Two hearts in one home | Larry

By dimplestylles

6K 707 1.5K

Bir benzeri olmadığını bildiği mavi gözlerin damarlarına karışarak kalbini her an biraz daha hızlandıracağını... More

It's none of your business
Whatever happens
First time
Eternal trust
I can't let you go
Please don't go away from me
Far away.
Goodnight darling
Bitter silence
I don't hate you
Let's just hug
LA
I don't wanna be alone.
Bring me back
Home
Just take the pain away
Night changes
Do not be sad
A morning sun
If i could fly
Love you goodbye
Midnight memories
You're still the one I kiss goodnight.
I'll be your goodnight.
Love of my life
The taste of lies
Let me be your goodnight.
And I miss you now
I always need ya
Day by Day
It's worth the pain
And time can always heal you
Do you know who you are?
Lou
Baby
Always Lou
In love Tommo
Fear in the dark
unfeeled feelings
Finifugal
Little spoon
Daylight
I will be your memories
Do not leave me
Fine line
And I'd marry you, Harry
Tomlinson
Ring
This wasn't a breakup
Larrie
"Love"
Do we have to get married?
Princess
My Sir
Ziam
And I'm in love with Lou..
Joshie Josh
Hug

We're together

94 9 30
By dimplestylles

Akşam yemeğinde dün geceyi diğerlerine anlattığımda, Niall kızın Lottie olduğunu söylemeden önce neredeyse ağlayacaktı. Soylediğimizde ise az önce ağlamanın eşiğindeki Niall'ın kahkahalarıyla diğer masalardakiler bize dönmüştü. Kimsenin gözünde kötü bir ifade yoktu, onlar da Niall'a gülmüşlerdi. Ama sorun şu ki, Niall birilerinin dikkatini çekmişti ve şimdi terkedilmiş bir kalp masamıza doğru geliyordu.

Sandalyemin arkasında hissettiğim el ile arkama döndüğümde, masada arkama dönmeden önce gördüğüm son yüz, Niall'ın memnuniyetsiz ifadesiydi.

"Hepinize iyi geceler." dedi, Luke, gözlerini sırayla herkeste gezdirirken. Liam'ın yüzüne de aynı ifade oluştuğunda, Zayn ona karşılık verdi.

Liam, "Luke, eski arkadaşımız." dediğinde, bunun altındaki bir başka gerçeği söylememesi iyi miydi, yoksa kötü mü bilmiyordum.

"Hepinizin değil." dediğinde, sandalyemi çekerek elinin boşa düşmesine sebep oldum. Güldüğünde, yuvarlak masada karşımda oturan Louis'nin bakışları anında delici bir bakış yerini almıştı.

"Sizi tanıyorum ama kişisel olarak tanışmadım." dedi, Zayn ve Louis'ye bakarken. Onlara doğru ilerlediğinde Zayn ayağa kalktı ve Luke onun elini sıkarken Louis bana baktı ve o da ayağa kalktı.

"Zayn. Zayn Malik." dediğinde, elleri ile birlikte gözleri de Louis'ye doğru yöneldi.

"Louis Tomlinson." dedi, Louis elini sıkarken. Luke'un yüzündeki rahatsız edici gülümseme onlara doğru ilerlerken yok olmuş olsa da hala rahatsız ediciydi. Buradan kaçıp gitmek istesem de bu Luke'u neredeyse bir yıl sonra tekrar gördüğüm ya da birşey olduğundan değildi ve Louis'nin bunu yanlış anlamasından korkuyordum.

"Sizi tanıyorum." dediğinde, Louis onun elini bırakarak boşlukta öylece durmasına neden olmuştu.

"Sen," dedi ve Zayn'i gösterdi. "Liam ile birliktesin ve sen de," dediğinde, bu defa Louis'yi gösterdi. "Louis, Harry ile birliktesin, değil mi? Her yerde öpüşme videonuz dolanıyor."

Bir an durdu ve ikimize baktığında hafifçe sırıttı. "Yoksa öylesine... Gecelik mi?"

Louis onun bu tavırlarına herhangi bir tepki vermeden, "Birlikteyiz." dediğinde, Luke kafasını salladı ve Niall ile Louis arasındaki boş sandalyeye oturdu.

Louis bunu umursamadan yerine oturduğunda, Zayn onun aksine sinirle yerine oturdu. Niall ise aynı şeyin olmaması için ona bakmıyordu bile.

"Sen nasılsın, Harry?" dediğinde, elimdekileri bırakarak ona baktım. Yaptığı şey ortadaydı ve buna izin vermek istemiyordum. Burada keyifli bir akşam yemeği yerken, kimsenin yukarıya çıkarken yüzünde sevmediğim bir ifade görmek istemiyordum.

"Daha önce hiç tatmamış gibi mutlu, Luke. Sen?"

Luke söylediğimde hafifçe sırıttı ve kafasını sallayarak önüne gelen tabakla ilgilenmeye başladı. "Daha iyileştirilebilir."

"Niye geldin?" dedi, Niall ve Liam onu düzeltti. "Biriyle birlikteysen onu yanlız bırakmaman için." Niall bunu söylemediği için sinirle Liam'a baktığında, Liam da onun burada olmasından memnun olmasa da birşey söylemedi. Ve Luke da her zamanki gibi sırıtarak kafasını iki yana salladı. "Yanlızım."

"Sana katlanmak zor, biliyoruz."

Luke, Niall'ın söylediği ile sahte bir şekilde üzüldü ve bana baktı. "Hadi ama, o kadar kötü değildi, değil mi?"

Siktir.

Louis'nin zaten başından beri herşeyi anladığının farkında olsam da, hepimizin bildiği o şeyin farkına varmak daha kötüydü.

"Senin burada ne işin var?" dedi, Liam konuyu değiştirmek için. O sırada Luke çalan telefonu ile özür dileyerek hepimize iyi geceler diledi ve masadan kalktı.

"Liam, eğer bir daha beni düzeltirsen penisine tekme atarım."

"Sen onunla böyle konuştuğunda, yüzündeki o sırıtışı görmüyor musun?"

Hepimiz ayağa kalkarak asansöre ilerlerken Niall ve Liam hala tartışıyordu. Louis elimi tuttuğunda, olması gereken gibi bir sorun olmadığının rahatlığı ile yukarı çıktık.

Yine beşimiz Liam ve Zayn'in dairesinde oturuken, konunun ne zaman Luke olacağını bekliyordum, Niall bunu kesinlikle konuşmadan bırakmayacaktı ve Louis'nin yanı dahil olmak üzere hiçbir yerde Luke'u konuşmak istemiyordum. Bundan rahatsız değildim çünkü umrumda bile değildi ama bu sadece benim için böyleydi.

"Sadece sizin eski arkadaşınız, değil mi?" Louis, Liam ve Niall'a bakarak söylediğinde ikisi de kafasını salladı.

Louis zaten anlamıştı, en başından beri bunun farkındaydı, biliyordum ama ikimiz de bunun hakkında konuşmamıştık. Louis bunun için bana normalden farklı davranmamıştı ve beklediğimin aksine masada ona Luke'u sadece eski bir arkadaşımız olarak tanıştırdığımız için kızmamıştı. Bunu ondan sakladığım yoktu, Luke'un yanında söylememiştim çünkü kendisini konuşmaya değer görsün istemiyordum. Ya da bunu Louis'ye açıklayarak Luke'un kendinu umrumuzda sanmasını.

"Tüm bu öfkenin sebebi ne?" Louis, Niall'ın en sevdiği yere geldiğinde onu susturmak istesem de artık imkansız olduğunun farkında olmak için bile çok geçti.

"O Harry'i istemediği şeyleri yapmaya zorladı!"

Niall bunu öyle söylemişti ki, bana bile sanki Luke'un o zorladığı şeyleri yapmışım gibi gelmişti. Ayrıca 'zorlamak' bunun için biraz fazlaydı. Görünen son için, son bir düşüş olmuştu sadece. Aramızdaki şey Louis ile olan gibi kutsal değildi, kendime sorduğum her soru kendi içimde cevapsız kalıyordu.

Louis'nin duyduğu ile anında kanının hızlandığını hissederken gözlerindeki bakış ise değdiği yeri yok edecek gibiydi.
"Nasıl şeyler?"

"Lou-"

"Ne yaptı sana, Harry?!"

"Harry bunun hakkında konuşmak zorunda değil." dedi, Zayn beni kurtararak. "Eğer isterse tek kelime etmez." Gitmeden önce ona teşekkür etmeyi unutmamak istedim.

"Harry ve Louis birlikte ve Louis'nin bunu bilmeli." Zayn Liam'a baktığında, Niall da aynı şeyi düşündüğünü söyleyince herkes birbirine girmişti. Louis ise sadece bana bakıyordu. Beni kolu altına alarak sarıldığında şakağımı öptü.

Zayn, "Kimse neden Harry'nin bunu hatırlamak istemeyeceğini düşünmüyor?" dediğinde, Niall'ın kaşları çatıldı.

"Louis'nin bunu bilmeyerek ne düşündüğü umrunda mı peki?" dedi, ve Liam da bunu onayladı.

Ben de en çok bundan korkuyordum. Onunla ilgili herhangi bir konuda konuşmak istemeyerek Louis'nin bunu hatırlamaktan korktuğumu düşünmesinden korkuyordum.

"Luke'un son zamanlarda tek düşündüğü seksti. Ben de, gerçek anlamda sonunda ikimizin de olduğu bir yol olmadığını bildiğim için istemedim."

Herkes susmuş beni dinlerken Louis'nin az önceki tepkisinden farklı bir ifadesi yoktu. Niall ve Liam ise zaten biliyor olduklarından o günleri hatırladıklarını biliyordum, ikisi de şimdi burada değildi.
Zayn ise şaşkındı, buna üzülmüş gibiydi.
Ben de hepsinin aksine üzülsem de umursamıyordum, üzüldüğüm ise bu hikayenin sonu değil, benim şimdi bunu bu şekilde açıklıyor olmamdı. Niall Luke'dan nefret etmiyor olabilir, ya da ben onu gördüğümde geceyi mahvetmesinden korkmuyor olabilirdim.

"Birkaç kez ileri gitmek için beni biraz zorladı, benim de vazgeçmem fazla zor olmadı. Sanırım bir yılı biraz geçiyor."

Louis'nin beni saran kolu daha da sıkılaştığında, şimdi onun kollarında olmanın değeri birşey yoktu. Bana her dokunduğunda gerçek bir bebekmişim gibi dikkatle hareket ediyordu. Yapacağı her dokunuşta ne hissettiğimi anlamak ister gibi gözlerime bakıyor, öpücükleri ile benden sessiz izinler alıyordu. Ve en önemlisi ise sonu olmayan o yolda beraber olduğumuzu biliyordum. Biz ikimizin kalpleri de birbirimizin sıcaklığı için atıyordu.

"Luke'da zaten hiç üstte olacak tip yoktu. Daha çok Liam gibi o."

Niall anında ortamdaki sessizliğe izin vermeden Liam hariç herkesi güldürürken Louis'ye baktım. Ona karşı geri dönülemez bir aşk taşıyordum kalbimde.

"Ben altta değilim, Liam!"

"Ne yani, üstte misin?" dedi, Zayn yine aynı konuyla eğlenirken. Liam bunu bir türlü kabul etmiyordu ve Niall bunun üstüne gitmeye bayılıyordu.

"Altta mıyım?" dediğinde, Zayn aniden birşeyi yeni farketmiş gibi baktı ve şaşkınlıkla bize baktı.

"Sanırım üstümde zıpladığından bahsediyor."

"Sikeyim!" Kendimi yana atarak gülerken Niall üstüme çıkmıştı. Beraber birbirimizi ezerek gülmeye devam ederken bir süre sonra başım dönmeye başladığında durdum ve Niall üstümdeyken soluklanmak için L koltukta kollarımı üstümdeki Niall'a sararak öylece yattım. Louis Niall'ı üstümden alarak kendisi geçtiğinde burnunu burnuma sürttü.

"Sen buna çok güldün sanki?"

Niall o sırada kamerasının yanında olmamasına lanet ederek bizi izlerken ilk defa Louis'den utanmayarak ona uzandım ve her kelimede dudaklarım dudaklarına değerken, "Evet." dedim. Bu Louis'nin fazla hoşuna giderek sertçe dudaklarıma tutunduğunda odada sadece ikimiz varmış gibi karşılık verdim.

"Tamam!" dedi, Liam daha fazla dayanamayarak. "Kes sesini!" Niall ona bu an için herşeyi yaparmış gibi bakarak ondan daha yüksek sesle bağırdığında dudaklarımızı ayırdım.

"Senin yüzünden!" Niall, Liam'a bağırarak memnuniyetsizce yerine oturduğunda Zayn'in gözlerinde de gurur vardı.

"Başından beri şuna şahit olmak için bekliyorum."

Louis üstümden kalkarak beni de kaldırdığında, "Başından beri mi?" diye sordum.

Zayn kafasını salladı. "Sizinle tanıştığımız gece Louis güzel olduğunu düşündüğünü söyledi. Tabii bunu belli etmemek için fazla sıradan söylese de anlamak zor değildi. Harry eve geldikten sonra da yan odasında yatarken ondan uzak durmanın ne kadar zor olduğunu söylemişti."

Gülümseyerek Louis'ye baktığımda elleri saçlarımdan geçti. Tabii o sırada Zayn'e bunun daha sonrasında onun için iyi olmayacağını anlatan bir bakış yolladı.

"Evde ona böylesine aç bir Tomlinson varken Harry de asla rahat durmuyordu."

Niall bana sanki evde Louis'yi tahrik etmek için özellikle birşeyler yapmışım ve bundan eminmiş gibi bakarken omuzlarımı aşağı yukarı hareket ettirdim.

"Sanki sen farklıydın, senin yüzünden kaç kere az daha kendime dokun-"

Aniden sustuğumda Niall çığlık attı.
Louis yüzündeki sırıtış ile kaşlarını kaldırarak bana bakarken Liam ise az önce ona gülmemin acısını çıkarır gibiydi.
Zayn ağzı O şeklini almış halde bize bakarken ellerimle yüzümü sakladım ve 'iyi geceler' diyerek kendi daireme gittim. Saat zaten gece ikiye geliyordu.

Louis gelmeden üstümü değiştirdim ve kendimi yatağa atarak hızlıca uyuyabilmeyi istediysem de kapının sesi gelmişti bile. Adım seslerini merdivenlerden beklerken aniden yatağın diğer tarafındaki hareketlilik ile şaşırsam da kıpırdamadım.

"Oysa az önce onların yanında beni öperken utanmamıştın."

"Uyumadığımı nasıl biliyorsun ki?!" dedim, her defasında yakalanmanın verdiği bıkmışlıkla ve güldü. Arkamı döndüğümde o da bana yaklaştı.

"Kalbin her defasında hiç olmadığı kadar hızlı atmaya başlıyor." Gülümsediğimde beni kolları arasına çekti. Bir anda sessizlik olmuş, sadece birbirimizin bedenlerinde, birbirimiz için atan kalplerin atışlarını hissetmiştik.

"Seni zorlamıyorum, değil mi?" dediğinde, Luke'u öğrendiğinden beri bunu düşündüğünü biliyordum. Belki tüm gece bunu düşünmüştü. Bedenlerimize sıkıca tutunan kollarımız daha da sıkılaştı ve yüzümü görebilecek, gözlerime bakabilecek kadar geri çekildi. Biz ikimizin de panzehri gibiydi gözlerimiz. Gözlerime değil de, gözlerini gözlerimden ruhuma dikiyordu.

"Seni istemediğin bir şeye mecbur etmek istemiyorum. Senin sınırlarını bilmiyorum. Nereye dokunursam rahatsız olacağını, nerede durmam gerektiğini bilmiyorum.
Seni zorlayarak, istemediğin birşey yaparak seni incitmek, sana zarar vermek istemiyorum. Sen benim zevklerim için kullandığım oyuncağım değilsin, Harry. Seni seviyorum, çok seviyorum ve bizim yaptığımız şey hissiz bir seks değil."

Louis'nin her defasında omzuma, sırtıma, boynuma, bedenimin her bir yanına bıraktığı öpücükler, benim hazır olmamı bekleyişi zaten bunu bana hissettiriyordu.  Kendini yok sayarak istediğim an duracağını söylemişti ve ben de onun gibi sadece beni değil, onu da düşünmek istiyordum ama izin vermiyordu.

"Ben de seni seviyorum, Lou. Seni, seni sevmeyi ve seninle ilgili herşeyi çok seviyorum. Beni benden bile sakınırken, beni inciten sadece seni ne kadar sevdiğimi senin kadar hissettirememem olur."

Gülümsediğinde ben de güldüm ve bir bacağımı üstüne atarak ona sarıldım.



🌈✨

Luke 20 bölümdür girmeyi bekliyordu yazık veeee smut belki sonraki bölüm.

AAAAAAAAAL MY LOVE! 💙💚 X.

Continue Reading

You'll Also Like

66.2K 5.5K 23
nasıl olsa görmez diye düşünen yağmur çözer, barış alper yılmaz'ın mesaj kutusunu not defteri olarak kullanmaya başlar. - hayat beni tekrardan 13 yaş...
527K 47.4K 36
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
107K 12.4K 33
değişiyorsun, dayanamıyorum
13.7K 1.9K 47
arda, hoşlandığı çocuğa açılmak için abisinin arkadaşı ferdi'den yardım istiyor. [slowburn] [yarı texting]