prologue

7.4K 198 10
                                    

Benim için açık bırakıldığını düşündüğüm kapıyı aralayıp içeri girerken, bu kapıdan son kez giriyor olma ihtimalimi düşünüyordum. Yine de çaresizdim, biliyordum, bu ihtimal artık gerçeklik kazanmalıydı. Bir daha bu kapının ardında bana kavuşmak için sabırsızlanan bir adam olduğunun heyecanıyla dikilmeyecektim eşikte. Canım acıyordu, ölmeyi isteyecek kadar çok.

"Harry?" diye seslendim karanlık odaya doğru ilerlerken. Çok geçmeden koltukta oturmuş, dirsekleri dizine yaslı, karşıyı izleyen silüetini gördüm. Önündeki kadehi ve bir koca viski şişesini fark etmek de çok zamanımı almamıştı.

"Demek artık alıştın." dedim sessizliği delip geçen topuk seslerimle hızlıca yanına ilerlerken. Elimdeki anahtarları ve telefonumu masanın üzerinde bıraktığımda çıkan gürültü, yoğun sessizlikten dolayı oldukça rahatsız ediciydi. Yüzünü daha iyi görebilmek için karşısında duran geniş sehpaya oturdum. Duruşumu biraz dikleştirip üzerimdeki kaşe monttan kurtulduğumda, onu Harry'nin hemen yanına fırlattım.

"Bazen sadece adını söylemek istiyorum, sana seslendiğimi sanma." dedi beni taklit ederek. Durup dururken Harry demeyi çok sevişimi yalnızca bir hafta önce bu cümleyle açıklamıştım.

"Geldim işte."

"Yine güzelsin." dedi kafasını ayaklarıma çevirip. Asır kadar uzun gelen bir sürede beni tepeden tırnağa süzdü. Gözü ayak bileklerimden çıplak bacaklarıma kaydı ve mini elbisemi bir çırpıda geçip ince boynuma ulaştı. Koyu renk buklelerime bakarken, dışarıdan yansıyan loş ışığın da yardımıyla, bir süredir ağlıyor olduğunu görebiliyordum.

"Gelmeyecektim." diye samimi bir itirafta bulundum.

"Neden geldin?"

"Çünkü çağırdın."

Daha fazla dik duracak gücü kendimde bulamayıp omuzlarımı düşürdüm. Ellerimi iki yanıma yerleştirip sıkı sıkıya sehpaya tutundum.

"Doğru, evet. Çok mantıklı. Taktik değiştirmişsin."

Kaşlarımı çatıp yüzüne baktığımda histerik kahkahasıyla sarsıldım.

"Ne demeye çalışıyorsun?"

"Yani artık canın istediğinde değil, yalnızca ben çağırdığımda geliyorsun, değil mi? Vicdanını bu şekilde mi rahatlatıyorsun? Suçlu olan benim çünkü çağırıyorum, öyle mi?"

Derin bir nefes alıp kafamı aşağı yukarı salladım.

"Tam olarak öyle." dedim umursamaz görünmeye çalışarak. Beklemediğim ani bir hamleyle uzanıp beni öptüğünde karşılık veremeyecek kadar şaşırdım. Niyetinin kesinlikle seks olmadığını anladığım bir cümle kısa öpücüğünü izledi.

"Şarap içmişsin." dedi dudaklarındaki ıslaklığı elinin tersiyle silerken.

"Evet, kutlanacak bir şeylerim vardı."

"Peter'ı nasıl atlattın?"

Sorusuyla beraber ağzımdan istemsizce çıkan bir gülüşe eşlik eden "Hah." nidası çıktı. Sanki defalarca onu bir şekilde atlatıp soluğu Harry'nin yanında almamışım gibi bunu soruyor olması aptallık gibi gelmişti.

"Üzgünüm, hata bende, bazen ne kadar kaliteli bir şeytan olduğunu unutuyorum."

Kurduğu cümleyle kan beynime sıçradı.

"Şeytan olan ben miyim? Styles?"

Sustu.

"Sana beklemediğin bir cevap vereyim mi?"

normal 21 // hs.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin