Gezegen'in bambaşka bir yerinde gökyüzünde iki kişi duruyordu. Bir tarafta turuncu saçlara ve mavi gözlere sahip bir erkek duruyorken, diğer tarafta ise kumral saçlara ve yeşil gözlere sahip bir kız duruyordu.
Erkek olan iri yapılı ve yaklaşık 1.90 boyundaydı.Saç şekli bir at kuyruğuna benziyordu. Kız ise bir tanrıçaya benziyordu. Kağıt beyazı renkte bir tene ve gökkuşağının o tatlı yeşilinde gözlere sahipti. Bu kızın saçları bellerine kadar uzanıyordu ama her hangi bir şekil verilmemişti düz saçtı.
Indria burada olsa onları tek bakışta tanırdı. Bunlar Ustrel ve Lamia'ydı!.İkisi Gökyüzü aleminin birinci seviyesindeydiler. Onlar uzun bir süre bakıştıktan sonra birbirlerine saldırmaya başlayacaklardı ki o anda ortaya gümüş saçlı bir adam çıkıverdi. Bu adamın bir gözü maviyken bir gözü kırmızıydı. Beyaz bir tene ve düz saçlara sahipti. Şu anda kaşlarını çatmış bir şekilde ileriye bakıyordu. İleriye bakarken bir anda bakışlarını Ustrel ve Lamia'ya çevirdi ve bir elini Ustrel'in diğer elini ise Lamia'nın omzuna attı.
"Misafirimiz var. Misafirimizi iyi karşılayın." dedi gülümser bir şekilde.
Ustrel ve Lamia başını eğdi ve iki ellerini kaldırdı ve bir elini avuç bir elinide yumruk haline getirdiler. Birbirlerine vurdular ve aynı anda, "Anlaşıldı usta!"
Daha sonra, ustalarının baktığı tarafa bakmaya başladılar. Şu anda onlara doğru çok hızlı gelen iki kişi vardı ve bunlar uçarken havada ses patlamaları oluyordu.
İki kişi onlara doğru ilerliyordu ve tam onların önlerinde durdular. Birisi siyah saçlara sahip iri yarı bir erkekti. Bu erkeğin aysız bir gece kadar siyah gözleri vardı ve bakana iyi şeyler hissettirmiyordu. Onun gözlerine bakınca insan boşluğa düşüyormuş gibi hissediyordu. Yanındaki ise on sekiz yaşlarında olan bir gençti.Bu gencin kahverengi saçları ve güneş gibi gözleri vardı. Bu genç bir elini göğsüne vererek hafifce eğildi. "Benim adım Kai Len."
Ustrel ve Lamia'da onun yaptığı gibi yapıp kendilerini tanıttılar. Ustrel ve Lamia'nın ustası öğrencilerin davranışlarından memnun olmuş gibi kafa salladı.
Daha sonra siyah gözlü adama baktı, "Siyah iblisin burada ne aradığını merak ediyorum."
Siyah iblis olarak bilinen siyah gözlü adam gümüş saçlı adama baktı, "Gümüş saçlı Şeytan'nın çenesi açılmış anlaşılan eskiden tek kelime etmezdin. İnsanları kendi ırkından düşük görürdün ta ki "o" olaydan sonra. O olaydan sonra tüm ırkını katlettiğini duydum bunun için sana "Şeytan" diyorlar. Kendi ırkını katleden "Gümüş saçlı Şeytan" ama bazı söylentilere göre. Güneşin muhafızı tarafından tek yumrukla mağlup olmuşsun." Siyah iblis gülümser bir şekilde söyledi.
Gümüş saçlı Şeytan son cümleye kada gülümsemişti lakin "Güneşin muhafızı tarafından tek yumrukla mağlup olmuşsun" sözünü duyduktan sonra gülümsemesi kayboldu. Yerine soğuk ve karanlık bir ifade aldı.
Siyah iblis değişen bu durum karşısında gülümsedi, "Senle savaşmak gerçekten aptalca olur, iki gözü, iki kulağı olmayan birisi bile seni yenemeyeceğimi bilir. Ama bu durum öğrencilerimiz için geçerli değil. Benim öğrencimin senin öğrencilerini yeneceğinden eminim."
Siyah iblisin kendisinden emin tavırları yüzünden, Ustrel ve Lamia'nın gözlerinde soğuk bir öldürme arzusu ortaya çıkmıştı.
Bu sözleri duyduktan sonra Gümüş saçlı Şeytan garip bir şekilde gülümsedi, "Onca deneyimlerine rağmen hala birşeyi öğrenemedin. Asla birisinin yeneceğini kesin olarak söyleme, çünkü bir savaşın sonu asla kesin değildir. Unutma, son anda üstün olan tarafa gökten bir meteor düşebilir."
Siyah iblis gülümsedi, "Göreceğiz." dedi sakin bir şekilde. Yavaşça geriye uçmaya başladı o geriye uçmaya başladığında Gümüş saçlı Şeytan'da öyle yaptı.
Ustrel ve Lamia daha önce Kai Len'in seviyesine bakmamışlardı ama şimdi baktıklarında Yeryüzü alemi ikinci seviyesinde olduğunu gördüler. Ustrel ve Lamia biraz aşağılanmış gibi hissederken bir anda ustasının sesi zihinlerinde yankılandı. Buna telepati deniliyordu ve Natural alemi üstü kişiler yapabiliyordu sadece. Ustaları, "Sakın çocuğu seviyesinden dolayı hafife almayın. O antik klan mensubu içerisinde çok güçlü bir canavar var. Muhtemelen kısa sürede olsa o canavarı kontrol edebiliyor. O canavarı kontrol ettiğinde tek seferde bir alem atlıyacaktır, ancak canavarı kontrol etmesede zorlu bir rakip. Tam gücünüzle savaşın asla karşınızdaki kişiyi hafife almayın! Ancak o moda geçmeyin!" demişti.
Ustrel ve Lamia o sözlerin hepsini duymuştu ve ikiside başlarını salladı, bunu gören Kai Len. Ustalarının onlara birşey söylediğini anlamıştı ama umursamamıştı.
Kai Len bir anda iki elini birleştirdi ve iki elini birleştirmesiyle tüm vücudunun alev alması bir oldu.
Bunu gören Ustrel ve Lamia savunma amaçlı ellerini geri çektiler ve vücutlarını enerji ile kapladılar.
Kai Len'in tüm vücudu şuan bir alev topuydu lakin bu alev topunun farkı etrafında yıldırımların çakıyor olmasıydı.
Lamia'nın vücuda bir anda alev aldı ve bu alevin büyüklüğü Lamia'nın yaklaşık yirmi metresini kaplamıştı. Kai Len'in alevi bu alevin yanında kamp ateşinin dönmeden önce bıraktığı kıvılcıma benziyordu.
Ancak Kai Len'in aksine tüm alevler bir anda Lamia'nin kollarında toplandı ve Lamia,"Alev yumruğu!!" diye bağırdı Kai Lene doğru ilerlerken.
Kai Len bunu görünce tüm alevi vücuduna yaydı.Lakin alevler bacaklarda ve yumruklarda daha yoğundu.
Kai Len'de Lamiaya doğru ilerledi Kai Len'e göre Lamia daha hızlıydı. Lamia Kai Lenin önüne geldi ve yumruğunu Kai Lenin göğsüne doğru savurdu.
Bunu gören Kai Len hızlı bir şekilde göğsünü enerji ile kapladı ancak bu yeterli değildi. Lamia'nın yumruğu Kai Len'in göğsüne vurduğunda. Onlarca kilometre geriye gitmişti, ancak geriye gittiğinde yüzünde en ufak bir acı hissi yoktu tam tersine gülümseme vardı. Lamia ve Ustrel birşeyin yeni farkına varmıştılar, bu çocuk Yeryüzü alemi ikinci seviye nasıl oluyorda uçabiliyor?
Lamia'nın yumruğu çok sert olmasada çok hafifte değildi en azından onun seviyesindeki birisini öldürebilecek güçteydi. Ama Kai Len hiç etkilenmemişti, Kai Len bir anda ortadan kayboldu ve Lamia gözlerini tekrar açtığında çoktan onun önüne gelmişti.
Lamia hızlı tepki vermişti ve geriye çekilmişti ancak geriye çekildiği gibi ileri atıldı. Kai Len şuan yumruğunu kaldırmış Lamia'nın yüzüne doğru götürüyordu. Lamia'da onun yumruğuna karşılık verdi ve ikisinin yumruğu havada çarpıştı. İkisinin yumruğu havada çarpışınca çok güçlü bir patlama yaşandı ve etraftaki dağlar yıkılmaya başladı.
İkisinin yumruğu çarpıştığı için ikiside geriye gitmişti ancak her hangi bir sabır göstermeden tekrar birbirlerine doğru ilerlediler. Kai Len bacağını kaldırdı ve Lamia'nın yüzüne savurdu Lamia bu durum karşısında başını eğdi ve olduğu yerde dönüp Kai Lenin göğsüne vurdu. Kai Len bu saldırı karşısında daha fazla uçamadı ve yere düştü. Lamia'nın aksine Kai Len'in çok fazla açığı vardı. Kai Len yere düştükten sonra yerde onlarca metrelik derinliğe sahip bir çukur oluşmuştu. Daha olduğu yerden kalkamadan Lamia onun üzerinde belirdi ve oldukça güçlü bir şekilde ellerini sıktı ve Kai Len'in başına vurmayı hedefledi.
Ancak, Kai Len bu durum karşısında gülümsedi ve ellerini kaldırdı. Lamia'nın yumruğunu tuttu. Lamia'nın yumruğunu tuttuğu an Lamia'nın yüz ifadesi değişti, "Lanet olsun!"
Kai Len'in etrafında bir anda yıldırımlar belirdi ve yıldırımlar Kai Len'in yumruğundan Lamia'nın vücuduna girdi. Lamia bu durum karşısında çığlık attı eğer Kai Len şu anda elini bırakmaz ise kolunun kopacağından emindi.
Ancak o anda, Ustrel yanlarında belirdi ve bacağını enerjiyle kaplayıp Kai Len'nin Lamia'nın yumruğunu tutan eline vurdu. Bu saldırı Kai Len'nin elini bırakmasına sebeb oldu.
Ustrel bu saldırıdan sonra geri çekildi ve Lamia'da onu takip etti, Ustrel ciddi bir şekilde, "Dikkatli ol, gerçekten düşündüğümüzden daha güçlü birisi çıktı hemde çok."
Lamia az önce düştüğü tuzak yzünden sinirliydi ve gözlerinin içinde öldürme hissi ortaya çıkmıştı, "Bu piçi öldüreceğim!"
Lamia bir anda kollarını ve bacaklarını kendisine doğru çekti ve bağırmaya başladı. Bağırmaya başladığında Yeryüzü titremeye başladı, Lamia bağırdıktan sonra vücudunu kaplayan alevler büyümeye başladı. En sonunda Lamia'nın etrafındaki yüz metrelik alanı kaplamıştı. Kai Lende bu alan içerisindeydi ancak hiç zarar almıyormuş gibiydi. Ustrele ise alevler zarar vermiyordu. Lamia tüm alevleri küçültmeye başladı ve alevler Lamia'nın yumruklarında yoğunlaştı. Lamia olduğu yerde durdu ve, "Alev yağmuru!" diye bağırdı.
Şu anda Kai Len'den yaklaşık yetmiş metre uzaklıktaydı. Ancak Lamia bir anda Kai Lenin olduğu yöne yumruk atmaya başladı hızlıca, ancak her yumruk attığında yumruklarından alevler bir mermi gibi Kai Lene ilerledi. Kai Len böyle bir teknik beklemiyordu ve bağırdı , "Toprak duvarı!" bir anda önünde on metre genişlikte 20 metre uzunlukta bir duvar ortaya çıktı. Alevler duvara çarptı ancak sadece duvarda çatlak oluşturabildi. Bunu gören Lamia daha hızlı yumruk atmaya başladı. Lamia her yumruk attığında alevler bir meteor misali duvara çarpıyordu ve duvarda çatlak bırakıyordu. Alevlerin boyutu yaklaşık üç santimdi ama oldukça yıkıcı güce sahipti. Bu alevlerden birisi bile Ruh aleminin zirvesindeki birisini öldürmeye yeterdi. Bu teknik çok fazla güçlü olmamasına rağmen uzun mesafede etkili bir teknikti.
Duvar daha fazla dayanamadı ve yıkıldı Kai Len tam savunmasını yapacakken, Ustrel yıldırım gibi Kai Len'in önünde belirdi ve Kai Len'nin yüzüne oldukça güçlü bir tokat attı.
Kai Len'nin yüzünde bir el izi ortaya çıkmıştı ve Kai Len bu saldırı yüzünden oldukça sinirlenmişti, "Seni öldüreceğim. O........... Ç........!!" diye bağırdı. Bir anda etrafındaki alevler daha güçlü bir hal aldı ve etrafında çok daha güçlü yıldırımlar ortaya çıkmaya başladı.
Ustrel iki elini açtı ve elinin tam ortasında mavi birşey ortaya çıkmaya başladı. Kai Len, Ustrel'in yapmaya çalıştığı şeyi anladı ve ona fırsat vermeden yıldırım hızında Ustrel'in arkasına geçti. Ustrel bu hıza yetişememişti.Kai Len'in attığı tekme sırtına gelmiş, kötü bir şekilde yere yapışmasına neden olmuştu. Kai Len bu fırsattan yararlandı ve ellerini ateşle kapladı ve sert bir şekilde Ustrel'in sırtına vurdu. Ustrel bu durumda acı içinde bağırdı ve olduğu yerde bayıldı. Lamia buna karşı birşey yapamamıştı. Çünkü çok az bir darbe alışverişi yapmalarına rağmen oldukça yorulmuştu. Şu an elini kaldırabilecek gücü bulamıyordu kendini. Ama o anda Gümüş saçlı Şeytan Ustrel'in yanında belirdi.
Ayağını büktü ve elini Ustrel'in bileklerine götürdü ve nabzını ölçtü. Önce Kai Lene sonra Siyah iblise baktı, "Gerçekten öğrencilerim senin öğrencin kadar güçlü değil. Bunun sebebi ise onları sınırlamamdı. Lamia sınırını kaldırabilirsin moda geç!"
*
YN : Bu bölümün amacı güç farkını biraz göstermekti. Alevler vücudu kaplayınca neden giysiler yanmıyor diyenlere cevabım. Fazla müstehcan olur :D
*DN: "Merhaba arkadaşlar ben MustafaAkay8 son 2 bölümün düzenlemelerini ben yapmaktayım.Haliyle bazı yerlerde ekleme çıkarma yapıyorum ve yazar yıldız ve yorumların azaldığını söyleyip bana kızıyor.Hayatim tehlikeye girecek bu gidişle " der ve yazardan kafasına levyeyi yer.
"Ya bisey demedim ki hem o
levye nerden çıktı ya.Neyse gördüğünüz gibi tehlikedeyim.lutfen okuduktan sonra yıldız ve yorumlarınızı eksik etmeyin.Ben hastaneye gidiyorum ne olur ne olmaz travma geçiriyor olabilirim.sizi iyi günler" İçinden konuşur" Neyle besliyorlar bu çocuğu ya ,elide ağırmış."