EYVAH! BENİM SEVGİLİM BİR MAF...

By BetlEldoan

3M 116K 5.1K

Amerikadan Yunanistana uzayan bir aşkın hikayesi. Korkun, tutkunun ve aşkın dansına hazır olun.. Belki de yal... More

EYVAH! BENİM SEVGİLİM BİR MAFYA
1.BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4.BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
GELECEK BÖLÜMDEN KESİTLER
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
DUYURU
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
YENİ HİKAYE!
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
FİNAL
GAVUR DAMAT (DUYURU)
İMZA GÜNÜ VE DUYURU!!
YENİ HİKAYE!&DUYURU
O SEN DEĞİLDİN (ATOS SERİSİ :3) DUYURU
HİCRAN
ÜZÜMLÜ KEK (YENİ HİKAYE)
UNUTULMAZ (YENİ HİKAYE)

34. BÖLÜM

63.3K 2.5K 106
By BetlEldoan

Herkese tekrar ve tekrar merhabalar efendim :) Sabah uyanır uyanmaz gelen yorumları ve mesajları okudum gerçekten bazılarına çook fazla güldüm ve eğlendim, dün gece biraz erken yattım ve bu sabah da geç kalınca haliyle de mesajlarınızı geç gördüm :) Bazılarınız doğru tahminlerde bulunmuş ve benim için yazar uyuyor falan yazmış :) Umarım beğeniyle okursunuz, finale için yazıyorum şuanda 35. bölüm yani diğer bölüm final olacak. Bir senedir sürekli yazdığım bir hikayeyi bitirmenin verdiği heyecan ve üzüntü eşiğindeyim. Eyvah benim sevgilim mafya bir son değil, aksine Atos serisinin ilk hikayesi, diğer hikayeleri de zamanla sizlerle paylaşacağım. Önümüzde daha Chistian ve Hilal Niko ve mavi saçlı kızımız ve tabi ki de Jessica ve Pedromuz var :) Yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum canlarım, finali olabildiğince uzun tutacağım belki iki kısma bölerim yada özel bölümler bile yazabilirim belli olmaz :) Son olarak multimedya da Niko Atos var :)Öpüldünüz canlar :)


Ağlarken sürekli olarak gözleri bulanıklaştığı için görüş alanı oldukça dardı ve her an kaza yapma korkusuyla sürekli olarak kendisini hatırlatmalarda bulunuyordu. Sakinleş kızım, önce aşık olduğunu adama söyle sonra öldürsün!

Ama o kadar kolay değildi, aşırı heyecana bağlı stresi şimdi onu ele almıştı. Kahretsin ki panik atağa yakalanmış bir hasta gibi rahat nefes alıp veremiyor, oldukça yüksek bir tabana sahip olan jipin içersin de basıklık hissiyle boğuluyordu. Dağ yolu boyunca sürekli ani frenler yapmıştı, şehir merkezine yalnızca 1 saat sonra varabilmiş ve heyecandan yolları birbirine karıştırmıştı. Korkusu geçmişti, artık ağlamıyordu da ama kendisini oldukça iğrenç hissediyordu. Üç gündür banyo yapmamış saçları, üzerinde ki o pembe pijaması (Dizlerin izi dahi çıkmış vaziyetteydi!), ağlamaktan ve peçete kullanmaktan şişmiş gözler, kırmızı küçük bir burun ve soluk beyaz bir ten. Bu sabah aynaya baktığında kendisini bir vampire bile benzetmişti, yada bir hastaya. Çünkü aynı onlar gibi yarı ölüydü.

"Lü-tfen.." dedi trafik ışıklarına yakalandığında, lütfen beni affet.

Affetmenin ne demek olduğunu da bilmiyordu. İlk defa birinden özür dileyeceği için ne yapması gerektiğini de bilmiyordu. Genel de insanlar ondan özür diler yada bir şey isteyip istemediğini. Bu sefer durum farklıydı, özür dileyen de o olacaktı, bir şey isteyip istemediği soranda(onu istemesi için yalvarabilirdi!) Telefonunu almadığı için kendisini daha rahat hissediyordu. Hera yada Jessica arayıp onu vazgeçirmek için kafasını karıştırabilirler kalan son cesaretini de yok edebilirdi. Ama bu sefer cesur olması gerektiği konuydu, ya kaybedecek sonsuzca kadar yalnız olacaktı yada eskisi gibi sevdiği adamın kollarında olacaktı.

Atos malikanesinin önüne öylesine arabayı park etti ve araçtan hızlıca indi. Kapının önünde duran beş koruma vampir görmüş insan gibi korkuyla kıza baktılar. Genel itibariyle her zaman giyimine, kuşamına dikkat eden kızın bugün neden böyle garip olduğunu anlayamadılar. Kate güneşin tenini yakmasına aldanmadı. Jes haklıydı sanırım, hava 40 değilse de 50 derece falandı!

"Ka-te hanım?"

"Alex evde mi!" dedi kız hızlıca.

"E-vet efendim, geldiğiniz haber verelim hemen" dedi adam ve hızlıca telefonu çıkardı. Ne? Ne demişti adam! Bu eve! Evine izin alarak mı girecekti yani! Çıldırmamak ve yada delirmemek için dudaklarını ısırdı. Az ötede telefonuyla konuşan adamı süzdü ve adam üzgün bir şekilde ona döndü.

"Şe-y, Alex beyin misafirleri varmış sizinle daha sonra ilgilenecek-"

"BEN ONUN KARISIYIM APTAL! ÇEKİL HEMEN!" Diye haykırdı. Beş adam birden kızın bir anda kaplana dönüşünü şaşkınlıkla izledi. Kate tırnaklarının birkaçını geçirmeye yeltenecekken demir kapıdan Niko çıktı.

"EH! BAKIN NİKO GELDİ! O BENİ ZATEN İÇERİYE ALIR!" Dedi öfkeyle. Niko üzüntülü bir şekilde kıza yaklaştı ve kızı süzdü. Bu kadın tam kaçıktı, gerçekten de ev terlikleri ve pijamalarıyla mı gelmişti!

"Kate, abim şuan seninle konuşmaz, daha sonra-"

"BENİ İSTEMİYOR DEĞİL Mİ!" dedi acı bir ses tonuyla. Yenilmişti, bütün aptallıkları yüzünden kaybetmişti onu. Kalbi acıdı, midesi tekrar havaya kalktı.

"Hayır, öyle değil sadece seninle görüşemez çünkü gerçekten görüşme yapıyor biriyle.."

Kate gözlerini hızlıca kıstı ve Nikoyu tehditkar bir şekilde süzdü.

"KİMLE GÖRÜŞÜYOR!"

Niko kızın koyu maviden aniden buz maviye dönen gözlerine şaşkınlık ve korkuyla baktı.

"Ş-e-y, şey var içeri-de- KATE BİR SANİYE BEKLE!"

Beklemedi, kimseye aldanmadan öfkeyle demir kapıya yöneldi ve eve doğru koştu. Onu yakalama çalışan Nikodan bile daha hızlı olduğu için avantajlı durumdaydı. Kapının açık olduğunu fırsat bildi ve öfkeyle eve daldı. Hera elinde kurabiye dolu bir tabakla kıza baktı.

"Kate? Tatlım, neden buradasın?" dedi kadın korkuyla. Kate kadını es geçti ve merdivenlere doğru yöneldi. Çalışma odasının üçüncü katta olması onu biraz yorsa da umursamadı ve öfkeyle koyu kahve kapıyı tekmeleyerek açtı.

"BENİ İSTEMİYORSAN BUNU GELİP YÜZÜME SÖYLE!"

Adam şaşkınlıkla kıza baktı. Buraydı işte, telefondan onun geldiğini ilk haber alınca öylesine büyük bir heyecan yaşamıştı ki ona olan bütün öfkesi tuzla buz olmuştu. Onu lanet olası 16 gündür delicesine özlemişti. Kate saçlarını yüzünden uzaklaştırdı ve ona yöneldi. Alex oturduğu deri koltuktan hiç kıpırdamadan onu seyrediyordu. Öfkeli çatık kaşları, gergin çene kasları ve hafif açık dudakları. Ah! Keşke onu eskisi gibi tutkuyla öpseydi! Alex kızı süzdü, Kate ilk defa öyle görüyordu. Yorgunluğu yüzünden ve halinden belliydi. Ağlamış mıydı? Neden gözleri o kadar şişkin ve kızarıktı? Peki ya üzerinde ki o pembe pijama da neyin nesiydi! Lanet kadın ona yataktan koşarak falan mı gelmişti! Alex kızın alayla süzmeye devam ederken topuklu ayakkabılarını arar gibi kafasını hafif eğdi ve ev terliklerini fark etti. Kız tavşan fügürleri olan bir terlikle mi gelmişti ona? İnanılmazdı..

Kate adamın öfkeli bakışlarının yumuşadığını fark edemedi bile. Onu öylesine sıran biri gibi davranması artık dayanamıyordu. Onu özlemişti, ve köpekler gibi pişmandı neden onu geri istemiyordu! Dolan gözleriyle hormonlarına bir kez daha küfretti ve Alex'in karşısında dik durmak için elinden geleni yaptı.

"B-en-i istemiyor musun gerçekten?" dedi elini yavaşça göğsüne yerleştirerek. Adam kızın acısını ilk defa bu denli hissetmişti. Ona annesini anlattığı gece de aynı bu şekilde bakmıştı. Ama şimdi ağlamasının nedeni çok başkaydı.

"Ka-te.." dedi adam uzun zamandır adını zikrederek.

"Buraya gelmeden önce pişmanlık nedir öğrendim! Tüm yol boyunca sana nasıl açıklama yapacağımı düşündüm- be-n ben.." giderek sesi kısıldı ve titremeleri arttı. Alex hafif doğruldu ve kızın dizlerinin titrediğini fark etmesiyle endişeye kapıldı.

"KATE!"

Kate hayır der gibi elini kaldırdı ve ondan yardımsız bir şekilde kendisini açıklamak istedi. Eğer ona dokunursa, eğer ona yardım etmek için bile olsun tenine o güçlü ellerini sürerse devam edemezdi. Başını iki yana salladı ve kızıl saçlarını geriye doğru ittirdi. Ağlamamak ve ona gerçekten ne hissettiğini açıklamak için çırpındı.

"Sana yalan söyledim.. Sana oyunlar kurdum ve seni aldattım ama hepsi bencilliğim yüzündendi.. S-eni kaybedeceğimi bilseydim.. Yapmaz-dım Alex, yapamazdım.. Ben bu 16 gün boyunca acı çektim ve hala çekiyorum, çekiyoruz.." dedi aslında kastettiği şey bebeği ve oydu. Alex durumu ikisi adına konuştuğunu zannetti ve soğuk gri gözlerini ondan kaçırdı. Onu böyle görmeye dayanamıyordu. Kate her zaman güçlüydü, hiç bu kadar paramparça olmamıştı ki..

"Se-ni kaybetmenin bu kadar acı olduğunu bilmiyordum." Dedi hıçkırarak.

"Seni kaybetmedim ben sadece.." diye devam ettirdi.

"Kendimi de kaybettim.." dedi ellerini kendisine doğru bastırarak. Adam kızı şaşkınlıkla seyrediyordu.

"S-ana aşık olduğumu biliyordum ama.." dedi nefes nefese.. Alex gözlerini kocaman açarak kıza baktı.

"Eğer sana seni seviyorum demeden ayrılırsam yaşayacağım pişmanlığın bu kadar canımı acıtacağını da bilmiyordum.. Bilmezdim.. Be-n.."

Kate daha fazlası için çırpındı, içinde yarım kalan her şeyi kelimelere dökmek bu kadar mı zordu? Bu kadar mı can yakardı aşk..

"Be-n seni seviyorum Alex, hemde çok seviyorum.. Lü-tfen beni affet.."

Adam şaşkınlığını her saniye ikiye, dörde hatta ona katlayan kıza baktı ve onun yanına fark etmeden yürüdü. Bu gerçek miydi gerçekten? Kate ona aşık mıydı?

"Ka-te, sen ne dedin?" dedi kızın ellerini tutarken. Kate başını kaldırdı ve adamın yüzünü ardından gözlerine baktı.

"Seni seviyorum.. Lütfen bizi bırakma.."

Adam kızı hırsla kucakladı ve dudaklarına kenetledi. Aradığı şey buydu işte, bunu istiyordu.. Onu hep yarım yamalak sorularla bırakan kadını değil.. Katenin aşkını ilk defa hissetmiş ve bu ona hiçbir şeyden daha iyi gelemezdi..

Kate dudaklarını özlem ve tutkuyla öpen adama hırsla cevap verdi.adam kızı havaya doğru kaldırdı ve deri koltuklara kadar kucağında taşıdı. Kate susamış gibi adamın arsız ve ısrarcı dudaklarına karşılık verirken asla çekinmedi. Öylesine aç öylesine susamıştı ki ona.. Alex aniden koltuğa oturdu ve kızı da bacakları hafif açık şekilde üzerine aldı. Kate nefes almak için adamdan uzaklaştı,lakin Alex kızı hiç bırakmaya niyetli olmadığını kanıtlarmış gibi dudaklarını kızın boyun girişine doğru sürdü. Kate adamın saçlarını çekiştirdi ve çalışma odasında hiç de ahlaka uygun vaziyette olmadıklarını hatırladı. Tanrım!

"Al-ex, Alex.." dedi nefes nefese. Adam öpücüklerini kızın v yaka pijamasının girişine doğru sürükledi ve kızın nefesini tıpkı dudakları gibi kulağında hissetti.

"Lü-tfen affettim de.."

"Tanrım kadın, bir kere daha söyle!" dedi adam kızın mavi gözlerine bakarak. Kate neyi der gibi baktı ama adamın bakışlarında ki ısrarla anlamıştı. Ellerini adamın sakallarına doğru yerleştirdi ve dudağına yarım bir öpücük kondurdu.

"Seni seviyorum.."

Adam gözlerini kapattı ve tekrar açtı. Huzur vericiydi, kesinlikle huzur veriyordu. Yaşadığı o öfkeyi bile unutmuştu. Ellerini kızın sırtında gezdirdi ve gözlerini hızlıca açtı.

"Sana kızgınlığım yerini öyle büyük bir özleme bıraktı ki.. sen yokken delirdim kızıl.."

Kate hafif gülümsedi, onu özlemiş miydi yani?

"Gerçekten özledin mi?" dedi kız heyecanla. Alex kızın dudaklarına tekrar yöneldi ve onu öptü.

"Evet, çok özledim.."

"Bizde seni özledik.." dedi Kate aniden. Alex şaşkın bir yüzle kızı süzdü ve Kate adamın ellerini alıp karnına doğru yerleştirdi.

"Hamileyim.."

Adam şaşkınlıktan ne yapacağını bilmez bir şekilde kızı süzdü ve aniden ona gülümseyen yüzle kendisine geldi.

"Şaşırdın mı bu kadar?" dedi Kate gülerek.

"Tanrım kızıl, az evvel hamileyim falan mı dedin sen!"

"Evet!" dedi kız coşkuyla. Alex şen bir kahkaha attı, zorlukla konuşuyordu.

"Se-n ciddisin? Bizim bir bebeğimiz falan mı olacak!" dedi heyecanla.

"Eh bir öküz doğuramayacağıma göre.." dedi Kate alayla. Alex kızın dudaklarına doğru sımsıcak bir öpücük kondurdu ve geri çekildi.

"Beni nasıl mutlu ettiğinin farkında mısın sen kadın?" Mutluluktan gözlerinin içi gülüyordu. Kate omuzlarını silkti ve ona sarılan adama cevap olarak sarıldı. Kate bir daha asla o aptallıkları yapmamak üzere yemin üzerine yemin ettiği için artık rahattı. Alex'i bir daha kaybedemezdi, onu kaybedince kaybolan sadece o değil ruhunun da kaybolduğunu öğrenmişti.

"Lütfen bir daha beni bırakma.." dedi kız yalvarır gibi

"Bırakmam, ne seni ne de bebeğimizi.. sana söylediğim o aptalca şeyler için üzgünüm.."

"Hayır! Üzülme lütfen, hak ettim ben onları.." dedi üzüntülü bir şekilde.

"Hayır bebeğim, sen bencil falan değilsin sadece fazla cesur birisin ve fazla özgüvene sahipsin ve benimsin!" dedi gülümseyerek.

Kate huzurla tekrar başını adamın kalp hizasına yerleştirdi ve rahat bir şekilde mırıldandı.

"Boşanmak talebin ne olacak?" dedi üzüntüyle.

"Siktirsin! Seni bir daha asla bırakmam!"

Kate gülümsedi, 11. Madde falan yok dedi rahat bir şekilde ve sonra aniden başını kaldırıp adama baktı.

"Alex o anlaşmayı yakalım!"

"Yaktım bile!" dedi adam gülerek. Nasıl yani diye mırıldandı kız.

"Bebeğim, seni terk edemeyecek kadar çok seviyorum ve o anlaşma artık yok!"

Rahatlamıştı, ama bu rahatlaması o buraya gelmeden, bu konuşma olmadan önce anlaşmayı yaktığı içindi.

"Seni seviyorum Kızıl, bebeğimizi de seveceğim.. ve ondan sonra ki, ondan çook sonrakileri de.." dedi kızın saçlarını okşayarak. Kate huzursuz bir şekilde mırıldandı.

"En fazla iki! Üç tane beni korkunç hale getirir!" dedi inleyerek.

"Ben seni her halinle seviyorum bebeğim.."

"Hayır! Adları,Anna, Victoria, Coral, Tim ve Marcus, Fred isimli ikizlerden falan istemiyorum! Tam 6 çocuklardı Alex!"

Adam gülümsedi, kızın rüyasından bahsettiği anında fark etmişti.

"Tim fena bir isim değil he?"

"Hayır! Asla asla olmaz! O en fenalarıydı ve sana çok fazla benziyordu, çok zekiydi.." dedi onu hatırlayarak. Adam kıza gülümsedi ve başka bir şey düşündü.

"Ne zaman öğrendin peki?"

"Sen beni terk edince.." dedi kız huzursuzca.

"Neden daha öncesinde söylemedin Kat?"

"Nasıl söyleyebilirdim, beni dinlemiyordun! Eğer o güvenlik görevlileri ve kardeşini atlatmasaydım büyük ihtimalle dinlememeye devam edecektin"

Adam doğru der gibi başını salladı.

"Sana olan öfkem hala var ama eskisi kadar güçlü değil, kendimi benim yerine koy ve öyle düşün.." dedi sert bir şekilde.

"Rickle tamamen tesadüf eseri karşılaştık.O gece Marryle beraberdi ve ben onun ne kadar kötü olduğunu gördüm. Alex ona haksızlık ettim ve benim yüzünden bir çok şekilde zarar gördü, biz onunla sadece göstermelik sevgili değil aynı zamanda en yakın arkadaştık.."

"Biliyorum" diye tıslar gibi konuştu adam.

"Ama bu ondan seni kıskanmadığım anlamına falan gelmez! O adam sen ona aşık olmasan da sana aşıktı"

Kate üzüntüyle başını salladı.

"Evet, biliyorum.."

"Güzel! Bir daha lütfen daha mantıklı davranalım. Sadece sen değil bende.."

"Alex" diye ısrar etti kız ve adam onun kucağından kalkmasını üzüntüyle seyretti.

"Lütfen sevgilim, Rickle aramızda bir şey olmadı ve olamaz sadece ona yardım etmek istedim ve etmem lazım da.. Ve sen izin vermesen de o kötü olduğunda ben onun yanında olacağım.. Beni yanlış anlama, biz çocukluktan beridir dostuz onunla."

Adam sabırsız bir şekilde gözlerini kapattı ve açtı. Pekala, haklıydı o lanet herife karşı bir şey hissetmediğine göre sıkıntı yoktu ama gene de fazla yakınında istemiyordu.

"Bende seninle gelirim o zaman!" dedi hayır kabul etmez bir biçimde. Kate peki der gibi başını salladı ve adam ikna olmuş bir şekilde kızdan yana döndü.

"Bir bebek odasına ihtiyacımız var sanırım.." dedi mutlulukla.

"E-vet, sanırım.." dedi Kate şaşkınlıkla.

"Ondan sonra iki üç tane daha.. ama ev büyük bu yüzden sıkıntı değil"

Kate gözlerini devirdi ve hayır der gibi adam tekrar baktı.

"Bu halde sokağa çıkmana da inanmıyorum, pijamalı kızıl he?" gülümsedi adam ve Kate de üzerine şöyle bir bakıp dudak büzdü.

"Aman tarım! Jessica! Ben onu dağ evinde yalnız bıraktım!" dedi heyecanla.

"Jessica mı? Tanrım Jes hani o garip arkadaşlarında kalıyordu!"

"Benimle birlikteydi, ayrıca ona kızma beni yalnız bırakmak istemedikleri için Hera annem yönlendirdi."

Anne mi? Kate annesine anne mi demişti?

...

Pekala dağ başında yalnız kalmasına mı üzülmeliydi yoksa çatlak yengesinin terliklerle evden koşarak ayrılmasına mı! Bilemedi. Az evvel yaşadığı şok yüzünden Nikoyu aramış ve ondan bir dünya azar işitmişti, hoş bu yeni bir şey değildi. Kızgın bir şekilde salona geçti ve çalan kapı sesiyle sevinçle kapıya koştu.

"Sonunda geldin Kate-"

BU ADAMIN BURADA NE İŞİ VARDI! PARDON?

Pedro yarım ağız dolusu gülümsemeyle kızın süzdü ve kızın şaşkınlıkla açılan dudaklarından gözlerini zorlukla çekti.

"O ağzını kapa yoksa öperim.."

Yutkundu ve hemen talimata uydu.

"N-e? Ne işin var burada senin?"

"Geceleri soğuk olur dağ evleri, seni ısıtmaya geldim" dedi göz kırparak. Jessica adamın bugün fazla açık sözlü konuşmasıyla yerle bir oldu. Tanrım kapıda ki iki koruma vardı! Ya biri abisine falan haber verirse. Jes korkuyla kapının ardından bakındı.

"Korumaları hallettim, korkma.."

"Nasıl? Nasıl yaptın ki bunu?"

Pedro içeriye doğru adım attı ve kızı es geçerek devam etti.

"Birkaç saat uykuya daldılar, kafa darbelerinde iyiyimdir, uyandıklarında ise biz olmayacağız zaten" dedi gülerek.

"Hayır! Seninle bilmediğim bir yere bir daha gelmem, geçen sefer o Rus mafyasını andıran tipler yeterince beni korktu!" dedi inleyerek. Adam kızın soluk sarıl saçlarına baktı ardından ona doğru yöneldi.

"Bu sefer bilmediğin bir yere gitmeyeceğiz ki.."

Jes her adımda ona yaklaşan adama korkuyla baktı.

"Nere-ye gideceğiz pek-i?"

"Benim evime, daha önceden misafirim zaten olmuştun Jes.."

Bu adamla başı kesinlikle beladaydı!

"Ciddi olmazsın" dedi Jessica. Adam ciddiyim diye duraklarını oynattı ve sonra gülümsedi.

"Bak babam yada abim herhangi biri yahutda annem ki sen babamlara yakalanmayı yeğlersin onun yerine başımız çok büyük bir derde girer tamam mı? Şaka değil bu, senle ben... Biz olamayız.." dedi açıklayıcı bir anlatımla. Adamın dudaklarında ki o paha biçilemez gülümseme kaybolmuş yerine buz gibi sertlik gelmişti.

"Sana soran oldu mu!" dedi sert bir şekilde.

"Ne-yi?"

"Sana hiç sordum mu Jessicca! Sana hiç, biz sence olur muyuz diye bir soru yönelttim mi ben?"

Jes burnunun dibine kadar gelen adamı geri püskürtmeyi diledi. Neden bu kadar zayıftı ki! Aklını kurcaladı, lanet olsun ki hiç ona öyle bir soru falan sormamıştı! Zaten canı ne isterse de onu yapan biriydi Pedro!

"Hayır" dedi kesin bir şekilde.

"Güzel! Sormamışım, şimdi! Hazırlan!"

...

Kate sürekli olarak arasa da bir cevap alamadığı için iyice huylanmıştı, tam telefonu kapatacağı anda telefonu yabancı bir erkek açtı.

"Alo!"

Aksanın tuhaflığıyla telefona ardından numaraya baktı. İtalyan bir adamı falan mı aramıştı acaba?

"Alo, Jessicayla görüşecektim ama-"

"Şuan için hiç müsait değil, ona bir şey demek isterseniz bana iletebilirsiniz!"

Jessicanın kaçırılma ihtimalini önce düşündü ardından bunu yapacak bir aptalın olup olmamıdığını. Aniden yaşadığı şeyle sarsıldı yoksa Jes'in herkesten sakladığı bir sevgilisi falan mı vardı?

"B-en onu daha sonra ararım.."

"Kimsiniz, yani ona iletmek için.." dedi adam açıklar gibi.

"Ona Kate aradı der misin? Ve iyi olduğumuzu, o anlar.."

"Tamam.."

Kate dudaklarını yavaşça ısırdı ne yapmalıydı eğer Alex yada başka biri bu durumu öğrenirse hiç iyi şeyler olmadı!

"Kate? Aradın mı Jessicayı?" dedi Hera aniden. Kate sarsıldı ve telefonunu yerine bıraktı.

"E-vet, şe-y halinden oldukça mutlu gibiydi" dedi gülümseyerek. Hilal ne oluyor bakışını attı Kate sonra der gibi baktı. Boş yere ortalığı ayağa kaldırmaktan korktu.

"Ah, barışmanıza o kadar çok sevindim ki hayatım, unutmadan seni ve Alex'i tebrik ederim." Kate yeni doğacak bebeğin müjdesini ev halkına açıkladıklarından Hector coşkuyla bağırmış Hera ise Dimitriye sarılmıştı.

"Bunu kutlamalıyız! İki bebek daha he?" dedi Hector keyifle. Hilal karnını okşadı ve doğacak küçük bebeğini düşündü.

"Belki aynı zamana bile denk gelirler!" diye haykırdı Niko.

"Düşünsenize oldukça keyifli olurdu.." dedi gülerek.

Kate bebeğinin olacağına hala inanmıyordu ve onun gibi bu duruma bir diğer inanamayan Alexden başkası değildi. Onlar için hem sürpriz olmuştu hemde barışmak için büyük bir mucize.

"Nil küçük bir kardeşi olacağını biliyor değil mi?" dedi Hera.

"Evet, dün babasıyla küçük bir konuşma yaptı ve öğrendi. Aslında çok sevindi ama odasını pek paylaşma taraftarı değil" dedi gülümseyerek Hilal. Dimitri bu duruma güldü ve aklına gelen eskilerle konuştu.

"Hera hatırlıyor musun küçükken Jessica ve Nikoyu aynı odada kalmaları için baskı kurardın, çocukların birbirleriyle kaynaşması için"

"Hatırlıyorum hayatım, ama hatırlarsan birbirleriyle anlaşmak yerine kardeşimi en kısa sürede nasıl boğarak öldürürüm testleri yapmıştı Niko"

"Ben öyle bir şey hatırlamıyorum!" dedi huysuz bir şekilde Niko. Bütün aile hep bir ağızdan güldü.

...

(NİKONUN AĞZINDAN)

Eğlenmek için gece yarısını bekleyin, içi boş sürtüklerle dolu barlar, sabaha kadar bitmeyen eğlenceler, birkaç kavga, hır gür ve elbette ki ağır bir içki. Kafamı en iyi dağıtan şeylerden ikinci şeydi alkol. Elbette ki birincisi kadınlardı.. Sürekli takılmasam da o gün biraz daha iyi eğlenmek adına ikinci sınıf bir bara girdim, Hilton nere bura nere!

Kapı dibinde ki iki yarmaya bakıp gülümsedim, adam önce bana damsız girilmez müdahalesi yapacakken yanında ki top sakal engel oldu.

"Hoşgeldiniz Niko bey.. Buyrun."

Güzel, Atina da hala akıllı birkaç adam kalmıştı. Adam beni büyük ihtimalle birkaç mal alışverişinde falan görmüştü. Öncesinde malları daha fazla seri satardık. Beyazlar bizden değildi, insan zehirlemek, kadın ticaretiyle uğramak bir yana onları yapanlara güven bile duymazdık. Ne ben nede ailem! Mal dediğim şeyler karaborsa da olan bazı şeyler, birkaç el silah devletin üretmeye bankaları yetmeyeceği bazı özel şeyler... Neyse işte, bırakalı çok oldu bu işleri, bir zamanların en iyi silah üreticileri Atos ailesi yok gibiydik piyasada gene de insanların bizi tanımasına, hürmet etmesine engel değildi bu..

Ağır bir hava, Dj çaldığı hit bir müzik eşliğinde coşan bedenler. Az evvel aldıkları uyuşturucu yada diğer her ne boksa onların esirinde oldukları belli. Gözlerimle etrafı taradım ama yoktu! Demek ki daha gelmemişti. Barın olduğu kesime doğru ilerlerken iki kız bir yandan beni çekiştirdi birinin dudakları boynuma doğru giderken engelledim.

"Yavaş tatlım!"

"Yaaa, eğlenmeyecek miyiz?"

Kızı bak arkadaş! Yok gece gece al başına belayı, kızı hafif iteledim ve onu kendimden uzaklaştırdım. Kızda kim bilir ne hastalıklar vardır, tanrı korusun!

"Ron versene bana!" dedi barmene doğru." Barmen arkası dönük vaziyette olduğu için aninden bana döndü ve gözlerimi hafif kıstım. Yok artık! Bu hatun bizim hippici değil mi ya!

"S-en.." dedi kız ağzı yarım metre açılarak. Hatunun saçları cidden mavi arkadaş, yok böyle şey ya.. Kızı süzerken aslında ona nasıl yakıştığını da fark ettim, beyaz tenine mavi renkli uzun saçları çok yakışıyordu. Hafif eğildim ve genelde 1 numaralı bakışımı atıp onu soluksuz bırakmak yerine gülümsedim.

"Evet, ultra yakışıklı, sık kaslı adam"

Kız bozulduğunu hemen kanıtladı, çünkü az evvel onunla ilk karşılaştığım zaman bana sarf ettiği kelimeleri etmiştim.

"Ben öyle bir şey demedim!" diye bağırdı bizim maviş, yemezler güzelim. Eğlenir gibi bir kahkaha attım ve yüksek sesli müziği bastırmak adına bende bağırdım.

"Bende sen söyledin demedim ki, nerden çıkardın!"

Kızın yanakları pembenin en güzel rengine döndü ve o an için ona uzanıp dokunmak istedim, gerçekten bu kız var mıydı? Kız pes der gibi elini kaldırdı ve ben kolunun bir kısmını kaplayan dövmelerine beğeniyle süzdüm. Hayır böyle kızlardan hoşlanmam ama bu kızda bir şeyler var ve bu beni ona çekiyor.

"Tamam Niko Atos, pes ettim. Ne içersin?" dedi gülümseyerek. Adımı biliyor, güzel bu da iyiymiş. Aniden gözlerime kızın parmaklarında geçen seferde fark ettiğim yaralar ve yara bantları çekti.

"Bunlar da moda yüzünden mi maviş?"

"Yok manyağım ben! Öyle kendi kendimi eziyet olsun diye" dedi ciddi ciddi.Bir an kızı ciddi bir şekilde süzdüm bizim maviş hemen kahkaha attı. Vay canına, o nasıl gülmek arkadaş! Kızla olan bütün düşüncelerimi tuzlu buz eden o gamzeleri oldu, gülmeyi iyi beceriyor..

"Şaka mısın sen ya.. Ciddi miyim sandın yoksa"

"Çok var senin gibi, yapabilecek kapasite de var" kıza kollarında ki dövmeleri ardından kaşında ki piescingi gösterdim yalnız bir kadına bu kadar yakışır o pierscing..

"Sana ne be! Ne karışıyorsun bana- zaten sana o günden beridir gıcığım, hiç bulaşma çekilmezimdir!"

"Göreceğiz bakalım, maviş.."

Evet gece uzundu, eh kadının da hakkını yeme, hatun işi iyi götürüyor oğlum..



Continue Reading

You'll Also Like

GELECEK By VeraHare

General Fiction

32.1K 1.6K 13
Tüp bebek merkezinde tüplerin karışması sonucu kocası yerine hiç tanımadığı bir adamdan hamile kalmıştı Mahru. #1İhanet/24.5.2024 #1Mahru/24.5.2024 #...
855K 51K 68
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
226K 19.3K 37
*Asker Kurgusu* Güneş Milan Aksu, annesinin günlüğünü okuyarak babası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşarak onu bulmak ister. Fakat günlüğü okurken...
ZEMHERİ By yudumsucan

General Fiction

78.6K 3.9K 12
Zemheri babası tarafından zorla evlendirilen bir kızdı. Akay ona yıllarca aşık bir adamdı. Zemheri Akay'ı sevecek mi?