ꪊ𝓽ꪮρ𝓲ꪖ

Par barbieyooa

2.2K 226 137

Elleri zincirlerle bağlı olan Periler. Ve asıl mutlak güçte olan Cadılar. #vsoo 20. Plus

¹👑 '𝑫𝒐 𝒏𝒐𝒕 𝒕𝒓𝒖𝒔𝒕 𝒂𝒏𝒚𝒐𝒏𝒆'
²👑 '𝑻𝒆𝒓𝒓𝒊𝒃𝒍𝒆 𝑷𝒍𝒂𝒏'
³👑 '𝑩𝒂𝒍𝒍 𝒐𝒇 𝒕𝒉𝒆 𝑩𝒆𝒕𝒓𝒂𝒚𝒂𝒍𝒔'
⁵👑 '𝒀𝒆𝒓𝒊 𝒊𝒔 𝒅𝒊𝒆'
⁶👑 '𝑵𝒆𝒘 𝑳𝒊𝒇𝒆'
⁷👑 '𝑳𝒐𝒔𝒕 𝑷𝒓𝒊𝒏𝒄𝒆𝒔𝒔'
⁸👑 '𝑷𝒓𝒊𝒏𝒄𝒆𝒔𝒔 𝑵𝒊𝒏𝒈𝒏𝒊𝒏𝒈'
⁹👑 '𝑰𝒏𝒗𝒊𝒔𝒊𝒃𝒍𝒆 𝑻𝒐𝒎𝒃'
¹⁰👑 '𝑻𝒂𝒃𝒍𝒆'
¹¹👑 '𝑩𝒆𝒕𝒓𝒂𝒚𝒂𝒍'
¹²👑 '𝑾𝒉𝒐 𝒊𝒔 𝒕𝒉𝒆 𝒇𝒂𝒓𝒊𝒚?'
¹³👑 '𝑬𝒙𝒊𝒍𝒆'
¹⁴👑 '𝑬𝒂𝒓𝒕𝒉 𝑲𝒊𝒏𝒈𝒅𝒐𝒎'
¹⁵👑 '𝑫𝒆𝒇𝒆𝒂𝒕'

⁴👑 '𝑷𝒓𝒊𝒏𝒄𝒆𝒔𝒔 𝑱𝒊𝒔𝒐𝒐'

135 14 1
Par barbieyooa

Saatler geçmişti. Herkes delicesine eğlenip içki içiyordu. Yuqi'ye yalvararak en sonunda Kraliçe'nin odasına gidip diz çökerek olanları anlatmıştım. Hiç bir şekilde bana inanmamıştı. Hatta beni Prens Taehyung'un itibarını zedelemekle suçlamıştı eksi okul puanı bile almıştım. Canımı neden almadığı da sorularımın arasındaydı.

Klasik müzik kulaklarıma dolarken birazdan kıyamet kopacağını kimsecikler bilmiyordu. Kırmızı şarabı dudaklarıma götürerek sakince etrafa baktım. Kim Yerim ve Prens Taehyung ortalıklarda gözükmüyordu. İçimde ki gülümsemeyi gizleyemiyordum. Prenses,Prens Suho'yla tatlı bir muhabbete girmişti. Olanlardan haberi bile yoktu. İşte bu yüzden buradayım. Ortalığı karıştırıp yok olmayı o kadar seviyorum ki.

Rosé arkadaşı Wendy ile konuşurken Jennie'de çok fazla içki içtiği için kusmaya gitmişti. Tam zamanı Lalisa.
Bayan Taeyeon'un bu okulda ki tek görev verdiği kişi ben değildim. Seulgi de bana yardımcı oluyordu. Benim aksime kıdemli birisiydi. Prenses Karina'nın Lady'siydi. Su Krallığının biricik kızının adını ondan öğrenmiştim.

Prenses Jisoo.

Seulgi bana bakıp gülümserken kafamı onaylarcasına sallayıp merdivenlere doğru yürüdüm. O da Prenses'in yanına gidiyordu. Merdivenleri çıkarken onlara doğru baktım. Sesleri gelmiyordu ama ağız okuyabiliyordum.

Seulgi mükemmel oyunculuyla Prenses'in karşısında eğilip gülümsedi. "Prens Taehyung sizi odasında bekliyor."

Prenses Jisoo'nun gülen suratı ciddileşmişti. Bu kadar nefret ediyordu ondan. Tepkisizce tahtından kalktı. Benim olduğum merdivenlere doğru yürürken insanlar övgüler yağdırarak selam verip Prensese yol açıyorlardı. Merdivenleri daha hızlı çıkıp beklemeye başladım. Jisoo önümden geçince gülümseyip selam verdim. O ise suratıma bile bakmamıştı. Koridorun sonunda ki odaya giderken ona bakmayı kesip kendi oyunculuğuma başladım.

Şarabımı içerken merdivenlere dökmeye başladım. Kimse bana bakmıyordu. Ben öyle zannediyordum.
Prensesin çağresiz çığlıkları kulağıma gelince gülümsedim.
"Bunu bana nasıl yaparsın!? Hangi cürretle!"

Benim olduğum tarafa gelince suratımı göremiyeceği şekilde eğilmiştim. İçki içtiğinden beni tanımayacaktı. Ağlayarak merdivenlerden inmeye başladığında Prens Taehyung onun arkasından koşuyordu. Yere dökülen içkiyi fark etmemişti. Camdan yapılan ayakkabısının teki çıkmıştı. Ayağı kayarak merdivenlerden düştü. Büyük ihtimalle bayılmıştı. Hep öyle olmaz mı zaten?

Büyük bir kargaşa kopmuştu. Kraliçe SooJin'in suratında ki pişmanlığı görebiliyordum. Beklediğimin tam aksine Taehyung hiç bir şey yapmıyordu. Bembeyaz suratıyla yerde ki bedene bakıyordu. Prens Suho,Jisoo'yu kucağına alarak hekim çağırın diye bağırıyordu. İnsanların çığlıkları beni fazlasıyla rahatsız ederken Prens Suho'nun üvey kuzeni Jisoo için bu kadar endişelenmesi gözümden kaçmamıştı.

Herkes merdivenlere toplanmış Prensese bakıyordu. Kollarımı birbirine bağlamış bu güzel anı izlerken Sohee'nin Lady'si Kim Yerim'i kargaşadan faydalanarak kaçırıyordu. Yerim suratını saklayarak merdivenlerden indiğinde Lady de onu takip ediyordu. Arka kapıdan çıkıcaklardı. Umrumda değildi. Kraliçe SooJin durumu anlamıştı ve onlara bakıyordu. Bakışlarımız kesişince saniyelik bana bakıp önüne dönmüştü. Yuqi'nin kulağına bir şeyler fısıldıyordu.

Zaten bu olaydan sonra Balo bitmişti.
Halk Kraliçe'ye Kral'a selam verip tek tek balo yerini terk ediyordu. Bu kalabalığın arasında Jennie ve Rosé'yi arıyordum. Biri kolumu tutunca arkama baktım. Yuqi'ydi.

"Yarın ki derslerin bitince saraya gel Kraliçe'mizin senle konuşacakları var." Kafamı sallayıp yürümeye devam ettim. Aslında Prensesin bayılması ya da merdivenlerden düşmesi gerekmiyordu.Hepsi benim eserimdi. Sadece ikisini basması bile bize yeterdi ama biraz fazla kibirliydi. Bunu hakketti diye düşünerek gülümsedim.

|

Genç Prenses sahte üzgün suratıyla Jisoo'ya bakıyordu.
"Abimin yaptığı gerçekten ayıplık. Kimdi o kız? Yazık Prensese"

İçinde ki şeytan kahkaha atarken mutsuz suratını Kraliçe SooJin'e çevirdi. "Bilmiyorum Karina. Sen odana git."

Gitmek istemiyordu. Ama karşında ki ondan daha güçlüydü. Bu saray böyledir. Halk kimi daha çok severse onun daha fazla konuşma hakkı olur.
Asık bir suratla Kraliçe'ye baktı.

"Karina giderken Taehyung'a haber ver buraya gelsin konuşmamız gerek."

Genç kız zorla gülümseyerek konuştu.
"Tabiki de efendim." Odadan çıktığında gülümsemesi silinmişti. Kraliçe'den ölesiye nefret ediyordu.
Arkasına dönüp Ladysine baktı.

"Seulgi sen gidebilirsin."
Seulgi saygıyla eğilip merdivenlerden inmeye başladı. Prenses eteğini kaldırıp abisinin odasına doğru yürümeye başladı. Babaannesi büyük ihtimalle onu azarlayacaktı. Prenses Jisoo'nun gerçekten bayıldığına inanmıyordu. Dram prensesiydi o. Rolünü güzel oynardı. Ve prenses oradayken abisini azarlaması genç kızın hoşuna hiç gitmiyordu.

Kapıyı hafifçe tıktıklayıp içeri girdi.
"Abi ben geldim."

Taehyung,dünden beri aynı olan tepkisiz suratıyla gösterişli koltuğunda oturuyordu. Çok derin düşüncelerde gibiydi. Karina'yı gördüğünde gülümseyip yanını işaret etti. Genç kız koltuğa oturarak abisine doğru döndü.

"Merak etme diğerleri gibi seni azarlamaya gelmedim. Ben senin yanındayım bunu asla unutma abi. O hainler sadece bu duruma sevindi senin iyiliğini düşünmüyorlar. Biliyorsun değil mi?"

Taehyung burukça gülümseyerek kerdeşine baktı. Yanağında tokat izi vardı. "Evet biliyorum bunu bugün anlamış oldum."

Genç kız korku dolu gözlerle ayağı kalktı. "Yanağın kızarmış. Kim yaptı sana bunu!?"

Prens sustu. Ne diyebilirdi ki? Gururu yerle bir olmuştu. "Annem mi yaptı yoksa? İnanamıyorum! Sana nasıl kıyar? Sen onun en büyük oğlusun bunu yapmaya hakkı yok!"

"Yanılıyorsun üvey abim var."
Taehyung tepkisizce yere doğru bakarken yaşadığı psikolojik baskı onu içten içe öldürüyordu. Genç kızın sinirden elleri titremeye başlamıştı.

"O uğursuzdan bahsetme. Her şey onun suçu keşke geberse."

Karina tekrar koltuğa otururken abisinin durgun hallerine mantıklı bir açıklama getirmeye çalışıyordu.
"Abi iyisin değil mi? Kraliçe SooJin seni çağırıyor. Dimdik ayakta dur. Sakın sana hakaret etmesine müsaade etme tamam mı? Sen en iyisisin."

Prens Taehyung oturduğu yerden kalkıp üstünü düzeltti. Karina altından yapılmış çekmeceyi açarak abisine tac seçmeye başladı. Siyah olanı alarak nazikçe kafasına koydu.

"Dediklerimi unutma."

Taehyung ellerini genç kızın yanağına koyup alnını öptü. "Bunlarla kafanı yorma. Ben çok iyiyim tamam mı güzelim?"

"Tamam sen öyle diyorsan..."

Prens tam kapıdan çıkacakken Karina arkasından seslendi. "Abi yanlış anlama bu sadece bir soru. Dünkü baloda gerçekten o kızla bir şeyler oldu mu?"

"Hatırlamıyorum Karina."
Prenses kafasını salladı. Taehyung odadan çıkınca sinirden ağlamak üzereydi. "Herkes yalan söylüyor. Hemde herkes! Bıktım artık."
Yere çömelip ağlamaya başladı. Bu yenilişin,hırsın,güç kaybetmenin ağlayışıydı.

|

"Son ders ne?"
Rosé bıkkınlıkla cevap verdi.

"Prenses kuralları."

Jennie kusuyormuş gibi yaparak kafasını sıraya gömüp uyumaya başladı. Kitaplarımı çantama sıkıştırıyordum. "Lisa bir ders daha var niye toparlanıyorsun?"

"Benim saraya gitmem gerek biliyorsun. Hizmetçilik."

"Hm anladım ama merak ettiğim bir şey var. Asil bir kadının yani koskoca Taeyeon'un kızısın. Neden hizmetçilik yapıyorsun ki?"

Daha düne kadar gerizekalı olan kız şimdi akıllı rolü oynuyordu. Göz devirmemek için kendimi zor tuttum.
"Şey ben artık kendi ayaklarım üzerinde durmak istiyorum. Yani en azından Lady olana kadar. Annem hayatı öğrenmem gerektirdiği söyledi."

"Peki,kolay gelsin o zaman sana!" Gülümseyerek bana bakıyordu. Bende zorla gülümseyip masada duran defterimi elime alarak sınıftan çıktım.

Saraya geldiğimde Yuqi'nin beni beklemekte olduğunu gördüm.
Kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Ani bir şokla bir şey demeden ona uyarak beni nereye götürüyorsa gidiyordum. Bir odanın önünde bekliyorduk. İçerden Kraliçe SooJin çıkınca selam verdim. Açık olan kapıya baktığımda Prens Taehyung'un yatakta uzanan Jisoo'nun elini tuttuğunu gördüm midem kalkmıştı cidden o geceden sonra ona nasıl dokunmaya cesaret ederdi?

Kraliçe bana bakarken yürümeye başladı. Kendi odasına gidiyorduk sanırım. İçeri girdiğimiz de ağzım beş metre açılmıştı. Burası tarif edilemeyecek derecedeydi. Her yer elmastandı. Kendime geldiğimde SooJin'in tahtında oturup bana baktığını farkettim. Yuqi omzumdan iterek diz çökmemi sağlamıştı. Hizmetçiler Kraliçe'nin kahvesini getirip çıktıklarında odada sadece üçümüz kalmıştı. SooJin zerafetle kahvesinden yudum aldı.

"Lalisa Manoban değil mi?"

"Evet efendim."

"Dün olanları nasıl önceden öğrenebildin?"

"Kraliçe'm İncil üzerine yemin ederim ki şans eseri öğrendim. O gece lavabodaydım. Fazla içki içtiğim için kusuyordum. İçeri Kim Yerim ve arkadaşı girdi. Konuşmaya başladılar. Prens Taehyung'tan bahsediyorlardı. Sohee'nin planını da böyle öğrendim."
İki elimide birleştirip Kraliçe'nin bana inanmasını bekledim.

"Sohee yine beni şaşırtmadı. Sana inanmam gerekirdi Lalisa. Sohee hep böyledir. Gençliğinden beri beni makamımı kıskandı. Hep ayağımı kaydırmaya çalıştı. Ama gel gör ki ben hâlâ bu odadayım." Yuqi ve SooJin birbirlerine gülümseyerek baktılar. Korkmaya başlıyordum.

"Sadakatini bize kanıtladın. Artık sadece bu sarayda hizmetçi değilsin. Sadece bana çalışan biri olacaksın. İlk görevini yerine getirirsen geleceğin bu odada ki elmaslar kadar parlak olur Lalisa."

"Teşekkürler Kraliçe'm siz en yücesiniz!"

SooJin gülümseyip tahtından kalktı.
Tam karşımda duruyordu.
"Bu tatsız olaydan sonra torunum Taehyung'la konuştum. Maalesef ki ilişkiye girmişler. Sohee kızı çoktan güvenli bir yere göndermiştir. Senin o kızı bulmanı istiyorum. Hamile kalmış olabilir."

Korkuyla ona baktım. Umarım düşündüğüm şeyi söylemez. Suratını ne hissettiğini düşünemiyordum. O kadar korkunç bir gülümsemesi vardı ki. Gözleri şeytanınkilerle birdi.
"Benden tam olarak ne istiyorsunuz?"

"Kim Yerim'i ortadan kaldırmanı istiyorum. Ruhu can çekişerek çıksın istiyorum. Onu öldürüp en dipsiz kuyuya at."

×××

OoOoOooO işler karışmaya başladı.
Konu tam anlamıyla oturmuştur arkadaşlar. Bu bölümden sonra Kraliyet ailesine daha da odaklanacağız.

Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

73.2K 3.2K 18
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.
192K 19.4K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
The 42 Par alex

Fanfiction

58.1K 8.3K 18
"Bizden ne komşu, ne düşman, ne de arkadaş olur." university & dorm au! ! 15.01.2024
183K 7.5K 36
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!