PALYAÇO [GAY]

Autorstwa izmaritkizi0

169K 10.9K 3.8K

Dünya yansa umrunda olmayan, Hayatı laylaylom yaşayan bir çocuk Batı Günay. Hayata gözlerini açtığı andan ber... Więcej

NOT
One
Two
Three
Four
KARAKTERLER
Five
Six
Seven
Eight
Nine
Ten
Eleven
Twelve
Thirteen
Fourteen
Fifteen
Sixteen
Seventeen
Eighteen
Nineteen
Twenty
Twenty one
Twenty two
Twenty three
Twenty four
Twenty five
Twenty six
Twenty seven
Twenty eight
Twenty nine
Thirty
Thirty one
Thirty two
Thirty three
Thirty four
Thirty six
Thirty seven
Thirty eight
Thirty nine
Forty
Forty one
Forty two
Forty three
Forty four
Forty five
Forty six
Forty seven
Forty eight
Forty nine
Fifty
Fifty one
Fifty two
✨💥
Fifty three
Fifty four

Thirty five

1.5K 166 35
Autorstwa izmaritkizi0

Duydum ki hasretimden yanıp kül olmuşsunuz xjzksjjd.Bu arada bölümleri bu ara çok uzun yazamıyorum ya niye öyle oluyor anlamadım🤔

Oy ve yorumlarınız beni mutlu ederrr :))

"🍀Yüreğinde acısı çok olanın,
yüzünde gülüşü güzel olurmuş...🍀"

_____

" Kendimi gurbetçi Şaban gibi hissediyorum." Kendi kendime konuşurken Maksim bana yandan bir bakış attı.
" Sen bilmezsin gurbetçi Şaban'ı " dedim yandan ona bakarak. Bir şey söylemeyip önüne döndüğünde kollarımı göğsümde bağladım. Başım ağrıyordu...

Tam olarak kaç saattir helikopterle uçtuğumuzu yol boyunca uyuduğum için bilmiyordum.Bedenimde saatlerce oturmanın uyuşukluğu hâlâ geçmemişti.

Rusya ya ayak bastığımız an Maksim denilen adam beni direkt olarak 'Abin' dediği adamın evine getirmişti.Anlatacak fazlaca detayı bulunan kocaman lüks bir evdi. Fakat benim hiçbir şekilde betimlemek içimden gelmiyordu.Çünkü evle falan ilgilenmiyordum.

Şahin'imi özlemiştim...

Gram şaşırmadığım başka bir şey ise evin dört bir yanında gezinen korumların olmasıydı.Neyse ki alışık olduğum bir durum olduğundan yabancılık çekmemiştim.

" Patronun odası koridorun sağında, merdivenleri çıkınca soldaki ilk oda."

Maksim denilen adam arkamdan beni hafifçe ittirirken söylediği tarife uyarak koridora doğru ilerledim. Merdivenlere geldiğimde kafamı kaldırıp yukarıya doğru tırmanan siyah merdivene baktım.

Her ne kadar bu gerçekle yüzleşmek için kendimi hazır hissetmesem de bunu şimdi yapmazsam başka da hiçbir zaman yapamazdım.Derin derin birkaç defa nefes alıp verdikten sonra merdivenleri çıktım ve soldaki ilk odanın kapısının önünde durdum.

Benim beklediğimin ve içinde bulunduğum lüks evin aksine gayet normal ve sıradan bir oda kapısıydı.

İçerideki kişiyi görmek isteyip istemediğimi bilemezken heyecandan titreyen ellerimle kapı kolunu aşağı indirdim.Buna rağmen ayaklarım ileriye doğru hiçbir hamle yapmıyorlardı. Kapı ardına kadar açılırken kapının dışında öylece duruyordum, içeriye doğru adım atacak cesaretim yoktu.

" Oradan konuşamayız, içeriye gelmek ister misin?"

Duyduğum sesle gözlerim hafif irileşirken içeriye girmediğim için kör noktada kalıyordu ve onu göremiyordum.

Nihayet adım atmayı başarabildiğimde bir kaplumbağa yavaşlığıyla yürüyüp odanın ortasına geldim. Kalp atışlarım göğüs kafesimi döverken bedenimin kasıldığını hissedebiliyordum.

Tam o anda gördüğüm yüzle saçlarımdan ayak uçlarıma kadar uyuştuğumu hissettim.

Simsiyah düzenli bir şekile sokulmuş orta uzunluktaki saçları ve yine simsiyah kirli sakalı olan, otuzlu yaşların ortalarında gözüken bir adam vardı karşımda.Siyah takım elbisesiyle masasının önünde ayaktaydı ve beni gördüğünde yanlış anlamadıysam yüz ifadesi birden değişmiş, hüzünlü ifadeyle bakmaya başlamıştı.

" Merhaba Batı, Hoşgeldin."

Kafamı eğerek cevap verdiğimde adamın yüzündeki o hüzün ifadesi silinse de gözlerinde hâlâ duruyordu.

" Otursana." Yumuşak bir sesle elini uzatıp masasının önündeki koltuğu gösterdiğinde iki üç adım atıp gösterdiği yere oturdum.Boğazımın kuruluğunu geçirmek için üst üste yutkundum.

Ben masasına geçer diye düşünürken o benim koltuğumun karşısındaki koltuğa oturdu. O an yüzüne baktığımda farkettiğim detayla dudaklarımı birbirine bastırdım. İçimde garip bir sızı baş gösterirken az kalsın gözlerim dolacaktı.

Onun da aynı benimkiler gibi ela gözleri vardı...

" Ne kadar ilginç." Elaları elalarıma bakarken "Biz seninle kardeşiz, sen benim kardeşimsin ben senin abinim.Ama sanki iki yabancı gibiyiz." dedi anın garipliğini ortaya sererek.

" Öyle...Bana her şeyi anlatırsan benim kafamda da birşeyler oturabilir." dedim bende ona bakarak.
" Ben ailesiz büyüdüm, sokaklardaydım hep.Sokakta büyüdüm,seneler sonra karşıma biri çıkıyor ve ben senin abinim diyor.Bu benim için kolay ve hemen idrak edilebilir bir durum değil."

" Biliyorum, senin için çok zordur illaki bunu kabullenmek.Sana her şeyi anlatacağım." Konuşurken ki sesinin yumuşaklığı görünüşüne göre çok ters kaçıyordu.Sert ve yaşının vermiş olduğu olgun bir yüze sahipti.

" Yiyecek içecek bir şeyler ister misin? Yoldan geldin." Tam bir abi edasıyla konuştuğunda kalbimde ki sızı daha da arttı.Ben mafya deyince egolu, kibirli kibirli konuşan birini hayal etmiştim. Görünüşü tam bir mafya lideri olsa da tavırları hiçte öyle değildi.

" Su varsa alırım." Cılız bir sesle konuştuğumda masanın üzerindeki telefonunu alıp birine mesaj attı. Boğazım kuruduğu için istemiştim.

" En merak ettiğin şey anne ve babamızdır muhtemelen." Telefonu tekrar masanın üzerine koyarken konuştu.
" Maalesef on sekiz yıl önce ikisini de kaybettik."

Duyduğum şey rahatsız hissetmeme sebep olsa da hiçbir üzüntü hissetmiyordum.İnsan arasında bağ kurmadığı birilerine nasıl üzülürdü ki? Bir yabancıya...

"Peki ben?" diye sordum.İçime bir nefes çektim. "B-beni neden sokağa atmışlar?"

Bunu söylerken sesimin titremesine engel olamazken ağlamamak için sertçe dişlerimi sıktım.

Sorumla beraber o da içine sıkıntılı bir nefes çekti.
" Sen beklenmedik bir anda olmuşsun.Annemin çocuk istemediği ve psikolojik olarak çöküş yaşadığı bir dönemmiş.Sana hamile kaldığını öğrendiğinde ben çocuk istemiyorum diye ortalığı birbirine katmış.Cinnet geçirme evresine gelmiş."

Ne kadar direndiysem de sol gözümden akan bir damla yaşa hakim olamadım. O da yüzüme üzgün bir ifadeyle bakarken yumuşak bir sesle anlatmaya devam etti.

" Babamdan gizli aldırmaya kalkmış seni.Babam nasıl öğrendiyse bunu öğrenmiş, tam kürtaş sırasında muayenehaneyi basmış.Tutmuş annemi kolundan çıkarmış oradan. Babam ya tatlı dille ya da tehditle seni aldırmamaya annemi ikna etmiş ama annem hâlâ istemiyormuş.Neyse işte doğduğunda annem bir kere bile seni kucağına almamış,seninle hep babam ilgilenmiş."

Gözümden akan yaşları artık durduramıyordum.Normalde annem olacak kadının bana karşı tavırlarının ayrıntısı olduğunu biliyordum ama tavrından anladığım kadarıyla  üzülmemem için detayına girmiyordu.

"Birgün annem seni alıp parka götüreceğim bahanesiyle evden çıkmış. Bulduğu en tenha sokağa girip seni orada bırakmış ve eve geri dönmüş. Babam işten eve geldiğinde seni sormuş,cevap yok.Babam ne yaptın çocuğa diye bağırıp annemi sarsmaya başlayınca, meğer annem babamın güvenlik için evde bulundurduğu silahını arkasında saklıyormuş.Babamı o saniye göğsünden vuruyor. Ardından da hiç düşünmeden kendi kafasına sıkıyor.Annem orda ölüyor ama babam için ambulans falan geliyor, hastaneye götürüyorlar ama son müdahele işe yaramıyor. Babam da hastanede ölüyor.Allah'tan senin kimliğini çıkarmışlar, bu sayede seni bulmam daha kolay oldu.Kimliksiz olsaydın hiçbir yerde kaydın olmadığı için işim çok zor olurdu."

Ellerimle yüzümü kapatıp yaşlarımı akıtmaya devam ederken o sessizce benim sakinleşmemi bekledi.Ağladım..Çok ağladım rahatlayana kadar ağladım.

Ağlamam iç çekişlere döndüğünde
"Peki sen? Sen neredeydin bunlar olurken?" diye sordum titrek sesimle.

"Ben doğduğum anda beni Rusya'ya göndermişler.Sebebini ikisinden başka biri bilmiyor.Dadıyla büyüdüm ben.En güzel okullara gidip en iyi eğitimleri aldım ama bunların hiçbir anında yanımda değillerdi.Yılda bir kez görüşüyorduk o da bazen.Ben onları gördüm,tanıdım ama hiçbir zaman aile gibi hissetmedim Batı.Senden çokta bir farkım yok yani." diye açıkladı hiç düşünmeden.

" Belki de sende istenmeyen çocuktun?" dedim sorar gibi. Ela gözleri gözlerimdeyken dudağının kenarı kıvrıldı.
" Belki de..." dediğinde ne kadar garip olsa da benimde dudağım havalandı.Olan olmuş biten bitmişti, artık bu olayla ilgili başka hiçbir öğrenmek istemiyordum.

Annem olacak kadın ölmüştü.Cezasını diğer tarafta misliyle ödeyeceğinden hiç şüphem yoktu.Fakat içten içe keşke babam ölmeseydi demekten kendimi alıkoyamıyordum.

Burnumu çekerken " Madem istemiyorsunuz ne diye dünyaya getiriyorsunuz?" diye sinirle soludum kendi kendime.
"Herkes anne baba olmamalı gerçekten!"

O anda kapı çalınınca karşımdaki bedenin 'gel' komutuyla içeriye elindeki tepside bir bardak su ve bir kaç mendil bulunan bir adam içeri girdi.

Yanımıza geldiğinde suyu elime alıp beklemeden ard arda yudumladım ve bitirdim.Ağlayacağımı tahmin edip önceden mendil istemesi komiğime gitse de gülecek mecalim yoktu.Mendillerle de burnumu ve gözlerimi silip kenara koydum. Adam karşımdaki bedene bir baş selamı verip odadan çıktı.

" Kaç yaşındasın?" Karşımda ki bedene aklıma gelen ilk soruyu sordum.

" 36"

Tam tahmin ettiğim gibiydi.Olgunluğu yaşını oldukça belli ediyordu.

" Sende 20 olmuşsun,kocaman adamsın artık." dedi.Babacan tavrı daha önce hiç hissetmediğim yeni bir duygu aşılıyordu bedenime,zihnime...

Etrafıma kısa bir göz gezdirip kafamı toplamaya çalıştığım sırada aklıma gelen diğer soruyla tekrar karşımdaki elalara döndüm.
" Adın ne?"

Sorumla beraber yavaşça ayağa kalktığında nezâketen bende kalkıp tam karşısında durdum.Adını duymayı beklediğim zaman zarfında kalbimin sızısını göz ardı etmeye çalıştım.

Bir elini yavaşça bana doğru uzattığında bakışlarım ilk uzattığı elini daha sonra hafif bir tebessümle yüzüme bakan suratını buldu.

Bende elimi uzatıp hafiften titreyen elimle avcunu kavradım. Buna eş zamanlı da onun dudaklarından merak ettiğim o sorunun cevabı, ismi döküldü.

" Ben Korhan Günay, tanıştığıma memnun oldum kardeşim..."





Bölüm Sonu.

Batı Günay'ımızın abisi Korhan Günay'la tanıştık :D

Bu bölüm biraz Batı'nın neden ve nasıl sokağa atıldığıyla ilgiliydi.Bunun üzerine çok gitmeyi düşünmüyorum çünkü öyle olursa duygusal bir kitaba dönüşür. Bu kitap eğlenceli ve aksiyonlu bir kitap olacak demiştim en başından.Duygusal sahneler hiç olmayacak değil az ve tadında olacak elbette.

Ve son olarak...Gecikmeler için üzgünüm ama yazmak için müsait olamıyorum gerçekten.Anlayış gösterirseniz sevinirim.

Anlayışınız için şimdiden teşekkürler 🙏

Öptüüümm💋💋💋







Czytaj Dalej

To Też Polubisz

2.1M 71.9K 46
"Bana kendi isteğinle geliceksin " dedi boğuk bir ses tonuyla. Dilini damağına vurduğunda kulaklarıma doğru sıcak nefesini üfledi. "Ve sana söz veriy...
91K 3.3K 18
Adam senelerdir yalnız ve sessiz. Sakin bir sahil ve henüz kıyılarına yaklaşan olmamış. Kadın ise senelerdir dışlanmış ve korkmuş. Kırık bir cam gibi...
153K 5.8K 45
Ceylan Su Taşkın, öğretmenlik görevini yapmak için Şırnak'a atanan genç bir kadındır. Sırf görevini yapmak için geldiği bu yerde hiç beklemediği gari...
123K 4.9K 46
Lise öğrencisi Asya yeni gelen matematik öğretmenine ilgi duymaya başlar.