60 Saniyelik Röportaj

812 61 16
                                    

Yoo Jung'un gözünden:

"O NEREDE? NE OLDU? BİRİ Mİ SALDIRMIŞ? KİM NE YAPMIŞ? HEMEN BİRİ BANA NE OLDUĞUNU ANLATSIN !!!!!! "

Biri birden bağırarak odaya daldığında bilincim hızla yerine geldi. Sanki az önce boğulmaktan kurtarılmış gibi derin nefesler alırken vücudum kontrol edemediğim bir titremeyle kendinden geçiyordu.

Korkuyla etrafımı kontrol ettiğim zaman beni biraz önce odaya dalan kişinin Mi Joung olduğunu gördüm. Bilincim yerine gelmesine rağmen Mi Joung'un hemen yanında ki adama bağırarak bana doğru yaklaştığını görünce gözlerimi olabildiğince en gerçekçi şekilde kapattım. Yanlış gormediysem odaya Mi Joung ile birlikte iki kişi daha girmişti.

Mi Joung'un tüm bağırmalarına rağmen onunla içeriye giren adamlardan biri sakince "Kameraları kontrol ettim. Üyelerle tek tek konuştum. Dediğim gibi, çocuklar menejer Seung Hoon'a şaka yapmak istemiş. Buldukları bir kovanın içine un doldurup kapının üstüne bağlamışlar. Ama tabii ki hesap hatası yapmışlar. Kapılar aynı anda açılınca kullandıkları ip kopmuş ve Seung Hoon yerine içeriye giren Hyun Jin'in kafasına düşmüş. " Onun hayattan bezmiş konuşmasının yanında Mi Joung çılgın ajummalar gibi ayağını yere vurdu.

"Kaç yaşına gelmişler! Hala bu tür şeylerin tehlikeli olabileceğini ve birini öldürebileceklerinin farkında değiller mi?"

Arkadaşım diye birşey demiyorum ama Mi Joung kızdığı zaman cadının teki oluyor. # Evet kesinlikle bişey demedin xD #

"Çağırın anne babalarını şikayetçiyim!"

#Hadi ordan. xD JYP appa ile tanışmak için başka bir yol bulamadın da bizi mi kullanıyo kız bu bücür? O.o #

Gözlerimi açıp aynı iç sesim gibi bende en yakın arkadaşım Mi Joung ile dalga geçmek istedim. Ama benim için endişelenip ortalığı birbirine sokması gururumu okşamıştı. Mi Joung eskinden de böyleydi. Onunla yaşamaya başladığımdan beri beni gerçek kız kardeşi gibi sevmiş. Koruyup kollamıştı. Ne zaman tehlikeli işler yapmaya kalksam beni durdurmak için anne gibi saatlerce başımda dırdır etmiş sonra dayanamayıp gene gelip benimle konuşmuştu. Şimdi de beni kendi sürüklediği bu olayda kendini suçlu hissettiği için korumaya çalışıyordu. Ben bu halde olduğum için pişman değildim ama benimle erkek kılığına girdiğimden beri az görüşmesi ve her görüşmemizde beni eve dönmek için ikna etmeye çalışması onun ne kadar pişman olduğunu gösteren işaretlerden biriydi. İtiraf etmek gerekirse bende onu özlemiştim. Film izlerken sabahladığımız akşamları, dedikodu yapmak için hazırladığımız içki masalarını, onun GOT7 benim de VIXX şarkılarını açıp iki müziğin birbirine karışmasını hayranlıkla dinleyerek deliler gibi dans etmemizi ve en çokta ben adrenalin manyağı gibi başımı derde soktuğumda karakollara düştüğümde gelip beni kurtarmasını.... her şeyi... her şeyiyle onu özlemiştim. Bensiz o evde canı sıkıldığına emindim. Ama erkek kılığında kalmam gerektiğini içimde bir yerlerde biliyordum. Bunu hayranı olduğum idollerle aynı çatı altında kalabilmek için istemiyordum. Bunu yapmam gerektiğini hissettiğim için istiyordum. Bu yüzden hatırladığım anılarımızla dolan gözlerimi ve yüzümde oluşmaya çalışan gülümsemeyi saklayıp rahatça uzandığım yerde doğru anı beklemeye karar verdim. # Evet. Doğru... Eğlenceli zamanlardı... Sık sık farklı şeyleri sevdiğiniz için kavga etseniz de asla küsmediğiniz günler güzeldi. Veeeeeeee sana bu şaka konusunda katılıyom gız. Aferim! Koruman gereken idolleri baştan çıkartıp kendini öptürmek dışında da beyninin çalıştığını görmek gözlerimi yaşarttı mohahaha *.* #

"Are you okay?( iyi misin? )" diye sordu biri en aksanlı ingilizcesinden. Sanırım içeriye giren ikinci erkek doktordu. Lan doktor mu çağırmışlardı bu bayılmaya alışmış bünyeme ?

Who? of VIXXWhere stories live. Discover now