başka bir hayatta

2K 91 16
                                    

Fic'in şarkısı bu, bunu dinleyerek okursanız daha güzel bir havaya sokar sizi. İyi okumalar ♡

Jimin'in o hastaneye en son ayak basmasından beri biraz zaman geçmişti.

Onun için kasvetli bir yerdi, sevmediği bir yerdi, ama ziyaret etmek zorundaydı. Jimin'in ailesi, gelecekteki amaçlar için özgeçmişinde iyi görünecek daha fazla şey biriktirebilmesi için onu yakındaki bir hastanede stajyer tutmaya niyetliydi.

Ancak çoğu zaman Jimin, ona verdikleri önerilerden memnun olmayan ebeveynleriyle aynı fikirde değildi. Ama nihayetinde, kendisine yüklenen görevi yerine getirmesi için onu teşvik edeceklerdi ve öyle ya da böyle yapacaktı.

Neye kaydolmak için nereye gitmesi gerektiğini bulma konusunda hiç çaba sarf etmedi. Umursamadı, yakın gelecekte de umursayacağını düşünmüyordu. Jimin olduğu yerde mutsuzdu, yaptığı şeyden de mutsuzdu. Zaman harcıyordu, istemediği bir şey için uğraşıyordu.

Genç bir hemşire yardımcısı koridorun ilerisini parmağıyla göstererek, Jimin'i konuyla ilgili daha fazla bilgi bulabileceği başka bir danışmaya yönlendirdi. Kısaca hemşireye teşekkür etti ve yoluna devam ederken birkaç hasta odasını geçerek yoluna devam etti.

Gözleri yerdeydi. Odaların hiçbirine bakmadı, istemedi. Baksa canı yanardı.

Jimin gözlerini kapattı ve içini çekti, dalgın bir şekilde adımını atarken biriyle çarpışmaktan kaçınmak için son anda gözlerini açtı.

Bir doktor -hayır- sadece başka bir insan.

Devam etmeden önce açıkça özür dileyerek erkeğin etrafında dolaştı. Arkasından bir "Sorun değil" sesi duyabiliyordu, ancak Jimin ilerledikçe kısa sürede ses kayboldu.

Bunu gerçekten yapmak istiyor muyum?

Gözlerini ondan birkaç metre ötedeki danışma masasında ilgisiz bir şekilde gezdirdi.

Hayır, gerçekten istemiyorum.

Hareketsiz duran Jimin uzunca bir süre yerinde kaldı, bacakları onu daha ileriye götürmeyi reddediyordu. İnsanlar onun yanından, etrafından, koridorlarda bir aşağı bir yukarı yürüdüler, ama kimse onu fark etmemiş gibiydi. Orada durdu, tereddütlü, ilgisiz, kayıtsız, duygusuz.

Sessizce yerinde kaldı Jimin. Kimse ondan rahatsız olmadı, o yüzden orada öylece durdu. Koyu gri saçlarını itmek için elini kaldırdı ve yavaşça başını öne doğru eğdi, ayakkabılarına baktı.

Ne yapıyorum ben?

Bu düşünce aklını işgal etti.

Ben neden burdayım ki?

Bir başkası önce hızlıca yürüdü, sonra yavaşça hızını düşürdü. Yürüyüşleri daha sonra durma noktasına geldi ve işte o zaman Jimin, kişisel alanını işgal eden bireyin farkına vardı.

Jimin, çevresindeki ellerin ona uzandığını görebiliyordu.

Geri çekildi ve kafasını kaldırdı.

"Oh, hareket edebiliyorsun." Jimin'e doğru gülümsedi, parlak kahvrengi gözleri kendi gözlerini yakaladı. Neredeyse çarpmak üzere olduğu kişiydi... Belki de koridorda durmuş ve Jimin'in hızlı bir yürüyüşün ardından aniden durmasını izlemişti. Bunun bazı insanlar için ne kadar endişe verici olduğunu farketti.

"Burada durmamın bir sakıncası mı var?" Jimin içtenlikle sordu.

"Hayır, sanmıyorum." Elini beline koydu. "Neden böyle aniden durdun? İyi misin?"

"İyiyim. Sadece düşünüyordum." Jimin yavaşça gözlerini kırpıştırdı.

"Neyi?"

Soru soran kişi.. ne kadar heyecan verici.

"Bu hastaneyi. Artık buraya gelmek istemediğimi farkettim."

in another life | vminWhere stories live. Discover now