İNTİZAR(VATAN AŞIKLARI)

By iremin_dunyasii

100K 4.1K 693

Kadın, karlı dağların manzarasına bakarken elindeki sigarayı ateşledi. Arkasından gelen kokuyla burunun direğ... More

•1•
•2•
•3•
•5•
•4•
•6•
•7•
•8•
•9•
•10•
•11•
•12•
•13•
•14•
•15•
•16•
•17•
•18•
•19•
•20•
•21•
•22•
•24•
•25•
YENİ KURGU
•26•
•27•
•28•
•29•
•30•
•31•
•32•
•33•
•34•
İnkisar-ı Hayal
Yeni Kurgu:342📌
•35•

•23•

1.6K 98 14
By iremin_dunyasii


Köfn-Bir Tek Ben Anlarım

•••

Oy vermeyi,yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar dilerim. =)

•••

Önceki bölümden hatırlatma:Korkuyordum.. annem gibi çocuğumu susturmaktan..

Korkuyordum.. babam gibi yargısız infaz yapmaktan..

Ölesiye korkuyordum,onlar gibi bir ebeveyn olmaktan..

Karnımı yavaşça okşadığımda kendime bir söz verdim:

Şartlar ne olursa olsun,ben çocuğumu her zaman dinleyecek ve arkasında duracaktım. Ben annem ve babam gibi olmayacaktım!

•••

Aldığım ürünlerin ücretini ödedikten sonra yavaş adımlarla evime doğru yol almıştım.

Sabah kalkıp dolabıma baktığımda çok bir şeyin kalmadığını ve kalanlarında çoğunun bozulmuş olduğunu görmüştüm. Ayrıca dün geceki misafirime de bir şeyler almıştım.

Madem ben iyi bir anne olacaktım, şu an için atabileceğim ilk adım sağlıklı beslenmek ve ona iyi bakmaktı. Ne kadar canım bir şey yemek istemesede bebeğim için zorundaydım.

Ve Sanem'in dediğine göre ilk aylar bazı anneler için aşırı iştahlı geçerken bazı annelerdede ben gibi oluyordu. Bunun zamanla geçeceğini söylemiş ve eğer geçmezse iştah açıcı kullanabileceğimi de eklemişti.

Eve geldiğimde önce eşyaları tezgaha koymuştum. Ardından çayın altını yakmış o kaynayıncaya kadar üzerime rahat bir şeyler geçirmek üzere yatak odama geçmiştim.

Üzerimi değiştirdikten sonra mutfaktan kedilere uygun olan sütü açmış ve biberon bulamadığım için yine bir enjektöre çekmiştim.

Yanına vardığımda hâlâ ılık olan torbanın üzerinde uyuyan miniği karşı hayranlıkla bakakalmıştım. Uyandırmaya kıyamasamda acıkmış olduğunu düşünerek hafiften okşayarak uyandırmıştım.

Minicik gözleri uykulu hir şekilde bakarken sütünü içirmiştim. Düne göre artan iştahı beni mutlu etmişti çünkü ne kadar fazla beslenirse toparlanması o kadar kolay olurdu.

Dün yatmadan önce üzerindeki pislikleri biraz temizlemişte olsam hâlâ pisti ve banyo yapmadan arınacak gibide durmuyordu. Fakat daha çok küçük olduğu için banyoya dayanamayabilirdi. Bu yüzden tekrardan doldurduğum sıcak su torbasının üzerine koymadan önce üzerindeki dikenleri,ot tohumlarını biraz daha temizlemiştim.

Kahvaltıdan sonra veteriner araştırmayı aklıma koyarak kaynayan suya çayı koymuştum.

Onun çökmesini beklerken kahvaltılıkları mutfaktaki iki kişilik masaya dizmiştim. Çaya terar baktığımda hâlâ biraz zamanın olduğunu görüp evin en sevdiğim köşesine oturmuş telefondan civardaki veterinlerlere bakıyordum.

Bulunduğum ilçe çok büyük olmamakla birlikte hayvancılık üzerine kuruluydu ve burdaki veterinerlerin uzmanlık alanları besi hayvanları üzerineydi. Kedi, köpek, kuş gibi hayvanlara pek bakılmıyor ve malesef ki önemsenmiyordu.

Nereden biliyorsun diye soracak olursanız buraya geleli daha iki ay anca olmuşken eski evimin bir sokak gerisinde arabanın birisi bilinçli olarak köpeğe çarpıp gitmişti. İlçede hangi veterinere gittiysem ya 'bizim alanımız değil' ya da 'bunun için uğraşamayız' diyerek beni geçiştirmişlerdi. Gecenin bir yarısı askeriyeden bir arkadaşımla merkeze götürmüş ve tedavisini yaptırmıştık.

(Oy ve yorumları unutmuyoruz. ;))

Fakat geç kalındığı için bir ayağı sakat kalmıştı. Veterinerin söylediğine göre bir saat önce gelinseydi sakat kalmayacaktı.

Tabi ilçeye tekrar dönünce plakasını almış olduğum arabanın sahibini buldurmuş ve şikayet etmiştim. Gittiğim karakoldaki müdür şikayet ettiğim kişinin arkasının sağlam olduğunu ve büyük bir aşiret olduğunu söyleyerek uğraşmak istememiş fakat ben işin peşini bırakmak yerine hem müdürün hemde çarpıp giden kişinin gereken cezayı almasını sağlamıştım.


Sonrasında o müdürün rüşvet davasına karıştığını,ihtar aldığını ve yaşanan son olaylada meslekten alındığını öğrenmiştim. Yüreğim zerre kadar sızlamamıştı çünkü herkes üzerine düşeni yapmak zorundaydı.

Bu sırada yeni açılan bir veteriner kliniğinin bilgilerini not etmiş ve mutfağa geçmiştim. Tam masaya oturduğumda ekmeğin olmadığını farketmiştim.

Tabi ya! Sabahtan beri diyorum ben ne unuttum.

Oflaya puflaya tekrar kalkıp parmontodan kabanımı ve cüzdanımı almış botlarımı giymiştim. Tam kapıyı açtığımda eli zile uzanmış olan adamı görmüş ve şokla kalakalmıştım.

Birkaç dakika şaşkınca ona bakarken ilk adımı o atarak konuşmuştu.

"Almayacak mısın içeriye güzelim?"  Çarpık bir şekilde gülümserken koluna elimi yaklaştırmış ve küçük gir cimcik atmıştım. 'ahh' diye ses çıkarırken şaşkın bir şekilde bana bakıyordu.

"Gerçekmişsin."

Boynuna sarıldığımda bir yandan kahkaha atarken bir yandanda konuşmuştu.

"Güzelim kendini bükmen gerekmez miydi?"

"Yoo, öyle bir kaide mi var? Hem benim tenim hassas,hemen morarır."

"Doğru diyorsun güzelim,morararmasın tenin." Sevgiyle söylediği sözle bir kez daha sarılmıştım boynuna.

"Çok özledim. Çok korktum."

"Bende güzelim,bende." Derin bir iç çekişle söylediği sözlerle başını boynuma gömmüştü.

Kapıda daha fazla dikilmemek adına geri çekilmiştim.

"Sen nereye gidiyordun güzelim?"

Biraz önce farkettiğim elindeki ekmekleri işaret ederek konuşmuştum.

"Ekmek almayı unutmuşum,ona çıkacaktım."

"Bende daha kahvaltı yapmadığını düşünerek almıştım. Simitte aldım,seversin."

•••

Birlikte yaptığımız kahvaltıdan sonra sofrayı birlikte toplamış, bulaşıkları yerleştirmiştik.

Yaptığım salep teklifiyle beni içeriye göndermiş kendi yapmaya başlamıştı.

Heyecandan içim içime sığmazken nasıl söylesem diye düşünüyordum.


(Oy ve yorumları unutmuyoruz. ;))

Akşama güzel bir yemek hazırlasam fena olmazdı. O zaman  söyleyebilirdim. Yemek için ne yapacağımı aklımda kurarken adımlarım mutfağı bulmuş ve özenle işini yapan adama dolanmıştı.


Yavaşça arkasından yaklaşmış ve kollarımı beline dolamıştım. Başımı sırtına yasladığımda barutla karışık kendi kokusunu almıştım. Eşsizdi.. huzurdu.. mutluluktu.. hüzündü.. hepsiydi..

Salepin altınını kısarken ani bir hareketle beni tezgah ile kendi arasına sıkıştırmıştı.

'Şimdi nasıl?' dercesine attığı bakışla bana bakarken omuz silkmekle yetinmiştim.

Bir anda tezgaha kaldırmasıyla ağzımdan çıkan şaşkın nidaya engel olamamıştım.

Başını tekrardan boyun girintime koyduğunda yapacağını anlamıştım. "Sakın!"

Dinlemeyip vermiş olduğu nefes huylanmama neden olurken,bu durumu bildiği için devam etmişti.

"Cihan!"

"Hayır,yapm-hahahaa."

Uzun süre beni kahkahalarla güldürmüş,nefes nefese kaldığımda ise bırakmamıştı.

Tam dudağımın kenarından yani gülüşümden öpmüştü.

"Gülüşün," dedi ve derin bir nefes aldı. "Gülüşün oksijenim.."

Derin bir şekilde yutkunurken sessiz kalmıştım.

"Dört yıl,o kahrolası dört yıl ben nefessiz kaldım Çakır'ım."

Uzun zamandır söylemediği hitap gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Gözümden bir damla özgürlüğünü ilan ederken bu sefer dudakları gözümü bulmuştu.

O hem gülüşümü,hem gözyaşımı öpmüştü.

Yirmi altı yıllık hayatımda,en mutlu olduğum zamanda,en üzgün olduğum zamanda onunlaydım ben.


•••

Saleplerimizi birlikte içtikten sonra Cihan'ı minikle tanıştırmıştım. Hatta sonrasında kucağından indirememiştim.

Kucağında uyuyan miniği rahatsız etmemek adına boşalan bardakları mutfağa taşımış, ardından salondaki koltuğa uzanmış olan Cihan'ın yanına geçmiştim.

(Kedimiz küçük.😄)

Omzuna başımı yasladığımda elleri saçımı bulmuş ve okşamaya başlamıştı. Sadece o yaptığında sevdiğim bu hareket mayışmama sebep olmuştu.  Gözlerim kısık bir şekilde duvardaki saati bulduğunda daha 9.40 olduğunu görmüştüm. Zihnimde kurduğum plan için hâlâ vakit vardı. Zaten Cihan'ın gözlerindende yorgunluk akıyordu,biraz uyusak güzel olurdu bence.

•••


Gözlerimi gelen seslerle açarken koltukta tek başıma olduğumu farkettim.

Yavaş hareketlerle kalkıp sesi taki ettiğimde mutfağı ulaşmıştım. Elindeki enjektörü miniğe içirmeye çalışıyordu.

"Bak ama bunuda içmelisin kızım,yoksa büyümezsin."

Kediyle konuşan adama gülmemek için zor tutarken kendimi izlemeye devam ettim. Ve kedi ağzındaki sütü Cihan'a fışkırtınca elimi şaşkınlıkla ağzıma kapatmıştım.

Gözlerini saniyelik olarak kapatmış,uzun kirpikleri titreşmiş ve bir eliyle yüzünü silip sabırla içirmeye devam etmişti.

Kapıya yaslanıp uzun süre onu izlememin ardından sonunda iki enjektör süt bitmiş ve kenardaki mendille kendinin batan yerlerini özenle temizlemişti.

Başka birisi bu halini bilmezdi,benden başka.

Fakat Cihan aslında çok yufka yüreği olan koca devimdi benim. İlişkimiz boyunca o kadar farklı hallerine şahit olmuştum ki, içindeki o çocuğu bilen sadece bendim o yüzden.

(Oy ve yorumları unutmuyoruz. ;))

Hatta bir keresinde birlikte kan vermek için hastaneye gitmiş ve iğneden korktuğu için ağlayan bir çocuk görmüştük. Üşenmeden gidip onu bir saate yakın bir süre ikna etmek için uğraşmış ve başarmıştı.

Bu yüzden kediye olan davranışı benim garibime gitmezken başkası görse onun Yüzbaşı Cihan olduğunu asla düşünmezdi.

Aşılmaz duvarlarının altında çok farklı bir dünyası vardı.

Mesela o koca eller düşmana karşı çelik topaç olurken;bir çocuğa,bir hayvana karşı yuva hissiyatı verebiliyordu...

Ve bu yüzden onun babalığından asla şüphem yoktu..

Ayağa kalktığında beni görmüştü.

"Uyanmışsın Güzelim."

Yanağıma koyduğu öpücükle gülümserken başımı onaylar anlamda sallamıştım.

Yanımdan geçip kediyi yerine bıraktığında kumaşa sarılı olan sıcak su torbasını almış ve suyunu lavaboya boşalmıştı.

"Güzelim suyu nereden alayım?" Banyodan seslendiğinde sevdiğim küçüğün yanından kalkmış ve yanına varmıştım.

"Isıtıcıya su koyuyorum."

Suyu torbaya doldururken bir yandan da konuşmuştum.

"İşin var mı bugün?"

"Var."

"Ne işin var?" Ciddiyetle sorduğum soruya karşılık gözleri beni bulmuştu.

"Şöyle ki, benim dünyalar güzeli bir eşim var. Bu günüm tamamen ona ait. O ne derse o."

Göz kırptığında dudaklarım derin bir şekilde kıvrılmıştı.

"Hım,demek öyle Yüzbaşım." Elimi yaklaş dercesine hareket ettirdiğimde kulağını yaklaştırmıştı.

"Yalnız birisi duyarsa,sizi hanımcı sanır. Haberiniz olsun. Sonra karizmanız çizilmesin." 

Sır verircesine kısık söylediğim sözlerden sonra göz kırpmayı ihmal etmemiştim.

Kahkahası mutfağı doldururken sessizce onu izlemiştim.

"Üsteğmenim,birincisi bir insanın eşine iyi davranması hanımcılık değildir,ikincisi ben zaten hanımcıyım ve bu durumdan son derece memnunum. Çünkü benim hanım eşi bezneri bulunan türden değil,hem yırtıcı bir aslan,hemde koruyucu bir anne şefkatine sahip."

Son olarak göz kırptığında kaşlarımı öyle mi dercesine kaldırmıştım.

Her zamanki gibi geçen konuşmanın ardından yarım saat sonra hazır olmasını,onu bir yere götüreceğimi söylemiştim. O kendi evine üzerini değiştirmek için geçerken bende bulduğum kliniğin numarasını aramış ve müsait olduklarını öğrenmiştim.

Bir süre sonra çalan zille elimdeki minikle inmiş ve arabaya binmiştim. Benim arabamla gideceğimiz için Cihan'ın eline kediyi verip otoparktan arabayı almak için girmiştim.

Navigasyonu açtığımda kliniğin çokta uzakta olmadığını görmüştüm. Hafif müzik eşliğinde ve bizim konuşmamızla geçen yolculukta kliniğe beraber girmiş ve vücudunun sıcak olmasına rağmen titrediğini,sokakta bulduğumu, sütle beslediğimi anlatmıştım. Çünkü bazı kedilere süt iyi gelmiyordu ve neyi olduğunu bulmaları için her şeyi göz önünde bulundurmak gerekiyordu.

Klinik baya geniş ve kapsamlıydı. Ayrıca veterinerlerde gayet ilgili görünüyordu. Ayrıca işlerini severek yaptıklarıda bariz belliydi. Ki bana göre en önemli hususlardan biride hangi meslek olursa olsun severek yapmaktı. Öbür türlü insan önce kendisine saygısını kaybediyor,sonrasında da bunu çevresine yansıtıyordu.

"Bugün gözetim altında kalsın,testlerde zaten hemen çıkmaz."

Veterinere başımı olumlu anlamda sallarken aslında gitmesini istemediğimi farkettim.

"Bu arada cinsiyeti neydi?" Kayıt işlemi yapan kızla 'bilmiyorum' demek için ağzımı açtığımda Cihan "Kız." diyerek cevap vermişti.
Kaşlarımı nereden biliyorsun diye çattığımda omuz silkmişti. Mutfakta süt içirirken 'kızım' demişti ama ben öylesine dediğini düşünmüştüm.

"İsmi neydi?" Kaydı yapan kız tekrar sorduğunda bakışlarımız birleşmişti.

"Düşünmedim."

"Safir olsun mu? Gözleri gibi?"

Sunduğu fikir benimde baya hoşuma gitmişti çünkü o minik gözleri vücuduna tezat olarak safir rengindeydi.

•••

"Sen nerden biliyorsun kız olduğunu?"

"Yurtta çok kedimiz vardı,bazen kendimiz yemez onlara ayırırdık."

Arabayı yurda doğru sürerken sessiz kalarak başımı sallamakla yetinmiştim.

Dikkatimi mor mor olan ve yağdı yağacak olan gökyüzü çekmişti.

Sonunda vardığımız yerle birlikte arabayı park etmiş, girişteki güvenliğe selam verip geçmiştim.

İçeriye girdiğimizde çocukları oyun oynarken görmüştüm.

Oyun oynamaya karar verdiğimizde çocuklar saklambaç oynamaya karar vermişti.

"Aaa daha öncede biz Umay ablamla oynarken sen gelmiştin demi Cihan abi?" Fikret'in sesiyle ona baktığımda onunda ağzından bir şey kaçırmış olduğunu farkedip eliyle ağzını kapatmış ve Cihan'dan gözünü kaçırmıştı.

Parçalar bir bir yerine otururken o gün gözümün önüne gelmişti...

~~~

Gözüm bağlı bir şekilde çocukları bulmaya çalışırken onların cıvıltısı gülümsememe yetiyordu.

"Ebe bizi yakalayamaz ki."

Çocukların bir ağızdan söylediği cümle beni güldürürken yalandan bulamama oyunuma devam etmiştim. Aslında istesem bir dakikaya basmadan kırka yakın çocuğu yakalardım çünkü yön duygularım kuvvetliydi ve bunun eğitimini de almıştım. Fakat o zaman onlar eğlenmezdi.

Arkamda hissetmiş olduğum bedenle irkilirken kalp atışlarım zirveye çıkmıştı.

Hissediyordum.. hemde fazlasıyla hissediyordum.

Arkama döndüğümde  o his bu sefer arkaya geçerken hızla gözümün bağını açmış, etrafıma bakınmıştım.

Kimse yoktu..

"Ama oyunu bozdun."

"Kuralı çiğnedin."

Çocukların serzenişlerine karşı diyecek bir şey bulamamıştım.

"Haklısınız, özür dilerim çocuklar. Biraz başım döndü. Ben hemen  geliyorum."

Gözlerim dolarken yanlarından kaçmıştım.

Beynim gelmesin dese bile kalbim deli gibi onun yolunu gözlüyordu...

~~~

"Sen o gün," derin bir nefes almıştım. "Burdaydın." Teyit etmek istercesine kurmuştum cümleyi.

"Burdaydım."

İlerki duvarı işaret etti.

"Arkasında."

"Sen hiç farketmesende,ben hep seninleydim Umay."

"Her zaman bir adım ötendeydim. Ne bir adım ileri gidebildim,ne bir adım geri..."

Gözümden yaşlar bir bir süzülürken bahçedeki çocuklar çoktan arka tarafa ulaşmıştı.

"Ama," derin bir nefes aldı ve gözünden düşen yaşa engel olmadı. "Pişmanım,hemde çok."

"Keşke kenarda durmak yerine gelip sarılsaydım,burdayım Umay deseydim."

"Keşke gelseydin Cihan, keşke. Ben her çalan kapıda seni bekledim,her telefon çalışında sen misin diye düşündüm."

Elim yavaşça karnıma giderken onunda gözleri elimi takip etmişti.

"Keşke sen daha önce gelmiş olsaydın, belki şu an o çoktan bizimle olurdu..."

Normalde akşam sürpriz yaparak vereceğim haberi içimde tutmak yerine söylemiştim.

Gözlerindeki yaşlar çoğalırken titreyen elinin karnıma geldiğini gördüm. Eli karnımı sardığında başını ağlayan gökyüzüne kaldırdı ve "ALLAH'IM SANA ŞÜKÜRLER OLSUN!" diyerek bağırdı. Bu hali gözyaşlarımın içersinde gülmeme sebep olurken bir anda kendimi kucağında bulmuştum.

Beni döndürürken kollarımı sıkı bir şekilde boynuna sarmıştım. Gökyüzünden boşalırcasına yağan yağmur altında birbirimize sarılı haldeydik. Alnını alnıma yasladı ve konuştu.

"Seni bana veren Allah'a şükürler olsun..."


•••

Evettt, yeni ve upuzun bölümle karşınızdayım.

Nasıldı, beğendiniz mi bölümü?

Cihan?

Umay?

Lütfen oy vermediyseniz veriniz,ve bol bol satır arası yorum yapınız. 😪

Yorum yok denecek kadar az,oylar ise bir anda düştü. Neden sizce?

Sağlıcakla kalın..🖤

16/11/2022, Çrş

Continue Reading

You'll Also Like

76.7K 3.6K 36
Klâsik gerçek aile kurgusuna benzer ama daha olası bir kurgudur; Kızımız eski ailesinden gördüğü baskılar sonucu 18 yaşında ayrı bir eve taşınır ora...
13.9M 616K 61
GENEL KURGU #1 Babasından başka hiç kimsesi olmayan bir genç kız... 28 Yaşında hapishanede mahkûm bir adam... Ya bir gün olur da genç kızın babası da...
GELECEK By VeraHare

General Fiction

116K 5.7K 16
Tüp bebek merkezinde tüplerin karışması sonucu kocası yerine hiç tanımadığı bir adamdan hamile kalmıştı Mahru. #1İhanet/24.5.2024 #1Mahru/24.5.2024 #...
438K 23K 50
Her sonun başlangıcı olduğu gibi, benim de biten sonumun başlangıcıydı bu olay... Şans verip, okumadan geçmee:) Hikayedeki karakterler ve ismi geçen...