ZİNCİR | TEXTİNG

By azraaxsea

732K 27.9K 3.3K

0544 *** ****: Ne demişler? 0544 *** ****: Bende ki kalp sende olsa taşıyamazsın. 0544 *** ****: Nerdesin be... More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0 !FİNAL!
ÖZEL BÖLÜM

1.9

17.8K 735 73
By azraaxsea

Selamlarrr!!

Bölüme geçmeden önce oy verirseniz sevinirim.

Keyifli okumalar<3

"2. Komutan sevgilinin kim olduğunu sen açıklamak ister misin yoksa ben devam edeyim mi?"

"Ne saçmalıyorsun?" Üstüme doğru yürümeye başladığında önüme duvar gibi Mirza geçmişti, önüme geçmeseydi Selin'in saçını başını yolardım. Herhalde çirkeflik yaparak, bağırarak kendisini haklı çıkartacağını ve yaptığını unutacağımızı falan zannediyordu. Yanılıyordu.

"Selin çık dışarıya." Abim hiç Selin'in olduğu tarafa bakmıyordu bakışları cam tarafındaydı ve o da sinirliydi.

"Kardeşine mi inanıyorsun yani?"

"Bana düzgün bir açıklama yapıyor musun? Tabii ki kardeşime inanacağım. Şimdi çık dışarıya." Selin bir hışımla omzuma çarparak odadan çıktığında arkasından baktım, ona haddini bildirmeyi ben bilirdim de işte, abim için susuyordum. Doktor fazla kendisini yormamasını istemişti, Selin yüzünden kendisini yormuştu.

"O mesajın kimden geldiğini bilmek istiyorum Mirza."

"Emredersiniz Komutanım!" Mirza birden hazır ola geçip yüksek sesle karşılık verdiğinde irkildim. Askeriye de değildik canım, hastanedeyiz biraz rahat olun. Olduğum yerde dururken Mirza'ya baktığımda o da bana mahcup gözlerle bakıyordu.

"Hastanedeyiz."

"Anladım komutanım."

Tekrar koltuğa oturduğumda abim uyuklamaya başlamıştı, ilaçların etkisi hala devam ediyordu. Odanın kapısı tıklatılıp içeriye babam ve hemşire girdi. Hemşirenin elinde 2 tane şırınga vardı, abimin serumuna doğru giderken şırınganın içinde ne olduğunu merak etmiştim.

"O elinizdekilerin içinde tam olarak ne var?" Hemşire bana anlamaz anlamaz bakarken sorumu cevapladı. "Direnci düşmesin diye antibiyotik ilaç takviye ediyoruz." Kafamı salladığımda şırıngayı serumun içine çıktı abim homurtular çıkarıp elini karnının üstüne koyduğunda acıyla inledi, yerimden kalkıp yanına giderken o da uyanmıştı.

"Dikkat etsene abi!"

"Uyuyordum kızım ne bileyim?"

"Dikkatli uyu o zaman." Ellerini yatağın iki tarafına yerleştirdiğimde üstündeki yorganı da ayarladım.

"Mumya gibi sardın beni." Gülerek kendi haline bakıyordu. "Kımıldayıp durma da mumyalığın bozulmasın." Dedim. Yerime geçtim ve kafamı koltuğa yaslayıp, gözlerimi kapattım. Abim de yine uyuklamaya başlamıştı zaten bende yarım saatliğine gözlerimi kapatsam bir şey olmazdı. Hem babam ve Mirza buradaydı.

Mirza Atasoy

Komutanım son gittikleri görevde yaralanmıştı, karnının üzerinden yediği kurşun yüzünden oldukça kan kaybetmişti. Sabah Mila ile beraber gelmiştik ve hala da buradaydık. Komutanıma kan bile vermiştim. Şu an komutanımın odasında 3 kişiydik, komutanım ve Mila uyuyordu. Taner amca hava almak için dışarı çıkıyorum demişti ve gitmişti. Mila yanımdaydı ve o kadar huzurlu uyuyordu ki Taner komutanım çıktıktan sonra oturup sadece onun uyuyan güzel yüzünü izlemiştim.

Mila'ya karşı boş değildim. Onu her gördüğümde içimde daha önce hissetmediğim şeyler oluyordu, bu alışık olmadığım duruma başta garip karşılamıştım. Hatta bir ara onu görmemek için köşe bucak kaçtığım günleri biliyordum. Kaçtığım günlerden sonra onu özlediğimi fark ettiğimde artık onu gördüğüm yerde kaçmıyordum ve normal davranmaya çalışıyordum. Karşımdaki Mila değil de başka biri olarak düşünseydim belki heyecanımı azaltabileceğimi düşünüyordum ama bu fikrim de hüsranla sonuçlanmıştı.

"Çek ulan gözlerini kardeşimin üzerinden." Mila hakkında olan düşüncelerimi komutanım sesi böldüğünde yerimde doğrulup boğazımı temizledim, elimle ensemi kaşırken bakışlarımı komutanıma değdirdim.

"Pardon komutanım."

"Pardonu olmaz bu işin Mirza." Daha da utanırken nereye bakacağımı bilemiyordum, hastane tavanlarının deseni hep böyle miydi?

"Haklısınız komutanım."

"Hayırdır seviyor musun sen benim kardeşimi?" Dondum kaldım, ciddi anlamda yerimde donup kalırken komutanım benden bir cevap bekliyordu. Öyle pat diye sorarsa ben cevaplayamazdım ki. Seviyor muydum? Onu gördüğümde kalbime söz geçiremiyordum, hızlı hızlı atıyordu. Seviyordum bence.

"Seviyorum." Elimde olmadan sert bir şekilde söylemiştim bunu. Komutanım yerinde ayaklanmaya çalışacakken kalkıp ona yardım ettim ve yatağı oturur pozisyona getirdim.

"Ayağa kalkabildiğim ilk anda seni döveceğim."

"Dövün komutanım." Yüzümde bozamadığım bir gülümseme hakimdi.

"Sürekli komutanım deyip durma, askeriyede miyiz oğlum biz?"

"Peki komutanım." Zamanımın çoğunu askeriyede geçirdiğim için alışkanlık olmuştu.

"Mila biliyor mu?"

"Hayır."

"Söyleyecek misin?" Gerçekten söyleyebilecek miydim? O bana karşı ne hissettiğini söyleyebilmişti. Bende söylemeliydim değil mi?

"Söyleyebilirsem, evet."

"Ne demek oğlum o?"

"Abi bunu sana anlatmak pek doğru olmaz ama Mila'yı gördüğümde kendime bir şey oluyor gibi. Onu gördüğümde heyecanlanıyorum, bir başkasını gördüğümdeki tepkisizliğim Mila da olmuyor."

"Konuş sen konuş, seni daha iyi dövmem için bana güzel sebepler veriyorsun." Yalandan bir sinirle söyleniyordu. Mila uyuyor mu hala diye kontrol ettiğimde bacaklarını kendine çekip kollarını bedenine sarmıştı, üşüyor muydu?

"Üşümüştür." Metehan abi de benim gibi dikkatini Mila'ya vermişti. "Dolaptan battaniye varsa üzerine örtsene." Kafamı sallayıp dolabın kapağını açtım, bir yastık ve battaniye vardı, ikisini de alıp yanına ilerledim. Kafasını kaldırıp yastığı koyduğumda battaniyeyi de üzerine örtmüştüm.

"Aferin, hep böyle iyi bak kardeşime." Keyfim yerindeydi. Mila'ya olan sevgimi birisine anlatınca, bu kişi sevdiğim kadının abisi olsa bile iyi hissettirmişti. Koltuğun boş kısmına geçip kafamı yasladım, uyuyacağımı düşünmüyordum ama ihtiyacım da vardı. Gözlerimi ovuşturup sesli bir şekilde esnedim. Komutanıma verdikleri ilaçlar yüzünden sürekli uyuyordu zaten. Kapı sessizce açılıp içeriye Taner amca girdi. Odada ki montunu üzerine giyerken "Benimkiler uyanırsa birkaç saat içinde döneceğimi söylersin değil mi?"

"Söylerim Taner amca da, bir sorun mu var?"

"İşler planladığımız gibi bitmedi, Metehan'a şimdilik söyleme."

"Emredersiniz Komutanım." Hızlıca odadan çıktığında içime bir huzursuzluk çökmüştü, planımızda ne gibi bir sorun çıkmıştı?

"Ya çekilsene üstümden."

Mila uykusunda konuşurken şaşkınca ona baktım. Neyden bahsediyordu, üstündeki battaniyeden mi?

"Ne yapışıp duruyorsun? Abime söylicem seni."

Hiçbir şey anlamıyordum.

"Tamam küsme gel, sarılabilirsin." Birkaç dakika sessiz kalıp battaniyeye sarıldığında kafasını da ellerinin üzerine koydu, bu şekilde boynu ağrırdı. Kafasını kaldırıp boynunu ağrıtmayacak şekilde koydum ve yavaşça geri çekildim, daha doğrusu çekilemedim çünkü Mila kolumu tutmuştu ve bırakmıyordu.

"Hem sen yapışıyorsun hem de kendin gidiyorsun."

Ne?

Rüyasında gördüğü ben miydim? Kalbim yine at gibi koşarken kendime kızdım, belki de rüyasındaki kişi zannedip kolumu tutmuştu. Kolumu zar zor kurtarıp eski yerime geçtim.

Mila'ya söyleyebileceğim uygun bir zamanda hislerimi açık edecektim.

Mila Öztürk

Mükemmel bir baş ağrısıyla uyanmıştım, kollarımı esnetip gözlerimi ovuşturduğumda gözüme abim çarpmıştı, kaşları çatık bir şekilde telefonuyla ilgileniyordu. Yerimden kalkıp kırışan üstümü ve dağınık saçlarımı elimle düzelttikten sonra tekrar oturdum.

"Günaydın abi."

"Sana da günaydın."

"İyi misin abim?"

"İyiyim Mila."

"Of tamam seninle de konuşulmuyor." İçimden bir ses Selin'le ilgili bir haber olduğunu söylüyordu, dün Mirza'ya araştırmasını söylemişti. Belki de çoktan adamı bulmuşlardı, ben uyuduktan sonra ne yaşanmıştı bilmiyordum.

Mirza demişken, gece rüyamda onu görmüştüm. Sevgiliydik ve sürekli garip bir temas halindeydik, rüyamın sonunda da bana sarılmadığımız için trip atıyordu. Garip ve güzeldi, hemen bu rüyamın gerçekleşmesi lazımdı. Mirza koltukta oturur pozisyonda uyuyordu, böyle beli ağrımamış mıydı? Ağzının içinde homurdanırken tek gözünü açtı, daha doğrusu açmaya çalıştı. Uykusunu alamamış mıydı? Benimki de soruydu, hastane odasında nasıl rahat bir uyku çekilirdi?

"Yedin çocuğu gözlerinle." Abim beni gıcık etme modunu açtığına göre bugün bol tartışmalı geçecekti.

"Ya abi sussana, uyanıyor zaten." Elini geçiştirir gibi salladığında gözlerimi devirdim.

"Mirza Atasoy! Yüzbaşı Metehan Öztürk tarafından odasına çağırılıyorsun!"

Abimin bu cümlesinden sonra ne olduğunu anlayamadan koltukta uyuyan Mirza hazır ola geçip alışık olduğum şekilde bağırdı.

"Emredersiniz komutanım!" Az önce uyuyor olmasına rağmen sesi oldukça sert ve dinç çıkıyordu, ama gözleri için aynı şeyi söyleyemeyecektim, gözleri kapalıydı. Gözlerini açıp bulunduğu yere baktı, duruşunu bozup anlamazca bize bakarken abimle dayanayıp gülmeye başladık. Abimin yaptığı ayıptı Mirza'yı uykusundan uyandırmıştı ama komikti.

"Ben anlamadım şimdi, bir sorun mu var komutanım?"

"Yok yok," gülüşümü durdurmaya çalışırken iki büklüm olmuştum. "Abimin sana şaka yapası gelmiş herhalde." Mirza, abime dönüp baktığında onun da hâlâ güldüğünü gördü. Kafasını iki yana sallarken o da tebessüm edip koltuğa oturdu. Ne güzel de sırıtıyor kurban olduğum.

"Ben daha burada, bu şekilde kaç gün kalacağım?"

"Doktor tam bir tarih vermedi. Bir süre dedi."

"Sizde mi burada kalacaksınız? Evinize gidin."

Evimiz.

Yani abim Mirza'yla evlenip evinize mi gidin demişti? Bence bu defa ben yanlış anlamıyordum, abim resmen Mirza'yla evlenmemi istiyordu.

Muzipçe sırıtırken abim cümlesinden ne anladığımın farkına varmıştı. İşaret parmağını tehdit eder gibi bana salladığında ona öpücük attım.

Abim evlenmemi istiyorsa, birde bu kişi Mirzay'sa hemen evlenirdim. Seve seve evlenirdim.

"Mila'yı evime mi götüreyim yani?"

Instagram: azraaxsea

Bölüm geleceği zaman Instagram'dan duyuru yapıyorum.

Bir sonra ki bölümde görüşürüzz🦊

Continue Reading

You'll Also Like

11.1K 876 20
TAMAMLANDI /10.08.2023 05** *** 89 02 : Selamın Aleyküm, Aleyküm selam sevgili çizer Beyefendi... Çılgın Ressam : Efendim? 05** *** 89 02 : Efendin d...
14.4K 1.4K 28
Deli gibi yüreğime zorsun Kitabımın güzel kapağını yapan @ilknristiokedysevmek bebişime çok teşekkür ederim🤍
1.9K 460 29
Ne yani başkomiseriz diye aşık olmayalım mı?
5.6K 811 27
||Tamamlandı|| 24.09.2017 Kitabın adı 'Deniz', 'Arkadaş Lazım'la değiştirildi. Arkadaşlıklarına: Bir tutam sorun eklediler, birbirlerine destek oldu...