Bölüm 14: Hesaplaşma

1.2K 65 19
                                    

Ben yanlarına doğru sert adımlarla giderken Poyrazın da arkamdan geldiğini fark ettim. Fakat bu durumda onu çok umursamadan Demirin yanına gittim ve tüm birikmiş gücümle tokat attım. Tokatın verdiği etkiyle başı sağa dönmüştü ve öylece kaldı. Şimdi sıra günlerdir sabrımı sınayıp, bardağı taşıran Handeye gelmişti. Önüne geçip yüzüne bağırmak için dudaklarımı açmıştım fakat Poyraz gelip beni arkasına almıştı.

"Şimdi ikinizde herşeyi anlatıyorsunuz." demişti, sesinde ki ciddiyet aynı zamanda yüzünden de belli oluyordu.

Demir yutkunup Handeye doğru baktı. Bende onunla birlikte Handeye baktığımda gözlerinde timsah gözyaşları yerini almıştı ve birden Poyrazın koluna sarıldı.

"Poyraz...Demir beni tehtid etti ve bende ona yardım etmek zorunda kaldım. Poyraz, benim hiçbir suçum yok inan bana..."

Sonlara doğru konuşurken sesi bile kısılmıştı. Yarın git flash tv'de işe başla, performansına on üzerinden sıfır canım.

Ben onun yaptığı bu şova dayanamayıp kahkaha attıktan sonra Poyrazın kollarında olan Handeye döndüm. "Oyunculuk yapmalısın sende o yeteğini görüyorum Handeciğim."

Poyraz Handeyi kollarından çekip Demirin önünde durdu. "Kızı tehtid mi ettin lan!" dedikten sonra yumruğunu geçirmişti. Bu durumdan gerçekten çok sıkılmıştım.

Sakin kalmak için kaça kadar sayıyorduk? 10 muydu?

İçimden saymaya başladım fakat bir yerden sonra fark ettim ki hissettiğim sinir bana sayıları bile unutturmuştu.

Gözlerim rol yapan Handeye kaydı. Poyrazı sallandıramazdım belki ama bu yellozu camdan sallandırırsam belki bir miktar götü tutuşabilirdi. Hem anlıkta olsa ne hissettiğimi anlardı, bence gayet pratik bir çözümdü.

"Poyraz git burdan..." dedim fısıltı gibi çıkan sesimle. Kendimi o kadar çaresiz hissediyordum ki. Sinirim yerini hayal kırıklığına bırakmıştı.

Bana ters bir bakış atıp umursamadan tekrar Demire yumruk atacakken araya ben girdim. "GİT BURDAN!" diyip ittiğimde bir kaç adım sendelemiş, ve afallamış gözüküyordu.

"Ne diyorsun lan sen? Ölüyordun kızım sen,ben kurtardım seni! Şimdi geçmiş karşıma seni öldürmek isteyen kişiyi savunuyorsun. Söylesene kaç yüzün var senin Şeyda?"

Afallama sırası bana gelmişti. "Handenin iki göz yaşına kanıp onu savunuyorsun. Bu oyunun içinde olup olmadığını bilmiyoruz, benim bir yüzüm var ama sen yüzsüzün tekisin!"

Kasılan çenesinden çok sinirlendiğini anlamıştım. Ona karşı biraz ağır konuşmuştum ama sonuna kadar hak etmişti. Arkasında duran Handeye dönüp "Seni ne ile tehtid etti?" diye sordu.

"Eğer Şeydanın telefonunu masada bırakmazsam beni döveceğini sonunda da planı benim üzerime yıkacağını söyledi. Bende mecbur kabul ettim ama gerçekten benim bir suçum yok Poyraz!"

Poyraz bu seferde Demire döndü. "Senin amacın ne?"

Demir ilk önce bana baktı gözlerinde pişmanlık ve kararsızlık vardı. "Aslında herşey Handenin dediğinin tersi. O bana Şeyda'nın su fobisi olduğunu, eğer Handeye yardım etmezsem de Poyrazın babasının kamp müdürü olduğunu ve beni atacağını söyledi. Bu benim umrumda bile değil. Benim asıl korktuğum şey bu kızın suçu bana atması ve benim Şeyda'nın güvenini kaybetmem. Bu yüzden yaptım, zaten videonun devamını izlerseniz pişman olup hemen geri kurtarmaya geliyordum."

Düşman Okullar TatildeWhere stories live. Discover now