PALYAÇO [GAY]

Eight

Oylarınızı eksik etmeyin🙏

" 🍀Gökteki güneş sönse vazgeçmem...🍀"

______

+ 18 sahne ...

Şahin kapıyı kapatıp yavaş yavaş üzerime yürümeye başlayınca hızlanan kalp atışlarımla olduğum yerde durdum. Geri gitmek istesem de ayaklarım buna ters bir şekilde hareket etmiyordu.

Elindeki saatin olduğu kutuyu yan taraftaki komidinin üzerine koydu. Yüzükleri parmaklarından çıkarıp kutusuna koydu ve onuda saatin yanına koydu. Koyu kahveleri tehlikeli bir şekilde elalarıma döndü.

" Çok zevk alacaksın, daha önce hiç tatmadığın o zevki sana ben tattıracağım..."

Yürüyüp tam önümde durduğunda bakışlarımı gözlerine odakladım. Kafasını eğip yüzümün hizasına getirdi.
" Buna hazır mısın?" diye sordu erotik bir ses tonuyla.

Normal ses tonu bile etkileyiciyken bu ses tonuna karşı bedenim garip tepkiler vermeye başladı.

Aklıma fantezi oyuncaklarının bulunduğu dolap gelince gözlerimi sonuna kadar açtım.
" O d-dolaptakileri kullanmayacağız değil mi? " diye sordum korkuyla. Buna hazır olduğumu sanmıyordum.

Gözlerim ilk dolabı sonra onun gözlerini buldu.

Kolunu belime sarıp kendine çekti.
" Kabul ediyorsun yani?" diye sordu muzipçe.

Lan!

Resmen kabul etmiştim. Hemde farkında olmadan. Cevap vermeyip dudaklarımı birbirine bastırdım. Sonuçta ilkimi benden almayacaktı. Bir anlık bu deneyimi yaşamak istemiştim. Evet istiyordum.

Ve bu Şahin'le olacaktı öyle sıradan biriyle değil.

Beni kendine daha çok bastırdığında vücutlarımız tam bir bütün oldu.
" Seni inletmek için öyle şeylere ihtiyacım yok..." deyip boynuma yöneldi.
" Seninle bizzat kendim ilgileneceğim ufaklık..."

Boynuma küçük küçük öpücükler bırakırken bende kesik kesik nefes alıyordum. Tüm bedenimi bir adrenalin esir almıştı. Şahin'in dokunuşları fazla heyecan vericiydi.

" El değmemiş bu vücudunun tadına ilk ben bakacağım..."

Elleri sweetshirtümün eteklerine gitti ve hızla çıkardı. Yandaki koltuğun üzerine fırlattı. Karşısında böyle çıplak kalmak çok utanç vericiydi. Gözleri arsızca üst bedenimde gezdi.

" Gömleğimi çıkar..."

Baskın ses tonuna karşı biraz daha ona yaklaştım. Ellerim gömleğinin en üst düğmesine ulaştı. Düğmeleri yavaş yavaş açarken o dikkatle beni seyrediyordu. Parmak uçlarım her düğmeyi açışımda tenine değiyordu.

Son düğmeyi de açtığımda benim ki gibi kumral teni ortaya çıkmıştı. Gömleği omzundan çıkarmak için hafif ona doğru yaklaşmak zorunda kaldım ve nefesim boynuna vuruyordu.

Kaslı pürüzsüz vücuduyla çok fit duruyordu. Afet afet...

Gömleğini omuzlarından sıyırırken bana daha da yaklaşmıştı ve çıplak göğsümüzün birbirine temas etmesini sağladı. Yutkundum.

Onun gömleği de koltuğun üzerine giderken elleri pantolonumun düğmesine gittiğinde elini tuttum. Bu istemediğimden değil ani heyecan ve refleksle olan bir şeydi. O da bunu anlamış olacak ki bir süre durup gözlerime baktı.

Kendimi hazır hissettiğimde elimi elinin üzerinden çektim.
Pantolonumun düğmesini açıp fermuarını aşağı indirdi. Pantolonu da hızla aşağı indirdiğinde ona yardımcı olarak bacaklarımdan sıyırdım.