Two hearts in one home | Larry

By dimplestylles

5.8K 707 1.5K

Bir benzeri olmadığını bildiği mavi gözlerin damarlarına karışarak kalbini her an biraz daha hızlandıracağını... More

It's none of your business
Whatever happens
First time
Eternal trust
I can't let you go
Please don't go away from me
Far away.
Goodnight darling
Bitter silence
I don't hate you
Let's just hug
LA
I don't wanna be alone.
Bring me back
Home
Just take the pain away
Night changes
Do not be sad
A morning sun
If i could fly
Love you goodbye
Midnight memories
You're still the one I kiss goodnight.
I'll be your goodnight.
Love of my life
The taste of lies
Let me be your goodnight.
And I miss you now
I always need ya
Day by Day
It's worth the pain
And time can always heal you
Do you know who you are?
Lou
We're together
Baby
Always Lou
In love Tommo
Fear in the dark
unfeeled feelings
Finifugal
Little spoon
Daylight
I will be your memories
Do not leave me
Fine line
And I'd marry you, Harry
Tomlinson
Ring
This wasn't a breakup
Larrie
"Love"
Do we have to get married?
Princess
Ziam
And I'm in love with Lou..
Joshie Josh
Hug

My Sir

65 9 40
By dimplestylles

"Hey," Duyduğum sesle koridorda arkamı dönmemle minik kıza baktım ve gülümsedim. "Hey," dedim ben de ona yaklaşırken.

"Şimdi sana birşey söyleyeceğim. Ama Louis bunu bilmeyecek."

O sırada arkasındaki kapıdan bize bakıyor olan Louis'den haberi olmadığı için sırıttım ve kafamı salladım. Eliyle yaklaşmamı söylerken yavaşça eğildim ve kulağımı uzattım.

"Bizimle oyun oynamak ister misin?"

Louis duysa da sadece güldü sessizce ve bizi izlemeye devam etti.

"Ben de beni aranıza alır mısınız diye soracaktım."

Kız söylediğim şeye memnun olmuşsa da şaşırmıştı.

"Ama saçlarına dokunmamız gerekebilir."

Amaçları belli olduğunda Louis arkasından yaklaşıp onu kollarından havaya kaldırdı. Küçük kız çığlık atarken Louis ile gülüyorduk.

"Seni fırsatçı!"

"Phee!" diğer kız geldiğinde kardeşini Louis'nin yakaladığını görmesiyle bağırdı ve kaçacağı sırada Louis onu da yakaladı. Her ikisi de kahkaha atmaya başladıklarında seslere gelen Bayan Tomlinson onlara bakarak güldü.

Kızlar artık çırpınmaktan yorulmuş hale geldiklerinde Louis sonunda onları bıraktı ve saçlarıma son bir bakış atıp ikisi de afallmış halde odalarına kaçtılar. Bayan Tomlinson da arkalarından gitti.

"Onlara sakın saçlarını dokundurtma."

"Onlar daha bebek bile sayılabilirler, Louis."

Louis yanıma geldiğinde buklelerimden birini avucu içine alıp nazikçe omzuma dökülmesini sağladı.

"Düzenbaz bile sayılabilirler."

Güldüğümde uzanıp yanağımdan öptü büyükçe ve beraber yemek için içeriye gittik. Mark başta otururken biz de Louis ile yan yana oturduk.

"Harry hiç babanı ziyarete gittin mi?"

"Hayır efendim. Henüz gidemedim."

Louis kulağıma eğilip, "Efendini yesinler." dedi. "Göstereceğim ben sana efendiyi." Fısıldadığında öksürdüm hafifçe.

"Mark diyebilirsin, Harry. Ayrıca babanla henüz yeni görüştüm. Geleceğinizi duyduğunda sesinden anlaşılır bir üzüntü vardı."

Benim de ister istemez yüzüm düştüğünde ağzımdakini yuttum zorlukla. En son ne zaman görmüştüm onu?

"Onu da çağırmak istiyorum. Biz artık bir aileyiz ve bu aradaki şey her neyse son bulsun istiyorum."

Aile kelimesi şu sıralar hiç olmadığı kadar anlamlı gelirken düşen suratımda bir gün ışığı belirdi tam da Louis'nin söylediği gibi ve kafamı salladım.

"Teşekkür ederim."

"Hemen üstüne alınma. İş konusunda kendi çıkarlarım için tamamen."

Göz kırptığında gülümsedim ve yemeğimi yemeye devam ettim. O sırada masadaki kızlar bana bakarak fısıldaşıyor, ben onlara baktığımda da hemen yemeklerine dönüyorlardı. Bayan Tomlinson onları birkaç kez fısıldaştıkları için uyarmıştı.

"Daisy onlar evlenirken ne giyeceğine karar veremiyor."

Duyduğum ile ağzıma götüreceğim çatalı geri çektim ve önümdeki bardağı alıp biraz içtim. Sadece bunun hakkında konuşmak bile öyle heyecanlandırıyordu ki beni bunu belli ettiğimden korkarak gözlerimi ailemde gezdirdim.

"Çok geç. Pijamanla gelmek zorundasın artık." dedi, Louis. Hafifçe sırıttım.

Kız duyduğu ile üzülürken onu görmemle, "Hayır." dedim. "Daha çook zamanın var."

Louis'nin bana baktığını hissettiğimde ben de ona bakacakken önüne döndü ve Lottie gözlerini Louis'den çekip bana baktığında kaşlarını kaldırdı tedirgin bir ifadeyle.

...

"Bebeğim, geliyor musun?"

Kızlarla bahçede oturmuş yemekten sonra oyun oynarken bana seslenen Louis ile ona baktım. Bebeğim derken bile sesindeki farklılık barizdi.

"Kızlar artık siz de uyuyorsunuz!"dedi, Bayan Tomlinson.

Kalmam için ısrar edeceklerse de zaten bugüne ayrıcalıklı olarak geç yatmalarına fazla fazla izin vermişlerdi. Onlar önden giderken ben de yerden kalkıp Louis'ye adımladım. Elimi eli arasına aldığında beraber odamıza çıktık ve ikimiz de üstümüzü değiştirdik. Louis benden biraz sonra banyodan çıkıp yatağa yaklaştığında dikkatle izliyordum onu.

Yatağa girdiğinde yumuşak, büyükçe yatak başlığına yaslandı. Ben de hızla göğsüne yerleştim.

"Seni üzdüm mü?" dedim, ellerimi minicik sakallarına çıkarıp onları severken. Örtünün üstündeki ellerimizi birleştirdi.

"Hayır."

"Bebeğin olduğumu söyler misin?"

Göğsündeki bana baktığında gözlerime çıkardı bir benzeri dahi bulunmayan, baktığı anda kaybolduğum gözlerini. "Güzel bebeğim, bir sorun yok."

Ona doğru dönüp kucağına yerleştim.

"Var işte, Lou. Sen öyle güzel bebeğim dersin ki ben gerçekten öyle hissederim kendimi. Ama şimdi olmuyor. Birşey var."

"Birşey yok, Harry."

"Evlenmek için daha çok var dediğim için değil mi?"

Bir soluk bıraktığında anlamıştım bu olduğunu. Söylediğim an pişman olmuştum zaten.

Uzandığımda gözüme kestirdiğim, tişörtünü açıkta bıraktığı dövmesine bastırdım dudaklarımı ve boynuna sarıldım.

"Ben onu üzülmesin diye söyledim, Loueh."

Kolları belime dolanırken tam olarak kucağındaydım şimdi. Beni daha çok çekti kendine ve saçlarımdan uzun soluklar alarak öptü.

"Ben sadece bir an önce her anlamda benim ol istiyorum. Seni kendimin yapmak istiyorum."

"O kağıt parçasına ihtiyacımız yok, Louis."

Kollarımı boynuna sarmış kucağında dururken kafasını omzuma koyduğunda, "Yok." dedi ve boynumdan minik bir öpücük aldı.

"Biz evlenmesek mi o zaman?"

Sırıttı.

"Ikinciye yapıyorsun!" dedim, kucağından kalkmak için uğraşırken ama belimdeki kolları buna izin vermezken o bundan fazlaca eğlenerek gülüyordu. Ve bu sırada altımdaki sertliğin farkındaydım ve yutkunarak sonunda durdum. Kucağında kendimi sertliğe bastırdığımda aniden gözleri kısıldı ve kafasını geriye doğru attı. Kısık bir inilti dökülmüştü dudaklarından. Onu böyle etkiliyor olmamla gurur duyuyordum kendimle. Hoş, üstümdeki etkisini bir bilse asıl gurur duyulması gereken kendisiydi ya...

"Sanırım Bay Tomlinson benden epey etkileniyor." dedim, kucağında hafifçe hareket ederken.

"Senin için her an yarı erekte gezdiğimi söylediğimi çok iyi hatırlıyorum."

Söylediği ile altımdaki sertliğe bastırdım kendimi sertçe ve sonunda beni yakalayarak dudaklarımı dudaklarına bastırdı. Anında ona istediği gibi sertçe karşılık verirken bir yandan hala ona sürtünmeye, altımdaki sertliğini ezmeye devam ediyordum.

Alt dudağımı dudakları arasına almış emiyorken üstümdeki tişörtü tutup çıkardı ve ben de onun üst gövdesini çıplak bıraktığımda ellerimi ensesinden saçları arasına sokarak yumuşak tutanları parmaklarım arasında hafifçe çekiştirdim.

Louis dudaklarımızı ayırıp boynuma yöneldiğinde gözlerimi kapattım zevkle. Elleri şortumun etrafında gezinirken ben hala kucağında oturuyorken onu da odanın bir yanına fırlattı.

Boynumu ıslak dudakları arasına alıp emiyor, diliyle üstünden geçiyor ve dişleri arasına alarak sertçe geri çekiliyor, ısırıyordu.

Ellerimden birini göğüs uçlarıma götürüp birini parmaklarım arasında sıktığımda altımdaki tek şeyin boxer olduğunu unutarak sertçe ezdim altımdaki sertliği. Şortumu çıkardığı için şimdi daha iyi hissedebiliyordum onu.

"Babacığım..."

Louis inlememi tutarak söylediğim şey ile beni aniden altına aldığında bacaklarımı kendi iki bacağı arasına aldı ve iç bacağıma ıslak, minik bir öpücük bıraktı.

"Her bir parçan öyle güzel ki..."

Söylediği şey ile ellerimi uzatıp tekrar saçlarına tutunduğumda daha da yukarı çıktı ve burnunu boxer üstünden aletimde gezdirdi. Bu yaptığı karnımda sancılara sebep olurken dirseklerim üstüne çıkarak onu izledim. Burnunu, üst bacaklarımda biten boxerın bittiği yere getirdi ve burnuyla biraz yukarı çekerek neredeyse sertleşmiş penisime kadar gitti ve uzunca bir soluk aldı orada. Yaptığı şeyleri izlerken gittikçe mümkün gibi daha da sertleşiyor ve sertleştikçe kendime şaşırıyordum daha ne kadar sertleşebileceğimi bilmeden.

Diliyle ıslattığı dudaklarını yeniden aletime bastırdığında ürpermiştim. Elleri uzanıp ucuna tutundu boxerın ve sonunda onu aşağı çekerek aletimin karnıma neredeyse vurmasına sebep oldu. Ucundaki zevk sıvısını görüyordum.

"Bunu daha önce hiç yaşadın mı?"

Kafamı hızla iki yana sallarken tanrının tek yarattığı o güzel gözleri yarı karanlık odada gözlerimi buldu ve aletimi eline aldı. Dokunduğu anda belim gerilirken aletimin ucundaki sıvıyı parmağıyla penisimin ucuna yaydı ve toplarıma sıcak dudaklarıyla öpücükler bıraktı.

"Babacığımmh!"

Kafamı geriye doğru atmış inlerken aniden aletimin ucunda sıcak dudaklarını hissetmemle soluğum kesildi sanki ve kafamı kaldırıp zorlukla açık tuttuğum gözlerimle ona baktım. Tek istediğim gözlerimi sıkıca kapatmak ve bağırarak inlemekti ama yapamazdım.

Titrek sesimle, "D- duyacaklar." dediğimde umrunda gibi görünmüyordu.

"Evimizde olup o güzel iniltilerinin hepsini duymak için neler vermezdim, bebeğim. Seni sabaha kadar bağırtarak becerirdim."

Söyledikleriyle zaten olmayan dayanma gücüm beni daha da zorlarken onu kafasından aletime bastırdım ve neredeyse tamamını ağzına almasını sağlayarak uzunca bir inleme bıraktım olduğunca kısık sesle.

Louis geri çekilmeden kendini daha da ileri ittiğinde onunkine göre daha minik olan aletimi tamamen ağzına aldı. Bunun hissettirdiğiyle birlikte ağzım açılmış onu saçlarından tutarken kendimi ağzına ittirdim. Bunu ilk defa tadıyordum ve hissettirdiği kesinlikle adımı unutturacaktı bana neredeyse.

Ama bundan aldığım bu zevk öyleydi ki boşalacağım için ağzından çekilmek isteyerek kendimi yatağa bastırdım.

"Babacığım— gel- geleceğim!"

Soluk soluğa çekilmesi için bakarken aletim ağzındayken dilini etrafında gezdirmesiyle titreyerek boşaldım.

"Mmmmh! Louehhhh!"

Louis'nin adını inleyerek boşalmam zaten sertleşmiş aletini daha da zorlamış, içinde zevk sıvımın olduğu ağzından çıkarmıştı aletimi. Gözlerimin içine bakarak hepsini yuttuğunda ben de istemsizce yutkundum bu görüntüyle. Terlemiştim.

Uzanıp dudaklarımı dudakları arasına aldığında dudağı yanında kalmış sıvıyı da ben emmiştim.

Elimi önüne attığımda hareket ettirerek inlemesine sebep olduğumda bacaklarımı ayırdı ve ıslanmış deliğimde gezdirdi parmağını.

"Sana hiçbir zaman, asla doyamayacağım."

Parmağı aniden içeri girdiğinde dar deliğimde hissettiğim parmak ile inledim ve gözlerimi kapattım sıkıca. O sırada alışmamı beklerken saçlarımı yavaşça okşadı ve omzuma, karnıma minik öpücükler bıraktı.

Sonunda kendimi parmağa doğru ittirdiğimde istediğimi anlasa da, "Söyle, bebeğim. Ne istediğini söyle ki babacığın sana istediğini versin." diyerek beni çıldırttı.

"Parmağınız." dedim, zorlukla. Bir an önce onlara içimde ihtiyacım vardı. "Parmaklarınızı deliğimin içinde istiyorum."

Louis bu söylediğim ile bebeğini daha fazla bekletmeden istediğini yaparak iki parmağını içime soktu ve beklemeden hareket etmeye başladı. Görüntü öyle tahrik ediciydi ki aletim yeniden eskisi gibi sertleşmiş, hiç durmadan sessizce inliyordum.

Louis'nin parmaklarıyla beni nasıl becerdiğini izlerken, "Daha fazla..." dedim.

"Lütfen." dediğimde, ona ne kadar muhtaç olduğumu kendim söylememden daha barizdi ses tonum. "Lütfen, babacığım. Size ihtiyacım var."

Louis parmaklarını sonuna kadar soktuğunda soluk almayı unutmuştum bir anlık ve parmaklarını içimden çıkardığında altındakileri hızla benim kıyafetlerim üstüne attı ve kendini birkaç kez çekti. Onun da benden farklı olmaması, onu böylesine etkileyenin ben olmam bana gurur veriyordu. O benim için nasıl en iyisiyse ben de onun için öyle olmak istiyordum her zaman.

Uzunluğunu tutarken üstüme eğildiğinde hassas göğüs ucumu parmağı arasında sıkıştırdı. Bununla kendimden geçerken diliyle ıslattı ve aynı anda penisinin ucunu içime soktu.

Ellerim nereye tutunacaklarını bilemeyerek omuzlarına çıktıklarında öyle bastırmıştım ki kısa tırnaklarım bile geçmişti tenine.

"Ahh! Babacığımmm!"

Louis'nin sırtında izler bırakırken tamamen deliğim içine kaydı. Ellerim omzunu sıkıyor, sırtında dolaşıyor ya da saçlarında geziniyorken o da üstümde hızla hareket ediyordu. Deliğim içinde bir nabız gibi atan uzunluğunu bedenimin en kuytularında hissediyordum.

"O kadar sıcak ki için, çıkmak istemiyorum."

Kulağıma söylediği şeylerden sonra kulağımın altını diliyle ıslatmış ve sesli, kulağımın hemen altında olduğu için ıslak sesini duyduğum minik bir öpücük bıraktı.

Eğer ki konuşabilseydim ben de ona asla içimden çıkmamasını söyleyecektim fakat konuşamayacak kadar soluk soluğa ve kendimden geçmiştim.

"Duvarların sımsıkı sarıyor beni, bebeğim. Deliğin öyle dar ki daha önce yaptıklarımızın gerçekliğini sorgulatıyor."

"Mmmhhh!"

Louis'nin dudaklarına uzandığımda ona öylesine açtım ki, dudaklarına ona karşı duyduğum bu açlığı dindirebilecekmiş gibi saldırdım ve sertçe öptüm. Anında karşılık alırken tabii ki Louis sanki bir yandan içimde hareket etmiyormuş gibi burada da üstündü. Dudaklarımızı ayırmadığımızdan soluksuz kalıyorsak, ikimiz de bu soluğu yine birbirimiz dudaklarında buluyor ve bir an durmadan öpüşmeye devam ediyorduk.

Louis ile aramızda sürtünen kıpkırmızı olmuş aletimi ondan izin almadan ellemek istemezken Louis aniden elini penisime attı ve çekmeye başladı. Bu yaptığı ile zevkten kendimi kaybederken dudağını ısırarak emdim ve saçlarını çekiştirdim.

Louis o kadar öptüğümden dolayı kızarmış dudakları ile geri çekildiğinde benim de görmesem de farklı olmadığımı biliyordum.

Zevkten gözlerimi açık tutmak zor geliyorken onun tahrik olmuş bakışları karnıma sancıların girmesine sebep oluyordu. Bir eli hala aletimi çekerken seslice inledim. Daha fazla ne kadar gidebilirim bilmiyordum ama Louis söylemeden gelmek istemiyordum. Onun için iyi olmak istiyordum sadece.

"Gelebilirsin, bebeğim. Benim için gel."

Louis'nin istediği zaman nasıl da sert ve acımasız olduğunu bildiğimden ona bu izni ile bir kez daha minnettar oldum ve daha fazla dayanamadan bedenimde gezinen sıcaklık tek bir yere hızla ilerlerken titreyerek aletimi çeken elinin üstüne boşaldım.

"AHH! BABACIĞIMMMHH!"

Parmaklarım saç tutanlarını çekiştirirken o sırada kasılan deliğim ile Louis'nin aletinin içinde seğirdiğini hissetmiştim.

"Ahh! Harrehh!"

Louis de içime boşaldığında deliğimde hissettiğim sıcak sıvısı ile kendimi kaybettim sanki.

Louis içimden çıkmadan kendini yanıma bıraktığında soluk soluğa göğsüne sokuldum ve tenine bastırdım sıcak dudaklarımı. Bir süre gözlerimi açmadan öyle bekledikten sonra Louis'nin çenemde gezinen parmaklarıyla açtım gözlerimi.

"Ben de asla içimden çıkmamanı istiyorum."

Louis bana bakarken aniden güldü. Az önce ona bunu ne kadar söylemek istesem de o arada hissettiğim zevk ile ağzımı açamıyor, açsam da sadece inliyordum.

Saçlarımı okşayıp şakağımı minik bir öpücük bıraktığında kolları etrafıma sarıldı.

"Louis." dediğimde, bana bakmasıyla korkuyla sordum. "Herkes duymuş mudur?"

Louis sırıttığında hızla gözlerimi kapattım utanarak ve göğsüne doğru saklandım.

"Niye durdurmuyorsun ki beni?!"

Utançtan değil kızarmak, artık morarmaya başlarken Louis sırtımdaki elini orada gezdirerek beni rahatlattı.

"Bu güzel sesi onlar da duysun istedim."

Kafamı kaldırıp ona kötü olduğunu düşündüğüm bir bakış ile bakarken o ise sırıtmaya devam ediyordu.

"Bebeğim seks sonrası dağılmış bir halde bana böyle bakınca korku yerine çok başka şeyler hissediyorum."

🌈✨

AAAAAAAAALL MY LOVE! 💚💙 X.

Continue Reading

You'll Also Like

858K 69.1K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
58.9K 3K 42
Komşunuz Barış Alper Yılmaz olursa ne mi olur?
98.4K 6.2K 36
Malfoy ve Black iki ezeli rakip ve birbirlerinden nefret eden iki küçük çocuktur. Black'in 4. Sınıfta Harry'nin yerine arayıcı olmasından sonra Malfo...
26.7K 1.2K 38
Bu kitap Yabani dizisinin 28. bölümünden sonra ASLAZ cephesinde yaşanan olayları konu aldığım bir kitaptır. Görmek istediğimiz fakat tüm beklentileri...