16

362 54 6
                                    

Kim bilir kaçıncı kez bitirdikleri filmin kapanışında yukarıya çıkan isimlerin yansıması, Jimin'in gözlerinden görülebiliyordu. Arkasına yaslanıp elini laptop'un dokunmatik faresinde gezdirdi ve filmi dondurdu.

"Filmi bininci kez izlemiş olmak nasıl bir duygu?" Ses tonunda hafif alay gizliydi.

Jimin'in yanında yatan hayaletimsi derecede beyaz tenli Taehyung zar zor gülümsedi:

"Güzel." Başını yastığa gömmüş, Jimin'in yönüne dönmüştü yattığı yerde. Taehyung'un gözlerini odaklaması biraz zaman aldı.

Jimin laptopu kendine doğru çekip sağ alt köşedeki tarih ve saate baktı. 19 Ocak, 18.40. Yüzüne ciddi bir ifade takınmış ve kapatma düğmesine basmıştı ardından. Yatağın ucuna oturup Taehyung'a yönlendirdi bakışlarını.

Bitkin gözleri Jimin'in üstündeydi. Sırıtıyordu.

Kendini gülümsemek için zorlayıp başını hafifçe yana eğdi Jimin:

"Neye gülüyorsun?" Bir elini uzatıp Taehyung'un alnına dokundurdu. Soğukluğu karşısında paniklemiş, aniden çekmişti elini ancak bunu Taehyung'a çaktırmadan yapmayı başarmıştı.

Taehyung'un yanıt vermesi biraz zaman aldı ama eninde sonunda bir-iki kelime söylemeyi başarabilmişti:

"...Teşekkür ederim."

"Bir şey değil." Sersem bir gülümseme kapladı Jimin'in yüzünü, "O filmi ne kadar sevdiğini biliyorum." Bunları söylerken Taehyung'a bakmaya çalışmış ama çabucak kaçırmıştı gözlerini. Bir şeyler Jimin'e Taehyung'un filmi kastetmediğini söylüyordu lâkin Jimin bu düşünceyi görmezden geldi.

Jimin, tezgahtaki Pocky kutusuna erişebilmek için eğildi. Kutuyu açıp bir tane aldı içinden.

"İster misin?"

Taehyung olumlu anlamda başını sallamış, bir elini uzatmıştı cevap olarak. Jimin bisküvili atıştırmalığı Taehyung'un parmaklarının arasına sıkıştırıp bıraktı. Taehyung elindekini kaldırıp güçlükle de olsa burnuna yaklaştırmış, çilek kokusunu çekmişti içine. Hafifçe dokundu, titrek parmaklarının arasında döndürüp inceledi ama yemedi.

Jimin kutuyu tezgaha koyup homurdanmaya başladı:

"O bisküviye benden daha çok bağlanmış gibisin..."

Taehyung şaşkınlıkla başını kaldırıp bakışlarını önce Jimin'e, sonra yeniden Pocky'ye indirmişti. Jimin'in sözlerinin ona ulaşması zaman almış ama ulaşır ulaşmaz yüzü aydınlanmış ve kahkaha atmıştı Taehyung.

Jimin'in şu ana kadar duyduğu en zayıf sesti.

"Ah, sonunda komik bir şey söylemişim." Jimin Taehyung'un gülüşlerine eşlik ederek kavuşturdu kollarını. "Ara sıra becerebildiğimi söylemiştim işte."

Taehyung'un kahkahaları giderek söndü ve yumdu gözlerini:
"E-evet... nadiren.."

"Bana bi' rahat ver ya." Jimin birkaç saniye daha güldükten sonra susmuştu Taehyung gibi.

İkisi de dakikalarca birbirinin sessizliğini dinlemişti Taehyung yeniden konuşana kadar. Sesi bir fısıltıdan farksızdı.

"Jimin-ah..."

Jimin ona baktı.

"Hm?"

Taehyung yutkunup elindeki Pocky'yle oynamaya devam etti. "Bana... B-bulut Atlası'nı... neden bu kadar ç-çok sevdiğimi sorsana."

Şaşırmış, bütün dikkatini Taehyung'a vermişti Jimin:

"Peki... Taehyung-ah, neden Bulut Atlası'nı bu kadar çok seviyorsun?"

in another life | vminWhere stories live. Discover now