✨ON DOKUZ✨

2.7K 216 49
                                    

Medya: Mevsim

Neden sınırı geçemiyorsunuz..

🍁🍃
Mevsim

"-Her şeyi mahvetmene rağmen burada bulunabildiğine inanamıyorum." bu alaylı ses...

"En azından özür dilemeliyim!" Uzay?

"Neyin özürü, ha? Sana az çok güvendiği için mi? Onu  düşmanlarına(!) getirdiğin için mi? Yoksa neredeyse abisinin ölümüne sebep olduğun için mi?"

Gözlerimi açmak için çabaladım. Neyden bahsediyorlardı? Eğer benden bahsediyorlarsa... Hangi abim? Ölüm mü?

Kalbim korkuyla atarken göz kapaklarımın üzerindeki ağırlıktan kurtulabilmiştim. Neredeyim?

"Uyandı." kafamı çevirip bulunduğum odanın pencere tarafında duran adama baktım. Konuşan oydu. 20'lerinde genç bir adamdı.

"Mevsim." Uzay hızlıca yanıma gelmişti. "İyisin değil mi?"

Kaşlarımı çattım. Araba... Bulut!

Gözlerimi ondan çekip odada gezdirdim. Gözüm odadaki son, ve 3. kişiye takıldı. Uzay'la konuşan kişiydi bu. "Seni hatırlıyorum." geçen sefer sokakta bana yardım eden adam.

Yüzünde mimik oynamadı. Hâlâ yatağın biraz solundaki koltuğun önünde ayaktaydı. "Az önce... Neyden bahsediyordunuz? Bulut. Ona bir şey mi oldu?"

Hızlıca Uzay'a döndüm. "Özür dilerim." dedi o da.

Zar zor yutkundum. "Neden?"

"Her şey için."

"Her şey? Açıkla!"

İç çekti. "Sana yalan söyledim. Seni kullandım. Bana güvenmeni sağladım. Aile düşmanınızla iş birliği yaptım Mevsim. Her şey bir oyundu."

Ne kadar bu olanlardan nefret etsem de sakin kalmalıydım. "Sana güvenmedim Uzay. Bunları fark ettim zaten. Bulut'a bir şey olmadı değil mi?"

Söylediğim şey onu afallatsa da "Araba." dedi. "Arabanın önüne geçti."

Aklıma son olanların detaylarını getirmeye çalıştım. Bize çarpan o muydu?

"Merak etme ama. Durumu iyi ve hastanede."

Yutkundum. Bana çıkma dedi. Benim yüzümden. Onu dinlemeliydim.

"Şimdilik." dedi camın önündeki adam. Bakışları hiç iç açıcı değildi.

Dolmaya başlamış gözlerimi kırpıştırıp ona baktım. "Biyolojik dedenin öldürdüğü kızın ailesinden misiniz?"

Dediğim şeye burnundan gülerek tepki verdi. "Anlaşılan bir şeyler biliyorsun."

Mavi gözleri üzerimde dolaştı. Kızıla çalan koyu sarı saçları şafağı andırıyordu. Yapılı bir vücudu vardı. Üzerine giydiği takım elbisenin ceketini çıkardığı için gömleği, kaslarını belli ediyordu. "Evet." dedi.

Onu süzdüğümü fark ederek gülümsedi. "Ben o kızın kardeşiyim."

Duraksadım. Kardeş mi... Zar zor yutkundum. Tepkime birkaç saniye daha baktıktan sonra gözlerini benden çekti. "Artık gidebilirsin Uzay. Çok geç olmadan kaçsanız iyi olur. Gerisi beni ilgilendirmez."

Kafamı yavaşça Uzay'a çevirdim. Bana bakıp yutkundu. "Özür dilerim Mevsim. Bunu zevk için yapmadım. Paraya ihtiyacım vardı."

Birkaç saniye daha yüzüme baktı. Ne tepki vermemi bekliyordu ki? Para için yapmıştı... Belki ölürsem bile vicdan azabı çekmezdi değil mi?

EN FAZLA NE OLABİLİR Kİ?!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin