Tutuklu (Tamamlandı) ✔

By eymauA

8.2M 232K 38.2K

''Barlas Poyrazoğlu '' Siyahın nasıl daha siyah ve nasıl daha çekici olabileceğini varlığıyla kanıtlayan, güç... More

1. Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11. Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
Yeni Kapak
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
DUYURU!
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
DUYURU!
27.Bölüm
28. Bölüm
29.Bölüm
-ALINTI-
30.Bölüm
31. Bölüm
32.Bölüm
*Sürprizzz...*
33.Bölüm
34.Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
Final

14.Bölüm

162K 5.3K 519
By eymauA

Multimedia: Yavuz Soydan

Karşımda ki kişi Duru'nun fotoğrafını gösterdiği kişinin ta kendisiydi.
Bir süre şaşkınlıktan adamın yüzüne bakakaldım. Gerçekten de çok yakışıklıydı. Adam bana gülümsemeye başlayınca kendime geldim.

''Tekrardan özür dilerim benim hatam.''

''Önemli değil dert etmeyin.''dedi ve gülümsedi.

''Anlayışınız için teşekkürler. Ben gitsem iyi olacak.''dedim ve adamın cevap vermesini beklemeden hemen oradan uzaklaştım. Koridorun sonunda kimsenin olmadığı bir yere gelince iyice soluklandım. Daha ilk günden rezil olmuştum. Çok güzel. Bir de güya adamı etkileyecektim. Ben bu salaklıkla böyle bir adamı nasıl etkileyebilirdim ki?

Birden yüzüm asıldı. Bu günlük bu kadar rezillik yeter diyerek asansöre binip revire geri döndüm.

''Çabuk geldin.''

''Daha vaktim bol. Zamanla öğrenirim her yeri.''dedim ve gülümsedim.

''Sen nasıl istersen.''

Hasta olmadığı için bende dolapları karıştırıp malzemelerin yerini öğrenmeye çalıştım. O sırada Kaan soru sordu.

''Kardeşin var mı?''

''Hayır yok. Senin var mı?''

''Evet var ama daha çok küçük.''

''Öyle mi? Kaç yaşında?''

'' Dokuz yaşında.''

''Gerçekten de küçükmüş. Kız mı?''

''Hayır erkek. Ayrıca küçük olmasına rağmen çok bilmiştir.''dedi ve güldü.

Bende onunla birlikte güldüm.

''Ben kahve alacağım. Sende ister misin?''

''Zahmet olmasın?''

''Ne demek. Sen burada bekle hemen getiriyorum.''

''Sağ ol.''

Kaan bir süre sonra elinde iki kahveyle döndü. Birlikte oturup kahvelerimizi içtik ve sohbet ettik. Saat çoktan öğlen olmuştu.

''Acıktın mı?''

''Fazla değil.''

''Ben biraz acıktım. Birlikte yemeğe gidelim istersen. Yemekhanenin yemekleri gerçekten çok güzeldir.''

''Peki o zaman gidelim.''

Birlikte asansöre bindik. On dördüncü kata gelince asansör durdu ve içeri Yavuz girdi. Onu görmemle gözlerim kocaman oldu ve hemen kafamı çevirdim. O da bana şöyle bir bakıp asansöre bindi. O sırada Kaan,

''Bir şey mi oldu?''

''Yoo hayır. Bir şey olmadı.''

Yemekhaneye gelince asansörden indik. Yavuz da bizimle birlikte indi. Elimden geldiğince ona bakmamaya çalışıyordum. Kaan ile birlikte yemekhaneye girip yemeklerimizi aldık ve bir masaya oturduk. Yavuz' da yemeğini alıp başka bir masaya oturdu. Açıkçası bir genel müdürün şirketin yemekhanesinde yemek yemesine şaşırmıştım. Belki Kaan'dan biraz bilgi alabilirim diye ona dönüp sordum.

''Sana bir şey sorabilir miyim?''

''Tabi.''

''Şurada oturan adam kim?''

''Yavuz Soydan. Şirketin genel müdürü. Niye sordun?''

''Hiç sadece bu gün görmüştüm de. Ayrıca bir genel müdürün yemekhanede yemek yemesine çok şaşırdım.''

''Aslında çok sık uğramaz ama ara sıra burada yemek yer. Fazla egolu birisi değildir.''

''Anlıyorum.''


Sessizce yemeğimizi yemeye devam ettik.

Yavuz'dan tarafa baktığımda onunda bana baktığını gördüm ve hemen kafamı çevirdim.

Yemeğimizi yedikten sonra birlikte revire geri döndük. Mesai bitimine kadar sadece bir kişi gelmiş ve başı ağrıdığı için ilaç istemişti. Onun dışında da pek bir şey olmamıştı. Saat beşe geldiğinde hazırlanıp Kaan'la birlikte şirketten çıktık.

''Arabayla mı geldin?''

''Hayır taksiyle geldim.''

''İstiyorsan seni evine kadar bırakabilirim.''

''Sağ ol ama gerek yok ben taksiyle dönerim.''

''Peki sen bilirsin. Yarın görüşürüz o zaman.''

''Görüşürüz.''dedim ve Kaan'la ayrıldık. Yoldan bir taksi çevirdim ve evin adresini söyledim.

İlk iş günüm gerçekten tam bir fiyaskoydu. Acaba durumu nasıl toparlayacaktım. Gerçi böyle olacağını biliyordum. Yine kendimi şaşırtmadım ve her şeyi elime yüzüme bulaştırdım.

Evin önüne geldiğimizde parayı ödeyip taksiden indim ve yukarı çıktım. Zile bastığımda kapıyı Derin açtı.

''Hoş geldin. Geç içeri.''

''Hoş buldum.''dedim ve içeri geçtim.

Salona girdiğimde Duru oturmuş televizyon izliyordu.

''Hoş geldin. Hemen geç otur ve anlatmaya başla. Nasıl geçti ilk günün?''

''Üstümü değiştirip öyle anlatsam?''

''Olmaz. Merak ediyorum. Hemen anlat. Karşılaştın mı Yavuz'la?''

Koltuğa geçip derin bir nefes aldım ve nasıl karşılaştığımızı anlatmaya başladım.

''Oha kızım sen ciddi misin?'' dedi Derin.

''Maalesef. Ben size demiştim beceremem diye.''

''Saçmalama kızım. Körün istediği tek göz Allah verdi iki göz. İstesek böyle bir tesadüf olamazdı.'' Dedi Duru.

''Ya ama kızlar adam suratıma bakıp güldü. Daha sonra asansörde karşılaştık ve ben kafamı çevirdim. Ayrıca yemekhanede de göz göze geldik.''

''Beyza farkında mısın adamın dikkatini ilk günden çekmişsin bile kızım.''dedi Derin.

''Nasıl yani?''

''Kızım anlasana adam demek ki senden etkilenmiş. Yoksa niye sana gülümsesin ya da sana baksın?''

''Emin misiniz kızlar.''

''Bizce öyle ama yinede bunu zamanla anlayacağız.''

''Umarım dediğiniz gibidir.''

''İlk günden iyi başlamışsın. Tebrikler.''dedi ve güldü Duru.

''Ee başka kimlerle tanıştın? Anlatsana.''

Onlara Kaan'ı anlattım ve Yavuz'un sekreteri Jale'yle tanıştığımı söyledim.

''Sekreteriyle tanışman iyi olmuş. Eğer onunla arkadaş olabilirsen Yavuz'a daha yakın olur ve onun hakkında bir şeyler öğrenebilirsin?''dedi Derin.

''Ee başka bir şey oldu mu?''dedi Duru.

''Hayır başka da bir şey yok.''

''Tamam o zaman hadi üstünü değiştir de yemek yiyelim.''

''Tamam.'' diyip odama geçtim ve üstüme rahat bir şeyler giyip elimi yüzümü yıkadım.

Mutfağa geçeceğim sırada Duru,

''Beyza Barlas seninle konuşmak istiyor.''dedi ve telefonu uzattı.
İstemeyerek de olsa telefonu aldım.

''Alo.''

''Merhaba küçük. İlk iş günün nasıl geçti.''

''Fena değil.''

''Tanışabildin mi adamımızla?''

''Karşılaştım fakat tanışmadık.''

''Neyse bunu ilk günün acemiliğine veriyorum. Biraz hızlı olsan iyi edersin. Beklemeyi sevmem.''

''Elimden geleni yapmaya çalışıyorum.''

''Elinden geleni değil, fazlasını yapacaksın.''

''Tamam.''

''Aferin küçük kız. Şimdilik kapatıyorum. Uslu kız ol.''dedi ve telefonu yüzüme kapattı.

Sanki böyle bir şeyi sürekli yapıyormuşum gibi bir de bana beklemeyi sevmem diyor. Ben sanki bu iş uzasın da senin elinde kukla olarak kalmaya devam edeyim diyorum.

Akşam akşam yine moralim bozulmuştu.
Derin,

''Sofra hazır.''diye seslenince telefonu masaya koyup mutfağa geçtim.

''Barlas ne diyor?''diye sordu Duru.

''İlk günün nasıl olduğunu, onunla tanışıp tanışmadığımı soruyor.''

''Sen ne dedin?''

'' Karşılaştığımı ama tanışmadığımı söyledim.''

''Anladım canım.''dedi ve sessizce yemeklerimizi yedik. Daha sonra birlikte sofrayı toplayı içeri geçtik ve biraz televizyon izledik.

''Ee şu Kaan nasıl çocuk?'' diye sordu Duru.

'' İyi bir çocuğa benziyor. Bana çok yardımcı oldu.''

''Yakışıklı mı bari?''diye sırıtarak sordu.

Bende gülerek cevap verdim.

'' Evet. Esmer, uzun boylu ve mavi gözlü.''

''Tam benlik desene.''dedi ve sırıttı.

''İstiyorsan bir gün tanıştırırım.''

''Neden olmasın?''dedi ve hep birlikte güldük.

Bir süre sonra uykum geldi ve kızlara 'iyi geceler' diyip odama gittim.

Yatağa yattığımda bu gün olanlar aklıma geldi ve tekrardan utandım. Bence rezil olmuştum ama kızlar aksini iddia ediyordu. Öyle olsa bile yinede utanmıştım. Bunları düşünmeyi bir kenara bırakarak uykuya daldım.

Continue Reading

You'll Also Like

44.4K 2.1K 14
İki tutsak kalbin hikayesi... Hiç berdel yüzünden annenizin katiliyle evlenmek zorunda kalmışmıydınız? Ben kalmıştım.Berdel uğruna annemin katiliyle...
1.8M 130K 30
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
112K 33.5K 200
Sarraf biliyor altının kıymetini görünce aşk biliyor şiirin kıymetini şairin yureginden dökülünce. . Gel seninle keşfedelim. . AŞKIN ŞİİR HALİNİDE...
3.9M 242K 81
* Siz: Ay acaba lamalar uçsa nasıl olurdu? Siz: Düşünsene, kafana tıpkı martının sıçması gibi tükürüyorlar. Siz: Çok komik olmaz mıydı? ÜSĞĞDDĞSPDĞPF...