Bölüm 18: Poyrazı gördüğün yerde topukla

1.2K 53 6
                                    

Yıldıza basmayı unutmayalım, keyifli okumalaarr <3

Yeni bölüm için sınır: 60 Vote 35 yorum

Sabah dün yaptığım göz makyajından, dolayı yapışmış gözlerimi ovuşturarak açtığımda yan tarafta kıvrılmış İnciyi gördüm. Başımda feci bir ağrı vardı.

Dün gece bir içtik, herkes Jüpiter.

Sarsak adımlarla kenarlara tutunarak banyoya girip kapıyı kapattım. Aynaya baktığımda üçüncü dünya savaşından çıkmış gibiydim. Birbirine girmiş saçlarım, dağılmış makyajım. Soğuk suyu yüzüme çarparak kendime gelmeye çalıştım. Dünü hatırlamaya kendimi zorladığımda, aklıma gelen tek şey-

SİKTİR! BEN POYRAZI ÖPTÜM.

Bu ne ya? Gerçekten sapık gibi herkesi zorla öpüyorum. Önce Emir sonra Poyraz sırada kim var acaba? Bence kamptaki tüm erkekler karantina altına alınmalı.

Kesin o dini mesajları on kişiye göndermediğim için bu haldeyim ben yoksa bir açıklaması olamaz.

Üzerimde ki kırışmış elbiseyi sırıtarak çıkardım ve özenle kenara bıraktım. Hediyeye güzel davranılır sonuçta değil mi? Hele o hediyeyi Poyraz Demirkan aldıysa pamuklara sarmak istiyorsunuz.

Suyu ayarlayıp duşa kabine girdim. Sarı saçlarımı iki defa şampuan ile yıkadıktan sonra iki defa da vücudumu temizledim. Bornozuma sarılıp odaya geri geçtiğimde İnci hala uyuyordu.

"Kuzen! Kalk lan." derken saçlarımın ıslaklığını havlu ile alıyordum. Dolaptan çıkardığım kıyafetlerimi üzerime giyindim. Makyajımın son hamlesi olan,  çilekli dudak glossumu sürdüm sonra dudaklarımı yaladım ve hiçbir şey kalmadı. Ama ne demişler? Başını dik, içini ferah,glossunu da hep parlak tut.

Bugün iki okul etkinlik olarak paintballe gidiyorduk. Yani bugün iki  planım vardı;

1) Ömerlerin yanından ayrılma.

2) Poyrazı gördüğün yerde topukla.

Biraz arsız bir kız olduğum için aslında hiç pişman değildim sadece yaptığım şeyden utanıyordum. Sonuçta birden düşmanım dediğim çocuğa beni öp demiştim ve o bana şaşkın şaşkın bakarken dudaklarına yapışmıştım.

Dağıttığım odayı topladıktan sonra İncinin yanına gittim. Parmaklarımı burnuna götürüp bir kaç saniye sıktım. İnci bu hareketimden hemen huzursuzca kımıldanıp gözlerini açmıştı. Burnunun sıkılmasından nefret ederdi ve bende o nefret ediyor diye bilerek yapıyordum. Sonunda ne olduğunu anlayıp yataktan kalktı ve bana bir yastık attı. Attığı yastığı tekrar ona atıp hemen dışarı kaçtım.

İlerde gülerek konuşan Poyraz ve tayfası vardı. Poyraz sanki bakışlarımı hissetmiş gibi hemen bana dönmüştü ama ben hiçbirine bakmadan onların önünden geçerek Ömerlerin kulübesine gelmeyi başarmıştım. Arkamdan hepsinin bana baktığına emindim.

Kapıyı çalıp beklemeye başladım ve saniyeler içinde altında sadece eşofmanı olan Yağız kapıyı açtı.

"Hoşgeldin güzellik!"

Gülümsedim ve yanağından bir makas alarak içeri geçtim. Kapıyı kapatmadan gördüğüm tek şey Onurun kaşlarını kaldırarak İpek'e bakması, İpeğin ise Onuru umursamadan baktığı Yağızın karın baklavaları.

Ay, ben daha Begüm ve Akını ayarlamayı başaramamıştım. Şimdi de İpek ve Yağız çıkmıştı başıma. Çöpçatan mıyım ben? Yok canım onlar birbirinden nefret ediyorlar di mi?

Sende Poyrazdan nefret ediyordun ama kene gibi çocuğun dudağına yapıştın canım.

Hala nefret ediyordum.. Hemde çok...Ya da az, belki etmiyorum... Of bilmiyorum!

Düşman Okullar TatildeWhere stories live. Discover now