Bölüm 11: Doğum Günü

1.4K 93 19
                                    

Önümde ki testin cevap anahtarını kontrol ederken Ömere aldırdığım çubuk krakeri bir yandan kemiriyor diğer yandan da işaretlediğim yanlış cevaplar yüzünden gerçek bir beyinsiz olduğumu düşünüyordum. Cevapların yarısından fazlası yanlıştı.

Vaybe! Ben bu sene bitince sınava girecektim. Sanki gümbür gümbür geliyordum ha? Rakiplerim korkmalı mıydı benden? Ha şayet hâlâ korkmadılarsa da... Bö diye bağırabilirdim bir anda ansızın. Etkiliydi, bana her yapılışında korkuyordum mesela


"Al işte!" diye mırıldandım balkonda otururken.

Cevabı A,B olan soruya sadece A işaretlemiş birde üstüne 'kolay soru' diye not düşmüş bir kızın üniversite kazanacağına kim inanır?

"Olsun Şeyda..." dedim sakince. "Sakın motivasyonunu düşürme kızım zamanla olacak."

Kendi kendimi gaza getirirken diğer sorunun cevabına baktım. Umutla parlayan gözlerim hemen sönmüştü. Çünkü aptal ben bu soruyu da yanlış yapmıştım.

Ezelin kör annesi sallayarak çözse bu soruları senden daha çok doğrusu olur Şeyda.

Önüme gelen sarı saçlarımı sinirle arkaya attım. Koskocaman ulaşılamaz diye altını çizmişler. Dayanamayıp test kitabını dişlerimin arasına aldım.

"Olsun kızım sende sorun yok...Test kitabı bozuk sadece o kadar."

Sadece boş düşünceler beynimi ele geçirdiği için sorulara odaklanacak yer kalmamıştı. Tatile geldiğimden beri yaşadıklarımı düşünüyordum.

O kavganın üzerinden üç gün geçmişti ve biz üç gün boyunca denize gitmiştik. Ama ben su fobimden dolayı dizlerime kadar suya girmiş yada kumlardan onları izlemiştim. Ömer öğretmek için uğraşsa da ben gururumdan kabul etmemiştim.

Yada göt korkusundan.

Yaz tatilinde olmamıza rağmen düşünmekten kafayı yiyince ömrü hayatında bir kere ders çalışmamış ben gecenin bir yarısı balkona geçip sabaha kadar test çözmüştüm.

Balkondan gördüğüm kadarı ile yemekhane açılmış ve aşağısı kalabalıklaşmıştı. Önümde duran dişlerimin izi çıktığı test kitabını bir daha açmamak üzere dolabın üstüne fırlattım.

İnciyi zorluklarla uyandırıp hep beraber yemekhaneye gelmiştik. Kahvaltı yaparken Ömer ekmeğin üzerine bal sürüp bana veriyordu. Bende balı sevmediğim için Yağızın önüne koyuyordum ve bu döngü böyle ilerliyordu.

İnci ile alışveriş yapma kararı alıp kulübeye geçtik. Hazırlanırken sıkılmamak için televizyonda müzik ararken bir belgesel kanalı bulmuştuk. İki erkek aslan, dişi erkek aslan için kavga etmişti. Birisi boynu kırıldığı için diğerinin de yaraları enfeksiyon kaptığı için öldü. Asla karının da olaydan haberi yok, geyik yiyor.

Ulan be!

Şimdi sizin merak ettiğiniz kısma geliyorum; Poyraz ve yancıları.

Begüm ve İpek üç gündür doğum günü hazırlıkları ile uğraşıyordu. Bize barda yapılacağını söylemişlerdi ama geçen ki olaylardan sonra fikir değişikliği yaparak kumsalda yapmaya karar vermişlerdi. Hande ve Melis bu aralar sakindi. Yani en azından bizimle uğraşmıyorlardı. İkisi de kendini tatile vermiş, denizden eğlencelere gidiyordu. Poyraz ve Onur ise kulübeden hiç çıkmamıştı. Üç gün boyunca onları sadece bir kere görmüş,o günde kısa bir laf dalaşı yapıp gitmiştik.

Düşman Okullar TatildeWhere stories live. Discover now