13. BÖLÜM: ACIYAN RUH

2.4K 182 73
                                    

MERHABALAR

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

MERHABALAR... Sınavlar bitti, biter bitmez bölüm yazdım, geç kaldım kusura bakmayın ama malumunuz sınavlar olunca.

Neyse yukarda gördüğünüz kapağı kendim yaptım bilenler vardır belki ben gazetecilik öğrencisiyim ve arada yapıyoruz böyle şeyler. Ee benim de hazır ödevim varken dedim neden kendi kitap kapağımızı yapmayayım dimi.

Belki bir gün gerçek olur.

Birdeeeeee bizim şuan kullandığımız kitap kapağımızı yapan xxsleepwalker  çok teşekkür ediyorum.
xxsleepwalker  bölümü küçük bir teşekkür olarak sevgili   ithaf ediyorum.

Birdeee 61 bin olmuşuz bunun 

Bölüm arası yorumlarınızı eksik etmeyin vallahi bozuşuruz heee :)

Hadi bakalım keyifli okumalar güzel ve yakışıklı okuyucularım. (Erkek var mı bilmiyorum:))

SINIR: BEĞENİ 160 YORUM 100

***

"Senin ne işin var burada?" diye sorduğumda gözlerime gölgesi düşen şaşkınlığı görüyor gibiydi İdil. Saniyeler dakikalara dönüşmeye başlamışken ikimizde, benim ortaya attığım o cümleden başka bir şey duymadık. Ne ben sorduğum sorunun cevabını bekliyordum ne de o konuşmaya niyetli gibiydi. Onun gözlerine bakarken sanki bana ettiği ihaneti tekrar görür gibiydim. Söylediği yalanlar benim kapımı Lider'e açmıştı ve tüm bu olanların sorumlusu oydu. Belki en başından bana her şeyi anlatmış olsaydı, Lider'le çalıştığını bilseydim olay buralara gelmezdi.

Gözlerimiz birbirinden ayrılmazken arkamdan Lider'in sesini duydum. "Ben çağırdım," dedi her zamanki soğuk sesiyle. Sesinde öyle bir tını vardı ki sanki İdil benim ilk defa tanıdığım biri gibiydi. Bu kadar duygusuz olmayı nasıl becerdiğini bilmiyordum ama yolun sonunda ona benzemekten korkuyordum.

İdil gözlerini gözlerimden kaçırıp arkama baktı, sonra dudaklarında minik bir gülümseme belirdi. Yapmak istediği koşup Lider'e sarılmaktı ama sanki benim varlığım buna engeldi. Bunu fark ettiğim an kendimi yabancı bir insan gibi hissettim. Bir yıldır tanıdığım eski arkadaşım ve neredeyse bir aydır tanıdığım adam, bana o an dünyanın en yabancı iki insanı gibi gelmeye başladı. Orada fazlalık gibi duruyordum ve bunu fark eder etmez dönüp Lider'e baktım. Yüzünde bir şey yoktu ama İdil'e gözleriyle güldüğünü görebiliyordum. Bu içimde tüm organlarımı kemirmeye başlayan ve kalbime yol alarak ilerleyen bir duygunun oluşmasına neden olmuştu. Buna bir isim koymak istemiyordum fakat damarlarımda gezen kanın hızlandığını hissedebiliyordum.

Derin bir nefes aldıktan sonra gözlerimi onlara değdirmeden sessiz adımlarla odama çıktım. Burada ne işi olduğunu sormaya hakkım yoktu. İdil Lider'i benden önce tanıyordu ve anladığım kadarıyla birbirlerine yakınlardı. Asıl soru benim burada ne işim vardı? Kimdim ben? Ne sıfatla aralarına girmiştim? Tam şu anda kendimi hiç olmadığı kadar fazlalık hissediyordum ve böyle zamanlarda annemle babamı arıyordu gözlerim. Onları aramak istiyordum ama Lider onlarla konuşmamın tehlikeli olabileceğini söylemişti, bu riski göze alabileceğimden emin değildim.

SADECE BİR OYUNDU: NİMBUS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin