EN FAZLA NE OLABİLİR Kİ?!

By BeyazGezegen

161K 7.8K 2.3K

İki gözü de farklı renk olan bir kız düşünün. 12 yıl boyunca yetimhanede kalmış ve çocukluğunu doğru düzgün y... More

『KARAKTERLER』
✨İKİ✨
✨ÜÇ✨
✨DÖRT✨
✨BEŞ✨
✨ALTI✨
✨YEDİ✨
✨SEKİZ✨
✨DOKUZ✨
✨ON✨
✨ON BİR✨
✨ON İKİ✨
✨ON ÜÇ✨
✨ON DÖRT✨
✨ON BEŞ✨
✨ON ALTI✨
✨ON YEDİ✨
✨ON SEKİZ✨
✨ON DOKUZ✨
✨YİRMİ✨
✨YİRMİ BİR✨

✨BİR✨

14.3K 598 361
By BeyazGezegen

Buraya başlama tarihlerimizi alalım...

Görüp görüp gülümseyeceğim

11.11.2022

🍃🍁

Mevsim

"Kalemleri bırakın!"

Son bulduğum şıkkı işaretlediğim gibi kalemi attım. Sanki ondan çaldığımız paraları toplar gibi sinirli ve hızlı bir şekilde sınav kağıtlarını toplayan müzikçimize baktım.

En sonunda kağıtlarla beraber sınıftan çıktığında öğrenciler de söylenerek çıkmıştı dışarı. Kafamı çevirip cam kenarındaki arka sıraya baktım. Aytunç kafasını gömmüş uyuyordu. Bu gidişle yine kalacak.

İç çekip ayağa kalktım. Askıdan montumu alıp giyindim. "Nereye aşkım?"

Kafamı yeni uyanmış olan Aytunç'a çevirdim. Sırıttım. "Eve."

Gözlerini kırpıştırdı. Kafasını çevirip duvardaki saate baktı. "Siktir! Okul bitmiş! Niye uyandırmıyorsun lan?"

Sıramın üzerindeki çantamı alırken "Hani matematik sınavı olduk ya Aytunç? Son dersti birde?" dedim.

Çantamın ön cebinden ince, parmaksız eldivenlerimi çıkarıp giyindim. "Eve gitmeden önce Karan'ın yanına uğrayacağım."

Oflayıp gerindi. "Yine ne dedi o salak?"

Sıkkın bir nefes verdim. "Bu sefer de giyinme odasında sözde fotoğraflarımı yaymakla tehdit etti falan." Böyle bir şeye cesaret edemeyeceğini bildiğim için sıkıntı yok.

Onun derdi başka.

Aytunç'un gözleri irileşirken doğruldu. "Ne dediğinin farkında mısın Mevsim?!"

Omuz silktim. Kalçamı sıraya yasladım. "Eğer bu doğruysa bunun bir suç olduğunu ve onu müdüre değil savcılığa vereceğimi söyleyeceğim ve sıkıntı kalmayacak."

Bir şey demesine izin vermeden yerimden kalkıp gülümsedim. "Otobüs durağında görüşürüz Aytunç!"

Sınıftan çıkıp merdivenlere yöneldim. Ne salak insanlarla uğraşıyorum Yarabbim. Bari sınav haftasından sonra olsa...

Oflaya oflaya 9'ların olduğu kata çıktım. Dersten hemen sonra ilk temizlenen sınıflar onlarınkiydi. Bu yüzden beni oraya çağırmıştı salak çocuk.

İç çekerek sınıfa girdim. Arkamdan kapıyı kapatarak pencerenin önünde dışarıyı izleyen Karan'a baktım.

Ağırlık yapan çantayı hemen yanımdaki sıraya bıraktım ve duvara yaslandım. "İfşalarıma(!) bakabilir miyim?"

Kısık gülüşünü duydum. Bana döndü. Kaşlarım çatıldı. Bu Karan değildi?

"Sen de kimsin?"

Karan'ın montunu giyinip saçlarını kapşonuyla kapattığından bu kişiyi tanımamıştım. Gülümsedi. "Seninle tanışmayı çok istemiştim. Gerçekten dedikleri kadarsın."

Kaşlarımı çattım. Çantamı tek omzuma aldım. "Anlaşılan bir pisliksiniz. Sizi görmemiş gibi yapacağım."

Kapıyı açıp çıkacakken "Neden sana söyleyeceğim şeyi dinlemiyorsun?" dedi hafif yüksek sesle.

Kafamı ona çevirdim. Gözlerimi üzerinde gezdirirken "Bir lisede, boş bir sınıfta, en az 20 yaşında olan bir adamla ne konuşabilirim? Bence burda bulunmak bile saçma." dedim.

Cidden onu Karan sandığıma inanamıyorum. Arkamı dönmedim. Çünkü döneceğim an konuşacaktı. Direkt olarak gözlerine baktım.

Mimikleri değişmişti. İfadesizleşmişti sanki. Ellerini cebine koydu. "Mevsim... Adının neden Mevsim olduğunu biliyor musun?"

Kaşlarımı çattım. "Bu seni ilgilendirmiyor?"

Kapıyı biraz daha açtım. Bu adam tekin biri değildi. Bundan emindim.

Dudağı kıvrıldı. "Adını gerçek abin koydu."

Kaşlarım daha fazla çatıldı. "Neyden bahsediyorsun? Yine saçma bir yalan olmalı değil mi?"

Benim abim yoktu ki!

12 yaşımda annem ve babam gelip beni kaldığım yetimhaneden almıştı! Annem çocuk yaşta bana hamile kalınca çareyi yetimhaneye bırakmakta bulmuşlar. İsmimi de onlar koymuş zaten. İkisi evlenene kadar onca zaman geçmiş...

DNA testi de pozitif çıktığı için almışlardı beni zaten.

Bana doğru bir adım atıp durdu. "Yanılyorsun. Senin üç abin var."

Alaylı bir ses çıkardım. "Annem bana 17-18 yaşlarında hamile kaldı. 3 abimin olması sence de biraz zor değil mi?"

Yüzündeki memnuniyeti görmüştüm. Tuzağına düştüm... Bir şey planlıyor.

"O kadın senin annen olmadığı için sorun yok."

Bir süre adamın koyu gözlerine baktıktan sonra göz devirdim. "Aynen. İyi rüyalar."

Arkamı dönerek o sınıftan çıktım ve hızlı adımlarla merdivenleri indim. Düşünme Mevsim. Saçmalıyorlar işte.

Okuldan çıktığım gibi soğuk yüzüme vurmuştu. Montuma sığınarak gözlerimi kıstım ve bahçe çıkışına yürüdüm.

Kapının önünde bir çocukla konuşan Karan'ı görmezden gelerek hızlıca yanından geçtim ve otobüs durağına yürümeye başladım. Okulun biraz ilerisinde kalıyordu. "Donuyorum. Donuyoruum."

Ben hızlı hızlı yürürken yüksek bir araba sesi duydum. Yüzümü buruştururken arabanın şoförüne sövüyordum. Kulağım sikildi onun bunun çocuğuu.

Sakin bir şekilde nefes aldım. Adımlarımı yavaşlatıp arabanın geçmesini beklerken hemen dibimde duran araçla gerilemiştim.

Bu yolda neden kaldırım yok!

Şaşkınlık ve sinir dolu bir ifadeyle siyah camlı araca baktım. Pencere yavaşça açılmış ve biraz önceki adam görülmüştü. Gülümseyip bir şey demek için açtığı ağzıyla hızlıca montumun cebindeki elimi çıkarıp adama doğrulttum.

"Sen kimsin ya? Ne yapmaya çalışıyorsun? Bana mı çarpacaktın hayvan herif?"

Gülümsemesi donarken kaşları havalanmıştı. "İyi misin? Özür dilerim."

Göz devirdim. "Amacınız ne sizin?"

Birkaç kişinin bize baktığını hissediyordum. Sonuçta okul çıkış saatleriydi hâlâ. Aklımda hakkımda yayılabilecek dedikodu senaryoları canlandı.

Gergin bir şekilde etrafa kaçamak bakışlar atarak "Yolunuza gidin beyefendi." dedim.

Önüme döndüğüm gibi hızlı adımlarla yürümeye başladım. "Hey! Seninle konuşmam gerekiyor."

Bırak peşimi be adam!

Onu duymazdan gelerek yürümeye devam edecekken kapı sesi duymuştum. "Allah'ım sabır."

Adımlarımı durdurup arkamı döndüm. O adam koşar adım gelerek önümde durdu. "Bekle."

Birkaç saniye soluklanıp yutkundu. "Gerçek ailenle tanışmak istemiyor musun?"

Gözlerimi alayla kıstım. "İzin verirsen 'gerçek' ailemin evine gidiyorum zaten. Şimdi şu arabanıza gidip defolun. Yoksa polis çağırıp beni kandırmaya çalıştığınızı söyleyerek şikayet edeceğim sizi."

Tek kaşımı kaldırarak son bir bakış attım karşımdaki adama. "Hayır, ben ciddiyim. Doğruyu söylüyorum. İstersen DNA sonuçlarını göstereyim."

Kaşlarım çatılırken bir şey söylemedim. Sessizliğimden fırsat bulup aceleyle giydiği ceketin iç cebinden bir zarf çıkardı. Yanımızdan geçen öğrencilerin bu tarafa baktığını hissediyordum.

"Senin saç telinden alınan DNA örneğiyle yapılan test sonucu."

İnanmazca o adama bakıp elinden o kağıdı aldım. "Bunun sahte olmadığını nereden bileceğim?"

Omuz silkti. "Tekrar yaptırırız."

Yutkunup zarfı açtım. 'Pozitif' yazısını gördüğümde kaşlarım çatıldı.

Hızlı hızlı göz gezdirdiğimde 'Kıraç' yazısını gördüm. Benim soyadım Kıraç değil.

'Mevsim GÜÇLÜ'den alınan saç teli DNA'sı ile Altan KIRAÇ'dan alınan saç teli DNA'sı uyuşmaktadır. Babalık testi sonucu pozitif.'

Kaşlarım yumuşadı. Altan Kıraç demek...

Gözlerimi kağıttan çekip karşımdaki adama baktım. Gözümü kırpmadan kağıdı ortadan ikiye ayırdım. Yüzündeki şaşkınlık kısa sürmüştü. Bir kez daha yırttım kağıdı. Bir kez daha...

Küçücük parçalara ayrıldığında adama yaklaşıp kağıt parçalarını giydiği ceketin cebine koydum. Hafif gerileyip elimle omzunu patpatladım.

"Gayet başarılıydı. Beğendim... İyi günler beyefendi."

Gülümsedim. Yüz ifadesi sertleşirken yüzündeki gülümsemeyi silip önüme döndüm. Ellerimi cebime koyduğumda yürümeye başlamıştım.

"Anlaşıldı. Diğer yolu kullanacağız."

Göz devirdim. Saçma sapan işler...

Bir süre sonra araba yanımdan hızlıca geçmişti. Sabır dileyip otobüs durağına girdim.

"Nerdesin sen?"

Girdiğim gibi gergince konuşan Aytunç'a baktım. "Burdayım Aytunç."

Kaşlarını çattı. "Gereğinden geç geldin. Ne oldu?"

Omuz silkip yola bakan cama döndüm. Kapalı duraktı. "Boş boş konuştu. Bende cevabını verdim. Önemli bir şey değil yani. Bir süre daha susar artık."

"Hiç inanmadım."

Sertçe arkama döndüm. "Umrumda da değil Aytunç." Sakın ol Mevsim! Onun ne hatası var?

Yüzündeki endişeli ifade kaybolurken kafasını salladı. "Peki." Al! Kırdın.

İç çektim. "Özür dilerim." Gözlerimi kaçırıp tekrar önüme döndüm.

O benim tek arkadaşımdı.

"Anlatmak isteyeceğim türden bir şey olmadı. Sadece... Çok saçmaydı. Düşünmek istemiyorum Aytunç."

Adım seslerinden yanıma geldiğini hissettim. Olduğumuz duraktakilerden ikisi bizim okulun öğrencisiydi. Bizi dinliyorlar mıydı emin değildim. Çünkü onlar da konuşuyordu.

"Sorun değil. Ama anlatırsan burda olduğumu bil, olur mu?"

Ona dönüp kafamı salladım. "Teşekkür ederim. Hâlâ arkadaş olduğumuz için."

Kaşlarını çattı. "Böyle şeyler için teşekkür etmek çok saçma! Yapma şunu. Benden kurtulmak istiyorsan direkt yüzüme söyle Mevsim. Böyle davranman hoş değil."

Gözlerim irileşirken ağzım aralandı. "B-ben öyle demek istemedim! Yemin ederim. Sakın yanlış anlama beni."

Yüzüme bir süre bakıp gülmeye başladı. "Sadece şaka yapıyorum Mevsim! Sakin ol. Seni bırakacak değilim. Sen benim en yakın arkadaşımsın."

Serçe, yüzük ve orta parmağını birleştirip bana uzattı. Gülümsedim. Onun gibi yapıp parmaklarımızı sonra da ellerimizi birleştirdim. Aramızda bir çeşit oyundu. "Sen de benim en yakın arkadaşımsın."

'Tek' diye düzeltti iç sesim.

Kıkırdadım. "İyiki arkadaşımsın Aytunç. Hep arkadaş kalalım olur mu?" Bırakma beni.

Kolunu omzuma attı. "Sadıcın olmayı düşünüyordum?"

Güldüm. "Sadıcım mı?"

Olumlu bir ses çıkardı. "Niye şaşırdın? Benden sadıç olmaz mı?"

Gülüp kafamı salladım. Gözümle camı işaret ettim. "Hadi otobüs geldi. Gidelim artık."

°•°•°•

Ayakkabılarımı ayakkabılığa koyarken "Ben geldiim!" diye hafifçe bağırdım.

Cevap alamayınca şaşırmıştım. Anahtarımı tekrar çantama koyarken salona doğru ilerledim. "Anne?"

Ayakkabısı ordaydı. Hatta babamın da ayakkabısı vardı? "Baba mı evde?"

Salona girdiğimde ikisini de koltukta otururken gördüm. Aytunç'la biraz gezmiştik. Ama çok geç kalmamıştım. Babam 1 saat sonra falan gelirdi genelde.

Kaşlarımı çatıp çantamı kapının kenarına bıraktım. "Ne oluyor? Bir şey mi oldu? Neden erken geldin baba?"

Annemin elindeki zarf dikkatimi çekti. Çatık kaşlarımla yanına ilerleyip elinden aldım. Bana neden kimse cevap vermiyordu?

Açık olan zarf paketini sehpanın üzerine bırakıp ikiye katlanmış kağıdı açtım. 'Babalık testi'

Kaşlarım daha fazla çatıldı. O adamın bana verdiği zarfın aynısıydı. Kafamı kaldırıp anne ve babama baktım. Şimdi de aileme mi göndermişlerdi?

°•°•°•

New Mevsim resmen! Uwuwuwu

İlk bölümü nasıl buldunuz?

Diğer bölümde görüşürüz civcivlerim!

🐣🐤🐥

Continue Reading

You'll Also Like

6M 263K 61
Her şey abimin düğününde beğendiğim çocuk yerine abimin arkadaşının numarasını almakla başladı. Liya; ANALAR NELER DOĞURUYOR Liya; KAYNANAM ABARTMIŞ...
48K 2.5K 22
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...
597K 37.1K 44
GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023*
203K 17.4K 48
katilim olur musun, yeniden yaşamaya inat?