Gözlerimi açtığımda karşımda bir demet beyaz gül gördüm. Gülümseyerek kaldırdım kafamı. Ayağa kalktım ve merdivenlerden yukarıya çıktım. Teknede, denizin ortasındaydık. Kerem'in yanına oturdum.
"Günaydın benim dünyalar güzeli sevgilim." dedi yanağımı öperek. "Ne oldu bakayım sana? Çeksene şu saçları gözünün önünden." dedi ve güldü.
"Olmaaz.."
"Niyeymiş?"
"Deniz.. Deniz tutuyor beni. Ayyhh.. Bayılcam şimdi az kaldı."
"Nee? Niye daha önceden söylemiyorsun bunu." dedi kahkaha atarak.
"Valla söyleme fırsatım olmadı. Malum iki gündür garip yerlerde uyanıyorum da." güldüm.
"Hı sen benim yanıma garip yer dedin yani az önce öyle mi?"
"Yok aşkım. Senin yanın cennet cenneeet.." dedim kollarımı iki yana açarak tatlı bir ses tonuyla.
"İyi affettim bakalım.. Hadi geldik."
Tekneden inip botla beraber ilerde ki sahile gittik. Kerem elindeki piknik çantasından örtü çıkarıp kumsalın üzerine serdi. Daha sonra yiyecekleri çıkardı. Yere oturduk.
"Burası çok güzelmiş ya.. Tertemiz."
"Evet.. Henüz pek keşfedilmemiş burası."
"Umarım hiç keşfedilmez. Keşke hep burada kalsak, hiç gitmesek."
"Çok sevdiysen her gün geliriz.. Hatta evimizi şuraya bir yere yaparız istersen? Ee nasıl hissediyorsun?"
"Çok huzurluyum. Neresi olursa olsun benim yanımda olman çok huzur veriyor.. Keşke hep yanında kalabilsem.. Hiç ayrılmasak."
"O da olacak yakında güzelim. Hiç ayrılmıcaz."
"Yaa nasıl olcakmış o?" dedim, yüzüme doğru eğildi.
"Seni kaçırıcam." dedi fısıldayarak, gülüştük.
"Yaaaa hadi ordan.." dudaklarıma minik bir öpücük bıraktı.
**
Kerem'le beraber şirkete gittik, işini bitirdikten sonra beraber akşam yemeği yiyecektik. Yağmur'da oradaydı. Kerem toplantıya girdikten sonra biz de Yağmur'la bahçeye oturup sohbet etmeye başladık.
Bir süre sonra tekrar şirkete girdim. Kerem'in odasına doğru giderken birden Berk çıktı karşıma. Ödüm kopmuştu.
"Ne yapıyosun ya sen?!"
"Ne var? Sanki burada olduğumu bilmiyor muydun?"
"Çekil önümden." kolumu tutup beni yandaki boş odaya soktu. "Ne yaptığını sanıyosun ya?! Bıraksana artık peşimi!"
"Hadi ver elini.. Her şey kaldığı yerden devam etsin. Mutlu olalım."
"Berk kes şu saçmalığı."
"Neden sevmiyorsun beni Zeynep? Neden bitti?"
"Balık hafızalı falansın sen sanırım. Sen beni aldattın Berk. Her şey bitti."
"Sen beni hiçbir zaman sevmedin dimi? Bir şey söyleyemiyorsun.. Gerçi beni sevmeni isteyemem senden. Baksana.. Babam bile sevmemiş beni." o an yanaklarından birkaç damla yaş süzüldü.
"Sen ve ben bir daha asla bir araya gelmicez Berk. Eğer bunun hayalini kuruyorsan vazgeç. Üzülürsün diyicem ama sanmıyorum.. Sen duygusuz bir adamın tekisin. Lütfen beni bi daha rahatsız etme. Senin yüzünden Kerem'le aram açılsın istemiyorum." tam gidiyordum ki:
"O gün sarhoş falan değildim." dedi, duraksadım. Arkamı dönmeden onu dinliyordum. "Seni bilerek aldattım. Önceden de aldatıyordum zaten. Düğünün olacağı gün hasta olduğunu öğrendim. Biz seninle güzel bir çift olabilirdik. Ama ben bakıcı değilim. Hasta bir kıza bakamazdım." dönüp yanağına sert bir tokat attım.
"Yazık sana.." çenem titriyordu.
**
Moralim çok bozuktu. Kerem'e bir şey söylemeden dışarıya çıkıp eve gittim. Nefes almakta zorlanıyordum, hemen ilaçlarımı içmem gerekiyordu. Salonun önünden geçerken babam seslendi. Dönüp baktım.
"Zeynep!"
"Efendim baba?"
"Neredesin sen kaç gündür?!"
"Y-Ya-Yağmur'da kaldım. Tel..telefonumun.. şarjı bitti, arayamadım."
"Yalan söyleme bana! Rezil ettin bizi herkese! Ben senin nerede olduğunu çok iyi biliyorum! Berk anlattı her şeyi!"
"Yeter ya! Yıllarca sizi dinledim! Yıllarca sizin yüzünüzden beni sevmeyen bir adamla beraber oldum. Sizin istediğiniz hayatı yaşadım. Onun ailesiyle yakınlaşabilmek için beni kullandınız. Sırf şöhret için. Ne yaşadığımı, ne çektiğimi bi ben biliyorum baba. Bu benim hayatım ve artık kendi kararlarımı kendim vericem! Şunu anlasanız iyi edersiniz. Ben Kerem'e aşığım!" dediğim an tokat attı. "Bir daha vur baba, istersen öldür beni. Ama bizim aramızı kimse, hiçbir şey bozamaz. Ben Kerem'in yanında mutluyum.. Ben aşkımdan vazgeçmicem." dedim ve dışarıya çıktım.
**
~Kerem~
Her yerde Zeynep'i arıyordum. Telefonu kapalıydı.. Gidebileceği her yere baktıktan sonra aklıma sahil geldi. Hemen gittim. Oradaydı.. İskelede gözlerini denize dikmiş öylece oturuyordu. Yanına gidip oturdum. Alnına minik bir öpücük bıraktım.
"Geldim güzelim.. Yanındayım. Kim kırdı seni böyle? Söyle onun ağzını burnunu kırayım." dedim gülümseyerek. "Sanırım bunlara ihtiyacın var." ilaç kutusunu ona uzattım.
"Benim artık senden başka kimsem yok."
"Benim de senden başka.."
"Herkesin derdi biz olmuşuz.. Herkes bizi ayırmaya çalışıyor. Ama onlara istediklerini vermicez dimi Kerem? Sen beni bırakmazsın biliyorum."
"Asla.."
"Biz ne yaptık ki? Kötü bir şey mi yaptık? Sadece aşık olduk. Ama bunu anlamak istemiyorlar. Sanki başka dertleri yokmuş gibi bizimle uğraşıyorlar."
"Sen umursama kimseyi. Biz kötü bir şey yapmadık güzelim."
"Ama bazen sana kötülük yaptığımı düşünüyorum.. Kerem benimle birlikte olmak zorunda değilsin."
"O niyeymiş?"
"O pislik.. Beni hastalığım için istememiş. Bu yüzden terk etmiş beni.. Ve ben bunu yeni öğreniyorum. Ben bakıcı değilim dedi. Daha önce hiçbir söz bu kadar canımı acıtmamıştı biliyor musun? Ama düşününce bi taraftan da haklı.. Kim ister ki böyle bir şeyi. Ayrılmak istersen sana kızmam.."
"Kalk.. Evleniyoruz." elinden tutup ayağa kaldırdım.
"Nee?"
"Evleniyoruz dedim." elini geri çekti.
"Kerem ne dediğinin farkında mısın sen? Ben böyle bir şeyi kabul edemem. Bana acıdığın için kendine yapma bunu."
"Sana acıdığım için falan değil Zeynep.. Seni sevdiğim için. Sana çok aşık olduğum için."
Yanaklarından süzülen yaşlarla beraber gülümsedi. Yüzünü avuçlarımın içine alıp göz yaşından öptüm. Ay ışığının yüzüne vurmasıyla beraber öyle güzel gözüküyordu ki. Uzun uzun bakıp derin bir iç geçirdim.
"Öyle güzel bakma bana. İşimi zorlaştırıyorsun.. Şimdi ben nasıl ayrılıcam yanından?"
"Birkaç gün sonra ayrılmamıza gerek kalmayacak işte, pembe panjurlu, her yerini senin isteğine göre düzenlediğimiz evimize beraber gidicez.. Ama tabi bunun için önce senin bu hafta içinde bir tarih seçmen gerek nikahımız için."
"Bu hafta içinde mi? Delisin sen ya." güldü. "İyiki varsın sevgilim.. İyiki yanımdasın.."
"Seni seviyorum.. Hayallerimi süsleyen kadın." dedim yanaklarını severek.
"Seni seviyorum gözlerinin yeşilinde kaybolduğum adam."