Lavinia | Gerçek Ailem

By writerzeynep

1M 56.2K 15.1K

Hayatımın sırf 17 yıl önce bir hemşirenin bebekleri karıştırması yüzünden mahvolduğunu öğrendim Lavinia ölüm... More

1.Bölüm
2.Bölüm
karakter tanıtımı
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.bölüm
8.bölüm
9.bölüm
10.bölüm
11.bölüm
12.bölüm
14.bölüm
15.bölüm
16.bölüm
17.bölüm
18.bölüm
19.bölüm
20.bölüm
21.bölün
22.bölüm
23.bölüm
24.Bölüm
25.bölüm
26.bölüm
27.bölüm
28.bölüm
29.bölüm
30.bölüm
31.bölüm
32.bölüm
33.bölüm
34.bölüm
Final
Duyuru
özel bölüm-1
özel bölüm-2

13.bölün

33.1K 1.6K 359
By writerzeynep

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın

Keyifli okumalar.

Karal odaya girdi ve karşımızda kağıtları açtı. Orhan ve bana bakıp "çok garip" dedi kaşları çatılmıştı. Özellikle bana daha fazla bakıyordu.

Garip olan neydi?

O kağıtlarda ne yazıyordu?

Ben "ne garip?" Diye sordum. Herkes Karala bakıyordu.

Karal "Orhanın vücudunda çok az zehir var ama senin vücudunda olması gerekenden fazla" dedi.

Ben kaşlarımı çatıp "bende niye zehir var?" diye sordum.

Karal "bilmiyorum bir yerden zehirlenmiş olabilir'misin?" Diye sordu.

Ben "hayır olamam" dedim.

Karal hepimize bakıp "şimdi hepinizin midesini yıkıcaz anlaşıldımı" dedi. Hepimiz başımızı salladık.

Bu zehirlenme işini daha çok araştırmam gerekiyor.

-----------------

O gece hep hastanedeydik eve sabah 5 gibi geldik ama yaz olduğundan dolayı hava aydınlıktı.

Eve gelir gelmez odama çıkıp yattım ama bir türlü uykum gelmiyordu.

Bende bahçeye çıkmaya karar verdim. Orhan salonda uyumuştu . Ben oturma odasındaki pikeyi alıp Orhanın üstüne serdim ve bahçeye çıktım.

Neden yaptığımı bilmiyorum sadece içimden gelmişti ve yapmıştım. Hem onun bana şuana kadar bir zararı dokunmadı.

Bahçede oturma yerine oturdum ve güneşin doğuşunu seyretmeye koyuldum.

Ben güneşin doğuşunu izlerken yan evden ses geldi. Yan eve bakınca Karalın bahçeye girdiğini gördüm. Üstünde siyah bir tişört, gri bir eşortman ve sırtında bir çanta vardı.

Karal bana doğru dönünce göz göze geldik.

Ben hemen bakışımı çekip güneşin doğuşunu izlemeye devam ettim.

Evlerimizin bahçeleri arasında küçük çitler vardı. Bu çitler bahçelerimizi ayırıyordu. Karal çantasını yere bıraktı ve bana doğru yürümeye başladı. Kendi bahçelerinin sonuna geldiğinde çitlerin üstünden atladı ve yanıma geldi.

"Selam" dedi. Bende ona aynı şekilde karşılık verdim yani "selam" dedim.

Karal yanımdaki oturma yerine oturup "naber" dedi. Bende "iyidir senden" dedim.

Karal "iyi " dedi. Ben karalı süzüp "iştenmi geliyorsun?" Diye sordum.

Karal başını salladı "evet işten geliyorum"dedi. Ben bakışlarımı güneşe çevirdim ve izlemeye devam ettim.

Karal "sen niye uyumadın" diye sordu. Ben "niye uyim ki" dedim. Karal "bütün gün hastanedeydin ve hiç uyuduğunu görmedim" dedi.

Bende "uykum yok" dedim ve ona dönüp "sende hastanedeydin gidip uyu istersen" dedim. Bana bakıp gülümsedi.

Karal "pekala" dedi ve tam kalıcak gibi olmuştu ki durup bana baktı ve elini yüzüme doğru yaklaştırdı.

Ben ne yapıcağını merakla izlerken eliyle önümdeki saç tutamımı kulağımın arkasına attı "artık gözlerini daha iyi görebiliyorum" dedi.

Karal "gözlerin çok güzel" diye fısıldadı. Neresi güzeldiki sıradan kahverengi bir göz. Ben "kahverengi iki tane sıradan göz çoğu kişide var" dedim.

Karal bana bir tık yaklaşıp "o gözler hiçte sıradan değil çünkü onlar senin gözlerin" dedi. Benim kalp atışlarım hızlanırken yutkundum.

Karal bu halime gülümserken hemen arkamızdan ses duyuldu "uzaklaş" dedi o ses. Arkama baktığımda Orhanla karşılaştım. Bize özellikle Karala sinirli gözlerle bakıyordu.

Orhan geldi ve tam ortamıza oturdu. Ben ona şaşkınlıkla bakarken o "konuşmaya devam edin" dedi.

Karal ona bakış atıp bana döndü "ben uyumaya gidiyorum görüşürüz" dedi. Bende "görüşürüz" diye karşılık verdim.

O bizden uzaklaşırken yanımda oturan Orhana kısa bir bakış atıp güneşi izlemeye devam ettim.

Orhanda benimle birlikte güneşin doğuşunu izliyordu.

Orhan "üstümü sen mi örttün" dedi. Ona hiç bakmadan "evet" dedim.

Orhan "teşekkür ederim " ona kısa bir bakış attığımda onun beni izlediğini gördüm.

Ben "önemli değil" dedim.

Ortamı sessizlik kaplarken arkamızdan Umutun sesi geldi "napıyorsunuz burda" diyerek yanımıza geldi ve benim diğer taraftaki yanıma oturdu.

Ben "uyku tutmadı" dedim. Orhan "uykum kaçtı" dedi. Ben "sen niye uyumadın " diye sordum. Umut "benide uyku tutmadı" dedi.

Orhan "seninle sonra konuşucaz" dedi Umuta. Umut anlamayarak "neyi?" Diye sordu.

Orhan "bana bugün attığın mesajları" dedi.

Umut "tamam" dedi ve ortamı bir sessizlik kapladı.

Umut bir anda heyecanla bana dönüp "beni afettinmi" diye sordu. Ben "anlamadım" dedim. Umut "hani dün senden özür dilemiştim beni afettinmi" dedi.

Ben başımla onu onayladım "özür dilenicek pek bir şey yapmadın" dedim. Umut "olsun " dedi. Bende "affettim" dedim. Umut boynuma sarılırken "teşekkür ederim" dedi ben gülümseyerek onun sarılışına karşılık verdim.

Biz birbirimizden ayrıldığımızda Orhana kaçamak bir bakış attım. Orhan bir anda "benim özür dilememe gerek var mı?" Dedi.

Ben "sen biye özür dileyesinki"dedim. Orhan gülümsedi "eğer kalbini kırıcak bir şey yaptıysam söylede özür dilim" dedi.

Belki tepkisizliği biraz kırmıştı ama geçerdi.

Ben "merak etme kırmadın zaten bir şey yapsan bile öbürlerinin yaptığı şeyler arasında kaynar gider " dedim.

Orhan gülümsedi ve önüne döndü. İkiside benimle bi konu hakında konuşmak istemiyordu sonuçta abileriydi.

Ben ayağa kalktım ve ikisine bakıp "ben uyumaya gidiyorum" dedim. İkiside beni başıyla onaylayınca odama çıktım ve kapanmak için az bekleyen gözlerimi kapattım.

--------------

"Uyan uyan uyan uyan" diyerek bir kelimeyi defalarca tekrarlayan Umutun sesiyle uyandım.

"Ne var ya" diye sordum. Umut "kahvaltı hazır gel hadi " dedi. Başımı salladım. O odadan çıkarken bende kıyafetlerimi değiştirip rahat şeyler giydim.

Aşağı kahvaltıya indiğimde bütün akrabaların burda olduğunu gördüm bende yerime otururken. Pars beyle babası konuşuyordu.

Pars beyin babası "biz artık gidelim oğul" dedi. Sema hanım "baba biraz daha kalsaydınız" dedi. Pars bey "evet baba biraz daha kalın" dedi.

Pars beyin babası "yok çocuklar bizimde işlerimiz var" dedi. Pars bey "pekala" dedi.

Sema hanımın babası "bizde bugün gidicez kızım" dedi. Sema hanım "baba bari siz kalın biraz daha" dedi. Sema hanımın babası "artık başka zamana" dedi. Sema hanım "peki baba" dedi

Uraz ve Sinan bana bakıp "gidiyoruz diye bizden kurtulduğunu düşünme kuzen yazın burdayız" dedi. Bende sanki çok üzülmüş gibi yapıp "yaa çok sevinmiştim sizden kurtuluyorum diye" dedim.

Sinan "boş hayaller kurma kuzen biz her yaz burdayız artık" dedi. Ben "tüh be" dedim. Öbürleri bana bakıp gülümsüyordu. Tek gülmeyen Aylindi.

Kumsal annesine yani Gökçen halama "anne bizde yazın buraya gelelim" dedi. Gökçen halam "geliriz kızım geliriz" dedi. Kumsal gülümsüyerek bana baktı. Bende ona gülümsedim.

Neden gülümsedim emin değilim belkide sadece reflex olarak gülmüştüm.

Kahvaltıdan sonra hepsi gitmeye karar vermişti. Hepsiyle tek tek sarıldım veya el sıkıştım.

Anne ve baba tarafı gitmeden önce son kez tartışmayı unutmamışlardı. Onlar gidince bizde oturma odasına geçip oturduk.

Ortamda garip bir sessizlik vardı.

Bu arada abi takımı Kompile burdaydı.

Pars bey bu garip sessizliği bölüp bana "kızım seninle önemli bir mevzu konuşmam gerekiyor" dedi.

Bende onun diceklerine dikkat kesilmek için oturuşumu düzelttim ve "söyleyin lütfen" dedim.

Pars bey "seni bizim okula yazdırmak istiyorum" dedi. Ben ona anlamayarak bakıp "sizin okul" dedim.

Pars bey "bize ait okul Pusat okulu" dedi.

Ben "bana farketmez" dedim. Pars bey gülümseyerek "tamam o zaman yarın bizim okulda başla " dedi. Bende başımla onu onayladım.

Ege "çok iyi olur zaten en başından yapılması gereken bir şeydi " dedi.

Kenan onu başıyla onaylayıp "bencede sonuçta o bizim ailemizin bir üyesi" dedi.

Çağlar "Merih ve Tuğkanla aynı sınıfa alalım" dedi gülerek. Kaşlarımı çatıp "Merih bizden büyük değilmi niye hala lisede?" Diye sordum.

Orhan "çünkü lisede kaldı" dedi ve kahkaha attı.

Çağlar "kalma nedeni çok komik" dedi. Ben merakla onlara bakarken.

Merih "susun ya" diye bağırdı yüzü kıpkırmızı olmuştu.

Kenan "bunu bilmesi gerek" dedi ve kahkaha attı. Merih ve ben hariç hepsi gülüyordu.

İlk günden beri ciddi gördüğüm Bora bile gülüyordu..

Tuğkan "kalma nedenini ben anlatıcam" dedi.

Herkes onun anlatmasını bekliyordu. Merih "sakın" diye bağırdı.

Tuğkan onu umursamadan anlatmaya başladı.

"Herşey bir yıl önce oldu şimdi bu Merihin nefret ettiği bir hoca vardı. Bu hoca sürekli buna takılıyor en zor sorularda bunu kaldırıyordu sonra hep kantinden birşeyler aldırıyordu birgün bu hoca Merihin sözlüsüne sıfır vermiş. Merihte bu hocaya öfkelenmiş ona eşşek şakalar yapmaya başladı.

Rastgele bir tanesini söylicem şimdi bu hoca tuvalete gitti bizde Merihle anlaşmışız. Ben bütün okulun elektiriğini kestim havada kötü olduğu için öyle çok ışık yoktu. Merih lavaboya girip Samara gibi giyindi. Hocanın işediği kabinin önünde defalarca dolanıyor ve sertçe kabinin kapısına vuruyor birde internetten yüklediği korku sesi var. Seste çıksana diyen kadın ardından korkunç bir kahkaha var.

Bu hoca korkup kabinden çıkmıyor. En sonunda Merih bıktı ve buna peçeteler fırlatmaya başladı bunu yaparken ses hala devam ediyor.

En sonunda hoca çıkmaya karar verdi ve yavaşça kabinin kapısını açtı ama karşısında Samara kılığına girmiş Merihi görünce korkudan çığlık atmaya başladı. Bu çığlık atarken pantolonu düştü yanlışıkla gözüm donuna kaydı. Donunu ıslattığını gördüm ve  tuvalete pis bir koku yayıldı" dedi ve kahkaha attı.

Onunla beraber herkes kahkaha atıyordu. Tuğkan "bununla beraber Merih disiplinlik oldu" dedi ve "sınıfta kalması olayı var tabi" dedi.

Ben anlatması için merakla ona bakıyordum. Ege "bunu ben anlatim olay anında ordaydım" dedi. Tuğkan başını salladı ve sözü Ege devraldı.

-----------------

Bitti

Yazım yanlışları için üzgünüm. Kontrol etmeye üşeniyorum

Nasıl olmuş?

Merihin anısını sevdiniz mi?

Kitabın başındayız ve akrabalar biraz kalabalık yapıyordular o yüzden onları çıkardım yaz tatilinde gelicekler.

Sizce gelecek bölüm neler olucak?

Bb

Hayalet okuyucu olma

Continue Reading

You'll Also Like

37.8K 2.5K 50
Yeşil sahanın üzerindeyken top ayağıma geldiğinde tribünlerdeki ses yükselmişti. Fenerbahçe taraftarı hep bir ağızdan iki kelime söylüyorlardı sadece...
847K 58.5K 35
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
1.3M 82.7K 40
Aile sevgisinden uzak ve yalnız bir şekilde büyüyerek, soğuk ve umursamaz birine dönüşen bir genç kız. On sekiz yaşında karşısına çıkan biyolojik ai...
242K 14.3K 50
Ahu, Lara, Elvan, Vuslat, Onların baş harflerinden oluşan ALEV etraflarında ki herkesi kavurmuş durumda, onlar bütün acılarını unutmak için sırt sırt...