11. BÖLÜM: İZSİZ

3.1K 260 116
                                    

SINIR: BEĞENİ 160 YORUM 100

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

SINIR: BEĞENİ 160 YORUM 100

***
Kalbimden bir şiir aktı boş sayfalara:

Ve hala susuyorum, çığlıklarım içimde büyürken.

Ve hala kararıyorum ufaktan ufaktan.

Nefesim kesilirken suyun dibinde,

Ben hala tükeniyorum bir katilin kollarında.
*

İçimde tarifi imkansız acılarla boğuşurken bunları kelimelere nasıl yansıtacağımı bilmeden besledim bir yerlerde. Fakat biliyorum ki nasıl anlatacağımı bilsem dahi alacağım tek karşılık haklısın olacaktı, daha iyi bildiğim bir diğer şeyse haklı olmamın hiçbir faydasının olmayacağıydı.

Acılarım dinmeyecekti, kabuslarım gitmeyecekti ve kavgam bitmeyecekti. Onlar varlığımla beraber benden daha fazla yer kaplayacaklardı içimde. Benden daha fazla var olacaklardı.

O yüzden tüm yaşatılan acılara rağmen dimdik ayakta durmayı öğrenmem gerekiyordu ama bunu Lider'in yanında nasıl başaracağımı bilmiyordum. Tam kozamdan çıkmak, etrafımdaki ipek lifleri yıkmak üzereyken kanatlarımdan çekip koparıyordu. Varlığından haberdar olmadığım ızdıraplar yaşatıyordu bana. Tıpkı şuan yaptığı gibi.

Çığlıklarım ve yalvarışlarıma rağmen beni bir saniye bile dinlemeyip çekip çıkardığında o yerden, tüm bu acılar varlıklarıyla yeni karşıma çıkıp bir tokat gibi yüreğime oradan da tüm ruhuma çarpmıştı. Baş etmek güçtü ve bundan dolayı Lider kolumdan tutup beni arabanın ön koltuğuna zorla oturttuğunda gözyaşlarım hala yanaklarımdan durmadan akıyordu.

Nasıl kıymıştı? Nasıl bir canın alınmasına insafsızca izin vermişti aklım hala almıyordu.

"Sen bir katilsin," diye fısıldadım daha çok bu gerçeğe kendimi inandırmak ister gibi. Bana aldırmadı arabayı süremeye başlarken. Benim aksime o çoktan bunun farkında gibiydi.

"Katilsin," diye bağırdım bir kez daha içimdeki bu gerçeği taşımaya gücüm kalmamışken. Ve onlarca kez tekrar ettim bunu kendi kendime. Bağıra çağıra haykırdım arabanın içinde. Delirmiş gibiydim. İçimde ne olduğunu bilmediğim hisleri dışarı atmak istiyordum. Ruhumu rahatsız ediyorlardı. Sesim bir kez daha yükseldi. Sonrasında Lider artık bağırmalarıma kayıtsız kalamamış gibi benim sesimi bastıran bir kükremeyle bana döndü.

"Kes sesini artık."

Sustum ve ona baktım yanaklarımda hala taze yaşlar dururken. Öfkeliydi ama neye, kime öfkeli olduğunu bilmiyordum. Biraz önce bir insanın canını aldığı için yaşadığı pişmanlık yüzünden kendine mi sinirliydi yoksa bana mı? Neden olduğunu tam olarak kestiremiyordum ama gözlerinde pişmanlık adına hiçbir şey yoktu. Tek gördüğüm bir katilin gözleriydi. Kapkara, tıpkı abis gibi.

SADECE BİR OYUNDU: NİMBUS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin