ZİNCİR | TEXTİNG

By azraaxsea

680K 25.4K 3K

0544 *** ****: Ne demişler? 0544 *** ****: Bende ki kalp sende olsa taşıyamazsın. 0544 *** ****: Nerdesin be... More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0 !FİNAL!
ÖZEL BÖLÜM

3.2

8K 330 22
By azraaxsea

Selamlaarrrr!!

Bölüme geçmeden önce oy verirseniz sevinirim. Satır aralarına da yorumlarınızı yapabilirsinizz.

Keyifli okumalar<3

Mirza'yla park maceramız güzel sonuçlanmıştı artık aramızda mesafeler de kalmamıştı, sevmiştim ben bu işi. Eve geldiğimde herkes odalarına çekilmişti, 1 Ağustos abimin doğum günüydü. Sabah doğum gününü kutlardık akşam da evden ayrılırdı ve ay bitene kadar eve uğramazdı, bazen babamın zorlamaları ile eve gelirdi ama yine fazla durmazdı. Bu sene de aynı şeylerin yaşanmasını istemiyordum koskoca ayı abime eve gelmesi için yalvarmakla geçiriyordum, o olmadan ev boş ve sıkıcı oluyordu.

Parkta biraz Mirza'yla plan yapmıştık abimin doğum gününe onu da çağırmıştım, bir değişiklik olsun diye. Ben sabah erkenden kalkıp balkonu süslerken Mirza pastaneye gidip özel olarak hazırlattığım pastayı alıp bizim eve gelecekti, süslemeleri bitirdikten sonra ıslak kurabiye yapmak istiyordum ama bu tamamen zamanımın olup olmamasına bağlıydı umarım yetişirdi. En son abimi odasında uyuyor mu diye kontrol ettikten sonra kendi odama geçmiştim ve uyumaya çalışıyordum ama gözüme bir gram uyku girmiyordu, asıl heyecanlanması gereken abimdi ama benim içimde gereksiz bir heyecan vardı. Telefonumu çıkarıp biraz sosyal medya da gezindim, saate epey geç olmuştu, bu saatte Mirza'ya yazmanın doğru olmayacağını düşündüm sonuçta uyuyor olabilirdi. Şahsen gecenin bir yarısı bana uyuduğum halde mesaj atılsa ve ben o mesaj sesine kalksam çok sinirli olurdum.

Mirza: Uyudun mu?

Ben kendi kafamın içinde tartışmaya girmişken Mirza'nın üstten bildirimi düştü, demek ki uyumamıştı.

Mila: Uyuyamadım.

Mila: Sen niye ayaktasın bu saatte?

Mirza: Beni uyutmayan birkaç şeyler var (:

Mila: Benimde uykum gelmiyor

Mila: Seni uyutmayan şeyler ne?

Mirza: Park

Mirza: Sen

Mirza: Mesafelerin olmaması

Mirza: Ha birde o eşsiz güzellikteki yüzün

Mirza'nın mesajını görüldü de bırakmak zorunda kalmıştım, bugün yaşadıklarımı hep böyle ima ederse onunla konuşamazdım, utancımdan. Böyle bir günün yaşanmasını hep istiyordum ama sonrasında neler olacağını tam kestiremediğim için şu an utanmaktan başka bir şey yapmıyordum.

Mirza: Nereye kaçtın

Mirza: Ohoo Mila 

Mirza: Böyle mi yapacaksın sen?

Mila: Hemen de sitem et.

Mila: Bir şeye baktım geldim

Mirza: Yüzünün kızarıklığına mı?

Mila: Ne alaka yani

Mila: Yüzüm hiç kızarmadı normal renginde duruyor 

Mirza: Senin de aklına gelmiştir diye düşündüm ama madem öyle diyorsun :D

Mila: Sen çok sapık olmaya başladın ha

Mila: Çok değiştin sen. Böyle değildin

Mila: Cıkcıkcık

Mirza: Sayende böyle bir adam oldum

Mirza: Bundan sonra da böyle bir adam olmaya devam edeceğim

Mirza: Hoşuna gitmedi mi yoksa?

Mila: Yanii

Mirza: Gitti gitti

Mirza: Körkütük aşıksın kızım sen bana

Mila: Sanki sen bana değilsin

Mila: Hemen de bir havalan

Mirza: Havalanırım

Mirza: Senin gibi bir kız beni seviyor

Mila: Niye ben bulunmaz hint kumaşıyım da haberim mi yok?

Mirza: Benim için öylesin

Mirza: Canım benim

Mila:

Telefonumu kapatıp yastığım altına atmamın sebebi odamın kapısının açılmasıydı, abim odamın önünde dikilmiş elleri belinde bana bakıyordu ama etraf karanlık olduğu için yüz ifadesini seçemiyordum.

"Bir şey mi oldu abi?"

"Gülüşlerini duydum. Niye uyumadın?"

"Fazla ses çıkarmamıştım ama gelmiş demek ki abi, seni ben mi uyandırdım?"

"Hayır zaten uyumuyordum. Kiminle konuşuyordun sen? Yoksa boş zamanlarında şizofren mi olmaya karar verdin?"

"Kocamla mesajlaştım da biraz."

"Kocanla? Mesajlaştın?"

"Evet?"

"Kocan kim senin?"

"Mirza Atasoy." Ne diye bu kadar açık açık konuşuyorum bilmiyordum ama birden cesaretlenip abimle uğraşasım gelmişti.

"Herhalde Mirza'yla görüşmek istemiyorsun sen."

"Niye görüşmek istemeyeyim kocamla?"

"Mila bak, sürekli kocam deyip durma şu gevezeye!"

"Ama abi kocama başka nasıl hitap edeyim?"

Kapının önünden çıkıp yatağıma doğru ilerledi ve tam başımın üzerinde durdu.

"Siz şimdi gerçekten sevgili mi oldunuz?"

Bunu apaçık abime söylememiştim ama Mirza'yla buluşmamdan ve az önce ki konuşmalarım yüzünden anlamıştı bile. Mirza'nın söylemesine gerek kalmamıştı, o işi de ben halletmiştim. Geriye gül gibi geçinip gitmek kalmıştı.

"Evet. Abi anladın zaten niye sorup beni durduk yere geriyorsun?"

"Az önce kocam derken gerilmedin de şimdi ben sorunca mı gerilesin tuttu?"

"İkisi aynı şey değil abi."

"Neyse senin ağzından öğrendiğim iyi oldu, bundan sonra Mirza'ya gün yüzü yok."

"Ne demek gün yüzü yok? Ne yapıcaksın çocuğa?"

"Şimdi de çocuk mu oldu, çok ayıp bak Mila." Masamın üzerindeki lambayı açıp kitaplığımı inceledi ve bir kitabımın arkasını çektiğinde orada yıllar önce astığım fotoğrafı gördü. Mirza'dan hoşlanmaya başladığım zamanlarda -kafama artık nereden estiyse hatırlamıyorum- masama fotoğrafını asmıştım. Sosyal medyası olmadığı için abimin dolabında duran Mirza'nın dosyasından fotoğrafını alıp çoğaltmıştım, bunun bir suç olduğunun farkındaydım ama yine de yapmıştım.

"Bu fotoğrafı karargahta çektirdiğin günden beri biliyorum, buraya astığından da haberim var. Saklamana da gerek yok yani."

Bunu söylediğinde oldukça şaşırmıştım çünkü gerçekten kimseye gözükmeden halletmiştim işlerimi. Çatık kaşlarla ona baktığımı anladığında kafasını bana çevirerek güldü. "Kamera kayıtlarını her gün kontrol ediyordum, ondan gördüm." dedi. Tabii ben kameraları unutmuştum, unutmamış olsaydım da onlara bir şey yapamazdım zaten, filmlerde olduğu gibi kameraların üzerini mi bantlayacaktım?

Abim bir şekilde kabullenmişti, aslında zorla ben kabul ettirmiştim her gün gelip ona Mirza'ya olan aşkımı anlatıp durduğum için artık alışmıştı ve tuhaf karşılamıyordu ama babamın öğrendiği ilk gün çok gerilmiştim. Babama ben söylediğimde fazla tepki göstermemişti ama abime sonradan bir şey dedi mi diye merak da ediyordum.

"Abi bir şey sormak istiyorum."

"Sor birtanem."

"Babama ben söyledikten sonra gelip sana bir şeyler söyledi mi?"

"Üzerinden kaç ay geçmiş şimdi niye aklına düştü bu?"

"Fotoğraf konusu açılınca aklıma geldi."

"Sana göstermedi ama o gün çok sinirlenmişti, hatırlıyorsan biz o gün evden apar topar çıkmıştık görev var diye," kafamı salladım. "Aslında görev değildi. Babam ile birlikte Mirza'yı da evinden alıp karargaha gitmiştik ve sabaha kadar bize eğitim vermişti." Kendimi tutamayıp gülmeye başladığımda abim çatık kaşlarla sorgulamaya başladı. "Ulan tamam Mirza neyse de ben niye sabaha kadar şınav çektim?"

"Neymiş abi, kurunun yanında yaş da yanarmış."

"Senin sevginin ceremesini hep ben çektim zaten. Özledin, geldin bana anlattın. Karargaha geldiğin günler Mirza yüzüne bakmadı geldin bana anlattın. Babama anlattın sabaha kadar şınavını ben çektim. Şimdi sevgilisiniz gerginliğini de ben çekiyorum, benim yerime Mirza'nın gerilmesi gerekiyor. Bunun farkındasın değil mi?"

"Hava da bugün pek bir güneşliydi."

"Değiştir konuyu tabii. Babamdan çekeceğini çekti gibi gözüküyor," Birden yerimden sıçradım hayretle konuşmaya başladım. "Ne demek çekti gibi gözüküyor ya? Adam sabaha kadar şınav çekmiş, daha ne yapacaksanız!"

"Belirtmek isterim, orada bende sabaha kadar şınav çektim. Hiç abini düşünmüyorsun, çok değiştin sen."

"En sevdiğim abim sensin."

"Neyse demek istiyorum ki daha benden de çekeceği var."

"Abi daha ne yapmayı düşünüyorsunuz?"

"Orası da bana kalsın değil mi?" Bana doğru yaklaşıp saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu ve sonrasında saçlarımı dağıtarak odamdan çıktı, giderken göz kırpıp "İyi geceler güzellik." demeyi de unutmamıştı. Saçlarımı düzeltip tekrardan topuz yaptığımda hiç oturacak halimin kalmadığını fark ettim ve kendimi yastığıma atıp uyumaya çalıştım.

***

Sabah erkenden kalkıp ilk iş olarak balkonu temizlemiştim ve Mirza gelene kadar süslemeyi de yapmıştım. Şu an taam tam 09:30'du ve abimin uyanmasına daha zamanımız olduğu için Mirza'nın getirdiği poşetleri tek tek çıkardım, masaya dizmek için. Ben iş yaparken sandalyede oturmuş beni izliyordu, arada sırnaşmaya çalışıyordu ama ortam müsait olmadığından sadece çalışmakla yetiniyordu. Abim için özel yaptırdığım pastayı da poşetten çıkarıp masanın üzerine koyduğumda poşetin içindeki küçük kutu dikkatimi çekmişti. Kutuyu poşetten çıkarıp içini açtığımda çilekli bir pastayla karşılaştım.

"Çilekli pasta bizim siparişimiz değildi? Başka insanların siparişini eve mi getirdin Mirza?" Özel yapıma benziyordu çünkü üzerinde oldukça güzel çizilmiş bir tavşan ve yanlarında yıldız parıltıları bulunuyordu.

"Onu da ben sana özel yaptırdım." Pastanın üzerine tavşan çizme fikri başka kimin aklına gelirdi ki zaten? Heyecanla ona doğru dönüp sarıldım, beni sıkıca sarmalayıp saçlarımla oynadığında gözlerim yavaşça kapandı, mesela şu an hiç bitmeseydi güzel olabilirdi. 

"Teşekkür ederim."

"Öyle kuru kuruya teşekkür etme olmaz." İma yapıp yanağını bana çevirdiğinde anlamıyormuş gibi yaptım ama bal gibi de onu öpmemi istediğini anlamıştım. 

"Geldiğinden beri sana bir şey vermedim değil mi ben? Ağzın dilin kurumuştur senin bekle de su vereyim." Tezgaha döneceğim sırada bunu engelledi ve belimden yakalayıp beni yine kolları arasına aldı, işte bu ifadesi parkta o malum yakınlaşmayı yaşamadan önce ki yüz ifadesiyle aynıydı. Şu an mutfakta olmasaydık o an tekrarlanabilirdi ama işte her an evden birisinin uyanıp bizi basma ihtimali oldukça yüksekti. Bir şey söylemeden iki yanağını da hızlıca öptüm ve kolları arasından sıvışıp tezgaha geçtim tekrardan. O böyle yaparsa yetiştiremeyecektim.

"Nerede sigara içebilirim?" Bizim evde benim yüzümden sigara içilmezdi çünkü astımım en olmadık zamanlarda kendini gösterebiliyordu. 

"Balkonda içebilirsin."

"Kapıyı kapatmak zorunda kalırım çünkü dumanı az da olsa eve dolacaktır ve astımını tetiklemek istemem." Şimdi gidip kafasını ısırsam çok sevdiğimi göstermiş olur muydum?

"Ben zaten kahvaltı hazırlayacağım içebilirsin, tetikleyecek kadar gelmez."

"Yardıma ihtiyacın olursa söyle." Ona bardaklığın orada duran küllüğü verdim ve balkona gönderdim. Çok fazla oyalanmıştım acele etmezsem kahvaltı anca babam ve abim uyandıktan sonra hazır olacaktı. Kahvaltıya pek özenmeden günlük şeyleri hazırlayıp masayı kurdum, ben masayı kurarken Mirza da balkondan çıkmıştı ve bana yardım etmişti. 

Abimi uyandırmak için odasına doğru ilerledim, normalde bu saatlerde kalkması gerekiyordu. Kapıyı tıklattıktan sonra ses gelmeyince yavaşça araladım ve kapı aralığından başımı uzattım. Yatağının içine gömülmüş horul horul uyuyordu, pes artık yani! Hazırlık yapacağımı bildiği halde erkenden kalkmamıştı.

"Kalk asker!" Onlar gibi sesimi kalınlaştırmaya çalıştım, genelde abim beni böyle uyandırırdı.

"Emredin küçük komutanım." Kafası yastığın altında kaldığı için sesi boğuk boğuk geliyordu. 

"Kahvaltı hazır abi, hadi elini yüzünü yıka da gel." Beni onaylayan mırıltılar çıkardıktan sonra homurdanarak kalkıp banyoya doğru ilerledi. Babamın da odasına gidip kapı dışından ona da seslendiğimde uyandığını ve 10 dakikaya kadar geleceğini söylemişti. Ev halkını uyandırdıktan sonra mutfağa doğru ilerledim. Mirza da masa başında beni bekliyordu.

Mirza'ya doğru ilerleyip yanaklarını sıkacağım anda çalan kapı sesiyle duraksadım. Bu saatte bizim eve kim gelmişti ki? Mirza'nın ayaklanacağı sırada elimle onu durdurup kapıya doğru ilerledim ve kapı deliğinden kimin geldiğine baktım. Bir kız gelmişti ama daha önce tanıdığım birisi olmadığına emindim, kapıyı yavaşça açtığımda Mirza da tam arkamdaydı. Kız tamamen görüş açımıza girdiğinde Mirza'nın şaşırdığını gördüm, bu kim kimdi? Neden ben tanımıyordum?

"Kim gelmiş Mila?" Abim de kapıya doğru gelip gelen kişiye baktığında kaşları çatıldı, ne yani abimde mi bu kızın kim olduğunu biliyordu? Herhalde ben gündemden eksik kalmıştım.

"Gece?"

Bölümü beğendiniz mi? Sonunu böyle mi bekliyordunuz veya daha farklı mı?

Hoşunuza gitmeyen veya şöyle de olsa güzel olur dediklerinizi buraya yazabilirsinizzz!!

Instagram: azraaxsea

Bölüm geleceği zaman Instagram'dan duyuru yapıyorum.

Bir sonra ki bölümde görüşürüzz🦊









Continue Reading

You'll Also Like

720K 44.7K 49
GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023*
248K 14K 59
Tamamlandı;) Her şey Eski sevgilisi diye yazdığı adam Yüzbaşı çıkınca başladı 🤭
2.3K 99 21
"Askerler de ihanet eder mi?" "Her erkek ihanet eder. Kimi sevene kimi sevmeyene." ... İlk bölümler "Bune amk" Diğecek kadar sıkıcı veya saçma gele...
1.5M 35.2K 44
Tam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canı...