44 - dün gece

158 16 13
                                    

Gözümü delip geçen güneş ışığı tarafından uyandırıldığımda saat sabah 10'a geliyordu. Yumuşacık çarşafları çıplak tenimin her yerinde hissediyorum, yatak o kadar yumuşaktı ki yattığım yatağın bana sarıldığına yemin edebilirdim, içine öylesi gömülmüştüm. Uzanıp telefonumu komodinden aldım ve kalkıp perdeyi kapatmaya üşendiğim için yorganı sırtıma siper edip güneşi arkama aldım. Gece yarısı bıraktığımda son derece sakin olan telefonum, mesaj ve bildirimle dolup taşmıştı. Kendime minik bir sosyal medya işkencesi çektirmeden önce Harry'nin mesajlarını açtım.

"Hala setteyim, şimdi ara verdik, uyandığında dönmüş olacağım ve mükemmel bir kahvaltı bizi bekliyor!"

"Bebeğim, biraz uzayacağa benziyor, planladığımdan geç kalacağım."

"Kahvaltıya yetişmem mümkün değil, rica ederim uyanır uyanmaz bir şeyler ye, beni bekleme."

"Çok özür dilerim, bir saat içinde dönmüş olmayı umuyorum. Kendimi affettireceğim."

Onu uyurken bile özlemiştim ve böyle bir şeyin nasıl mümkün olduğunu anlayamıyordum. Bütün hayatımı delicesine aşık olduğum bir adamın peşinden sürüklediğimi düşünürken, bu yaşadığım neyin nesiydi, anlam veremiyordum.

Derin bir nefes alıp kendimi yokladım, aç değildim, zaten hiçbir zaman uyanır uyanmaz bir şeyler yiyebilen tiplerden olmamıştım. Güne kahveyle başlamak ise benim midemin harcı değildi. Nihayetinde, magazine göz atmak için hazırdım, dün ziyadesiyle karıştırmıştık ve çıkması muhtemel haberlerin hakkını vermem gerekirdi diye düşündüm.

Günlerdir buradaydık ve Fransa bizi çok da iyi karşılamamıştı. Yediğimiz yemekte, girdiğimiz her mağazada, otel giriş çıkışlarında ve yolda yürürken sürekli taciz halinde olmak dünyanın en harika şeyi değildi elbette ama normaldi, Harry ile birlikte o kadar normaldi ki aldığım ölüm tehditlerini bile önemsemiyordum. Küçük bir destekleyici kitlem bile oluşmuştu ve bunun nasıl olduğunu da hiç anlamamıştım ama elbette bakıyordum, her şeyi kontrol ediyordum. Yaptığım kontroller bazen ciddi anlamda normal boyutlarını aşıyordu, hatta bazen Harry'yi rahatsız bile ediyordu ama tutamıyordum, kendimi tutamıyordum. Hakkımda yazılanları okumadan kesinlikle rahat edemiyordum. Hakkımda yazılan iyi şeyler içimi rahatlatmadığı gibi aldığım ölüm tehditlerine ve hafif yaralama suçu içerikli bahsetmelere kafayı takmıyordum ama sadece bir şekilde, bakmak zorunda gibi hissediyordum.

Harry hakkında gelişmeleri sıkı takip eden tarafsız bir hayran sayfasının instagram profiline girdiğimde, dün gece çekilen son fotoğraflarımız vardı. Birlikte küçük bir teras partisine katılmıştık, Harry'nin birkaç arkadaşı ile tanışmıştım ve birileri fotoğrafımızı çekmişti. Aslında o kadar basit ve o kadar karmaşıktı ki, içinde savruluyor ve içine sığamıyordum. Gözüm bir fotoğrafa takıldı; Harry elini omzuma atmış, beni kendine sıkı sıkıya çekmişti ve ikimiz de dikkatlice birini dinliyor gibiydik. Fotoğrafa yakınlaştım, Harry'nin surat ifadesinde yolunda gitmeyen bir şeyler var gibiydi ama fotoğraflar o kadar bulanıktı ki anlayamıyordum. Birkaç magazin sitesi gezerek fotoğrafları incelemeye devam ettim, aynı fotoğrafın daha net versiyonunu bulduğumda Harry ile baktığımız yerin aynı olmadığını fark ettim. Geceye ait diğer fotoğrafları karıştırırken, Harry'nin aynı yöne bakıp durduğunu anlamak zor olmadı. Harry bütün gece birilerini izlemişti ve ben fark etmemiştim.

"Bebeğim?"

Minik çığlığım göğsümden yükselirken, çıplak olduğum için refleks olarak yorganı üzerime çektim.

"Harry." dedim nefes nefese, garip bir suçluluk duygusu ile apar topar telefonum ekranını temizleyip kapattım.

"Hala uyuyorsundur diye sessiz olmaya çalıştım, korkutmak istememiştim çok özür dilerim."

normal 21 // hs.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin