8. BÖLÜM: GÜVEN

4.1K 258 50
                                    

Lider odaya girdi ve beni sırtından indirip yatağa oturttu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lider odaya girdi ve beni sırtından indirip yatağa oturttu. Biraz öncekinin aksine tüm enerjim çekilmiş ve yerini dingin sulara bırakmıştı sanki. Her yeri yakıp yıkmak isteyen Zaya içine kapanmıştı, çünkü her şeyin boş olduğunun, ne yaparsa yapsın gücünün yetmeyeceğinin farkındaydı artık. Yalnızlığın koynuna bırakılmıştım. Bir ben vardım bir de düşüncelerim. Ya burada yok olacaktım ya da küllerimden yeniden doğacaktım. Ne yazık ki şuan kendimde hiç o gücü göremiyordum.

''Buradan çıktığını görürsem seni yatağa bağlarım,'' dedi Lider parmağını havada sallayıp. Kaşlarını çatmış oldukça öfkeli bir ifadeyle bana bakıyordu. Ona aşağıdan bakınca gayet ciddi olduğunu gördüm. Işığı açmamıştı ve siyah gözleri, bahçe aydınlatmalarının vurduğu yüzünde daha da karanlık görünüyordu. Yakışıklıydı, birçok kadının kalbini yerinden oynatacak kadar hem de. Geniş omuzları, kemerli burnu ve kemikli çenesiyle oldukça etkileyiciydi.

Kafamdaki düşünceleri derinlere itip sadece başımı sallamakla yetindim. Hala tepemde dikilmiş beni izlerken, gözlerimi kaçırdım ve ellerimle oynamaya başladım. Şuan istediğim tek şey anne ve babamın sesini duymaktı, belki onlarla konuşabilirsem içine girdiğim bu sonsuz gibi görünen yalnızlık döngüsünden çıkabilirdim. Burnumun sızladığını hissettiğim an Lider arkasını dönüp kapıya doğru yürüdü. Dilimin ucuna gelen soruyu yutmalı mı, yoksa sormalı mıydım emin değildim. Gözlerimde yaşlar birikti ve tam kapıdan çıkacağı sırada kelimeler ağzımdan dökülüverdi.

''Annemle babam...'' dedim ağzımdan kaçan hıçkırıkla beraber. ''İyiler mi?'' Lider adım atmayı kesti ve yüzü kapıya dönük şekilde bir süre bekledi. O sırada boğazımdan kaçan bir hıçkırığı daha serbest bıraktım. Bana oldukça uzun gelen bir süre boyunca sessiz kaldı. Elleri gövdesinin iki yanında duruyordu ve yerdeki gölgesinden yumruklarını sıktığını görebiliyordum. Sonra yavaşça bana döndü.

''Onlar için korkma Zaya,'' derken bana doğru yürüdü ve birkaç adım ileride durdu. ''Annenle baban aklına gelebilecek en güvenli yerdeler.''

''Güvenli bir yerdelerse, ben neden onların yanında değilim?'' diye sordum. Destek almak için avuçlarımı yatağa yaslamıştım.

''Çünkü sen burada daha güvendesin,'' dedi ruhsuz bir sesle. ''Benim yanımda.''

Ağlamayla karışık bir inilti döküldü dudaklarımdan. ''Sen kimsin?'' diye sordum oldukça ciddi bir sesle. ''Hayatımda ilk defa gördüğüm bir adama nasıl güvenebilirim ben?'' Bu defa kendi kendimle konuşur gibiydim. Aklım bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyordu ve onlardan biri de Lider'e nasıl güveneceğimdi. Beni, tam güvendim derken uçurumdan aşağı atmayacağını bilemezdim. Ona inanamazdım.

''Güvenemezsin,'' dedi. Yerdeki başımı kaldırıp gözlerimi gözlerine diktim. Uzun bir süre ne diyeceğimi düşündüm ancak buna verecek hiçbir cevabım yoktu. Gayet açık ve netti. Bana güvenme diyordu.

SADECE BİR OYUNDU: NİMBUS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin