40-Can yoldaşları

1.8K 219 38
                                    

Not: Öncelikle gecikme için özür dilerim. Bir yıldır aralıksız yazıyorum. Fakat bu bir yıl içinde bayram hariç, sadece iki defa bu kadar uzun ara vermek zorunda kaldım. Sorunlar çözüldü, yazmaya devam ediyorum. Anlayışınız ve sabrınız için teşekkür ediyorum. Oylarınızı bekliyorum.

Özet: Toren, Laura'yı öldürmeden kan büyüsünü bozma yollarını araştırmaktadır. Leonard büyücü ile ittifak yapmayı düşünmektedir. Büyücü Arthur'un ölmesinin kendisine fayda sağlamayacağını bildiğinden, Leonard'a kendisi için de kazançlı bir yol bulmadan ittifak olmayacağını söyler. Arthur zaman kazanmak için zamanı yavaşlatacak büyüyü arar. Bu konuda Laura'dan yardım istediğinde, kadın büyünün olduğunu ama yapılması gerekenlerin hoş olmayacağını söyler.

*** Yeni Bölüm ***

"Zamanı yavaşlatacak bir büyü biliyor musun?"

Laura onun neden böyle bir büyü aradığını düşündü. Süre konusunda sıkıntısı olduğunu hatırladı. Bir çözüm bulabilmek için zamanı yavaşlatmayı deneyecekti.

"Var" dedi Laura. "Fakat yapılabilmesi için gerekenleri duyunca hiç hoşlanmayacaksın Arthur."

Hükümdar, kadının sesindeki ölüm tınısını duyduğuna yemin edebilirdi.

"En kötüsünü beklemeliyim sanırım" dedi Arthur.

"En kötünün de kötüsü olabilir."

"Bırak bilmece gibi konuşmayı Laura. Ne gerekli ve bize ne kadar zaman kazandıracak. Bilmek istediklerim bunlar."

Büyücü biraz tereddüt ettikten sonra anlatmaya karar verdi. "Öncelikle zamanın yavaşlaması için yapılan büyü, bize bir hafta kazandıracak. Fakat gerçek dünyada sadece yedi saat geçmiş olacak."

Kadın susunca Arthur daha çok meraklandı. "Bana anlatmaktan kaçındığın ne Laura? Beni iyi tanıdığımı sanıyorum, kabul edemeyeceğim bir bedeli mi olacak?"

"Evet Arthur seni iyi tanıyorum ve evet kabul etmekte zorlanacağın bir bedeli olacak."

Arthur, güçlü büyülerin, güçlü bedelleri olduğunu okumuştu. Bir insan kurban etmediği sürece bu bedeli karşılayacağına inanıyordu.

"Anlat büyücü, bedel nedir?" Arthur soruyu sorarken, alacağı cevabı duymaya korktuğunu fark etti.

"Zaman, yavaşlamak için birisinin zamanını çalar."

"Bu da başka bir bilmece mi? Zaman bir varlıkmış gibi anlatıyorsun."

"Zamanı yöneten güçler, karşılığında bir insanın yaşam zamanını çalar."

Arthur duyduğuna inanamıyordu. Büyünün oluşması için bir insanın ömründen çalmak gerekecekti. Kendisini bir açmazda buldu. Kendi zamanını vermek zorunda kalacaktı. Kalan zamanı, hem Liz'le yaşamasına hem de ülkeyi yönetmesine yetecek miydi?

"Ne kadar bir süreden bahsediyoruz?"

Büyücü yavaşlatılan her saat için insan ömründen beş senenin eksileceğini söylediğinde, Arthur'un umutları yıkılmıştı. Beş ile yediyi çarptığında otuz beş sene gibi uzun bir süre çıkıyordu.

Eğer bu süreyi kendi yaşına eklerse elli beş yaşında olacaktı. Problemi çözüp tahtta kalsa bile, bir hafta karşılığında elli beş yaşında birinin bedeninde olacaktı. Liz'in genç yaşında, orta yaşlı birisi ile beraber olmak istediğinden emin olamazdı.

Belki kendisini terk edecekti. Belki de...

Bütün bunları şimdiden düşünmeye gerek yoktu. Problemi çözemezse hayatta kalamayacaktı. En azından denemek zorundaydı. On iki saati yerine bir haftası olursa, göklerin ipucunu çözüp, tacı hak ettiğini gösterebilecekti.

Bir Günlük Hükümdar (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin