Bölüm 3: Öpücük

2K 110 62
                                    

Keyifli okumalaar <3

Şuan üzerimde resmen otobüsten pazar arabası ile inemeyeceğini sanan teyze paniklemesi var.

Onur ve Poyrazla yaklaşık iki dakikadır
bakışıyoruz. Hani birinin gözlerine otuz
saniyeden fazla bakınca karşındaki kişi sana aşık olur derler ya o yüzden ben içimden yirmiye kadar saydıktan sonra gözlerimi Poyrazdan çekip başka yere bakıyordum.

Poyrazda yine küçük bir gülümseme
vardı. Yada yukardan baktığım için bana öyle geliyor. İlk defa birine bu kadar yukardan bakıyorum.

Tabi boy kısa olunca.

Bakışları omzunun üstünden bana döndüğünde onu görmüş olmanın getirdiği kızgınlıkla yüzümü buruşturdum. Bakışları vücudumda dikkatlice dolandı, muhtemelen hasar kontrolü yapmıştı ya da pozisyonumun saçmalığını ölçmeye çalışıyordu, bilmiyordum. Çatık kaşlarının altındaki sert bakışlar duvarın dibindeki köpeklere indiğinde omuzlarını düşürdü ve derince nefeslendikten sonra yaklaştı.

Poyraz bakmayı bırakıp iki elleriyle yere alkış yaptı böylece köpeklerinde odağının onlara kaymasına neden oldu. Gözlerim şaşkınlıkla irileşti, neden ona karşı bu kadar sakinlerdi? Bizi üç sokak boyunca ağlaya zırlaya koşturtmuşlardı, Poyrazlara gelince ise süt dökmüş kedi olmuşlardı. Diyordum işte tamamen uzaktan adamlardı.

"Gel oğlum..." dedi ona yaklaşan köpeği uysallaştırmak için dizinin üzerinde eğilip, kafasını okşamaya başlarken. Köpekleri seven oydu fakat sanki dokunan benmişim gibi ellerim karıncalanmıştı. Elleri köpeğin üzerindeyken gözleri bendeydi. "İyi misiniz?"

Dakikalarca köpek kovalamamış, çığlıklar atmamış gibi kafamı salladım. "İyiyiz."

"İnebilecek misiniz?" Diyen Onur'un sorduğu soru ellerimin ve dizlerime tuhaf bir his oluşmasına neden oldu. İkinci köpekte Onur'a doğru sokulup, sevgi istercesine beklemeye başladığında korkuyla onlara bakıyordum.

"Dalga geçmeye mi geldiniz siz? Biz başımızın çaresine bakarız." dedi sitemle bir şekilde İnci.

"O kadar emin olma bence daha aşağı doğru düzgün bakamıyorsunuz." diyerek yanıt verdi Poyraz.

Aslında ben gayette iyi bakıyordum. Sadece babası işten geldikten sonra babasının bacağına yapışan küçük çocuk gibi ağaca yapışmıştım. Az sonra ağaçla çocuğum olacaktı. Ben anne olmaya hazır değilim.
Düşünsenize ortada küçük küçük ağaç
Şeydaların olduğunu. Kekoya bağlar baltaya 'ben seni,beni kestiğine değil sapının benden olduğuna üzülüyorum gülüm' dediğini. Benden yani güvenmemek lazım.

Sonra tabiki en mantıklı ve en saçma cevabı ben verdim. "Yüzünüzü görmek istemediğimiz için aşağı bakmıyoruz."

Poyraz kahkaha atarak konuşmaya başladı. "İyi o zaman yüzümüzü görmek istemiyorsanız biz de gideriz."

Akşam akşam nelerle uğraşıyoruz kesin biri bana beddua etti hemde baya imanlı biri belli. Yoksa bunlar niye başıma gelsin? Onur sırıtarak konuşmaya başladı.

"Kızlar, ya izin verin yardım edelim yada bu gece burda kalın. Ha bu arada zaman geçiyor çabuk karar verin. "

Daha sonra ilk ben sonra İnci aynı anda konuşmaya başladık.

"HAYIR!"

"Tamam yardım edin."

Biz bu kızla kesinlikle kuzen değiliz!
Ben İnci'ye sinirlenip bacağına
vurunca aşağı düştü ve son anda Baran onu yakaladı. Sonra İnci bana annemin elbiselerini kesip bebeklerime kıyafet yaptığım zaman ki annemin o attığı bakışlarından attı ve Onura döndü.

Düşman Okullar TatildeWhere stories live. Discover now