Bir Günlük Hükümdar (SY)

68-Kara büyü

Not: Merhaba sevgili dostlarım. Bir yıldan fazladır yazmadığım ve en son hasta olduğum için bazı arkadaşlar vefat ettiğimi düşünmüşler. Elhamdülillah sıkıntılarımı atlatım ve aranıza döndüm. Öncelikle bu kitabı tamamlamaya gayret edeceğim. Uzun ara için özür ilerim. İyi okumalar. 

Özet: Gur gücünü geri alsa bile, alternatif geleceğe gidemeyeceklerini açıklar. Liz diğer gelecektekileri hatırlamaz. Laura uzun zamandır konuşmadığı babasının evine gider. Laura'nın babası Simyager'dir. Gur'un gücünü kullanmasını engelleyen tılsımlı bilekliği kullandığı tozlarla çıkartır ve Gur'u kurtarır. Gur yakın geleceğe gider ve krallığın yok olmanın eşiğine geleceğini görür.

*** Yeni Bölüm ***

Gur'un verdiği haber diğerlerini dehşete düşürmüştü. Arthur bile Hâkime'nin bu kadar ileri gidebileceğini tahmin etmiyordu. Kadının, Krallığı neden yok olmanın eşiğine getirmek istediğini anlamak istiyordu. Halk isyan noktasındaydı ve Hâkime bunu umursuyor gibi görünmüyordu.

"Toren'i de uyarmalıyız" dedi Arthur. Sıkıntısı, yüzünden okunuyordu. Laura düşünceli bir şekilde Gur'a bakıyordu, sanki anlam veremediği bir gizeme bakar gibi...

"Gur, Hâkime bu gücü nasıl elde etmiş olabilir?"

Gur bu soruyu fazla düşünmeden cevapladı. "Büyükusta'dan aldığını sanmıyorum. O asla kara büyü öğretmezdi."

Laura bile, kara büyü ile uğraşmanın ruhunu tehlikeye atacağını biliyordu. Güç arzusu onu ara sıra kışkırtsa da, kara büyüden uzak durmayı başarmıştı.

Kara büyü yapabilmek için ruhunu şeytana teslim etmen gerekliydi. Tüm karanlık düşüncelere davetiye çıkarmak ve ölüm ötesinde sonsuz azaba razı olmaktı. Fakat şeytanla işbirliği yapan insanlar ölümden sonrasına inanmadıklarından, böyle bir endişeye kapılmıyorlardı.

Laura kara büyü ile baş edemeyeceği için çok endişeliydi. Ne kadar güçlü olursa olsun onun sınırları vardı. Fakat kara büyü kullanan biri için sınırlar belirsizdi. Bebek kurban etmekten, hamile kadınların ceninlerini canlı canlı çıkarıp kullanmaktan çekinmezlerdi. Hâkime'nin ne kadar ileri gitmiş olabileceğini merak ediyordu.

"Burada daha fazla vakit kaybetmeyelim" dedi Gur. Laura ve Arthur'u saraya götürdü. Toren üçünü birden karşısında görünce sevindi.

"Başarmanıza sevindim. Gur seni yeniden görmek güzel."

"Sağol Toren ama daha büyük sıkıntılarımız var." Gur hızlıca gördüklerini özetledi. Muhafız dinledikçe kaşlarını çatıyordu.

"Bu kadar ileri gitmiş olamaz."

"Ben de aynı şeyi düşündüm" dedi Arthur. "Güç uğruna ruhunu tehlikeye atmasına anlam veremiyorum."

"Asıl anlamsız olan ne biliyor musunuz?" Hepsi dönüp Laura'ya merakla baktı. "Büyükustanın ona engel olmaması. Bunu hissetmeli ve onu engellemeliydi."

Diğerleri de düşünceli bir şekilde sessizleştiler. Koridorlardan gelen sesler üzerine Toren saklanmalarını önerdi. Fakat gelen James'ti.

"Hepinizi bir arada gördüğüme sevindim. Dostunuzu kurtarmışsınız. Toren? Senin de onlarla birlik olduğunu bilmiyordum."

Toren, labirentte ölen dostunun diğer geleceği hatırlamadığını tahmin etti. Hâkime'nin büyüsünden önce ölen Alfred gibi.

"James, bu kişilere güvenebilirsin. Onlar Hâkime'nin yaptıklarına engel olmak istiyorlar."