Zifiri Karanlıkta Gezinenler...

Von bnsarac

5.7K 692 1.4K

"Tik." gözlerimi anında açtım ve önümdeki boş sokağa baktım. Bu sesi çıkarabilecek hiç bir şey yoktu sokakta... Mehr

Giriş
2. Bölüm "Kan ve Yalnızlık"
3. Bölüm "Güven"
4.Bölüm "Gecikme"
5. Bölüm "Hatalar ve Çözümler"
6.Bölüm "Vazgeçiş"
7. Bölüm "Kurşunlar Ve Gözyaşı"
8. Bölüm "Beklenmedik"
9. Bölüm "Yeniden"
10. Bölüm "Yanlışlık"
11.Bölüm "Ölü Meydan"
12. bölüm "Kabus Diyarı"
13. Bölüm "Şifreler"
14. Bölüm "Kitaplar ve Delilik"
15. Bölüm "Rüzgar Senfonisi"
16.Bölüm "Hata (1)"
17. Bölüm "Hata (2)"
18. Bölüm "Yol"
19. Bölüm "Renkler"
20. Bölüm "Zaman Kapanı" (1)
21. Bölüm "Zaman Kapanı" (2)
23. Bölüm "Karşı-t-laşma"
24. Bölüm "Koca ormanda bir biz (1)"
25. Bölüm "Koca ormanda bir biz (2)
26. Bölüm "Bildiklerimden"
27.Bölüm Mitler ve Gerçekler
28. Bölüm Mitler ve Gerçekler 2

22. Bölüm "İsyan"

94 16 71
Von bnsarac

Şarkı | Light Switch - Charlie Puth

Bizi üç gruba ayırıp 'diğer' askerlerden kaçınmamıza yardımcı olmak için onları takip etmemizi söylediklerinde az önceki şüphem azaldı. Eh bizi kaçındığımız şeyin kucağına atıp atmayacaklarını bilmiyorduk ama yalan söyleyemediklerini tahmin ediyordum. Edin ile bakıştık. Kısa bir anlaşmadan sonra bizle birlikte yürüyen 8 kişiyle Eugene'i takip ettik. Benim dün gece kaldığım tek katlı evlerin oraya gelene kadar koştuk.

Eugene durup soluklandıktan sonra "Acele edip buradaki evlere dağılın, askerlerin çoğu az önceki yeri aramaya gittiği için buralar şimdilik boş ama her an başka askerler gelebilir. Hepiniz aynı eve girmeyin farkedilmeniz daha kolay olur." diyerek bizi orada bıraktı ve tahminimce görev yerine ilerleyip sokağın köşesinde gözden kayboldu.

Edin de mecburi olarak araca geri dönmesi gerektiğinden ona kısaca el salladım. Buluşacağımızı nasıl anlayacaktım bilmiyordum. Ama o aklımı okumuş gibi "Buluşacağımız zaman mutlaka haberin olur." Dedi. Sorumu tam yanıtlamasa da başımı salladım ve önceden girmiş olduğum eve ilerleyip elimdeki kilitle hızlıca açtım.

Tam kapıyı kapatacakken çoğu kapı kilitli ya da kapılmış olduğu için yolun ortasında ne yapacağını bilemezcesine duran kızı gördüm. Elimi sallayarak dikkatini çektim ve onu içeri çağırdım.

"Çabuk!" diye fısıldadım. İki-üç sarsak adımdan sonra hızla koştu, o içeri girince hemen kapıyı kapattım.

Pek konuşkan bir kız değildi. Ağır hareket eden, asık suratlı bir kızdı. Siyah kısa saçları ve düşük gözleri vardı.

Bozulmamış bir şeyleri dolaptan çıkarttık, biraz çay demledim. Her şeyi salondaki sehpanın üstüne koyup yemeğimizi yedik. Sessizce çayımızı yudumlarken birden konuşmaya başladı.

"Adım Duru. Senin?"

"Mia." diye yanıtladım onu. Ben onu incelerken "Türk'üm, öğrenci değişim programıyla gelmiştim." diye açıklama yaptı. Benimde aynı durumda olduğumu söyledim.

Sessizliği itici ya da konuşmayı sevmeyen biri olmasından ziyade çekingen olmasından kaynaklanıyordu. İlk onu gördüğümdeki izlenimim o yavaş yavaş alçak bir sesle konuşmaya başladıktan sonra tamamen değişmişti. Sakin ve tatlı bir kızdı.

Biraz eski hayatlarımızdan bahsettikten sonra konu nasıl uyanık kaldığımıza gelince şöyle anlattı.

"Ben aslında başta onlardan biriydim. Buradakilerden öğrendiğim kadarıyla 1 hafta kadar bilincim yerinde değilmiş. Ama bir dönem sinyaller kapatıldı." dediğinde bu kısımda başımı salladım.

"Bu Leonid'in dediğine göre, az önceki konuşmayı yapan adam, onların çıkarttığı bir kargaşadan kaynaklanıyormuş. Yönetici gruplarıyla bir anlaşma yapmak istemişler. Söylediklerine göre bu görevde halkın görüşlerinin sorulmadığını ileri sürüp oylama yapmaları gerektiğini ve bu esnada da sinyallerin ve denetlemelerin( denetlemeden kastı insan avıydı sanırım) durdurulmasıymış. Bir kaç gün boyunca gerçekten de tüm işlemler durdurulmuş ve oylama yapılmış. Ancak Orejana halkının, yani buradaki nüfustan bahsediyordu herhalde çünkü gezegenlerinde hala çok fazla insan bulunduğu ve çoğunluğunun bu görevi reddettiğini söylemişlerdi, her neyse işte Orejana halkının çoğu bu oylamada açık konuşacak olursak katlin devam etmesini savunmuşlar. Leonid bu olayların nasıl başladığı bilinmese de yalan yanlış bir sürü şeyin ortada dolandığını ve buradaki askerlere de her şeyin abartılarak anlatılıp manipüle edildiklerini de ekledi."

Nefes verip başımı iki yana salladım.

Daha sonra konuşmasına devam etti.

"Çok büyük ihtimalle burada ne olduğundan tamamiyle haberi olmayan Orejana halkına da doğru olmayan şeyler anlatıldığı için oylamada hükümetin tarafını tutmuşlar. Düşünsene bize bunları yaşatan halkın kendisi bile sebepleri tam bilmiyor. "

Alaycı bir şekilde güldü ve sözlerini şu şekilde tamamladı. "Bir de biz insanların onlardan daha düşük seviyede canlılar olduğumuzu söyleyip bizimle alay eden bir topluluk varmış. Onlar tamamiyle bu katli destekliyormuş. Biz onlardan tamamen 'farklıymışız' diye. Farklı olmamız neyi değiştirebilir ki? Bu kadar memnun değilsen kendi gezegeninde yaşamaya devam et ve bizi görmek zorunda kalma değil mi?"

Artık hangi saçmalığı tekrardan düşünmem gerektiğini şaşırmıştım.

Yine de sebep ne olursa olsun bir ırkı katletmeyi kabul etmek ve bunda rol oynamak bu kadar kolay mıydı sahiden? İnsanların, daha doğrusu bu evrende yaşayan herkesin birbiriyle derdi neydi anlayamıyordum. Kendi gezegenimizdeki ırkçılık yetmediği gibi bir de gezegenler arası ırkçılık saçmalığı başlamıştı. O kadar mantıksızdı ki, bu düşünceye sahip insanlara tam olarak neyi açıklamam gerektiğini bile anlayamıyordum. Neyini açıklayacaktım? Farklı olduğumuz için başkasının hayatını hiçe sayanlara neyi açıklayacaktım ki?

Daha sonra aklıma gelen şeyle düşüncelerimden başımı kaldırdım. "Peki başta bizi toplayıp yaptırdıkları egzersizler falan neydi? Tamam, uyutup etkisiz hale getirmeyi anlayabiliyorum ama..." diyerek cümlemi tamamlayamadım.

Duru başını sallayarak "Doğru diyorsun, ben o anları hatırlamıyorum ama uyandıktan sonra konuştuğum insanlar da bana bu durumdan bahsetti. Bu konu hakkında da her şey gibi bir çok teori var. Ama en mantıklı olan iki tane olduğunu düşünüyorum. Birincisi, biliyorsun sinyaller sadece uyursak bizi etkiliyor ve sinyallerin belirli aralıklarla verilmesi gerekiyor. Egzersiz yaptırılmasındaki amacın insanları yorup uyuma isteğini arttırmak olduğunu düşünüyorlar. İkincisi ise farkettin mi bilmiyorum ama o demir araçlarda toplanan insanlar sadece aktif yaş aralığındaki nüfustan ibaret. Yani herhangi bir amaç için kullanılma potansiyeli olan bir nüfus."

"Ne yani bizden bir ordu kurmaya falan mı çalışıyorlardı?"

Bilmediğini belli edercesine omuz silkti. "Emin değilim. Bu sadece bir ihtimal."

Duru, konuşulması kolay bir kızdı. Kendimi yanında pek rahatsız hissetmemiştim. Ama açıkçası ikimizin de epey uykusu gelmişti. Sessiz, loş ışıklı bu salonda oturmak da pek yardımcı olmuyordu. Birbirimizi uyanık tutmak için epeyce konuşup kafa dağıtmaya çalıştık. İçmesi çok zor olsa da acı, filtre kahve içerek bir işe yaramasını umduk.

Saatler geçmek bilmiyordu. Farkettim ki ömrümüzün yarısını uyuyarak geçiriyormuşuz meğerse. Keşke bir düğmesi olsaydı da uyuma özelliğini kapatabilseydik diye düşündüm.

Buluşma vakti geldiğinde genelde tanımadığımız bir kişi kapıyı kısaca tıklatıyordu. Bu kişi askerlerden biri olduğu için kimseye yakalanmadan sürekli değişen toplanma yerine gidiyorduk. Leonid yeni gelenlere aynı açıklamaları yapmayı sürdürürken biz de bir plan oluşturulmasında yardımcı olmaya çalışıyorduk.

Biz, Dünyalılar olarak ne yapmamız gerektiğinden emin değildik ve şüpheyle yaklaşıyorduk. Ancak buradaki Orejanalılar kendi hükümetlerine karşı nefret doluydular. Aceleci ve hırslı bir şekilde bir an önce bir isyan başlatmayı istiyorlardı. Ama bunun ne kadar mantıklı olduğu tartışılırdı. Silahlı olanlar 'düşman'dı. Olaylara tamamiyle hakim olan yine düşmandı. Oysa ki bizim hiçbir şeyimiz yoktu. Bu isteğe karşı ne tepki vermemiz gerektiğini bilmiyorduk ama karşı da çıkmamıştık. Amacımız aynıydı ne de olsa.

Edin'i iki gün boyunca görmemiştim. Bugün sadece çok kısa bir süreliğine görebildiğimde de iki saniyeliğine göz göze geldik. Bakışlarında yanlış olan bir şey vardı. Çok rahatsız gözüküyordu ama yanına gidip soramadım bile. Burası o kadar kalabalıktı ki bir süre sonra gözden kayboldu. 

Leonid ikna ve motive içerikli konuşmalarına devam ediyordu. Ne yapmaya çalıştıkları hakkında uzun süre düşünmeme gerek yoktu. Aslında bizim duygularımızı kullanarak kendi çıkarlarına hizmet etmemizi sağlamaya çalışıyorlardı ki bu net bir şekilde belliydi. 

Yaptıkları plan bile bana pek sağlam gelmemişti. Eksik noktaları vardı ama çok konuşarak boşlukları dolduruyor gibiydiler. İsyan çıkarma olayına direkt dalmadan önce sözde Orejanalıların tarafında olan Dünyalıların saklandığı sığınağa girip onlardan bilgi edinmenin daha uygun olduğunu söylediler.

-
-
-
-

 Hava aydınlandı, güneş yükseldi ve tekrar batmaya hazırlandı. Biz burada hiçbir şey yapmadan otururken vakit öylece geçip gidiyordu. Bir süre sonra cebimde bir şeyin titrediğini hissedince korkarak yerimden sıçradım. Duru ne olduğunu anlamayarak bana baktı.

Cebimdeki şeyi çıkartıp baktığımda Edin'in boynundaki kolyeye benzeyen bir şey olduğunu fark ettim. Beyaz, daire şeklinde bir şeydi. Ortasında bir düğme vardı. Elimde titremeye devam ediyordu. Birden mor şekilde yanıp söndü.

"Mia?"

Aniden gelen sesi duyunca panikle elimdeki kolyeyi düşürdüm. Duru'yla bakıştık.

"Bu ne ya?"

Bilmiyorum dercesine kafamı iki yana salladım ve eğilip kolyeyi geri aldım.

"Mia benim Edin. Konuşmak için düğmeye basılı tut, orada mısın?"

Şaşkınlıkla kolyeye bakmaya devam ediyorken kafamı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım.

"Evet, evet burdayım." Dedim düğmeye basılı tutarak. Olup olmadığından şüpheliydim.

"Tamam, beni iyi dinle. Yanında bizden biri var mı?" 

Sorduğu soruyu bir süre düşündüm. Bizden derken Orejanalı birini mi kastediyordu?

"Yanımda Dünyalı bir arkadaşım var."

"Pekala, yarın uygulanacak planı hatırlıyorsun değil mi?"

"Evet..." dedim bu sorularla nereye varacağını merak ederek.

"Sakın onlarla gitme." 

Kaşlarımı çattım, bu da ne demekti?

ulusal bitiş konuşmamı yapmamışım o yüzden güncelliyorum eheheh

biri bana hatırlatmasa yazmıyorum son yorumlardan sonra anca aklıma geldi öncelikle bunun için özür dilerim :")

bölüm hakkında fikirleriniz düşünceleriniz sorularınızı şuraya alalım 》

Sizce Edin neden Mia'nın gitmesini istemiyor?

Leonid ve söyledikleri güvenilir mi?

Mia'nın arkadaşlarına ne oldu?

Hepsi ve daha fazlasıııı az sonra falan değil ne yazık ki....ama kısa bir sürede yazmak istiyorum :")

O zaman okuduğunuz için teşekkürler gecenin uyanıkları 🌌

instagram : mossy_wings








Weiterlesen

Das wird dir gefallen

YASAK DENEY Von 👑

Science Fiction

178K 16.7K 36
Tarih boyunca sadece birkaç kez cesaret edilen ve eşine az rastlanan, insanlık dışı bir yöntemle yapılan dil yoksunluğu deneylerine bundan yirmi iki...
477 64 1
Tozlar içinde unutulmaya mahkum bırakılmış bir kitap, kendi kehanetini yazmaya karar verir. *** ScifiTR'nin Ocak ayı Büyülü Kitap yarışması kazananı!
376K 5.2K 10
İlk on bölüm harici yayında değildir. Bölümlerin kalanını Dream'dan okuyabilirsiniz. "Kalbi atan tek kişi olarak, fazla ses çıkartıyorsun." diyerek g...
127 84 1
Luna 19 yaşında üniversiteye geçmiş bir kızdır ama aynı zamanda bir kurt adamdır ve Luna'nın hayatı bir gece mahvolmuş dur çünkü en yakın arkadaşı...