EYVAH! BENİM SEVGİLİM BİR MAF...

By BetlEldoan

3M 116K 5.1K

Amerikadan Yunanistana uzayan bir aşkın hikayesi. Korkun, tutkunun ve aşkın dansına hazır olun.. Belki de yal... More

EYVAH! BENİM SEVGİLİM BİR MAFYA
1.BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4.BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
GELECEK BÖLÜMDEN KESİTLER
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
DUYURU
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
YENİ HİKAYE!
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
FİNAL
GAVUR DAMAT (DUYURU)
İMZA GÜNÜ VE DUYURU!!
YENİ HİKAYE!&DUYURU
O SEN DEĞİLDİN (ATOS SERİSİ :3) DUYURU
HİCRAN
ÜZÜMLÜ KEK (YENİ HİKAYE)
UNUTULMAZ (YENİ HİKAYE)

19. BÖLÜM

74.9K 3K 92
By BetlEldoan

Herkese tekrar merhaba, umarım bölümü beğenir ve beni güzel yorumlarınızla mutlu edersiniz. Son gelen yorumları dikkate alarak yan karakterlere ait kısımları hızla daralttım, açıkçası bir kısım onların daha fazla yer almasını isterken bir kısım da bundan şikayetçi. Kurguyu kafamda tasarlarken her zaman için yan karakterlere de yer veriyorum ve kimi zaman abartabiliyorum, lütfen kusuruma bakmayın. Bundan sonra Hilal- Chistian ve Jessica- Pedro kısımları daha az olacak hatta belki kimi zaman hiç olmayacak. Bende ne yazarken şaşırdım. Bir taraf öyle söylerken diğer tarafın okuyucuları tam aksini söylüyor, bundan böyle ana karakterler daha fazla yan karakterler yok denilecek adar az olacak. Bu bölümde daha az tutmaya çalıştım umarım başarmışımdır. Ve lütfen yeni bölüm diye beni sıkıştırmayın, ben yoğun programlı bir üniversite öğrencisiyim. Hazırlık okuduğum için zaten yoğun İngilizceyle uğraşırken bölümler haliyle gelmeye biliyor. En kısa zamanda görüşmek üzere :)

(Jessica'nın bara gitmeden önceki zaman dilimi hatırlatma)

"Isınmak istiyorsan ben seni ısıtırdım Kızıl" dedi adam. Kate adama kaşlarını çattı. Adam kızın bu davranışına güldü ve uzanıp dudaklarından onu öptü. Kate ona sanki alışmış gibiydi. En basitinden artık öpmesine izin veriyor karşı bile çıkmıyordu.

"Beni büyülüyorsun, gel sana bir şey göstereceğim.." dedi adam kıza gülüseyerek. Kate adamın elini tutmasına izin verdi. Alex kızın elinden tuttu ve onu merdivenlere doğru sürükledi. Genç kızın korkuları hala olsa da Alex'in ona gerçekten aşık olduğunu biliyordu ve  bu duygu onu deli ediyordu. Ah nasıl etmesin de ki Alex gibi yunan tanrısı misali bir adam ki bu adam onun resmi olarak kocasıydı ona aşıktı. Arzu ettiği tek şey benim dedi Kate gurur dolu bir sesle. Ah evet biraz kendisini beğenmiş olabilirdi. Alex kızın buz gibi elini ısıtmak amaçlı biraz okşadı ve onu koridorun sonun da ki odaya sürükledi. Genç kız ona her türlü şeyi yapmak için en uygun anı kollayan adama baktı. Alex kapıyı açtı ve kızı içeriye doğru sürükledi. Genç kız odanın rengine hiç şaşırmadı odayı hakim kılan koyu kahve ve açık kahve sanki her yerdeydi. Genç kız meşeden yapılmış olan çift kişilik yatağa bakıp söylendi.

"Sakın bana sürpriz seni yatağa atamak falan deme-" Kızıl ilk defa sustu. Çünkü yatağın üzerinde duran bir oyuncak ayı onu susturmuştu. Öylesine güzel kocaman gözleri vardı ki tıpkı Bobosu gibi. Kate yatağa doğru yürürken Alex kızın  tepkisini merak etti. Daha öncesinden birçok kadına pırlanta, kolye almışlığı vardı lakin bir oyuncak ayı, asla..

"Beğendin mi?" dedi sert sesini yumuşatmak amaçlı öksürürken. Kate ayıcığı kollarının  arasına alıp ona doğru döndü.

"Bu benim mi?" dedi şaşkınlıkla. Alex başını salladı.

"Baban, ayının en belirgin özelliği gözleriydi dedi ve bende-

"Bir saniye.." dedi Kate onu susturarak.

"Babama Boboyu mu sordun sen?" Gülmek istiyordu hatta kahkaha atmak, gerçekten Alex ona aşıktı! 

"Şey evet, ben sadece seni mu-tlu etme-"

Adam lafını tamamlamadan Kate adamın kucağına atladı. Alex kızı iki kolluyla kavradı ve onu kucakladı. Kate gözyaşlarını özenle ondan saklarken minnetle onun boynunu öptü.

"Buna bayıldım, çok teşekkür ederim.." Alex kıza dünyada nadir üretilen bir ayakkabı alsaydı belki de bu kadar onu mutlu edemezdi. Kızın saf mutluluğu onun kalbine giden yol da ki en büyük yardımcısı olacaktı.

"Ben Kate'nin tek bedenini istemiyorum.." dedi kalbi.

"Onun kalbini de istiyorum.." diyerek söylendi, belki bu bencilce bir şeydi lakin istiyordu. Kate ilgili her şeyi en derinden istiyordu.

"Daima isteyeceğim.." dedi adam..

Kate oyuncak ayısına sarılmış bir şekilde ikili koltukta uyuyordu. Adam onu izlerken gülümsemeden edemedi. Her şeyin miladı bu kızıldı. Onu o yapmıştı. 

"Kalbimi yerinden oynatıyorsun kadın.." dedi adam. Kate onu karşılık verirmiş gibi kaşlarını uykusunda çattı. Bu hareketi Alex'e daha fazla güldürdü. Uzun bacakları koltuğa sığamamıştı, bu yüzden yarısı dışarıdaydı. Üzerinde ki kalın hırka onu ve ayıcığını ısıtabilmesi için birbirlerine dolanmış haldeydi.  Süt beyazı teni odanın sıcaklığı yüzünden midir bilinmez hafif kızarmıştı. Genç kızın sevgiyle kucakladığı ayıcık ona huzur veriyor gibiydi. Onu bugün fazla yormuştu, bu yüzden istemeden uya kalmıştı. Adam geriye doğru yaslandı. Kumral saçlarına ellerini geçirirken kızla aralarında bütün sorunları bu evde halletmek için çırpınacağına dahil yemin etti. 

"Benim olmadan eve dönmek yok.." dedi kalbi. Tamamen onun olmadan.. Alex masanın  üzerinde duran iki telefona doğru uzandı ve hiç düşünmeden ikisini de kapattı. Hiç kimsenin onları rahatsız etmesini istemiyordu. 

...

Kate gecenin bir yarısında sarsılarak uyandı. Önce havaya kalkan bedeni daha sonra onu kucaklayan sert beden. Genç korkuyla inledi ve gözlerini açtı.

"Şiit, benim. Seni odamıza taşıyorum.." dedi Alex. Kate kollarını adamın boynuna doladı. Aniden aklına gelen şeyle çığlık attı.

"Ayıcığım!" diye bağırdı. Alex kızın onu durdurmak amaçlı bacaklarını sürekli oynatmasına şaşırmadı. Gülümsedi ve koltuğa geri döndüler. Genç kız adamın göğsüne doğru yavaşça vurdu ve söylendi.

"Onun yere sen mi düşürdün!"

"Ah evet kızıl, bunu bilerek yaptım.."

"Yere eğil, onu almadan olmaz.." dedi Kate. Adam yavaşça kızla birlikte yere doğru eğildi. Kate uzun kolu sayesinde kolayca onu yerden aldı ve onu kendisine doğru bastırdı.

"Tamam mı?" dedi Alex

"Tamam.." dedi Kate adamın yanağına masum bir öpücük kondururken. Bu hareketi Alex'i heyecanlandırmıştı. Genç kızı yatağa bıraktı, daha sonrasında üzerinde ki gömleğini çıkarıp kızın yanına uzandı. Kate ona her zaman arkasından sarılan bedeni arar gibi boynunu arkasına doğru uzattı. Alex kızı sarılırken kendisine doğru çekmeden duramadı. Adam başını kızın omzunun girintisine yerleştirdi. Sık nefeslerinin arkasında genç kız ayıcığına sarıldı.

"Onu hemen sevdin.." dedi adam kıskaç bir sesle. Kate güldü.

"Evet, çok sevimli değil mi? Hiç zararı yok.."

"Onu zararsız olduğu için mi seviyorsun?" Bu sorunun ayıcığa yönelik olmadığı aşikardı. Kate adamın onu neden sevmediğini sorduğunu biliyordu. Kate bugün yaşadıkları şeyleri hatırlayınca titredi. Onunla olduğunda soluksuz kalıyor, indirim, ek kartlarını hatta ve hatta biricik canım ayakkabılarını bile unutuyordu. Bu hissettiği şeyin yoğunluğu onu korkutuyordu. Alex bir cevap bekliyor gibiydi. 

"Bana Hades ve Persephone'nin hikayesini anlatmıştın hatırlıyor musun?"

"Evet." Dedi adam. 

"Belki de ben Persephone gibi cehennem de yanmamak için senden kaçıyorumdur.."

"Bu durumda cehennem benim evim mi?" dedi Alex. O Hadesti, cehennemin efendisi ve Kate ise yeryüzünün eşi benzeri olmayanıydı. O Persephonedi onu kendi cehenneminde yakamazdı. Her seferinde ondan kaçan bir tanrıça.. Yılın sadece üç ayı onunla, geri kalan zamanda ondan uzak. Alex kızı kendi kıskaçına doğru daha da çekerken Kate ona doğru döndü. Yüzleri birbirlerine öylesine yakındı ki nefes alıp verirken sırayla yapıyorlardı bu işi, çünkü her nefes aldıklarında soluk almak için zamanları olmalıydı. Genç kız adamın sık nefesinden sonra nefesini serbest bıraktı.

"Persephone, hikayenin sonunda cehennemde Hadesle yanmaya razı oluyor" dedi Alex. Kate biliyorum dermiş gibi başını salladı.

"Ve Hades onu her şeye rağmen kimseyle paylaşmıyor.." dedi Kate.

"Çünkü ona aşık kızıl.."

"Aşık olması onun canını yakmasını getirmiyor Alex, onun canını yakıyor-"

"Ne zaman?" dedi adam. Kate sabırla gözleri kapattı. Bundan birkaç ay öncesine kadar bu kadar kafiyeli, mecaza dayalı konuşma yapacağını hatta bunu Alexle yapacağını söyleselerdi buna aralıksız gülerdi. Çünkü onun öyle şeylerle hiç işi olmazdı. O genel olarak hedefe yönelikti, aşk ona göre değildi..

"Öfken Alex, kimi zaman beni korkutuyor. Bir anda her şeyi yok ediyorsun.." Kate ona savurduğu hakaretleri ve diğer imalı lafları hatırladıkça kalbi acıdı. Kabul ediyordu, hata onundu Alex'e bazı konularda açık davranmamış ve ona bazı gerçekleri ondan sakınmıştı. Ama her seferinde cesaretini toplasa sonunda ya vazgeçiyor yada canı yanıyordu.

"Bu duygulara alışık değilim Kate, seni korkutmak istemiyor ama kimi zaman-" Bekledi, onunla neler yapacağını bilmiyordu. Kızın derin gözleri gibi ikisinin bu gelgitli ilişkisi derin ve yoğundu. Alex kızdan uzak durmak için kendisini kimi zaman ikna etse de her seferinde köpekler gibi ona geri dönmesi sinirlerini bozuyordu. Şimdiye kadar hiçbir kadın onu reddemetmemiş hatta ona karşı bu kadar cesurda olmamıştı. Kızı diğerlerinden ayıran diğer bir özelliğiyde buydu işte. Tıpkı yengesi gibi Kate de güçlü bir kadındı. 

"Peki ne yapacağız?" dedi Kate en sonunda. İçin de yaşanan savaşlar acılar ve diğer her şey Alex'e olan nefretini kinini her geçen gün siliyordu. Sanki ben ben değilim dedi içinden.

"En baştan başlamak ister misin?" dedi Alex. Bu kulağa çılgınca geliyordu. En baştan hiç bir şey olmamış gibi başlamak.

"Nasıl?" Kızın kaşları yarım bir şekilde havaya kalkmıştı. 

"Her şeyi bırakıp seninle en baştan başlamak, yeniden tanışmak belki yeniden sana aşık olmam.."

Ne kadar kolaydı söylemesi, yeniden aşık olmak demişti Alex. Bana bir kez daha aşık olabilir misin gerçekten? dedi içinde Kate. Beni bir kez daha seversen benim canımı daha çok yakmaz mısın? Aralarında sözsüz bir savaş başlamıştı. Adamın gri gözleri bir kedinin gözü gibi karanlıkta parlıyordu. Kate titredi. İtiraf ediyordu, Alex bir çift ayakkabıdan kimi zaman onda daha büyük heyecan etkisi yaratıyordu. Hatta bazen bazı şeylerden taviz bile veriyordu. Kimi zaman onu düşünürken buluyordu kendisini. Bir şeyi izlerken bile onu arıyordu gözleri.

"Nasıl olacak bu?" Alex kızın yarım gülen ağzından onayın geldiğini anladı.

"Seninle frötleşebiliriz.."

"Ah yapma, eminim sen o fröt aşamasından hemen sonra yatak odasını düşünürsün?"

"Aslında bunu flört aşamasından sonra ki hatta daha daha sonra ki aşamada bile düşünürüm.."

Kate küçük bir kahkaha attı, onun yanında bu kadar özgür hissetmesi şaşkınlık uyandırıyordu.

"Dürüst bir adamsın Alex Atos.."

"Senin kocanım Kate Atos.." Atos derken üzerine basa basa söyledi. Kate elini adamın sık kaslarının olduğu yere, göğsüne yerleştirdi.

"Bu eğlenceli olabilir.."

"Bu durumdan zevk alman için elimden ne geliyorsa yapacağım, bana güvenebilirsin.." Alex tek gözünü kırpınca Katenin yüreği yerinden hopladı. 

"Kabul ediyorum ki beni etkilemeyi başardın."

"O zaman anlaştık.."

"Neden hep seninle bir anlaşma imzalıyoruz biz?" dedi Kate gülerek, Alex de kız gibi güldü. Gerçekten de öyleydi, evliliklerinde bir anlaşma vardı, daha sonra kölelik anlaşması ve şimdi de bu.

"Bilmem, belki tanrı bizi anlaşmalarla yola getirmeye çalışıyordur?"

"Olabilir, pek iyi bir Hristiyan değilimdir ama.."

"Bende iyi bir Katolik değilim, annemin aksine yalnızca yılda bir kez kiliseye giderim.."

"Öldürdüğün adamlar için daha sık gitmelisin." dedi Kate alayla.

"Aslında bakacak olursan tanrı adaletini sağladığım için teşekkür etmesi lazım-"

"Nasıl?"

"Uyuşturucu satıcısı bir adamı öldürürsem dünyadan kocaman bir pislik yok olur, belki de ben karanlık bir adamım ama uyuşturucu insanlara satacak kadar adi değilim.."

Kate adamın söylediği şeyi düşündü ve ona mantıklı geldi. Zehir satan bir adamın dünya da için fazlalık olduğu açık bir gerçekti.

"Sanırım haklısın.."

Alex kızı kendisine doğru çekerken gülümsedi.

"Sanki git gide bana benziyorsun.."

"Ah tanrı korusun!" diye inledi Kate dehşetle. Alex kıza doğru yalnızca gülümsedi.

....

Hera ağlamaktan kızaran burnunu bir kez daha çekti, biricik kızını bulamaması bir yana hala ortalıklarda olmayan Alex ve Kate diğer yanaydı.

"Aradınız mı Chistianı?" dedi Hector ayakta dolanırken. Hera başını yavaşa salladı.

"Birazdan burada olurlar sanırım.."

"Ah neden ona izin verdim sanki!" diye haykırdı Hera. Bütün suç onundu, ona izin vermemeliydi!

"Senin suçun yok.." dedi Hector kadının sırtını sıvazlarken. Hera korkuyla inledi.

"Etrafımızda onca düşman var baba- belkide kızımı—" Kadın daha fazla konuşamadı ve hıçkırıklara boğuldu. Hector böylesi durumlara alışıktı, hayatı boyunca bir çok düşmanı olmuştu ve hep ölene kadar olacaktı. Emekli olsa da onun yakası bırakmayan insanlar hala vardı.

"Düşman olsaydı eğer şimdiye kadar bizimle iletişime geçer ve acı çekmemizi zevkle izlerdi Hera, bu kadar düşüncesiz olma. Belli ki bir yerlerde ve bizi bekliyor-"

"Ah nerede o halde! Jes daha çok küçük, ona bir zarar geldiyse eğer-"

"Yemin derim o piç kurusunun boğazından aşağıya doğru mermilerimi sıkarken asla gözümü kırpmayacağım!!" Niko öfkeyle haykırıyordu. Hera hızla ayaklandı. Dimitri öfkeden yerinde duramaz haldeydi, Nikonun ondan aşağı kalır bir yanı yoktu. Hera korkuyla kocasına yöneldi.

"Dimitri lütfen onu buldunuzu söyle! Tan-rım lütfen-"

Dimitri kadının kollarından tuttu onun düşeceğini titreyen bedeninden anladı. Ona sarılırken şevkatle mırıldandı.

"Onu bulacağım aşkım, söz veriyorum.."

"Ne oldu Niko?" dedi Hector çocuğa doğru. Niko karışan saçlarına ellerini geçirdi ve işaret parmağını öfkeyle savurdu.

"Orospu çocuğu David almış Jessicayı!!!"

"David mi? O da kim?"dedi Hector. Dimitri Heranın duymaması için çırpınsa da kadın her şeyi duymuştu.

"Kadın ticaretçisi baba.."

"AMAN TANRIM- Tanrım, Dimitri! Bebeğimiz o adamın elinde mi?"

"Korkma Hera, David'ı kaldırmaları için adam yollattım-"

"Sen niye gitmedin! NİYE!" Hera ellerini damın ütüsüz ve yıpranmış olan gömleğine ellerini geçirdi.

"GİDEMEZDİM! Anlamıyor musun! EN UFAK HATAMIZ, JES İÇİN BİR ÖLÜM DEMEK! Şu halde bile yerimde duramazken onu o mekandan nasıl sağ çıkarırdım!!"

"Seni ASLA AFFETMEM DİMİTRİ! ANLADIN MI BENİ! EĞER KIZIMI BANA BULMAZSAN, SENİ ASLA AFFETMEM!!"

Kadın aniden gelen bir şiddetle kocasından uzaklaştı, kabul ediyordu. O mekanı basması olası bir şey değildi, kızlarının o mekanda olmadıkları Niko da Dimitri de biliyordu. David kadın ticareti işinde bir numaraydı, asla kadınları yakalatmaz ayrıca boş gezmezdi. Bir yanlış yüzünden kızından olamazdı!

"Sakinleş lütfen!" dedi Dimitri, Ewan koşarcasına indi merdivenlerden.

"David'ı depoya kaldırmışlar-"

"Tamam!" dedi Dimitri kollarının sıvarken. Niko babasına doğru bağırdı.

"BU SEFER BENİ TUTMA BABA! O adamı kendi ellerimle öldüreceğim- bana yalvarırken de onu becermeleri için bir gay barına atacağım-"

"NİKO! Babanla düzgün konuş çocuk!" dedi Hector öfkeyle. Nikonun ağzından alevler püskürüyordu sanki, yaşananların etkisinden hala çıkamamıştı. Kız kardeşini korumaktan aciz olmak canını fazlasıyla sıkıyordu.

"Cezasına sen değil BEN VERECEĞİM!" Adamın üzerine yılların öfkesi aniden binmişti, öfkesi damarların da bir zehir gibi yayılıyordu. Bu duyguyla 50 yıl yaşamıştı, bununla savaşmış ve her zaman o galip gelmişti ama bu sefer değil. Bu sefer söz konusu olan kişi bebeğiydi. Biricik kızını kurtlara bırakamazdı.

"Ona bir zarar verdiyse eğer- öldür onu!" dedi Hera düşünmeden. Bir annenin acı inlemesi, haykırışıydı bu. Kızına gelecek olan en ufak bir acı bile onun yüreğini parçalıyordu.

"Öldürmem için bana yalvaracak aşkım, merak etme.."

Nil koşarak indi merdivenlerden, onun neşesi aniden eve dağıldı.

"Biz geldik!" küçük kız kimseye aldanmadan büyük babasına doğru koştu lakin Dimitri onu kucaklayamadı.

"BABA!" Dedi Chistian gür sesiyle.

"Chis, depoya gidiyoruz. Sen de hazırlan daha sonra gel-"

"Olmaz! Ben de geliyorum sizinle.."

Hilal kızına baktı, onun sevgi bekler gibi etrafa bakındığı görünce gülümsemeye çalıştı.

"Gel annecim, biz uykuya gidelim.."

"Ama dedemle oyun oynayacaktım ben.." diye karşı çıktı Nil. Dimitri küçük kızı o zaman fark etti.

"Daha sonra oynarız, olur mu?"

"Halamla oynarım o zaman." diye atıldı küçük kız. Hera üzüntüyle gözlerini yumarken Niko ortamın havasında boğulduğunu hissetti.

"Halanla akşam oy-narsınız bebeğim. Şimdi onu rahatsız etmeyelim.." dedi Hilal hızlıca. Etrafda ki bunaltıcı hava her saniye daha da artıyor gibiydi. Chistian babasının ona gizlice verdiği silahını arkasına yerleştirirken Hilal korkuyla ona yaklaştı.

"Lütfen dikkatli ol." 

Chis kızın endişesini anlıyordu. Eğilip onu öptü ondan ayrılırken mırıldandı.

"Size geri döneceğim, Jesle birlikte.."

...

Bu hisse alışmıştı, bu sıcaklıkla uyanmaya. Beline dolanmış olan güçlü kollara, saçlarının arasına gömülü olan bir yüzle uyanmaya alışmıştı. Hatta  bu his ona mutluluk veriyordu. Adamın ona sarılmasına önceleri katlanamazdı ama şimdiler de oldukça huzur veriyordu bu his. 

"Günaydın." dedi Kate gerinirken. Alex yarı uyanık halde homurdandı. Genç kız onu bırakmayan adama arkasından bakıp güldü. Flötleşmek, nasıl olacaktı acaba? Ona alışıyorum dedi aklı, ona her gün daha çok alışıyordu. Kollarında duran ayıcığa daha sıkı sarıldı. Tıpkı Alex gibi ayıcığı kendisine bastırdı.

"Uyanmalıyız.."

"Daha değil.." diye söylendi adam. Kate kaç zamandır internetle özellikle tweet atmadığı için huzursuzdu. Adamın kollarından zorlukla kurtuldu. Tek eliyle tuttuğu ayıcığını sürükleyerek banyoya gitti. Sanki oda soğumuştu. Şömüneye bakıp söylendi.

"Alex üşüdüm.."

"Daha değil!" diye söylendi adam. Kate kızılımsı saçlarını büyük bir öfkeyle topladı ve mırıldandı.

"Bunu sen istedin!"

Adamın üzerinde ki yorganı çekerken Alex üşüdüğünü hissetti.

"Tanrı aşkına kadın! Git kendine daha zevk vericek şeylerle uğraş. Uykum var!"

"Donarak ölmek istemiyorum! Kalk ve şu şömüneyi yak! Bizi buraya sen getirdin!"

"Köle olan sensin, sen yak!"

Kate öfkelendiği zamanlarda yaptığı şeyi yaptı ve topuklarını öfkeyle yere doğru attı. Çıplak ayakları sert zeminde fazla ses çıkarmasa da canı baya yanmıştı.

"Kahretsin!" diye söylendi. Alex'ın o yataktan asla kalkmayacağını iyi biliyordu. Adam tıpkı bir dağ ayısı gibi kış uykusuna dalmıştı.

"En az iki ay daha uyur!" dedi öfkeyle. Elinde ki kibriti yakmaya çalışken iki kez elini yakmıştı. En sonunda pes etti, kesinlikle iyi bir izci değildi..

"Alex lütfen.." diye yatağın başında dikildi. Alex gözlerini açarken küfür etmemek için çırpınsa da ağzından Yunanca birkaç küfür ve benzeri şeyler çıkmıştı.

"Ne oldu!"

"Dondum.." dedi Kate köpek bakışını adama atarken. Alex kıza öfkelenmek istedi lakin kızın bu haline pek öfkelenmedi aksine kendisine öfkelendi.

"Pekala, ben ocağı yakacağım ve sende yemek yapacaksın!"

"Ben mi?" dedi Kate elini göğsüne doğru bastırarak. Alex evet sen dermiş gibi başını salladı.

"Ben yapamam ki, daha yumurtayı bile kıramam ben.."

"O halde öğrensen iyi olur-"

"Alex bu işten sen zararlı çıkarsın, eğer evi yakarsam ve seni zehirlersem ki büyük bir ihtimal öyle olacak sakın bana bir İspanyol boğası gibi öfkeyle yaklaşma"

"Zehirledikten yada mutfağı aleve verdikten sonra bunu tartışalım.."

...

Kate öfkelenmemek adına gözlerini kapattı. O ne anlardı yemek yapmaktan! Alex kızı amerikan mutfağın diğer ucundan keyifle izliyor ara sıra gülüyordu. Kate inanılmazdı, inadı tuttuğu zaman her şeyi göze alan cinstendi.

 "Kocanı aç bırakmazsın umarım karıcım?" Ah pekala Alex onu deli etmek için her zaman ki şeyleri kullanıyordu. Kate öfkesiyle başa çıkabilirdi.

"Ah yapma sevgilim, yapacağım yemeğe bayılacaksın.." kate bilerek adama doğru göz kırptı. Alex yerinden oynayacak olan kalbini susturmak adına yutkundu ve yavaşça eğildi. 

"Demek beni kışkırtırmak istiyorsun kızıl?" Adamın ses tonu soru sorar gibi çıkmıştı. Kate elindeki kepçeyi yavaşça havaya kaldırıp alayla dudaklarını ıslattı.

"Sence ne yemek yapayım?" Dedi Kate. Alex kollarını iki yana açtı ve salladı.

"Menü de ne var?" Ah Alex kızın bir yumurtayı kırmaya bile aciz olduğunu elbette ki biliyordu. Onun amacı sadece onu sıkıştırmaktı. Kate yakışıklı kocasına uzun bir süre boyunca baktı sonra gülümsedi. Alex kızın bu alıntı hayinlik yatan gülümsemesini iyi biliyordu.

"Haşlanmış mafya yahnisi yada fırında az pişmiş Yunan mafyası hangisini tercih edersiniz efendim?"

Alex ayaklandı Kate soluk soluğa adamı seyretti. Adam gri gözleriyle kızı köşeye sıkıştırmış gibiydi. Kate ona her bir adım atan adamdan iki adım geri kalıyordu. Ama bu kovalamaca pek sürmedi. Kate sırtını iki kapaklı buz dolabına doğru çarptı var korkuyla yutkun. Adam eğilip gülümsedi.

 "Benim daha lezzetli tercihlerim var oysaki.." Alex elini kızın süt beyazı teninde gezdirirken Kate soluksuz adama baktı. 

"Öyle mi? Neymiş bakalım bu tercihlerin?"

"Liste halinde mi istersin? Çünkü baya uzun" Kate başını salladı.

"Lütfen liste olsun.."

"Pekala, listenin 1. sırasında dudakların yer alıyor kızıl." Uzanıp kızın dudaklara unutulmayacak bir öpücük kondurdu. Kateden ayrılırken Kate bir daha dermiş gibi ona sokulsa da Alex onu durdurup devam etti.

"Daha sonra-" Elini kızın kemikli köprücük kemiğine yerleştirdi, eğilip oraya sayısız öpücüklerini bırakırken kızı tezgaha doğru çıkardı.

"Her gördüğümde hayran kaldığım köprücük kemiğin.. Hımm nefiss."

Ah deliriyordu, adamın okşamaları, öpücükleri ve diğer her şey öylesine başka öylesine farklıydı ki.. Genç kız farkında olamadan uzun bacaklarını adamın etrafına doladı. Alex bu sırada kızdan biraz uzaklaştı ve onun düzgün bacaklarını okşadı.

"Ve elbette ki uzun bacakların.."

Bitmek tükenmek bilmeyen bu tutku onları alev aldırmıştı bile, en ufak bir bakış bir ses yahutta bir hareketin sonu buydu işte. Onların bedenleri de birdi, tıpkı ruhları gibi.

"Sen bana aitsin." dedi adam kızın dudaklarına bir öpücük daha kondururken.

"Bu asla değişmeyecek.." dedi Kate fark etmeden, hiçbir şeyi bilinçli bir şekilde yapmıyordu. Alex kızın yarım açık kalan ve göğüslerinin yarısı gözüken elbiseyi çekiştirdi. Kızın göğsüne doğru bir öpücük kondurup geri çekildi. Alex hiç düşünmeden kızın boynuna ufak diş darbelerinden bıraktı, bu onun mühürüydi. Yarın boynu morardığında onun dolduğunun kanıtı olarak orada kalacaktı. Kate gelen peş peşe gelen diş darbelerinin karşısında daha fazla dayanamadı ve ellerinin adamın saçlarına doğru geçirdi. Adam kızdan nefes nefese uzaklaşırken elini onun sol göğsüne doğru yerleştirdi. Kate adamın yeniden onu okşamasını beklerken Alex alnını kızın alnına yerleştirip hırıltılı nefeslerinin ardından konuştu.

"Ben yalnızca bedenini değil, burayı da istiyorum"

Kalbimi mi? dedi Kate heyecanla. Beni yalnızca bedenimle değil, kalbiyle de mi istiyordu?

"Frötleşmek dediğin buysa eğer sevgili olmayalım biz hiç. Buna kalbimiz dayanamayabilir.."

Alex keskin bir kahkaha atıp kızdan biraz uzaklaştı.

"Kızıl çok eğleneceğiz desene.."

...

Adamın yarı baygın hali üç adamı da öfkeye boğuyordu. Yaklaşık bir saat aralıksız dayağın sonunda konuşmasa da bayılmayı göze alacak kadar delirmişti.

"Uyandırın şu piçi!" diye haykırdı Dimitri kanlı gömleğine yüzünü silerken. Öfkesinden duramıyordu. Niko ve Chis de ondan farksız değildi. Ewan buz dolu kovayı adama doğru hırsla boşalttı. Adam sarsılarak uyandı.

"AHH!"

"Seni diri diri becerince de böyle bağıracak mısın!" dedi Niko adamın saçlarından tuttup sarsarken.

"NİKO!" dedi Dimitri öfkeyle. Niko hiç istemese de adamdan uzaklaştı.

"Bi-l-miyordum yemin ederi-m efe-ndim, bi-lmiyor-dum-"

"Kapa çeneni! Şimdi bana kızım nerede onu söyle!"

David bu kadar dayağın ardından hala konuşmuyorsa eğer birinden korktuğu içindi. Chis babasına inat dermiş gibi adamın çenesini yerinde çıkarak bir yumruk attı.

"JES NEREDE!" Dedi öfkeyle.

"P-ed-ro! Pedro satın aldı!" dedi korkuyla David.

"Pedro mu!" dedi Niko şaşkınlıkla.

"E-eve-t-" Adam heyecanla başını salladı, Dimitri adamdan uzaklaşırken gürledi.

"Hazırlanın çabuk!"

"Dua et!" dedi Dimitri adamın yakasından tutup sarsarken.

"Dua et kızıma bir şey olmasın! Yoksa seni gerçekten Nikoya bırakırım! İnan bana oğlum benim kadar merhamet sahibi değil!"

...

