma kararı aldım. Ve ailemden kalan bu tahtı başka biriyle paylaşmaya hiç niyetim yok." diyerek ayrıldı.

***

Ayana yanındaki adama baktı. "Bir haftadır çalışıyorlar İzgi. Bir gelişme var mı?"

İzgi yanındaki kadının sabırsızlığına inanamayarak baktı. "6 ay için anlaştığınızı sanıyorum."

"Birden hepsinin sen ya da o gibi olmasını beklemiyorum. Ama gelişme göstermelerinin ne kadar önemli olduğunu biliyorsun."

"O?" diye sordu İzgi alayla.

İkisi de Pars'tan bahsettiğini biliyordu aslında. İzgi bilerek bunu soruyordu. Ayana bakışlarını aşağıda askerlere savaşmayı öğreten adama yönlendirdi. Bir haftadır çalışıyorlardı ve o her gün bu saatlerde onu ve askerlerini izliyordu. Bir kadın olarak sadece karşısındaki ona çok yakınsa öldürebilecek durumda olabiliyordu. Sadece mecbur kaldığı zamanlarda kullanabiliyordu bunu da. Kimsenin bilmesini istemediği için de askerleriyle arenada savaşamazdı. Bu durumda iyi savaşabilen bir adama ihtiyacı vardı. Lanet olsun birine muhtaç olmaktan nefret ediyordu.

Pars askerlerden biriyle ortaya gelip dövüşürken istemsizce dudaklarını yaladı. Kendisinden daha iri olan bir adamla nasıl böyle dövüşebiliyordu? Belki de çok hızlı hareket edebildiği içindi. Aylar sonra yenilmez bir ordusu olacaktı. Bunun için aşağıdaki adamın kibriyle uğraşmak zorunda kalacaksa çok da sorun değildi. Zindandaki o günden sonra hiç konuşmamışlardı. Birbirlerine bir şey iletmek istediklerinde İzgi bu görevi görüyordu.

"Kim olduğunu bilerek neden soruyorsun?" derken gözlerini dövüşten ayırmamıştı.

"Neden onunla iletişim kurmayı reddediyorsun?"

Nedeni aslında çok açıktı. O adam bakire olmadığı için ona bir fahişe gözüyle bakıyordu. Bu aptal bakışlara da katlanmak zorunda değildi. Artam'ın beceriksizliği olmasaydı belki her şey daha kolay olurdu.

"Ona evlenme teklifi ettim."

İzgi kahkaha attı. Bu son zamanlarda duyduğu en komik şeydi. Ayana ona dönüp uyaran bakışlarla baktığında İzgi birden sustu. "Sen ciddisin." diyebildi sonunda.

Ayana başını salladı. "Sen gelmeden önce."

"Tabi ki reddetti." diye tahmin yürüttü İzgi.

Ayana kaşlarını kaldırdı. Muzip bir şekilde "Benim gibi bir kadının reddedileceğine nasıl bu kadar emin olabilirsin?" diye sordu.

İzgi gülümsedi. "Bir kadın var. Ona aşık. Öyle olmasaydı belki."

Ayana bakışlarını dövüşü kazanan Pars'a çevirdi. Demek sevdiği bir kadın vardı. Öyle soğuk bir adamdan hiç beklenmeyecek şeydi. Ayana iç geçirdikten sonra dudaklarını ısırdı. Arkadaşına döndüğünde bir an söyleyip söylememe konusunda kararsız kaldı. "O mektup yüzünden olduğunu sanıyordum."

İzgi bir süre sessiz kaldı. Sonunda "Onu kime gönderiyordun?" diye sordu.

Ayana omuz silkti. "Herkese."

İzgi şaşkın bir şekilde "Neden böyle bir şey yaptın?" diye sordu.

Ayana omuz silkti. "Evlenme tekliflerinden sıkılmıştım." diyerek giderken İzgi arkasından bakakaldı bir süre. Bu kız ne karıştırıyordu?

13.02.2019 düzenlendi.


Continue Reading

You'll Also Like

428 107 7
Kapak tasarımı "Hatirlasevgiilii"ye aittir🤍 24 yaşındaki Asel eşinden ayrıldığı için girdiği psikolojik durumda uyuşturucu'ya başlar. Manevi ağabeyi...
548K 34.3K 28
21. Yüzyıldan 13. Yüzyıla uzanan efsanevi bir aşk.... Mcloyd klanı şefi Colin mcloyd ile kendi halinde kimsesiz bir kız Eva Smith imkansız görünen za...
571K 25.5K 52
1997 "Hadi Işıl seç birini." Onlarca misafir bir yaşındaki güzel bebeğe bakarken bu tatlı bebekse masanın üzerindeki nesneleri tanımak için uğraş ve...
134K 10.8K 51
Gizli Hayranım isminden Kalbinde Saklandım olmuşdur. Bu isimde ve kurguda tek kitapdır Merhaba papatya ailesi... 2017 yılında yazmış olduğum bu hikay...