Do not leave me

73 10 31
                                    

Yattan inerek kendimi marinanın tahtaları üstüne bıraktığımda Zayn de palmiyelerden birine yaslanmış sigarasını içiyordu. Beni gördüğünde son kez içine çekti ve fırlattı.

Beraber geçen gece giriş çıkışlara bakmak için geldiği gece kulübüne girdiğimizde anlaştığımız gibi o arka çıkışta bekleyen arabaya, ben de arka kapıya giden yoldaki adamları halletmek için dar, siyah ses geçirmez koridora ilerledim ve işi bitirip adamın kalkmasını beklerken barmenin önündeki masaya oturdum.

Buraya tatil için gelmemiştik tabii. Halledilmesi gereken işler vardı ve diğerlerini orada yanlız bırakamazdık. Onlar farketmiyor olsalar da üstün korunaklı bir şekilde günlerdir tatilde olduklarını sanıyorlardı.

Kaldığımız otelin ve marinanın girişleri, çıkışları, marinaya yanaşmak isteyen yabancı yatlar... hepsi kontrollüydü. Ayrıca marinadaki diğer bağlı yatlar da bizimdi ve içine tatilci kılığında etraftaki güvenlikleri yerleştirmiştik.

Tabii bundan istifade Harry ile yanlız kalmak istediğimde onlara dışarı çıkmamalarını söylediğimde oluyordu.

Son birkaç gündür geldiğimiz haberi sızdırılan adam en zayıf noktama yanaşmanın onun sonu olacağından habersizce etrafta farklı yüzler ile Harry'i izliyor ve onu korkutuyordu. Başta adamları kaçtığından Harry'nin gördüğü kişinin böyle bir aptallık yapacaklarını düşünmediğimden güvenliklerden biri olduğunu düşünsem de olmadığını farketmiştim.

Bir nevi göz dağı veriyorlardı aslında. Eğer onları Londra'da bırakıp buraya gelseydik büyük bir risk olacaktı onlar için. Burada bizim yanımızda uzaktan uzağa Harry'e saldıkları korkuyla kalmayacak ve hatta ona dokunmaya bile cüret edeceklerdi.

Bunun olacağını Harry'nin kalbime yerleştiği ilk an biliyordum çünkü o masumdu, tertemizdi. Bana verdikleri zararın beni durdurmayacağını bildiklerinden Harry üstünden oynayarak beni dizlerim üstüne çökmeye mecbur kılacaklarını sanıyorlardı ama şimdi onun o korkudan büyümüş gözleri zihnime kazınmış gitmezken elime geçtikleri anda yapabileceklerim için kendimden korkuyordum.

O adam bize sağlam lazımdı ve belki de bunu bildiğinden Harry'i kullanarak beni kışkırtıyordu çünkü eninde sonunda avucum arasında sıkışacağını biliyordu. Harry'i kullanarak kendi sonunu acı çekmeden bana yazdıracaktı kendince.

Yanındakiler ile yukarıdan etrafa bakan adam beni gördüğünde göz kırptım. Yüz ifadesi anında değişmiş, yanındakilerden özür dileyerek locadan çıkmıştı.

Merdivenlerden inerek kalabalığa karıştığında ayaklanarak onun aksine rahat ama hızlı bir şekilde kalabalıkta ilerledim. Ona ulaşmak istemiyordum zaten ama onun böyle bilmesi gerektiğinden peşindeydim.

Adamları arka kapıya giden koridorda önünde bir barikat gibi durduklarında arkalarında kalan adam koşmaya devam ederken bana baktı.

"Sevgilinin hayaleti olacağım, Tomlinson. Kimse gördüğü adamın varlığına inanmadığından delirdiğini düşünüp korkudan mantığını yitirecek ve sen bunu benim sahnemden izleyeceksin."

Avuç içlerim sıkmaktan bembeyaz olmuş bir şekilde ona bakarken koridorun sonuna, arka kapıya koşarken adamların ikisinin kafasına dirseğim ile vurdum ve yanlarındaki duvara çarpmalarına sebep oldum. Arkamdan saldıran kolumu boğazıma sardığında elimi arkaya atarak gömleğinin yakalarından onu önüme çektim ve yere vurdum. Diğer ikisi peşimden koşarken arkasından geldiğimi farkeden adam arabaya doğru hızla koştu ve koltuktakinin şoför değil Zayn olduğunu farketmeden bağırarak sürmesini söyledi. Zayn karanlık araba içinde beni bekleyerek hareket etmezken adam ona sürmesi için bağırmaya devam ediyordu.

Two hearts in one home | LarryWhere stories live. Discover now