Genç kız adamı takip etmek de zorlandı. Kimi zaman ondan daha hızlı olduğu için kimi zamanda anlamsız olan bu işler için. Girdikleri eve bakındı önce. Üç katlı bahçeli bir evdi bu. Her yerine saran yoğun siyah onu biraz karamsarlığa sürüklemişti.

"Gel." dedi adam kıza doğru. Jes adamı takip edip yanında ilerledi. Her yerde duran tablolara bakarken gözlerini alamadı bir süre. İnsan portreleri yahutta öylesine çekilmiş resimler. Petro kızı kendi inine çekerken karamsar değildi, ondan bir şeyler istiyordu. Her şey olabilirdi bu. Kızı kendi evine neden getirmişti, kendisi dahi bilmiyordu. Yaptığı iş ona pahalıya mal olacaktı onu da biliyordu ya..

"Burası- senin evin mi?" dedi Jes öylesine. Adam başını sallamakla yetindi. Kız etraf da hakim olan düzene hayran kaldı, kendisi bile bu kadar düzenli değildi. Evin içersin de hiç fazlalık yoktu, aksine ev aynı bir stüdyo gibiydi.

"Senin resmini çizmek istiyorum.." dedi Pedro en sonunda. Jes şaşkınlıkla adama baktı.

"Benim mi?"

"Evet, şuraya oturur musun?" Adam kızı yarı aydınlık olan cam dibine doğru çekti. Jessica pencerenin dibinde duran tek kişilik koltuğa otururken şaşkınlığına hala atamamıştı.

"Bir şartla!" dedi kız adam eline kara kalemini alırken.

"Beni eve geri götürmek sözüyle buna izin veririm." Pedro kıza alayla gülümsedi.

"Neden söz verecekmişim?"

"Çü-nkü ben özgür bir kızım." diye diretti Jes. Petro peki dermiş gibi başını salladı. Kızın duruşunu ayarlamak amaçlı ayaklanıp yanına geçti, önüne duran saçlarını yarısını arkasına doğru koydu ve diğer yarısıyla tek gözünü kapatacak şekilde yerleştirdi. Kızın çenesini yarım kaldırdı ve onun bakış çizgisini ayarladı.

"Şuraya bak.." dedi Camı gösterirken. Jes onaylar gibi başını sallamak istese de yapamadı, adamın ona pozunu bozduğu için kızmasından korkuttu. Pedro en huzur bulduğu işi yaparken hızlı davranmadı. Genelde bir resmi kara bir kalemle iki saatte bitirirdi ama bu seferkinin bir ömür sürmesi için elinden geleni yapacağını biliyordu.

...

Dağ havası onlara iyi gelmiş gibiydi. Kate sıkı giyindiği için bir kez daha kendi kendine minnet etti. Alex kızla dağda yürümek için ısrar ederken haklıydı. Orman gerçekten de büyüleyiciydi.

"Babam bana silah kullanmasını burada öğretti.." dedi Alex gururla. Kate adamın elini tutarken çekinmiyordu artık. Sonuçta flört aşamasında olan şeylerdi bunlar. Alex kızı bir patikaya doğru yöneltirken konuşmaya devam etti.

"Yılın bu zamanlarında göl soğuk olur, ama yazın serinlemek için birebirdir. Seninle yazında buraya gelmeliyiz." dedi keyifle. Kate adama bakıp gülümsedi. İnsan kocasıyla flörtleşir miydi bilmiyordu lakin Alexle flörtleşmek evlenmek bile daha iyiydi. Romantik bile sayılırdı.

"Emredersiniz efendim.." dedi alayla. Alex kahkahasını zor tuttu.

"Birkaç sonra Amerikaya iş için gideceğim. Sende benimle gel." dedi en sonunda. Kate adama gerçekten mi dermiş baktı. 

"Çok teşekkür ederim.." adamın boynuna doğru atılırken neden bu kadar gereksiz sevindiğini bilmiyordu, belki de Alex'in ona karşı olan bu iyi ve hoş tutumundandı. Aşık Alex her zaman için favorisi olacak gibiydi.



Continue Reading

You'll Also Like

4.8M 227K 52
"Ulan bari Polat de." dedi. Sesi yalvarır gibi çıkmış gözleri beklentiyle doluydu. "Mirza demiyorsan deme ama en azından Polat de." "Sen yengeye Eli...
3M 160K 40
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed'e nam salmış kadın. Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed'in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevd...
1.7M 108K 59
Wattpad de bu isim ile yayımlanan ilk ve tek hikayedir. Çalınma durumunda yasal yollara başvurulacaktır. Mine MUTLUÇAY, otuz yaşında arşiv memuru ke...
245K 15.9K 43
Ölen masa lideri ve katilinin peşine düşen veliahtı... En iyiler: #1 - b×b #1- gay #1- boyslove #2 - lgbt #2 - mpreg #2 - interseks #6 - bl #5- eşcin...