ꪊ𝓽ꪮρ𝓲ꪖ

By barbieyooa

2.2K 226 137

Elleri zincirlerle bağlı olan Periler. Ve asıl mutlak güçte olan Cadılar. #vsoo 20. More

¹👑 '𝑫𝒐 𝒏𝒐𝒕 𝒕𝒓𝒖𝒔𝒕 𝒂𝒏𝒚𝒐𝒏𝒆'
²👑 '𝑻𝒆𝒓𝒓𝒊𝒃𝒍𝒆 𝑷𝒍𝒂𝒏'
³👑 '𝑩𝒂𝒍𝒍 𝒐𝒇 𝒕𝒉𝒆 𝑩𝒆𝒕𝒓𝒂𝒚𝒂𝒍𝒔'
⁴👑 '𝑷𝒓𝒊𝒏𝒄𝒆𝒔𝒔 𝑱𝒊𝒔𝒐𝒐'
⁵👑 '𝒀𝒆𝒓𝒊 𝒊𝒔 𝒅𝒊𝒆'
⁶👑 '𝑵𝒆𝒘 𝑳𝒊𝒇𝒆'
⁷👑 '𝑳𝒐𝒔𝒕 𝑷𝒓𝒊𝒏𝒄𝒆𝒔𝒔'
⁸👑 '𝑷𝒓𝒊𝒏𝒄𝒆𝒔𝒔 𝑵𝒊𝒏𝒈𝒏𝒊𝒏𝒈'
⁹👑 '𝑰𝒏𝒗𝒊𝒔𝒊𝒃𝒍𝒆 𝑻𝒐𝒎𝒃'
¹⁰👑 '𝑻𝒂𝒃𝒍𝒆'
¹¹👑 '𝑩𝒆𝒕𝒓𝒂𝒚𝒂𝒍'
¹²👑 '𝑾𝒉𝒐 𝒊𝒔 𝒕𝒉𝒆 𝒇𝒂𝒓𝒊𝒚?'
¹⁴👑 '𝑬𝒂𝒓𝒕𝒉 𝑲𝒊𝒏𝒈𝒅𝒐𝒎'
¹⁵👑 '𝑫𝒆𝒇𝒆𝒂𝒕'

¹³👑 '𝑬𝒙𝒊𝒍𝒆'

96 15 15
By barbieyooa

"Lisa! Jennie'yi nasıl ikna etmeyi düşünüyorsun?"

Prenses okulundaydık. Haftalar geçmiş soğuk kış kırılmış yerini bahara veriyordu. Sınav haftası da çoktan geçmişti. İyi notlarımla memnundum. Arkamdan bağıran Rosé'yi umursamadan kütüphaneye girdim. Jennie'nin her zaman oturduğu masaya doğru yürüdüm.

Etrafıma baktım. "Kızlar. Hemen burayı boşaltın."

Bir çok insan olan sessizlikten dolayı beni duymuştu. Garipçe suratıma bakarlarken Rosé ellerini çırptı. "Duydunuz onu. Çabuk olun."

"Rosé,Lisa noluyor? Napıyor sunuz?"
Jennie okuduğu kitaptan kafasını kaldırıp diğerlerine mahçup olurcasına konuştu.

Kütüphane boşaldığında sandalyeyi çekip masaya oturdum. Rosé'de yanıma geçmişti. Jennie bıkkınlıkla nefes aldığında konuşmaya başladım.
"Yardımına ihtiyacımız var."

"Neden?"

Elimi inanması hızlı olsun diye masanın üstündeki eline koymuştum. "Hepsini anlatacağız."

Elini geri çekip sandalyeye yaslandı.
"Burada ki kızlar hakkınızda hiç iyi konuşmuyor." dedi şüphe ile suratlarımızı süzerken.

"Ne diyorlarmış?"

Gözlerini benden çekip Rosé'nin sorusuna karşılık ona yöneltti. "Yuqi'nin ölümünde parmağın olduğu gibi."

"Ve ikinizde Prenslerle kafayı bozmuşsunuz. Daha Prenses bile değilken hadi onu geçtim Kral Lee Min Ho yaşıyor farkında mısınız? Neyin taht kavgası bu? Entrikaları bırakmanız gerek yoksa Kraliçe affetmez."

Rosé,gözlerini devirip ellerini masaya koyarak kafasını Jennie'ye yaklaştırdı. "Bir halt bildiğin yok! Bize yardım etmek zorundasın çünkü Suran diğer Prensler varis olmasın diye çocuklarınında olmasını istemiyor. Diğer incileri tek tek yollayacak. Bir de Prenses olursa bizden üstün olacak. Yoongi'nin Kraliçesi o. Ve onu tahtından ancak biri indirebilir." ayağı kalktı. Ellerini Jennie'ye doğru uzattı. "O kişi sensin!"

Jennie'nin gözleri açılmış şaşkınlıktan yutkunamaz hale gelmişti bile. Bu durumu beni korkutsada sesimi çıkarmadım. "Ne diyorsunuz? Ben hiç bir şey anlamadım."

Derin bir nefes verip en baştan her şeyi anlatmıştım. Tablo olayını 'Prenses Ningning' adlı kişinin Yoongi'nin eski sevgilisi olduğunu. Görünmez mezarın Ningning'e ait olduğunu. "Büyük ihtimalle o Yoongi'ydi. Çünkü sarayı yıkacaktı seni gördüğü için. Her yerde seni arıyor."

Jennie'nin şaşkınlığını üzerinden atması için ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordum. Beyninde ki düşünceler yapboz parçaları gibi yerli yerine oturmuşta içinden bir sıkıntı kalkmış gibi duruyordu. Gözlerini dalıp gittiği yerden çekip derin bir nefes alarak bize doğru döndü.
"Tamam her şeyi anladım. Ama Suran? Yoongi'yi kendime bağlayıp Yoongi'nin Suran'nı dinlemesini engelleyip, sizi sarayda tutmamı mı istiyorsunuz?"

Rosé,Jennie'nin zekasına hayran kalmışcasına ağzı beş karış bir şekilde kafasını salladı. Bu haline gülerken bende 'Evet. Aynen öyle.' demiştim.
"İyi de ben Lady olmak için geldim bu okula."

"Suran şeytanının hizmetcisi olmak için geldin yani? Hayatını mahvetme Jennie. Bu kader anlamıyor musun?"

Gözlerime bakıp kafasını olumsuzca salladı. "Benim bunu düşünmem gerek."

×××

Prenses Chungha, sarayda geçirdiği son günleri mutlu ve huzurlu geçiriyordu. Dahyun'nun aksine. Öyle ki oğlu varis olacaktı. Altı ay sonra hemde. Arkasında yürüyen Suran bütün gücünü aldığı bebeğini eliyle tutuyor sanki şeytanlardan korumaya çalışıyordu. Eunwoo'nun odasına giderken odadan çıkan Dahyun ve ladyleri mutluluğunu yerle bir etmeye yetmişti. Dahyun... kumasıydı. Ondan daha değerli olan kuması. Ne kadar kabul etmese de Eunwoo'nun Dahyun'a aşık olduğunun farkındaydı Prenses. Ama yapacağı şeyler kısıtlıydı. Bir Prense gidipte hesap soramazdı ya.

Dahyun alaycı bakışlarını üstünde gezdirdiğinde yanına varmıştı.

"Noldu? Kötü bir haber mi var? Yüzünün haline bak." nazikçe ve alaylıca güldüğünde Chungha sinirlerine hakim olmaya çalışıyordu.

Güzelliği şiirlere dökülen Prenses kocaman gülümseyerek yanıt verdi. "Hayır olur mu öyle şey? Oğlum varis olmuş. Davetle ilgili konuşmaya gelmiştim." Dahyun'nun gözleri Suran'ın karnına kaydığında genç kadın daha da sarıldı karnına. "Çok meraklıysan gel sende."

"Yok kalsın. Aptal davetinize gelmiyorum bile."

"Bu iyi oldu. Eunwoo sana davetiye göndermek istemiyordu."

Dahyun'nun kaşları çatıldığında gülümseme sırası Chungha'ya geçmişti. Omuz silkip eteğini tutarak kapıda ki hizmetçilere baktı. "Prense geldiğimi haber edin."

Hizmetkarlar selam verip bir tanesi Prense haber vermeye gitmişti. Chungha hafifçe arkasına dönerken Dahyun'nun çoktan gittiğini fark etti.
Geri gelen hizmetçi kapıyı açtı. "Buyrun Prenses."

×××

"Davet Toprak Krallığın da olacakmış." dedi Dahyun oğullarına tek tek bakarken. Evlatlarını yanına çağırmıştı. İçinde ki endişe arta arta büyük dağ olmuştu. Başındaki saf altından yapılmış tacındaki ince ince işlenmiş doğal taşlarla mavilere bürünmüştü bugün. Elmasların süslediği mavi elbiselerinden birini giymişti,bugün. Ne zaman güçlü olmaya ihtiyaç duysa gece mavisini dört bir yanına sarar,bütün korkularını geceye haykırır tanrıdan yardım dilerdi. Bugünde o günlerden biriydi. Ortalık iyice kızışmış herkes savaştaymış gibi cephelerine çekilmiş yapacakları diğer adımı planlıyorlardı. Çok kişinin güzel başı kopacaktı. Savaş anında olacakları tahmin edemezsiniz. Vur ya da ıskala. Eğer ıskalarsanız. Canınızdan bir can kopardı. Dahyun bunu istemiyordu. Çocuklarına tekrar döndü.

"İlk olarak kimseye güvenmeyin. Bizim birbirimizden başka kimsemiz yok."

Karina kafasını salladı. "Annem haklı. Güveneceğimiz dostlarımız kısıtlı. Şu zamanda birbirimize kenetlenme vaktimiz geldi. Fakat burada bulunan incilerinize de güveniniz tam olsun." bakışlarını kafaları eğik ellerini iki önünde birleştirmiş olan genç kızlara çevirdi. Rosé ve Lisa'ydı onlar. Jungkook ve Jimin incilerine gururla bakıyorlardı. Jungkook Lisa'nın neden bu kadar sevgi aldığını anlamasada bu olay kendi çıkarına geldiği için halinden gayet memnundu. Odada bir kişi eksikti ; Prenses Jisoo. Kimsecikler onu çağırmamış. Alenen dışlamıştı. Haklı sebepleri olmasına karşın Jisoo'nun bu gizli toplantıdan haberi olduğunu bilmiyorlardı.

"İlk adım Yoongi'nin yoluna taş koymak değil. Taehyung'u varis yapmak." Joy,gülümseyerek Prense baktığında Taehyung sessizdi. Sadece olanları izliyordu. Jungkook'un gerginleşen çene kemikleri Lalisa'yı korkutmaya yetmişti bile. Ortalığı karıştırmaması için Tanrıya yalvarıyordu.

"Neden biz değilde o? Büyük olduğu için mi? Ondan daha güçlü ve akıllıyım. Ayrıca abimin yediği haltları bütün halk duydu. Onu destekleyeceklerini mi sanıyorsun?"

Lalisa'nın başından aşağı kaynar sular dökülürken Rosé oldukça şaşkın duruyordu. Jimin istemsizce gülümseyip Jungkook'u desteklediğini belli etmişti.
"Terbiyesizlik yapma ve sıranı bekle. Halk onu desteklemese ne olur sanki? Oğlumu Su Krallığının kızı ile evlendireceğim. Halk kimin umrunda? Şövalyeler yanımızda iken." Taehyung sesini çıkarmadı. Çünkü kardeşinin haklı olduğunun farkındaydı. Güç ve iktidar yaşama sebebi iken kardeşlerine karşı ne hırsı ne de iktidar aşkı kalıyordu. En büyük oğullardan olduğu için element tahtlardan birine geçeceğini biliyordu. Prens için sıra önemli değildi.

Soobin ve Yeonjun olaylara ilgisiz duruyorlardı. Öleceklerinin bilincinde yaşamak nasıl bir his olsa gerek? Tek umutları dedelerinin biraz daha geç ölmesi. Çünkü onlar sadece dört taht varken kral olamayacaklarını gayet iyi biliyordu.

"Hiç bir zaman iyi bir Prenses olamadın. Halkın umrunda değil öyle mi? Babam keşke bu laflarını duysaydı anne." Jimin acıyan gözlerle onu seyrediyordu. Dahyun sinirli ve kırılmış gözlerle ona bakmaktan başka bir şey yapmadı. Karina sahtece öksürüp dikkatleri kendisine çekti.

"Planımız Prens Suho. Annem,ablam Toprak Krallığında olan davete gelmeyecek. Ben ve sizler geliyorsunuz," dedi abilerini ve incileri göstererek. "Jisoo'nun bize daha bağlı olmasını sağlamak istiyorsak. Sevdiği herkesi yok etmemiz gerek. Suho varken abime bir çocuk vermeyi düşünmez bile."

"Prens Suho'yu sürgün mü ettireceğiz? Hemde kendi Krallığında?" Rosé istemsizce merakına yenik düşerek konuşmuştu. Karina'nın ona dönmesiyle çoktan dediklerine pişman olmuştu bile. "Evet. O da sandığınız kadar iyi biri değil. Saraylarına gizlice soktuğumuz işe yaramaz hizmetçiler sonunda bir halta yaradılar. Suho'nun gizli sırlarını ailesinin bilmesinde bir sakınca görmüyorum."

"Ne gibi sırlar?" Lalisa,Rosé'den cesaret bulmuşcasına konuşmuştu. Kızların bu meraklı ve kendinden emin halleri Karina'ya annesinin doğru bir karar verdiğini düşündürtüyordu. Gülümsedi.

"Mesela annesinin kuması erkek prens doğurunca,bebeği kaçırıp yerine kimsesiz bir kız çocuğunu getirtmesi gibi."

×××

Merhaba şekerlerim!

Sizce Jisoo,Suho'nun sürgün işine nasıl tepki verecek?

Continue Reading

You'll Also Like

21.8K 1.4K 28
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
41.2K 2.1K 13
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...
12.6K 860 31
Jungkook; Dolabımın şifresini değiştirip üstüne bir de içini prezervatiflerle dolduran orospu çocuğu sendin değil mi? Jungkook hoşlandığı kıza çok ya...
823K 66.5K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...