Bir Günlük Hükümdar (SY)

By Shoanleer

175K 17.8K 3.9K

Benim yaşadığım yerde, her isteyen hükümdar olma hakkına sahiptir. Tabi şartları yerine getirmeyi kabul eders... More

1-Tanıtım
2-Yaş günü
3-Test başvurusu
4-Son gece
5-Meclis üyesi
6-Test başlıyor
7-Korunaklı oda
8-Olayların başlangıcı
9-İlk zayiat
10-Eğitim zamanı
11-Odadan çıkış
12-Yanılsamalar
13-Test odası
14-Lâbirente giriş
15-Sevdiklerinin ölümleri
16-Liz'in bedeni
17-Toren ve Martin
18-Leonard ile karşılaşma
19-Karanlık bulut
20-Kan yemini
21-Duvardan gelen
22-İhanet mi?
23-Sadakat testi
25-Dehlizde atışmalar
26-Garip hayvan
27-Dehlizin sonundaki çıkış
28-Arthur'un kaderi
29-Engeller
30-Büyücünün oyunu
31-Taç giyme töreni
32-Kehanet
33-Başrahibin sözleri
34-İkna çalışmaları
35-İşaretler
36-Büyücü ve Arthur
37-Çözüm aşaması
38-Liz'in rüyası
39-Arayış sürüyor
40-Can yoldaşları
41-Yavaşlayan zaman
42-Gizemli çığlık
43-Ağlayan kadın
44-Gizemler artıyor
45-Sıradışı şeyler
46-Rüyanın peşinde
47-Gizemli ışık
48-Karışan zamanlar
49-Sorun, çözümün bir parçası
50-Laura ve Toren
51-Zaman büyücüsü
52-Davetsiz misafir
53-Hayaletler
54-Suçlu yakalanıyor
55-Alfred'e ne oldu?
56-Son hükümdar
57-Arthur'un kararı
58-Verilen karar
59-Kararı uygulamak
60-Beyaz cübbeli kişi
61-Zehir
62-Liz'in seçimi
63-Geçmişi yaşamak
64-Yeniden tanışmak
65-Hâkime'nin zevkleri
66-Gur'u bulmak
67-Kurtuluş
68-Kara büyü
69-Beklenmedik yardım

24-Büyücü'nün laneti

2.8K 422 112
By Shoanleer

Geniş bir alana vardıklarında Arthur tüm grubu durdurdu. "Kimin kopya olduğunu anlamak için sadakat testi yapacağız. İtiraz edenlerin kopya olduklarına hükmedip, hemen burada işini bitireceğiz anlaşıldı mı?"

Muhafızlardan itiraz sesleri yükselmeye başlamıştı. Sadakat testinin ne olduğunu bilmeden kabul etmek mantıklı gelmiyordu.

"Ben itiraz ediyorum" dedi Toren adayın gözlerinin içine bakarak. Arthur kılıcını çıkarıp Toren'in boğazına dayadı.

"O zaman ilk sen öleceksin Toren."

Muhafızların bir kısmı ve James Arthur'un önünde diz çöküp Toren'le Arthur'un arasına girmişlerdi. Kalan iki muhafız yerlerinden kımıldamadan olayı seyrediyorlardı.

Toren arkasını dönüp yerlerinden ayrılmayan muhafızlara baktı. "Sanırım testin gerçekten işe yaradı Arthur" dedi.

Aday kılıcını indirip Toren'e gülümsedi. "Çabuk kavrayacağını biliyordum" dedikten sonra kılıcını arkada kalan iki muhafıza çevirdi. "Bu kopyaları bağlayın hemen."

Muhafızlar sebebini anlamasalar da arkadaşları sandıkları kopyaları sıkıca bağladılar. Bu iki muhafız kopya oldukları ortaya çıktıktan sonra bir kelime bile etmemişlerdi. Sanki birinden talimat almadıkça konuşmayacak gibi görünüyorlardı.

Toren kopyaları sorgulayıp asıl arkadaşlarına nasıl ulaşacaklarını öğrenmek istiyordu. Bağlı muhafızlardan birinin yanına yanaştığında, adam birden yere düşerek debelenmeye başladı. Ağzından köpükler çıkararak çırpındıktan sonra hareketsiz kaldı.

Adamın nefesini kontrol eden Toren, "bu adam ölmüş, birdenbire ne oldu buna?" diye sordu. Diğer bağlı kopyada ağzından köpükler çıkarıp kısa zamanda ölünce, Toren bu işin içinde büyü olduğu sonucuna vardı.

"Arthur sen ne kadar güvensen de, ben Laura'dan şüpheleniyorum. James'in anlattıklarından sonra, üstüne bu ölümler fazlasıyla şüphe çekici sen ne dersin?"

Arthur cevap veremeden Laura rüzgâr esintisiyle ortaya çıktı. "Evet Arthur, sen ne düşünüyorsun benim hakkımda?"

Toren elini kılıcına attı, fakat adayın söylediklerini duyunca şaşkınlıktan eli yana düştü.

"Ben sana güveniyorum Laura."

"İşte akıllı ve yakışıklı adayımız. Senin bilge bir hükümdar olacağından eminim. Siyah bulutun içinden geçerken büyü sayesinde kopyalarınız oluşmuş olmalı. Bunu yapan büyücüyü henüz bulamadım ama aramaya devam ediyorum."

"İnsan kendini yakalayamaz değil mi?" diyen Toren, hâlâ şüphelenmeye devam ettiğini belirtti.

"Sana da iyilik yaramıyor muhafız. Kaç defa sizi ölümden kurtardım ama yaranamadım."

"Sen ona bakma Laura, görevi gereği herkesten şüphe ediyor, öyle değil mi Toren?"

"Yanındaki kızdan şüphe etmediğine eminim aday, onları şakalaşırken görmek canını sıkmadı mı?" diye sordu büyücü.

Arthur öfkelenmeye başlıyordu ama öfkesi büyücüye mi yoksa Toren'e miydi, kendi de emin olamıyordu.

"Bu konuları kapatalım" dedi Arthur. "Zaten birkaç saat kaldı, kalan zamanı iyi değerlendirmeliyiz. Neden sende bize katılmıyorsun Laura?"

Liz'in öfkeli bakışlarına aldırmayan aday Laura'ya gülümsedi.

Toren "akıllıca Arthur, büyücüyü göz önünde tutmak için iyi yol" diye düşündü. Liz'in üzüleceğini biliyordu ama bu fikri desteklemek zorundaydı.

"Evet büyücü, belki de bize gerçek becerilerini gösterir ve bizi eğlendirirsin."

"Eh madem ısrar ediyorsunuz, kızıl kafanın da itirazı yoksa tabi ki katılırım."

Liz öfkeyle ağzını açmaya davrandığında Arthur kızın elini tutup sıktı. Liz bir an şaşırdıysa da sessiz kalmaya karar verdi.

Büyücünün katılımıyla grup yeniden harekete geçmişti. Son saatlerde gezilecek yerin neresi olduğunu soran Arthur'a bakan Toren, "bundan hoşlanmayacaksın aday. Sarayın altında yer altı dehlizleri var. Son sınavın orada olacak, fakat merak etme biz de yanında yer alacağız."

"Leo'nun ne gibi sürprizler hazırladığını merak ediyorum" dedi Arthur.

"Her ne hazırladıysa elinde patlasın."

Toren'in bu cevabı herkesi güldürmüştü. Grup merdivenlerden aşağıya inip yer altı dehlizlerinin girişine doğru yola çıktılar. Büyücü halinden memnun önden giderken, Toren adaya yanaştı.

"Senin fikirlerine güveniyor ve destekliyorum. Umarım faydası olur, Liz'in üzülmesini istemiyorum."

"Bırakta Liz'i ben düşüneyim Toren" dedi Arthur sinirlendiğini belli ederek. "Onun burada olması beni endişelendiriyor ama senin bu kadar ilgili olman beni daha çok endişelendiriyor."

Toren bu çıkışa şaşırmıştı, cevap vermek yerine öne geçmek için hızlandı.

"Bir aşk üçgeni kokusu alıyorum" dedi Laura alay ederek.

"İşine bakmazsan burnunu keserim bir daha koku alamazsın."

Büyücü kahkaha atarak Toren'in tehdidini dikkate almadığını gösterdi. Dehlizlerin girişine geldiklerinde birkaç tane meşalenin girişe bırakıldığını gördüler. Büyücü hariç herkes yedek meşale aldı.

"Benim ihtiyacım yok" dedi kendisine bakanlara. Elini açıp avucuna üflediğinde minik bir alev topu belirdi. Avucunun birkaç santim üstünde duran alev topu yavaşça yükselip öne doğru gitti.

"Artık önümüzü görme derdi kalmadı."

Muhafızların şaşkınlığını gören Toren, "böyle ucuz numaralara kanmayın, meşalelerinizi muhafaza edin" emrini verdi.

"Demek ucuz numara?" dedi büyücü. "Sana ucuz numarayı göstereceğim" dedikten sonra birkaç kelime mırıldandı. Minik alev topu büyüyerek neredeyse dehlizi kapladı. Öne doğru hızlanarak ilerledi. Geçtiği yerlerdeki tuzaklar birer birer yanmaya başladı.

"Buna ne dersin ukala? Seni de kızartmamı ister misin?"

Toren zorlukla yutkundu, büyücünün tersine gitmenin iyi olmayacağına kanaat getirip susmayı tercih etti.

Laura tatmin olmuş bir şekilde yine küçük bir alev topu yapıp önünde tuttu. Muhafızlar bu atışmalar karşısında gerilmişlerdi. Liz rakip gördüğü kadının gücü karşısında sinmiş, Arthur'un koluna sıkıca tutunuyordu.

Dehlizin içinde ilerledikçe alev topunun yaktığı bubi tuzakları görünmeye başlamıştı. Gösteriş için yapmasına rağmen bu hareket grup için çok fayda sağlamıştı.

Toren yine de tedbiri elden bırakmıyor, geçecekleri yerleri dikkatle inceliyordu. Kendine çok güvenen Laura, önden gitmekte ısrar ederek dikkatsizce yürüyordu.

Küçük bir çıt sesi duyan Toren hızla büyücüye doğru atılarak kadını yere yıktı. "Sen ne yapıyorsun" diye bağırmaya başlayan büyücüye, az önceki bulunduğu yere saplanan oku gösterdi.

"Teşekküre gerek yok büyücü, ödeşmiş olduk."

Büyücü dikkatsizliği sonucunda yaralanabileceğini yeni fark etmişti. Kolay kolay minnettar olacak biri olmadığından, "elbisemi mahvettin bir de teşekkür mü bekliyorsun. Hem sen nereye dokunduğunu sanıyorsun" diye bağırdı.

Toren kadını yere iterken üzerine abanmış kadının kalçasını kavramıştı. Aceleyle elini çekerek ayağa kalktı. Kadının kalkmasına yardımcı olmak için elini uzattı.

Kabul etmeyeceğini bildiği için birkaç saniye bekledikten sonra çekmek için davranırken, büyücü elini tuttu ve ayağa kalktı.

"Dokunduğun yerden memnun kaldın mı yakışıklı" diye arsızca sorunca, meşale ışığında bile Toren'in yüzünün kızardığı belli oluyordu.

"İstemeden oldu, özür dilerim."

"Önemi yok, güçlü erkekler tarafından ilk ellenişim değil" dedi. Kadının bu arsızca konuşması muhafızların gülmesine yol açtı. Fakat gülmeyen tek kişi Liz'di. Toren'i kadından kıskandığını kendine bile itiraf edemiyordu.

Toren kızardığını gizlemek için meşaleyi ileri doğru uzatıp yüzünden uzaklaştırdı. Büyücünün kahkahaları kulağında çınladıkça kulaklarının da kızardığını hissetti.

"Merak etme yakışıklı seni yemem. Yani gerçekten istesem de seninle olamam. Bu benim lanetim" diyen büyücünün sesinin üzgün çıktığını ilk fark eden yine Toren olmuştu.

Kadının buruk sesi beyninde yankılanıyordu. "Bu benim lanetim, lanetim..."

Kadın kısa sürede eski alaycı tavrına büründü. "Bu kadar kaslı erkeklerle uzun zamandır bir araya gelmemiştim. Erkek büyücülerin cılız bedenlerini düşündükçe, size katılmakla doğru karar verdiğime inanıyorum."

Arthur kadının konuyu değiştirmeye çalıştığını anlamıştı. Yardımcı olmak adına, "Laura ben hükümdar olursam senin bundan ne çıkarın olacak?" diye sordu.

Maksat konuyu dağıtmaktı ama bir yandan da gerçekten merak ediyordu.

"Şimdilik bir düşüncem yok, önce seni hayatta tutmaya çalışalım. Sonrasında cevabını alacaksın."

Toren'in de merak ettiği buydu. Laura'nın daha önce hiçbir adaya yardım ettiğini duymamıştı. Arthur'u özel kılan neydi?

Aday dengesini kaybedip duvara doğru sendeledi. Dengesini sağlamak için duvara elini koyunca küçük bir taş parçası elini kesti.

"Ah!" diye inledi.

"Ne oldu aday?"

"Önemli değil sadece küçük bir sıyrık" diyen Arthur aniden kendini halsiz hissetti. "Ben – ben sanırım bayıl..."

Sözünü bitiremeden yere yığıldı. Liz ve Toren adayın başucuna çömeldiler. "Arthur! Arthur!" diye bağırmalarına rağmen adaydan hiçbir tepki alamadılar.

-DEVAM EDECEK-

Not: Bölümleri okuyup geçen arkadaşlara rica ediyorum. Bir oy vermeniz yazarın emeğine saygı duyduğunuzu gösterir. Gerçekten beğendiyseniz bir oy vermeniz yazarın motivasyonunu arttırır. Beğenmeyenler yorumlarla eleştirilerini dile getirirlerse, kendimi geliştirme şansın olur.

Yayımlanma tarihi: 09.07.2015

Soru 1: Arthur'a ne oldu?

Soru 2: Lanete rağmen büyücü ve Toren'in birlikte olması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sor u 3: Laura'nın ekiple beraber hareket etmesi faydalı mı yoksa zararlı mı olacak?

Kelime sayısı: 1118

Continue Reading

You'll Also Like

6.8M 626K 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler...
386K 32.8K 81
'Kafamın içindeki çığlıkları, senin ruhunun fısıltısı susturdu.'~Ayza A. *ESKİ İSİM: ABİLERİM Mİ?* ... Bir kız düşünün, şizofren.. Evet bu kız Ayza...
126K 5.5K 13
"MARDİN'DE AŞK" Birbirlerine olan aşklarını ifade etmek için konuşmaya gerek yok . Belki de sessizlik, kalplerinin birbirine daha da yakınlaşmasına...
239K 21.6K 41
Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev yapan Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Pençe timinin yardımcı komutanıdır. 5 askerden oluşan bordo bereli bu...