24-Büyücü'nün laneti

2.8K 422 112
                                    

Geniş bir alana vardıklarında Arthur tüm grubu durdurdu. "Kimin kopya olduğunu anlamak için sadakat testi yapacağız. İtiraz edenlerin kopya olduklarına hükmedip, hemen burada işini bitireceğiz anlaşıldı mı?"

Muhafızlardan itiraz sesleri yükselmeye başlamıştı. Sadakat testinin ne olduğunu bilmeden kabul etmek mantıklı gelmiyordu.

"Ben itiraz ediyorum" dedi Toren adayın gözlerinin içine bakarak. Arthur kılıcını çıkarıp Toren'in boğazına dayadı.

"O zaman ilk sen öleceksin Toren."

Muhafızların bir kısmı ve James Arthur'un önünde diz çöküp Toren'le Arthur'un arasına girmişlerdi. Kalan iki muhafız yerlerinden kımıldamadan olayı seyrediyorlardı.

Toren arkasını dönüp yerlerinden ayrılmayan muhafızlara baktı. "Sanırım testin gerçekten işe yaradı Arthur" dedi.

Aday kılıcını indirip Toren'e gülümsedi. "Çabuk kavrayacağını biliyordum" dedikten sonra kılıcını arkada kalan iki muhafıza çevirdi. "Bu kopyaları bağlayın hemen."

Muhafızlar sebebini anlamasalar da arkadaşları sandıkları kopyaları sıkıca bağladılar. Bu iki muhafız kopya oldukları ortaya çıktıktan sonra bir kelime bile etmemişlerdi. Sanki birinden talimat almadıkça konuşmayacak gibi görünüyorlardı.

Toren kopyaları sorgulayıp asıl arkadaşlarına nasıl ulaşacaklarını öğrenmek istiyordu. Bağlı muhafızlardan birinin yanına yanaştığında, adam birden yere düşerek debelenmeye başladı. Ağzından köpükler çıkararak çırpındıktan sonra hareketsiz kaldı.

Adamın nefesini kontrol eden Toren, "bu adam ölmüş, birdenbire ne oldu buna?" diye sordu. Diğer bağlı kopyada ağzından köpükler çıkarıp kısa zamanda ölünce, Toren bu işin içinde büyü olduğu sonucuna vardı.

"Arthur sen ne kadar güvensen de, ben Laura'dan şüpheleniyorum. James'in anlattıklarından sonra, üstüne bu ölümler fazlasıyla şüphe çekici sen ne dersin?"

Arthur cevap veremeden Laura rüzgâr esintisiyle ortaya çıktı. "Evet Arthur, sen ne düşünüyorsun benim hakkımda?"

Toren elini kılıcına attı, fakat adayın söylediklerini duyunca şaşkınlıktan eli yana düştü.

"Ben sana güveniyorum Laura."

"İşte akıllı ve yakışıklı adayımız. Senin bilge bir hükümdar olacağından eminim. Siyah bulutun içinden geçerken büyü sayesinde kopyalarınız oluşmuş olmalı. Bunu yapan büyücüyü henüz bulamadım ama aramaya devam ediyorum."

"İnsan kendini yakalayamaz değil mi?" diyen Toren, hâlâ şüphelenmeye devam ettiğini belirtti.

"Sana da iyilik yaramıyor muhafız. Kaç defa sizi ölümden kurtardım ama yaranamadım."

"Sen ona bakma Laura, görevi gereği herkesten şüphe ediyor, öyle değil mi Toren?"

"Yanındaki kızdan şüphe etmediğine eminim aday, onları şakalaşırken görmek canını sıkmadı mı?" diye sordu büyücü.

Arthur öfkelenmeye başlıyordu ama öfkesi büyücüye mi yoksa Toren'e miydi, kendi de emin olamıyordu.

"Bu konuları kapatalım" dedi Arthur. "Zaten birkaç saat kaldı, kalan zamanı iyi değerlendirmeliyiz. Neden sende bize katılmıyorsun Laura?"

Liz'in öfkeli bakışlarına aldırmayan aday Laura'ya gülümsedi.

Toren "akıllıca Arthur, büyücüyü göz önünde tutmak için iyi yol" diye düşündü. Liz'in üzüleceğini biliyordu ama bu fikri desteklemek zorundaydı.

Bir Günlük Hükümdar (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin