PALYAÇO [GAY]

By izmaritkizi0

169K 10.9K 3.8K

Dünya yansa umrunda olmayan, Hayatı laylaylom yaşayan bir çocuk Batı Günay. Hayata gözlerini açtığı andan ber... More

NOT
One
Two
Three
Four
KARAKTERLER
Five
Six
Seven
Eight
Nine
Ten
Eleven
Twelve
Thirteen
Fourteen
Fifteen
Sixteen
Seventeen
Eighteen
Nineteen
Twenty
Twenty one
Twenty two
Twenty three
Twenty four
Twenty five
Twenty six
Twenty seven
Twenty eight
Twenty nine
Thirty
Thirty one
Thirty two
Thirty three
Thirty four
Thirty five
Thirty six
Thirty seven
Thirty eight
Thirty nine
Forty
Forty one
Forty two
Forty three
Forty four
Forty five
Forty seven
Forty eight
Forty nine
Fifty
Fifty one
Fifty two
✨💥
Fifty three
Fifty four

Forty six

1.1K 114 53
By izmaritkizi0

Yıldızı parlattık mı aşklaarrr?

"🍀Yıldızlar intihar etti siz dilek tuttunuz...🍀"

_____

" Gözümü açın gözümü."

" Niye bağladınız ki gözümü? Zaten baygındım yolu mu gördüm amına."

" Beni duymuyor musunuz aloo.Hem bende kolakopi- kolonoskopi- yok kolosfobi- Her neyse ondan var.Karanlıktan korkarım yani.Afakanlar basmaya başladı açın şu gözümü."

Yalandı.Karanlıktan falan korkmuyordum.Sadece hiçbir şey görememek bunaltmıştı.

Ayıldığımda kendimi ellerim ve ayaklarım zincirle bir sandalyeye bağlı halde bulmuştum.

"Klostrofobi o." Tuğkan denen çocuğu sesinden tanıdığımda kaşlarımı çattım.Şu an yanımdaydı demekki.Ah ellerim,ayaklarım çözük olsaydı da kafayı gömseydim o minyon suratına.

" Ayrıca karanlık fobisiyle klostrofobiyi karıştırma,ikisi farklı şeyler."

"Çok biliyorsun sen." dedim sinirle ve ellerimi bağlı olduğu zincirden kurtarmaya çalıştım.
" Kimsiniz siz? Ne istiyorsunuz benden?"

Tuğkan'ın alaycı gülüşü kulaklarıma doldu.
" Senden değil, sevgilinden istiyoruz.Daha doğrusu sevgilim istiyor, ben sizi tanımam etmem.Sadece ona destek amaçlı buradayım."

"Ne istiyorsunuz?" dedim tekrardan kelimeleri bastıra bastıra.

" Onu da sevgilim gelince öğrenirsin." dedi gıcık bir ses tonuyla.Dişlerimi sıktım.
" Sana tavsiye; Ona istediğini ver.Yoksa bu hikayede yanan sen olursun."

Birisi tarafından gözümdeki siyah bez  çıkarıldığında gözlerim ışığa tepki vermek için kısılmadı.

Çünkü bulunduğumuz yer depo gibi bir yerdi ve kasvetli bir havası vardı.Neredeyse dışarıdan içeriye hiç gün ışığı sızmıyordu.İçeriyi tepemizdeki sönük yanan beyaz bir ampul aydınlatıyordu sadece.

Depodaki rutubetten boğazım acıyordu.Kötü havayı soluya soluya tahriş olmuş gibi yanıyordu.

Depoda Tuğkan ve ben haricinde üç tane de adamı vardı.Gözümdeki bezi çıkaran adam da bunlardan birisiydi.

Gözlerim Tuğkan'a kaydı.Önümde,benden yaklaşık üç metre kadar uzağımdaydı.İlk gördüğümde masum yüzlü dediğim çocuğu inceledim.Hâlâ masum gözüküyordu ama sadece görünüşü öyleydi.Karakterinin masum olmadığını beni bayıltıp kaçırmasından anlamıştım zaten.

Minyon tipine soktuğum...

" Susadım." dedim oturduğu sandalyede elleriyle sarı saçlarına şekil veren çocuğa.

Bana bakmadan yanda duran adama bir kafa hareketi yaptığında adam dışarı çıktı ve az sonra elinde bir su şişesiyle içeri girdi.

Adam yanıma gelip suyu dudaklarıma dayadığında bir iki yudum aldım.
" Ellerimi çözseniz böyle hizmetimi yapmak zorunda kalmayacaksınız." dedim adama bakarak.Düz bir ifadeyle yüzüme baktı.
Amacım şu zincirlerden bir an önce kurtulmaktı.

" Çöz şunu Ahmet, kaçamayacağını farkındadır herhalde." diyen Tuğkan'a sinirle baktım.

" Ama umarım kaçmaya çalışırsın." diye devam etti sinir bozucu bir şekilde gülerek.Oturduğu sandalyede bacak bacak üstüne attı.
" Bu sonuçsuz çabanı seyretmek çok zevkli olur.Aşırı keyif alırım."

Adam ellerimi ve ayaklarımı zincirlerden kurtardığında oturduğum sandalyeden hareketlenmedim.Hâlâ bağlıymışım gibi öylece kaldım.

Efrafı inceledim.İçeride üç tane adam ve Tuğkan vardı.Deponun kapısına doğru baktığımda açık kapının dışında sağda ve solda olma üzere iki adam daha gözüküyordu.Tabi çevresinde falan da varsa onları bilemezdim.

Tek başıma bu kadar adamı etkisiz hale getirmemin mümkünatı bile yoktu.

" Kapıdaki adamlar dışında deponun dört bir köşesinde de adamlar var.Yani dört adam daha var." dedi gözlerime alayla bakarak.
" Etti on.Hesaplamanda yardımcı olayım."

Siktiğim gözünden de hiçbir şey kaçmıyordu.. koduğum.

"Şimdi seni ve buradaki dokuz adamı da etkisiz hale getirip,burayı da ateşe verip arkama bile bakmadan gitmem yok mu." dedim düz bir sesle.

Ellerini göğsünde birleştirip gülümsedi.
" Yapabilirsen helal olsun."

Ben bir şey diyemeden dış kapıdan içeri giren bedenle hepimizin bakışları ona döndü.Otuzlu yaşların sonunda olduğu yüzünün olgunluğundan belli olan siyah saçlı adam,üzerine giydiği siyah gömleği ve yine siyah kumaş pantolonuyla klasik mafya tarzını ortaya koymuştu.

Siyah gömleğinin kolları dirseklerine kadar katlıyken boyu da çok uzun olmasa da benden uzundu.Tuğkan oturduğu sandalyeden fırlayıp adamın yanına gitti ve kollarını boynuna doladı.

" Hoşgeldin sevgilim." Adam Tuğkan'ın beline kollarını sarıp kendisine çekti ve dudaklarına sert bir öpücük bıraktı.

Bu adamın yaşı Tuğkan'a göre fazla büyüktü.Sugar daddy ilişkisi yaşıyorlar gibiydi.Tuğkan'ın benden bile küçük olduğunu düşünüyordum en fazla 18 gösteriyordu.Adam ise en az 37-38 yaşındaydı.

Gözlerimi sinirle devirdim.Bende sevgilimi istiyordum.Şahin'i istiyordum.

" Hoop aile var burda!" diye bağırdım önümde oynaşan ikiliye.

Adamın gözleri bana döndüğünde Tuğkan'ın belindeki elini yavaşça çekti." Niye çözük bunun elleri ve ayakları?" diye sordu, yeni fark etmiş gibiydi.

" Kaçamayacağını bildiğim için çözdüm." dedi Tuğkan rahatça.

Adam kaşlarını çatıp önüme kadar geldi ve aramıza iki adımlık mesafe bıraktı.

" Buraya neden geldiğini merak ediyorsundur herhalde Batı Günay?"

" Ediyorum tabiki." dedim aksi bir sesle.Kaçırılan bir insan neden kaçırıldığını merak ederdi çünkü.
"Seri anlatırsan sevinirim,rutubetten astım olacağım burada."

"Bana Şahin'in özel dosyalarını getireceksin."

Kaşlarımı çattım." Ne özel dosyası?"

Adam çarpraz bir şekilde gülümsedi.
" Polisin eline geçmemesi gerek özel dosyalar."

" Ben bilmiyorum özel dosya falan." dedim.
" Hem sen nereden biliyorsun Şahin'de özel dosya olduğunu?Belki yok."

Adam bana tiksinir gibi bakıp kafasını iki yana salladı.
" Çok toysun...Senin o sevgilin olan adam yeraltı dünyasından çocuk.Ve bu dünyadaki herkesin illaki bir gizli dosyası olur."

" Sende o dosyaları Şahin'den yani SEVGİLİMDEN alıp sana getirmemi, ona ihanet etmemi istiyorsun öyle mi?" dedim sert bir sesle.Sevgilim kısmını özellikle bastırmıştım ki istediği şeyin saçmalığın farketsin.

" Bunu sevgiline ihanet olarak görme." dedi mavi harelerini yüzüme dikmiş bir şekilde.
" Senin canını bağışlamama karşı alınmış olan bir ödeme olarak gör."

"Benim bu hayatta asla affetmeyeceğim ve asla yapmayacağım tek şey ne adsız bey biliyor musunuz?" diye sordum önümdeki adama dik dik bakarak.

Adam cevabı duymak ister gibi tek kaşını kaldırdığında sandalyeden ayağa kalkıp tam karşısına geçtim.

Elalarımla mavi harelerinin tam içine baktım. " İHANET!"

" Yapmazsan ölürsün." dedi bakışları yüzümdeyken.

"Beni öldürünce eline hiçbir şey geçmeyecek." dedim.

"Senin ölümün Şahin'i zedeler,bu da işime gelir.Ayrıca dosyalar için başkasını da içeri sokabilirim sana çokta ihtiyacım yok." dedi.

" Ben ölürsem sende ölürsün." dedim hızla.

" Kim öldürecek beni Şahin mi?" dedi alayla.
" Şahin bu yollara yeni girdiğinde ben bilmem kaçıncı düşmanımı yok ediyordum."

Doğru olabilirdi.Adam yaşından dolayı daha tecrübeliydi.Muhtemelen Şahin giderken bu adam dönüyordu.

" Bu işlerin yaşla,tecrübeyle alakası yok." dedim yinede içimden geçirdiklerime ters bir biçimde.
" Seninde hayatın tek bir kurşuna bakmıyor mu sonuçta?Ansızın bedeninde bir yere saplanan kurşunla bir de bakmışsın ölmüşsün."

Kafasını aşağı yukarı salladı.
" Doğru." dedi beni onaylayarak.
" Ama o kurşunun bana isabet etmemesi için neler yapmam gerektiğini de iyi bilirim.Senin düşündüğünün aksine benim gibi adamların ölümü kolay olmaz genç."

" Unut bunu!" dedim kafamı iki yana sallayarak.
" Ben Şahin'e asla ihanet etmem ASLA!"

" Hemen hüküm veriyorsun ama ölmekten korkmuyor musun?" dedi çenesini kaldırarak.

" Emin ol,sevdiğim adama ihanet etmekten daha çok korkmuyorum." dedim direkt.

Adamın yüzünde kısacık bir afallama farkettim ama çabuk toparladı.

" Of aşkım ne uğraştın ya, dediğini yapmıyor işte.Sık kafasına gidelim hadi,neyi bekliyorsun?" dedi Tuğkan sıkılmış bir sesle kenardan.

Adamın gözleri üzerimdeyken bir şey düşünüyor gibiydi.Aklıma adam hakkında bilgi edinmem gerektiği geldiğinde gözlerimi kıstım.Buradan bir şekilde kurtulsam bile herifin adını bile bilmiyordum.

" Senin adın ne?" diye sordum omuzlarımı dikleştirerek.

Adamın gözleri bendeyken ellerini pantolonunun cebine soktu.

" Sanane onun adından." Tuğkan sinirle kenardan söylenince gözlerimi baydım.

" Yemedim sevgilini." dedim gıcık bir ses tonuyla.Bayık bakışlarımı Tuğkan'dan adama çevirdim.
"Sugar daddy tarzım değil!"

Son sözlerimle adamın kaşları hayretle havalandı.

Adamın bakışlarını umursamadan
" İyi...Madem adını söylemiyorsun bende sana adsız bey demeye devam ederim." dedim omuz silkip.Ne de olsa kimse kendisinden adsız diye bahsedilmesini istemezdi değil mi?

Adam kafasını yana çevirdi.Bir kaç saniye Tuğkan'la bakıştılar.

"Ne de olsa elimdesin." derken kafasını bana çevirdi.
"Benim tutsağımken adımı öğrenmen sorun değil benim için."

Ayakta dikilmekten yorulduğum için arkamdaki sandalyeye oturup ayaklarımı ileriye doğru uzattım.

" Ben Azmi Pektan."

Sesini duyduğumda kafamı kaldırıp yüzüne baktım.Demek ismi buydu.Bu ismi unutmamam lazımdı.Azmi Pektan diye içimden sürekli söylemeye başlamıştım bile.

" Bende Batı Günay." dedim saçma bir şekilde.Bunu o zaten biliyordu.

" Yeter bu kadar rahatlık!" diye yükseldi birden.Yüzü kasıldı.
" Ya dediğimi yapacaksın Batı Günay, ya da canın çok yanacak!"

Hiç bir şey söylemeden, gerginliğimi ve korkumu ona belli etmeden ifadesiz bir yüzle ona baktığımda devam etti.

" Ve canını yakmak için öyle yöntemlerin var ki, emin ol ölümü diletir insana..."

°°°°

YAZARDAN

" Abi gözünü seveyim sakinleş."

Zafer ne yapacağını bilemez halde karşındaki öfkeden deliye dönmüş adama yönelik konuştu.

" KİM LAN KİM?" Şahin önündeki sandalyeye bir tekme atarak bağırdı.Sandalye şiddetle savrulup duvara çarptığında Zafer ve diğer çocuklar gerginlikle Şahin'e baktılar.Çünkü cevabı bilmiyorlardı.

" Abi araştırıyoruz." dedi Zafer kısık bir sesle.
" Ama Batıyı kaçıran her kimse fazla profesyonelmiş.Kameralar devre dışı bırakılmış,herhangi bir iz olsun hiç bir şey yok."

" Daha fazlasına da bizim gücümüz yetmiyor." dediğinde Şahin ellerini sertçe saçlarından geçirdi.

En son Batı'nın içecek almaya gittiği kafedeki herkese sordurtmuştu.Hatta yalan söyleme ihtimallerine karşı canlarıyla tehdit etmişti ama hepsi görmediklerini söylemişlerdi.Şahin yalan söylemediklerini teyit ettiğinde ise adamlarını toplamıştı.

" Yardıma ihtiyacımız var." dedi Şahin acı çeker gibi.Alnını sertçe sıkarak ovuşturdu.

Şahin Bozdağ bile birinden yardım istiyorsa bu karşısındaki düşmanının gücünü açıkça ortaya koyuyordu.Ve bu çaresizlik Şahin'in adını lekeliyordu.Fakat bu Şahin'in düşündüğü en son şey bile değildi.
Tek istediği sevdiği çocuğa,Batı'sına kavuşmaktı.Ona bir zarar gelmeden kollarının arasına hapsetmek,o güzel kokusunu içine çekerek rahatlamak istiyordu.

" Kimden abi?" diye sordu Zafer hafif bir afallamayla.

Çünkü onlar gibi insanların dostu olmazdı.Bu piyasada herkes birbirinin arkasından iş çevirir,menfaati oldukça yakınlık gösterirdi.Hatta ve hatta çaresiz gördükleri an ayağını kaydırmak için, piyasadan yok etmek için elinden geleni yaparlardı.

" Kim bize yardım eder yada edebilir?" diye sorusunu biraz daha açtı Zafer.

Odadaki herkes birbirine bakmaya başladı.Şahin gözlerini önündeki parkeye dikmiş bir şekilde öylece durdu ve düşündü.

" Salih'e söylesek abi?" diye sordu Zafer tedirginlikle.Salih zamanında iş yaptıkları adamlardan biriydi.

" Olmaz." dedi Şahin güçsüz bir sesle.
" Son ayrılmamız gergin olmuştu.Yardım etmek isteyeceğini sanmam."

" Kemal?" diye başka bir adamın adını yöneltti Batuhan kenardan.

" Öldü." dedi Şahin.

" Bora?" diye sordu Murat.

" Kumarhanesini havaya uçurmuştuk." dedi bu sefer Şahin.

" Karan?" diye sordu Sezgin.

" Abisini öldürdüm." dedi Şahin hiç düşünmeden.Bunların hepsini onlar söylemeden önce düşünmüştü zaten.

" Cihangir?" diye sordu son çare olarak Sadık.

" Bu işleri bıraktı, yurt dışına gitti.Adresi bilinmiyor." dedi Şahin ve derin bir nefes verdi.

" Allah yardımcımız olsun o zaman." dedi Sadık ne diyeceğini bilememiş gibi.

Herkes kafasını önüne eğmiş bir çare düşünürken Şahin yürüyüp odadaki büyük camın önüne geçti.Kaşları çatık bedeni gergindi.

Ellerini arkasında bağlayıp yüzünü deniz manzarasına çevirdi.Bunu söyleyeceğini başka biri söylese gülerdi.Aklına gelen kişiyle derince bir nefes alıp verdi ve o isim dudaklarından döküldü.

" Bana Korhan Günay'ın numarasını bul Zafer! "





Neee Korhan Günay ve Şahin Bozdağ işbirliği mi?😀

Gelecek bölüm görüşürüz👋✍️💖




Continue Reading

You'll Also Like

179K 12.7K 22
"Bu bir emirdir binbaşı! Sen ve Şüheda yarın akşam eve geliyorsunuz!" Eğer samimiyetimiz olsaydı şurada kahkaha atmaktan bayılırdım. Ama samimiyetimi...
133K 6.5K 37
Hayatta kalmaya çalışan bir Melih ve onun zorbası Arda. Keyifli okumalar dilerim ;) 11.01.23 _ ?
19.5K 104 7
! Her başlık ayrı bir hikaye konusudur, birbirinden bağımsız okunabilmektedir !
1.3M 53.9K 33
"Bana bakıcılık yapmaktan vazgeç ben senin bakıcılık yaptığın çocuk değil karınım " dediğimde sinirle , bakışları tekrar beni bulmuştu. Yüzünde memnu...