Evden çıktığımızda park halinde duran karavana bakıp gülümsedim. Dün gece Toprak hem karavanı hem de Selim'in Osman Amca'nın deposunda bıraktığımız arabasını getirtmişti.
"Tek araba gidelim mi?" diye soran babama "İyi olur aslında," dedim.
Selim ile babamın arabasının arka koltuğuna oturduktan sonra Selim'e baktım.
Yere bakmasının yanı sıra bacağı titriyordu.
"İyi misin?" diye sordum.
"Babamı yıllardır görmedim. Onun stresi oldu," dedi.
Bunu babam duymuş olmalı ki "Aranız mı kötü?" diye sordu.
Selim "Pek anlaşamıyoruz. Zaten annemle ayrıydılar," dedi.
"Çok uygun bir ortam olmasa da tanışmış oluruz," dedi annem.
"Evet, öyle." diye mırıldandı Selim.
"Böyle bir günde sana bu soruyu sormak uygun olur mu bilemedim fakat niye ayrılmışlardı?" diye sordu babam.
"Babamın aldığı kararlardan dolayı." diye kestirip attı Selim.
"Babanın adı neydi?" diye soran babam ile Selim "Deniz," dedi.
Kısa bir süre sonra cenaze yerine gelmiştik. Bizim birimden Hureyra ve Toprak da gelmişti.
Biz arabadan inince balık etli siyah elbise giymiş bir kadın yanımıza geldi ve Selim'e sarılıp "Seni çok özlemişim yakışıklım," dedi.
Toprak yanıma yanaştı ve fısıldayarak "Kızım sevgilin o senin. Korusana." diye fısıldadı.
"Sanırım tahmin ettiğim kişi ise kıskanamam," dedim.
"Teyzesi, halası falan mı?" diye sordu Hureyra.
Selim kadından ayrıldı ve "Tanıştırayım, babam." diye açıkladı. Kelimeleri ağzında öyle bir yuvarlamıştı ki anlamak için kısa bir süre beklememiz gerekmişti.
Babam ve annem birbirine bakarken ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlardı.
Babası bana baktı ve "Bu güzel hanım kim?" diye sordu.
"Sevgilim." diye cevap verdi Selim.
Babası bana da sarıldı ve "Tanıştığıma çok memnun oldum. Senin cildin ne kadar da güzelmiş. Ne kullanıyorsun kız?" diye sordu.
"Hiçbir şey." diye yanıtladım.
"Baba buraya annemin cenazesi için geldik." diye hatırlattı Selim.
"Öğrendiğimde öyle ağladım ki... Makyajım akıp gitmiş, fark etmedim bile!" dedi babası.
Annem ve babam bana bakarken "İnsan babasını seçemiyor." diye ağzımı oynattım.
Toprak "Bu Bülent Ersoy'un çakması gibi bir şey lan." deyince "Duyacak birazdan kapa o çeneni," dedim.
"Tamam be." diyerek uzaklaşan Toprak ile Selim'in yanına gittim.