PALYAÇO [GAY]

Ten

Oylarınızı eksik etmeyin🙏

Ekşını başka bölüme bıraktım. Aklımda güzel bişi var. Bu bölüm az ekşınlı.

" 🍀 Aşık olmam derken gülüşün rezil etti beni...🍀"

_______

Sabah olmuştu. Şahin son uyarılarını yapıyordu. Akşam her şey en ince ayrıntısına kadar konuşulmuştu.
Herkes Şahin'e odaklanmış pür dikkat dinliyordu. Bense acayip sıkılmıştım her detayı konuşuyorlardı. Bayık bakışlarımla dinliyormuş gibi yaptım. Uykumu alamamıştım. Sabahın köründe ayağa dikmişlerdi anasını satayım.

Aslında operasyon sayılmazdı. Anlaşma yapılacaktı.

Edindiğim bilgilere göre Şahin'in kumarhanelerinden biri için hatırlı bir müşteri vardı ama adamla anlaşmak çok zordu. Eğer adam kumarhaneyi beğenir ve sürekli müşterisi olmayı kabul ederse bu kazancın ikiye katlanacağı anlamına geliyordu.

Bir sorun daha vardı. Adam Şahin'den pek hazetmiyordu. Şahin'de ondan. Ama kumarhanenin prestiji için önemli birisiydi ve Şahin'de olumsuz duyguları bir kenara koyacağını onun için diğer müşterilerden bir farkı olmadığını söylemişti.

Hepimiz bu gece Şahin'in damarına basmamasını umuyorduk.

Hepimiz meşhur kıyafetlerimiz dışında bugün siyah takım elbise giyecektik.

Şahin lacivert giyecekmiş. İlla bizden bir farkı olacaktı beyefendinin.

" Şimdi hazırlanın iki saate çıkıyoruz..."

Şahin'in nihayet bizi âzad ettiğini belirten cümlesiyle hızla ayaklandım. İçim daralmıştı amına...

Her şey gibi dolabımda takım elbise de mevcuttu. Daha önce hiç takım elbise giymemiştim. Üzerimde nasıl duracağını merak ettiğim için koşa koşa odama çıktım.

-

Güzelce bir banyo yapmıştım. Havluyu belime doladım ve küçük havluyla saçımı kuruturken odama girdim. Dolaptaki farklı farklı dizilmiş siyah takım elbiselerden birini aldım. Takımın pantolonunu giydim ve kemerimi bağladım. Beyaz gömleğimi de özenle giyip üzerine ceketimi geçirdim.

Üzerime cuk oturmuştu. Sıfır kırışıklık. Hayatımda hiç bu kadar özenli giyinmediğim için rahatsız hissettim. Özenle ütülenmiş ve pahalı bir takımın içindeydim ve bu bana oldukça yabancıydı.

Ama yakışıklı olmuştum hee.

Ben dolabın aynasından kendime bakarken odanın kapısı açıldı. Şahin görüş açıma girince direkt olarak üstü dikkatimi çekti.
Üzerindeki lacivert takım elbisesiyle afet gibiydi. Özenle taramış olduğu kahverengi saçlarının bir kısmı yandan alnına dökülüyordu. Yaka cebindeki siyah mendilinin bile sıradan olmadığı belliydi. Üzerinde "Ş" harfiyle işlenmiş imza gibi bir şey vardı.

Üzerimizde servet taşıyorduk resmen. Şahin daha da pahalı bir servet taşıyordu...

İkimizi yan yana karşılaştırdığımda kardeşi gibi duruyordum. Baya baya abim gibi duruyordu lan.

Bu tabiki Şahin'in varolan kasları ve duruşunda ki otoriter tavrından kaynaklanıyordu.

Cebinden bir kutu çıkarıp yanıma geldi. " Kolunu uzat..."

Anlamazken kolumu ona doğru uzattım. Kutudan siyah renkte iki tane kol düğmesi çıkardı. Üzerinde kendi yaka cebindeki mendilinde "Ş" harfiyle işlenmiş olan imzaya benzeyen şey vardı.

" Reis bu imza gibi olan şey ne?" diye sordum. Düğmeyi koluma takarken
" İmzam..." dedi kısaca.

" Herkeste mi var?" diye sordum bu sefer. Onun adamı olduğumuz anlaşılsın diye bir simge falan mıydı?