ZİNCİR | TEXTİNG

By azraaxsea

680K 25.4K 3K

0544 *** ****: Ne demişler? 0544 *** ****: Bende ki kalp sende olsa taşıyamazsın. 0544 *** ****: Nerdesin be... More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0 !FİNAL!
ÖZEL BÖLÜM

2.6

10.5K 475 28
By azraaxsea

Selamlaarrrr!!

Bölüme geçmeden önce oy verirseniz sevinirim.

Keyifli okumalar<3

Mirza Atasoy

"Sana söyledim değil mi abi? Gitmeyelim önemli bir şey değildir dedim. Al bak geri dönüyoruz, değdi mi yani o kadar yol çektiğimize?"

"Seni alana Allah sabır versin diyorum. Başka da bir şey söylemiyorum."

"Niye sabır veriyormuş?"

"Arabaya bindiğimizde söylenmeye başlamıştın, kaynanalar gibisin aynı."

"Haksız mıyım? Değilim. Sende bu yüzden bir şey demiyorsun zaten."

"Mirza tamam sus artık. Haklısın tamam mı? Yeter ki sus."

Yine babamın oyunlarının birisine gelmiştik, yine o kadar yolu boşuna gidip gelmiştik. Babam her zaman ki gibi bizi bir arada toplamıştı ve o meşhur "Ben ölürsem miraslarım kime kalacak?" konuşmasını yapmıştı.

Ben onun mirası ile ilgilenmiyordum, eskiden nasıl sahip çıkmadıysa öldükten sonra da onun mirasının bana bir yararı olmazdı. Tüm mirası abime verebilirdi bu da umurumda olmazdı.

Isparta'ya girmemize yarım saatlik bir yolumuz kalmıştı, döndüğümde Mila'yla konuşmam gereken bir durum vardı. Komutanım da hastaneden çıkmıştı, en yakın zaman da göreve dönecektik ve belki de bir daha rahatça konuşabileceğimiz bir ortam olmayacaktı. Görevlere başlamadan önce onunla baştan sona konuşmak istiyordum, madem ikimizde seviyorduk uzatmaya gerek yoktu. Yani ben seviyordum ama Mila'yı tam bilmiyordum, seviyordu değil mi? Sevmeyen insan bence gizli numaradan yazmazdı. 

"Ne düşünüyorsun?" 

Mila'yı düşünüyorum abi. Onu ne kadar çok sevdiğimi düşünüyorum.

Ama tabii ki bunu abimin yüzüne söylemedim. Çok dalga geçerdi. Dağda bayır da dolaşıyorsun nasıl aşık oldun diye uğraşır dururdu. Ne yani biz dağlarda geziyoruz diye aşık olamaz mıydık?

"Senin beni ne zaman rahat bırakacağını."

"Çok ayıp ediyorsun kardeşim."

"Hak ediyorsun abi."

"Metehan'ın kardeşinin ismi neydi?"

"Mila."

"Güzel kız." Abi ne diyorsun?

"Öyledir."

"Siz seviyorsunuz birbirinizi. Bak hemen anladım. Abini ne sandın sen?"

İsmini söylerken bile ifademi düz tutmaya çalışmıştım, nasıl anlayabiliyordu şak diye? Belki de tepkimi ölçmek için havadan sıkıyordu ama tutturmuştu. Seviyorduk.

"Bir şey diyemediğine göre gerçekten seviyorsun." Birden keyiflenip kahkahayı bastığında tip tip ona baktım. Ben burada aşkımın acısını çekiyorken onun yanımda keyiflenmesi adil miydi? Abim de bir gün aşık olduğunda anlardı beni ama zannetmiyordum. Onun daha çok aşık olduğu değil, takıldığı kişiler olurdu.

"Metehan biliyor mu?"

"Evet."

"Ben niye bilmiyorum lan şerefsiz? Dış mandal mıyım ben?"

"Acıtasyona geçme hemen abi ya. Metehan komutanıma yakalandığım için biliyor."

"Oha öpüşme seviyesine de mi geçtin lan kızla?" Al işte. Patavatsız bir Turan Atasoy.

"Abi ne saçmalıyorsun? Ne öpüşmesi, daha birbirimizin yüzüne zor bakıyoruz!"

"Ne bileyim oğlum birden öyle yakalandım falan deyince bende şey sandım."

"Tamam abi tamam."

Akıp giden yol da uyumamak için çaba sarf ediyordum, oldukça yorgundum ama uyuyamazdım. Döndüğümde hemen onunla konuşmak istiyordum. Peki ya beni istemezse? Ya da gerçekten mesajlar da söylediği gibi sadece aksiyon aradığı için bu işe kalkıştıysa? Ben çekilebilir birisi değildim, Mila daha birçok yanımı görmemişti, tamamen beni tanıyınca terk eder miydi? Bu durumlardan korkuyordum çünkü çocukluğumda bundan daha beterlerini yaşamıştım, umarım bu yaşımda da benzerlerini yaşamazdım. Mila bir insanın duygularıyla oynayacak birisi değildi ama aklım ister istemez kayıyordu. 

"Biraz aksiyon olsun istedim."

"Hayatım bu aralar çok sıkıcı geçiyor."

Abimin yandan enseme vurmasıyla kafamı cama çarptım ve düşüncelerimden sıyrıldım, bu adamın ani hareketlerine gıcık oluyordum. Ne diye vurmuştu yani şimdi?

"Hemen efkarlanıp da düşüncelere dalma diye vurdum gerzek. Hem az kaldı geldik, birazdan kavuşursun seninkilere."

Bizim mahalleye girdiğimizi fark ettiğimde telefonu çıkarıp Mila'ya mesaj attım. Umarım önemli bir işi olmazdı da gelirdi ve hemen söylerdim.

Mirza: Ben döndüm.

Mirza: Müsait misin, biraz konuşmak istiyorum.

Telefonu kapatıp cebime koydum, abim de arabayı evin önüne park etmişti. Arkadan ceketimi alıp dışarıya çıktım, evin kapısını açıp ceketimi astım ve odama doğru ilerledim. Telefonumu çıkarıp mesaj geldi mi diye bakarken yazıyor olduğunu gördüm.

Mila: Müsaitim

Mila: Aktifsin, ne oldu yollarımı mı gözlemeye başladın?

Mirza: Evet.

Mila: Neyse

Mila: Müsaitim ne oldu ki?

Mirza: Konuşalım, gelip alayım mı şimdi seni?

Mila: Abimden izin alayım bekle.

Anında çevrimdışı olduktan sonra onu beklemeye başladım. Muhtemelen Metehan komutanım izin verirdi, kalkıp banyoya geçtim üzerimi değiştirmem gerekiyordu. Kızın karşısına bu şekilde çıkmamalıydım.

Banyoda saçımı düzeltip odama geçtim ve dolaptan siyah gömleğimi çıkarttım. Ütüsü pek bozulmuş değildi, giyilebilirdi. Tişörtü kafamdan çekip çıkardıktan sonra gömleği üzerime geçirdim. Hemen banyoya geçip halime baktım, eh yani idare ederdik.

Mila: İzin verdi.

Mila: Turan abi aç mı? Bir şey yediniz mi yolda?

Mirza: Yok, yemedik. Atıştırırız sonra, ilk seninle konuşalım.

Mila: O zaman şöyle yapalım.

Mila: Sen gel beni evden al, sizin orada ki parka gidelim. Bende bugün yaptığım yemekleri alayım hem geçerken Turan abiye de veririz, hemde konuşurken yersin.

Mila: Olur mu?

Mirza: Olur geliyorum.

Ondan bir mesaj gelmesini beklemeden dış kapıya doğru ilerledim.

"Abi ben dışarı çıkıyorum, birazdan gelirim."

"Ne dışarısı oğlum yeni geldik lan!"

Abime cevap vermeden ayakkabılarımı giydim, askı da ki ceketimi alıp tam çıkacakken abim hâlâ arkamdan söyleniyordu.

"Lan Mirza!"

"Görüşürüz abi."

Kapıyı çekip çıktım ve hızlıca arabaya geçip çalıştırdım, istikamet sarı tavşan'ın yanıydı. Heyecandan arabayı düzgün de süremiyordum inşallah kaza falan yapmazdım giderayak. Tam evlerinin önüne arabayı park edeceğim sırada evden Mila çıktı ve arabayı durdurmadan ön kapının koluna uzandım, onun için kapıyı açtım.

"Böyle acele ettirmeni sağlayacak ne konuşacağız henüz bilmiyorum ama umarım önemlidir çünkü buraya gelmeden önce abimin gitmemem için yaptığı acıtasyonlarını dinledim ve geldim."

"Bana göre oldukça önemli bir konu. Senin de konuyu beğeneceğine eminim sarışın." Cümlemin sonunda ona göz kırptığında kafasını camdan yana doğru çevirdi. 

"Yolculuk nasıldı?"

"Yorucuydu."

"Hiç uyumadın mı?"

"Yolculuklarda pek uyuyamıyorum ben."

"Siz şimdi yeni geldiniz değil mi? Hiç uyumamana rağmen benimle, senin dediğine göre önemli bir konuyu konuşmak istedin yani?"

"Evet, buna niye çok şaşırdın?"

"Senden böyle hareketler görmek garip."

"Ama sende yani Mila abartma."

"Ne abartması ya? Önceden yüzüme bile bakmıyordun, hayırdır ne oldu?"

"Bunları konuşmanın yeri burası değil." Arabayı evin önüne park edip el frenini çektim. "Şu yemekleri abime götürelim sonra da bir parka geçelim. Orada rahatça konuşuruz." Arabadan inip kapısını açtım. "İn bakayım sarışın." Elindeki tepsileri rahat inebilsin diye aldım.

"Ooo kimler gelmiş?"

"Hoş geldin Turan abi." Mila beni arkasında bırakıp koşarak abime sarıldığında, ne ara bu kadar samimi olduklarını düşünmeden edemedim. Onları birbirinden ayırıp tepsiyi abimin eline tutuşturdum.

"Nasılsın Mila? Metehan nasıl oldu?"

"Taburcu edildi evde yatıyor sürekli. Sen nasılsın Turan abi?"

"İyiyiz, iyiyiz."

"Bizim birkaç işimiz var sen evde yemeğini yersin abi. Hadi görüşürüz." Mila'nın koluna girip onu arabaya götürdüğümde abime hâlâ el sallıyordu.

"Mirza ne kadar kaba bir insansın ya. Bırak da bir adama görüşürüz deseydim."

"Abim kaçmıyor bir gün gelip konuşursunuz." Arabayı çalıştırdım. "Gerçi kaçsa daha güzel olur ama neyse."

"Gerçekten abine olan sevgine hayranım ya."

"Başka neyime hayransın, anlat bakalım."

Bir süre camdan dışarıya bakarak hiç konuşmadı.

"Parka gittiğimizde bende bunlar hakkında önemli bir konuşma hazırlarım. Şimdi sırası değildir. Anlarsın ya." dedi ve göz kırptı. Küçük bir kahkaha attım, bana bakıp gülüşüme odaklanmışken yakaladım sarışını.

Arabadan yiyecekleri alıp kendimize güzel bir yer bulduğumuzda sabırsızca yerimde kıpırdanıyordum. Konuşmak bu kadar zor olmamalıydı. Birisine hislerini açmak zor olmamalıydı ama bu birisi Mila olunca zor oluyordu. Aramızda sessiz bir bakışma geçerken ortamdaki sessizliği benim sesim bozdu.

"Ben sana yanmışım."

Bölümü beğendiniz mi? Artık birbirlerinin hislerini öğrenecekler...

Instagram: azraaxsea

Bölüm geleceği zaman Instagram'dan duyuru yapıyorum.

Bir sonra ki bölümde görüşürüzz🦊

Continue Reading

You'll Also Like

151K 1.3K 10
Aile baskısı olan bir genç ne kadar cesaretli olabilir? Hayallerini yaşamak sadece rüya mı? Belki de elinden tutacak bir ele ihtiyacı vardır. O el s...
24.9K 2.2K 6
"Her büyük zaferin altında daha büyük bir yenilgi yatar. Yenilgi bir son değil, başlangıçtır. Onlar bizi yendiğini sanıp köşeye çekildiğinde biz kena...
377K 20.7K 46
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...
6.4M 279K 61
Her şey abimin düğününde beğendiğim çocuk yerine abimin arkadaşının numarasını almakla başladı. Liya; ANALAR NELER DOĞURUYOR Liya; KAYNANAM ABARTMIŞ...