✨BİR✨

13.5K 576 360
                                    

Buraya başlama tarihlerimizi alalım...

Görüp görüp gülümseyeceğim

11.11.2022

🍃🍁

Mevsim

"Kalemleri bırakın!"

Son bulduğum şıkkı işaretlediğim gibi kalemi attım. Sanki ondan çaldığımız paraları toplar gibi sinirli ve hızlı bir şekilde sınav kağıtlarını toplayan müzikçimize baktım.

En sonunda kağıtlarla beraber sınıftan çıktığında öğrenciler de söylenerek çıkmıştı dışarı. Kafamı çevirip cam kenarındaki arka sıraya baktım. Aytunç kafasını gömmüş uyuyordu. Bu gidişle yine kalacak.

İç çekip ayağa kalktım. Askıdan montumu alıp giyindim. "Nereye aşkım?"

Kafamı yeni uyanmış olan Aytunç'a çevirdim. Sırıttım. "Eve."

Gözlerini kırpıştırdı. Kafasını çevirip duvardaki saate baktı. "Siktir! Okul bitmiş! Niye uyandırmıyorsun lan?"

Sıramın üzerindeki çantamı alırken "Hani matematik sınavı olduk ya Aytunç? Son dersti birde?" dedim.

Çantamın ön cebinden ince, parmaksız eldivenlerimi çıkarıp giyindim. "Eve gitmeden önce Karan'ın yanına uğrayacağım."

Oflayıp gerindi. "Yine ne dedi o salak?"

Sıkkın bir nefes verdim. "Bu sefer de giyinme odasında sözde fotoğraflarımı yaymakla tehdit etti falan." Böyle bir şeye cesaret edemeyeceğini bildiğim için sıkıntı yok.

Onun derdi başka.

Aytunç'un gözleri irileşirken doğruldu. "Ne dediğinin farkında mısın Mevsim?!"

Omuz silktim. Kalçamı sıraya yasladım. "Eğer bu doğruysa bunun bir suç olduğunu ve onu müdüre değil savcılığa vereceğimi söyleyeceğim ve sıkıntı kalmayacak."

Bir şey demesine izin vermeden yerimden kalkıp gülümsedim. "Otobüs durağında görüşürüz Aytunç!"

Sınıftan çıkıp merdivenlere yöneldim. Ne salak insanlarla uğraşıyorum Yarabbim. Bari sınav haftasından sonra olsa...

Oflaya oflaya 9'ların olduğu kata çıktım. Dersten hemen sonra ilk temizlenen sınıflar onlarınkiydi. Bu yüzden beni oraya çağırmıştı salak çocuk.

İç çekerek sınıfa girdim. Arkamdan kapıyı kapatarak pencerenin önünde dışarıyı izleyen Karan'a baktım.

Ağırlık yapan çantayı hemen yanımdaki sıraya bıraktım ve duvara yaslandım. "İfşalarıma(!) bakabilir miyim?"

Kısık gülüşünü duydum. Bana döndü. Kaşlarım çatıldı. Bu Karan değildi?

"Sen de kimsin?"

Karan'ın montunu giyinip saçlarını kapşonuyla kapattığından bu kişiyi tanımamıştım. Gülümsedi. "Seninle tanışmayı çok istemiştim. Gerçekten dedikleri kadarsın."

Kaşlarımı çattım. Çantamı tek omzuma aldım. "Anlaşılan bir pisliksiniz. Sizi görmemiş gibi yapacağım."

Kapıyı açıp çıkacakken "Neden sana söyleyeceğim şeyi dinlemiyorsun?" dedi hafif yüksek sesle.

Kafamı ona çevirdim. Gözlerimi üzerinde gezdirirken "Bir lisede, boş bir sınıfta, en az 20 yaşında olan bir adamla ne konuşabilirim? Bence burda bulunmak bile saçma." dedim.

EN FAZLA NE OLABİLİR Kİ?!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin