Ne olursa olsun, bu böyle...

1.3K 101 15
                                    

N'in gözünden:

Gözümü yüzüme vuran güneş ışığı ile birlikte açmamla hem sağımdan hem solumdan bana sarılmış olan üyelerin ağırlığını hissetmem bir oldu.  Uyurken sağımda uyuyan Ken ve solumda uyuyan Hong Bin bacaklarını üstüme koymuşlardı. Hatta bununla kalmamış aynı zamanda ikiside iki tarafımdan bana sarılmıştı. Bu yüzden şu anda üçümüz mükemmel bir biçimde birbirimize dolanmıştık. Ayaktan bakan biri bize ahtapota benzediğimizi  söyleyse buna inanırdım. Çünkü çok iç içe girmiştik.

"Yaaaaa~" diye bağırdım onların kol ve bacaklarından kurtulmaya çalışırken ancak bunda pek başarılı olduğum söylenemezdi.

Hong Bin sadece huzursuzca kıpırdayıp beni özgür bırakarak arkasına dönmüştü ancak Ken kesinlikle ahtapot gibi kolları ve bacakları ile benden ayrılmamaya kararlı gözüküyordu.

"Yaaa Ken-jumma!!!" diye bağırarak  bacaklarını itmeye başladım. (Ken-jumma : Ken ve ajummanın birleşimi, Ken kızdığını zamanlarda ajummaya benzediği için kendine bu lakabı verdi. )

Benim bu bağırmama o, "Yobonnng?" diye cevap verdi sorarcasına. (Yobong: Yobo'nun sevimli hali. Ken bunu oynadığı bir sitcomda söylemişti. "Boarding house no:24, 12 bölümlük sitcom )

"Yobong'muş. Götüm!" diye bağırdıktan sonra onu hırsla ittim. Sonunda beni o ahtapot kollarından azad etmişti. Dayanamayıp odada hep birlikte uyuyan üyelere bakıp gülümsedim. Birbirinden çok farklı huylara ve özelliklere sahip olmamıza rağmen, hepimiz bir amaç için bir araya toplanmıştık. Ve şimdi olabildiğince az kavga ile hayatlarımıza devam ediyorduk.

Tamamen ayağa kalkıp üstümü ve saçımı düzelttiğimde Leo'nun odada olmadığını farkettim. Nedenini bilmememe rağmen içimi bir korku kaplamıştı ve bu korkunun nedeni onun sarhoşken yaptığı manyaklıklardı. Ayrıca Leo hiç iyi bir içici değildi. Ve dün gece bir delilik yapıp Hyuk hariç hepimiz içmiştik. Hyuk'a bunun aramızda sır olarak kalacağını söylememize rağmen kabul etmemiş, diğer odaya gidip uyumuştu. Ve sonra hiç beklemediğimiz birşey olmuştu. Normalde ertesi gün şirkette tanışmayı planladığımız benden bile küçük görünen cılız yeni menejerimiz akşamdan eve gelmiş ve bizi basmıştı. Bir süre salonu toplayıp ona kapıyı açmayarak oyalasakta sonunda çocukları odaya saklayıp ona kapıyı ben tek başıma açmıştım. Sıktığım parfüm sayesinde salon ve ben kokmuyorduk. Ayrıca korkudan 2 defa dişlerimi fırçaladığım için ağzımda kokmuyordu.

Ama oynadığımız oyunlarda dalga geçmek için Leo'ya çok fazla içirmiştik bu yüzden dün gece ilk o sarhoş olmuştu. Hemde kör kütük sarhoştu.  Lider olmama rağmen onu korumadığımı kabul ediyorum hehehe . Hatta bir ara Leo ben zannettiği için bizi yakalayıp fırça atmak üzere olan yeni menejerimize sarılmıştı. İçimden kahkahalar atmak istesemde korkum daha büyüktü bu yüzden dalga bile geçemeyip hemen korkuyla onları ayırmıştık. Garibim Leo'nun ise hiç birşeyden haberi yoktu... Sahi... yoktu.... AMAN TANRIM !!

Leo'nun menejerin eve geldiğinden haberi yoktu! Yani hala yok!! Hemen fırlayarak odadan çıktım. Eğer şu anda hayal ettiğim sahneyi birazdan karşımda bulursam ne yapmam gerektiğine dair en ufak bir fikrim yoktu.

Son altı  gündür menejersiz yaşamaya o kadar çok alışmıştık ki, kimimiz odasında uyuyor kimimiz salonda uyuyordu. Ancak Leo gene yalnız kalmayı tercih ettiği için menejerimizin boş odasını kullanıyordu. İlk başta buna hep birlikte karşı çıkmış olsakta daha sonradan yeni menejerimiz gelmeden önce temizlemek şartı ile onun orada kalmasına izin vermiştik. Buraya kadar hiç bir sorun yoktu. Sorun şuydu ki dün gece yeni menejerimiz bize süpriz baskın yapmıştı ve Leo o sırada yeni menejerin geldiğinden habersizdi.

Who? of VIXXWhere stories live. Discover now