Please don't go away from me

105 15 4
                                    

Yaptığım krepleri masaya götürürken aşağı inen Louis ile gülümsedim. "Günaydın."

"Günaydın." Masaya oturduğunda ben de onunla birlikte oturdum.

"Akşam için Niall ve Liam çağırdı. istersen gidebiliriz." Niall'ın tek yemek anlayışı pizza olduğu için şaşırmıştım. "Olur."

Alışıldık sessiz kahvaltı sonunda "Ellerine sağlık." demesiyle bir süre öylece yüzüne baktım. Tebessümle karşılık verdiğimde ağzını silip ayağa kalktı. Ben de onun peşinden ayağa kalktım ve beraber masayı topladık.

Birkaç saat sonunda giyeceklerime karar verdiğimde, bu sefer üstümde tam transparan siyah gömlek ve bacaklarımı tamamen saran siyah yırtık pantolonum vardı. Duş alıp saçlarımı yapmakla geçen 2 saatin sonunda parfümümü sıktım ve yüzüklerim ile birlikte boynumdan çıkarmadığım kolyemi de düzeltip aşağı indim.

"Gidelim." Üzerindeki siyah kazağı ve aynı renk ceketinden zorlukla çektiğim gözlerim yukarı çıktığında, normalde kaşlarının hemen üzerinde yan bir şekilde duran saçlarının şimdi geriye doğru taranmış ve şekil verilmiş olması tüm vücudumun karıncalanmasına sebep oluyordu.

"Nereye gideceğiz?"

"Bilmiyorum, konum gönderdiler sadece." Beni kapıdan çıkarmayan Louis beni hiç bilmediği bir yere yemeğe götürüyordu. Sanırım artık yolun sonuna gelmiştik. Yarın, "Artık evine dönebilirsin" derse şaşırmazdım.

Sessiz geçen yolculuğun sonunda Niall ve Liam ile her zaman gittiğimiz restorana geldiğimizi gördüm. Kapıdan girdiğimiz anda patlayan konfetilerle kulaklarımı kapattım.

İleride Zayn ve Liam el ele tutuşmuş, Niall ise gözyaşlarını tutmaya çalışan sahte yüz ifadesiyle bana bakıyordu.

"Doğum günün kutlu olsun Harrymmmm." Niall sahte burun çekişleriyle bana sarıldığında ben de kıkırdayarak sarı saçlarını karıştırdım.

Liam, Zayn ile ellerini ayırıp bana doğru gelmeye başladığında ben de hızlı adımlarla ona doğru ilerledim, ikimizde uzun ve sıkıca birbirimize sarılırken, "Doğum günün kutlu olsun kardeşim." demesiyle kollarımı daha sıkılaştırdım.

Zayn ile de uzun uzun sarıldıktan sonra mahçupca konuştu. "Olanlardan dolayı kimseyi çağıramadık." Zayn tepki bekler gibi gözlerime bakarken istemsizce gülümsedim. "Olması gereken herkes burada Zayn."

Sarılmak ve teşekkür etmek için Louis'ye bakacakken Niall üstüme atlayıp gömleğim üstünden omuzumu öpmeye başlayınca kıkırdayarak tekrar ona sarıldım.

"Yemek yiyelim artık." Niall kimseyi şaşırtmazken Liam alayla ona baktı. "Harry ile karnını doyurduğunu düşünmüştüm."
Niall Liam'a dil çıkartarak "Kıskanma Li seni de yerim." dediğinde Zayn Liam'ı yakalayıp gerçekten yemesinden korkarmış gibi sıkı sıkı sardı. Masaya oturup bir yandan yemek yiyip bir yandan Niall'ı dinledik. Neredeyse hiç susmadı ama kimse bundan şikayetçi değildi. Hem o kadar konuşup hemde aynı zamanda o kadar yemek yiyebilmesine şaşırıyordum.

Niall, "Doğum günü bebeğisin sen" derken elime vurup düşürdüğü çatal ve bıçağı kendi eline alıp yemek boyunca benimle ilgilendi.

Pasta kesilirken tekrar konfeti patlamasıyla bu sefer sığındığım omuzdan çok memnundum. Louis'nin boynundan ayrıldığımda Niall'dan imalı bir bakış kazandım.

"Hadi gidelim artık." Niall'ı gitmek için böyle hevesli görmek kaşlarımı çatmama sebep oldu. Niall gülmeyi kesip bana bakarken ne olduğunu anlama çalışıyordum.

"Tabii ki doğum gününde seni bu kadar kolay bırakmayacağım bebeğim, eğlenmeye gidiyoruz."

Göz ucuyla Louis'ye baktığımda Zayn ile sohbet ediyordu, bu plandan haberi olduğunu umarak dışarı çıktım.

Two hearts in one home | LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin