ꪊ𝓽ꪮρ𝓲ꪖ

By barbieyooa

2.2K 226 137

Elleri zincirlerle bağlı olan Periler. Ve asıl mutlak güçte olan Cadılar. #vsoo 20. More

¹👑 '𝑫𝒐 𝒏𝒐𝒕 𝒕𝒓𝒖𝒔𝒕 𝒂𝒏𝒚𝒐𝒏𝒆'
²👑 '𝑻𝒆𝒓𝒓𝒊𝒃𝒍𝒆 𝑷𝒍𝒂𝒏'
³👑 '𝑩𝒂𝒍𝒍 𝒐𝒇 𝒕𝒉𝒆 𝑩𝒆𝒕𝒓𝒂𝒚𝒂𝒍𝒔'
⁴👑 '𝑷𝒓𝒊𝒏𝒄𝒆𝒔𝒔 𝑱𝒊𝒔𝒐𝒐'
⁵👑 '𝒀𝒆𝒓𝒊 𝒊𝒔 𝒅𝒊𝒆'
⁶👑 '𝑵𝒆𝒘 𝑳𝒊𝒇𝒆'
⁷👑 '𝑳𝒐𝒔𝒕 𝑷𝒓𝒊𝒏𝒄𝒆𝒔𝒔'
⁸👑 '𝑷𝒓𝒊𝒏𝒄𝒆𝒔𝒔 𝑵𝒊𝒏𝒈𝒏𝒊𝒏𝒈'
⁹👑 '𝑰𝒏𝒗𝒊𝒔𝒊𝒃𝒍𝒆 𝑻𝒐𝒎𝒃'
¹¹👑 '𝑩𝒆𝒕𝒓𝒂𝒚𝒂𝒍'
¹²👑 '𝑾𝒉𝒐 𝒊𝒔 𝒕𝒉𝒆 𝒇𝒂𝒓𝒊𝒚?'
¹³👑 '𝑬𝒙𝒊𝒍𝒆'
¹⁴👑 '𝑬𝒂𝒓𝒕𝒉 𝑲𝒊𝒏𝒈𝒅𝒐𝒎'
¹⁵👑 '𝑫𝒆𝒇𝒆𝒂𝒕'

¹⁰👑 '𝑻𝒂𝒃𝒍𝒆'

107 14 11
By barbieyooa

Boğazımda dolanan kollarla mutluluk neşesini etrafa saçmıştı. İlk başlarda sevmediğim ve başıma dert açacak diye düşündüğüm iki kız benim hayatım olmuştu resmen. Tablo olayından sonra sırdaşta olmuştuk. Rosé için Prenses Joy'la konuşacaksın dese biri inanmaz gülerdim. Ama evet doğru yapmıştım bunu. Ve şuanda da iyi ki de yapmışım diyordum. Rosé yanaklarıma öpücük kondururken bininci teşekkür edişini gülerek sayıklıyordu. Momo'nun bıkkın sesini duymuştum.

"Ya anladık tamam. Biraz daha sıkarsan kız ölecek. Sen bu gece için hazırlansana. Saraya taşınıyorsun."

Rosé bir anda durup geri çekilmişti. Momo'ya dönerek elini alnına koydu.
"Haklısın ya bu gece. Bir an aklımdan çıkmış. Hazılanıyorum tabii.Jimin bana aşık olduktan sonra Prenses olmamı ister değil mi?"

"Doğrusu da bu değil mi zaten? Dahyun bu çocuklarıyla nasıl uğraşıyor tanrı aşkına? Hepsi edepsizin teki. Daha gençler doğrusu ama Eun Woo'nun gençliğini de görmüştük."

"Jennie fazla haklı." Momo işaret parmağı ile Jennie'yi gösterdi.

Shuhua anlamamış gibi bir Jennie'ye bir Rosé'ye baktı. "Ne demek bu şimdi? Akşam nereye gidiyorsun?"

Rosé,Shuhua'ya dönüp gülümsedi.
"Prenses Joy'un mükemmel zekası. Jimin'in ilk Prensesi olacağım. Daha inci değilim hatta o beni tanımıyor bile. O yüzden çenenizi kapayın kimse bunu duymamalı. Tek siz biliyorsunuz zaten."

"Gizli bir şeyi bize okulun koridorunda mı söylüyorsun?" Sowon gülmeye başlarken Rosé onu öldürecekmiş gibi bakıyordu.

Onlar hâlâ tartışırken dikkati çekmek için sahtece öksürdüm.
"Kızlar benim saraya geri dönmem gerekiyor. Sonra görüşürüz." el sallayarak arkamı dönmüştüm. Momo'da benimle geliyordu. Kızlardan uzaklaşıp okul bahçesine çıktım. "Jungkook niye beni çağırıyor?"

"Bilmiyorum Lisa. Ama demek ki seni görmek istemiş. Siz niye arkadaş gibisiniz? Taeyeon bu durumdan hiç hoşnut değil. Prenses Dahyun'da, torun istiyor."

"Ne? Ne torunu? Hayatta olmaz! Momo ben buraya çocuk doğurmak için mi geldim aşk olsun! Dediğin laflara bak."

Momo gülerek kanatlarını çırptı.
"Niye bir an panik yaptın? Jungkook gerçekten de seksi biri değil mi? Bence bu iş olur. Hem Prenses olursan Soojin'e daha da yakın olursun en azından söz hakkın olur."

Hâlâ okulun bahçesinde olduğumuz için bir sürü kız dönüp bana iğrenç bakışlarını atıyordu. İnci olduğumdan beri herkes beni öldürme hayali kuruyor gibiydi. Rosé'de de aynı bakışları hissediyordum. İkimizi de kıskanıyorlardı. Yazık. Gözlerimi etraftan çekerek kaşlarımı çattım.

"Momo susar mısın artık? Taehyung ve Jisoo versin ilk torunu, evlenecekler zaten. Beni niye karıştırıyorsun?"

"Onlar evlenecek ama kalben değil. Birbirlerinden nefret ediyorlar,biliyorsun sende."

"Doğru." saraya girip kendi odamın olduğu kata çıkmaya başladım. Üst katlardan bir bağırış geliyordu. Hıçkırarak ağlayış hatta. Bir günde şu sarayda olay olmazsa kıyamet kopar.
Artık bedenim ve ruhum alışkın olduğundan umursamadım bile. Odama girip okul kıyafetlerimi çıkarttım. Momo ise kıyafetimi giymemde yardımcı oluyordu.

"Oda dağılmış. Hizmetçileri çağır temizlesinler. Tek bir toz görürsem kötü olur." Momo,korsemin sonuncu düğümünü atıp kafasını olumlu anlamda salladı. Aynada kendimi süzerek gülümsedim. Takılarımı taktıktan sonra arkamı döndüm.

"Mina'da öldüğüne göre artık rahat bir nefes alabilirim. Hakket Joy ona ne yapmış?"

"Rosé söyledi ya duymadın mı? Boğup denize atmışlar." hoşnutsuz bir surat ifadesi takındım Bu kadar acımasız olmalarını beklemiyordum. En azından bir mezar taşını hak ediyordu. 'Neyse olan oldu.' diyerek odanın kapısını açarak Jungkook'un odasına yöneldim. Merdivenlerden hızlıca iniyordum. Artık içim içime sığmıyor,hemen onu görmek istiyordum. Kapıyı tıktıklayıp içeri girdim. Jungkook masasında yine kağıdına bir şeyler karalıyor sanmıştım ama bu sefer farklıydı. Ağlıyordu,sessizce. Kapıyı kapatarak ona doğru yürüdüm.

"Jungkook ne oldu? Ne bu halin?"

"Lalisa... Mina ölmüş." gözlerini benden kaçırarak elinin tersi ile göz yaşlarını silmişti. Hayır hayır hayır. Bunu bana yapma Jungkook. Sevdiğin kız için benim yanımda ağlama. Hele ki ölü bir kız için.

"Ne? Nasıl olur?" ellerimi şaşkınlıkla ağzıma götürmüştüm. Sandalyeyi Jungkook'un oturduğu masaya çekerek oturdum. Jungkook gözlerime bakıp konuşmuştu.

"Merdivenlerden düşerken öldü diyorlar ama tek bir şahit bile yok. Lisa bu işte senin bir parmağın var mı?" Jungkook gözleri ile adeta yaptığım bütün haraketleri tek tek kontrol ediyor gibiydi. O aptal kız için bana bu soruyu sormasına şaşırıyorum. Gözlerimi açarak daha da şok olmuştum.

"Sen beni ne ile suçladığının farkındasın değil mi? Ben yapmadım olayı şimdi senden duyuyorum. Jungkook ,Yeri'yi öldürmek zorunda kaldığımı biliyorsun ölmeyi hak ettiğinide. Şimdi karşıma geçip bunu nasıl söylersin?"

"Özür dilerim. Aklım yerinde değil." Jungkook kollarını belime sarıp kendine çekti. Bu ikinci oluyordu. Kafasını omzuma koyarak göz yaşlarını elbiseme akıttı. Beni ilaç olarak görüyor gibiydi. İçini bana açıyordu. Yanında ağladığı ilk kız olduğuma yemin edebilirdim. Bana verdiği o özel his karnımdaki kelebekleri canlandırıyordu. Kafasında ki tacını çıkartıp masaya koydum, ipek saçları ile oynamaya başladım. Yıkılmış duruyordu ama hemen toparlanmak zorunda.

"Buraya geldiğimde yukarı kattan bağırış sesleri duyuyordum sen miydin?"

Jungkook,geri çekilip kafasını olumsuzca salladı. Yaptığı şeyin yeni farkına varmıştı sanırsam. Utanmış duruyordu. Sahtece öksürerek kısılan sesini düzeltti.
"Ben değildim. Yoongi'ydi. Eski sevgilimi gördüm diyip kıyameti kopardı."

"Eski sevgilisi mi?" merakla gözlerimi açtım. Jungkook bu halime gülümsedi. Yüzünü bana yaklaştırdı. "Evet. Aslında uzun hikaye ama kısaca anlatırım. Eskiden pavyonda çalışan, şarkıcı bir kadına aşık olmuş Yoongi. Çok istemiş onunla evlenmek ama sarayın kuralları ve Kraliçe'miz asla izin vermemiş. Kanser hastasıymış dediklerine göre,çok genç yaşta da rahmetli olmuş. Abim hâlâ mezarına gidip ağlar. Bugün de onu gördüğünü söylüyor."

"Tanrı onu cennetine alsın. Çok zor bir durum olmalı. Travma geçirmiş olabilir onu gördüğünü söylediyse." üzgün bir suratla sandalyeme yaslandım. Jungkook'ta masasında ki kağıtları toplarken bir yandanda bana bakıp konuşuyordu.

"Evet zordu. Ama biraz da olsa atlattık. Evlenmediklerine izin vermediği için Kral'a ve Kraliçe'ye çok öfkelidir ve travma geçirdiğini düşünmüyorum."

"Kızın adı neymiş? Prens Yoongi bile sesini duyduysa ünlü bir şarkıcıydı demek ki."

"Ningning."

Kaşlarımı çattım. Olamazdı değil mi? Prenses Ningning... Aynı kişiler mi? Ve bu demek oluyor ki Yoongi Ningning'i değil Jennie'yi gördü. Aman Tanrım! Ne olacak şimdi? Yoongi her yerde Jennie'yi arıyor ona hemen haber göndermeliyim. Belki de yapmamalıydım. Duyduklarına inanamayıp bayılmaz umarım. Jungkook'ta benim gibi düşünmeyeliydi sonuçta Jennie'yi tanıyordu ya da Ningning'i hiç görmemişti. Evet kesinlikle Ningning'i görmemişti. Düşüncelerim Jungkook'un konuşması ile son buldu.

"Lisa iyi misin? Dalıp gittin."

Gözlerimi ona çevirip endişeli sesimi bastırmaya çalıştım. "Evet evet iyiyim." sertçe yutkundum. Saç diplerimden vücudumun her yerine yayılan korku beni ele veriyordu. Ne kadar oyunculuğum iyi olsa da Jungkook'un karşısında garip davranıyordum. Başka biri gibi. Sanki para için kendini satmış Lisa yerine melek bir kızı oynuyordum karşısında. Beni öyle bilsin istiyordum. Ellerimi yanaklarına götürüp yüzünü kendi yüzüme yaklaştırdım. Haraketim ani olduğundan gözlerime bakarak ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.

"Son nefesime kadar yanında olacağım Jungkook. Söz veriyorum seni diğerleri gibi bırakmayacağım."
Gülümseyerek yanaklarına öpücükler kondurdum. O ise hâlâ şaşkındı yaptığıma. Geri çekilip odanın kapısına doğru yürüdüm. Kapıyı açarak dışarıya çıkıp kapattım. Yaptığım bu haraket gece boyu aklında kalmamı sağlayacaktı. O değilde ben mi ona aşık oluyordum yoksa? Nolur olmasın çünkü şuan kalbimin bu kadar hızlı atmasına başka bir anlam getiremiyorum.

Merdivenleri koşar adımlarla çıktım. Momo'nun yanına gittiğimde nefessiz kalmıştım. Eftara baktım her yer tertemiz olmuştu. Bir inciye yakışır şekilde yaşıyordum. Ama Jungkook üzerime titrediğinden Prenses ilgisi alıyordum resmen. Bu çok hoşuma gidiyordu.

"Biraz nefes al noldu?"

Elimi göğsüme götürdüm. Akciğerlerim bedenimden çıkacak gibiydi. Nefes alış verişlerimi düzelttim. "Bizim törenden sonra gördüğümüz bir toblo vardı hatırlıyorsun değil mi? Prenses Ningning."

"Hatırlıyorum da ne alaka şimdi bu?" Momo kollarını birbirine bağlayarak dediklerime dikkat kesildi.

"Yoongi,Jennie'yi bir yerlerde görmüş ve onu Ningning sanıyor. Eskiden ona aşıkmış şarkıcı olduğundan evlenmelerine izin vermemişler. Kız kansermiş ölmüş. Geldiğimizde ki bağırış sesleri ona ait."

"Tanrım,Lisa bu bana bile ağır geldi. Gerçek mi bu? İçinden çıkamayacağımız durumlara giriyoruz. Üstesinden gelebilir miyiz artık emin değilim."

"Evet gerçek. Jungkook kendisi anlattı.Sarayın içinde yaşamaya başlayınca herkesin gerçek yüzünü görmeye başlıyoruz."

Momo,hayretler içerisindeydi. Minik bedeni şoku üstünden atamamış gibi masama oturarak bana baktı.
"O zaman Jennie'yi uyarmamız gerekmez mi? Yoongi'ye Ningning olmadığını söylesin."

"Haklısın ama benim başka bir planım var."

×××

Merhaba şekerlerim!

Sırrımız çözülmüş oldu. Jennie'yi gören Yoongi'nin Lorduydu. Sizce gerçekten Lord'u mu? Öyleyse Yoongi'nin Lordu kim olabilir? Cevaplarınızı çok merak ediyorum <3

Lisa'nın planını ilerleyen bölümlerde göreceksiniz. Zeki kızımız yine şaşırtmıyor. Unutmamanız gereken bir şey var. Gelecek bölüm kitabın dönüm noktasıdır !! Hatta size bir çok spoi verdim ama bilmece çok karışık. :)

Ve bir üzgün haberim daha var. Kitabım düzenlemeye giriyor yani ara gibi düşünebilirsiniz. Tahminimce en uzun bir ay bölüm gelmeyebilir. Bölümleri düzenleyip konu üzerinde oynamalar yapmak zorunda kalıyorum. Çünkü çok fazla olay zinciri var. Neyse yeni bölüme kadar hoşçakalın :'
Bu hiç aktif olmayacağım anlamına gelmiyor. Shiplerin aynısından bir kitabım daha var. Hepinizi 'Bloody Wish' e davet ediyorum. O kitabıma yeni bölümler en kısa zamanda gelecek. Görüşürüz. ♡

Continue Reading

You'll Also Like

betty By ︎ ︎

Fanfiction

2.4M 212K 33
okumayın for vanilla baby
40.7K 2.1K 13
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...
26.9K 3.5K 67
Hep aynı yıldıza bakarsan yolunu asla kaybetmezsin...
73.3K 3.2K 18
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.